Gümrük Birliği > 8.yılında Gümrük birliği (Son)

8.yılında Gümrük birliği (Son)

Geçen hafta Perşembe (22 Ocak 2004) günü başladığım Gümrük Birliği konusuna devam ediyorum.
Gümrük Birliği sürecine eleştirel bakanların önemli bir argüman olara kullandıkları dış ticaret açıklarının Gümrük Birliği süreci ile doğrudan ilintili olmadığı anlaşılıyor.
Göz önüne alınması gereken diğer bir çok önemli nokta ise Türkiye'nin AB ile olan ticaretinin yapısı.
Çok özet olarak ortaya çıkan manzara şu: Türkiye'nin AB üyesi ülkelerden yaptığı ithalatın yüzde 82'si yatırım malı ya da ara mal iken yüzde 18'i tüketim malı.
Bir tesadüf eseri olarak AB üyesi ülkelere Türkiye'nin yaptığı ihracatın ise yüzde 82'si tüketim malı, yüzde 18'i ise yatırım malı ve ara mal.
Dış ticaret strüktürü böyle iken Gümrük Birliği dışında bir vergileme rejiminin kime ne katacağını, kimin ne kaybedeceğini iktisat bölümleri birinci sınıf öğrencileri çok iyi biliyorlar.
Gümrük Birliği sürecine getirilen temel eleştirilerden biri de üçüncü ülkelere yönelik ortak gümrük tarifesi uygulaması.
Söz konusu OGT uygulaması da Gümrük Birliği sürecinin olmaz ise olmazı.
Ve söz konusu OGT'nin oranlarının saptanmasında Gümrük Birliği bölgesinin bir parçası ama AB üyesi olmayan Türkiye'nin söz hakkı yok.
Bu durum bazıları tarafından bir maliyet (hatta daha ağır ifadeler kullanılıyor) olarak algılanabilir.
Ancak; Gümrük Birliği ve AB süreçleri bir proje ve her projenin bir getirisi ve maliyeti olur.
Zaten tanım gereği maliyeti olmayan proje iktisadi bir proje değildir.
Önemli olan Gümrük Birliği ve AB süreçlerinin getirisinin maliyetlerini aşmasıdır ve durum da buna tekabül etmektedir.
Sonuç olarak; 1996 öncesi Gümrük Birliği sürecinin en büyük muhalifi durumunda olan otomotiv sektörü 2003 yılını yaklaşık 8 milyar dolar ihracat (sadece otomobil ihracatı iki milyar dolar olmuştur) ile noktalamış ve 1999, 2001 krizlerini AB ülkelerine yapılan ihracat ile atlatabilmiştir.
Paradoksal olarak tekstil sektörü bugün sürece daha fazla itiraz etmektedir.
Aslında bu sektör de 2003 yılında oniki milyar dolar ihracat gerçekleştirmiştir ama doğu ülkelerinin ucuz emek avantajı (tekstil görece daha emek yoğun bir sektör) bu sektörü zorlamaya başlamıştır ve bu da normaldir.
Türkiye'nin sanayi perspektifini tekstil üzerine oluşturması bilgi çağında çok anlamlı durmamaktadır.
Son söz: Gümrük Birliği süreci gelir bölüşümü alanında da en haksız kazanç (hak edilmemiş kazanç olarak) türü olan korumavcılık rantını azaltarak önemli bir etki daha yapmıştır.

Eser Karakaş, Finansal Forum
26.01.2004

Konu ile ilgili sayfalar...
1/22/2009 - Gümrükler AB'ye uyumlulaştırılıyor...
1/16/2009 - 'Bu, nasıl Gümrük Birliği'...
1/27/2004 - ATO anketi ve Gümrük Birliği...
1/23/2004 - 8.yılında Gümrük birliği (II)...
1/22/2004 - 8.yılında Gümrük birliği...
Bütün başlıklar için tıklayınız