Raporlar > Kadına karşı ayrımcılıkla mücadelede 30 yıl

Kadına karşı ayrımcılıkla mücadelede 30 yıl

“Her insan eşittir!” İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi bu prensip üzerine kurulu. Ancak hala kadınlar aile içinde, işte, toplumda ayrımcılığa uğruyor. Sadece kadın oldukları için!

Birleşmiş Milletlerin 30 yıl önce attığı adım kadına karşı ayrımcılıkla mücadelede bir dönüm noktası oldu. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 18 Aralık 1979’da Kadına Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi CEDAW’ı kabul etti. Sözleşmeye 186 devlet imza attı. Birleşmiş Milletler’in CEDAW Komitesi, hazırladığı eleştirel raporlarla hükümetlerin kadına karşı ayrımcılıkla ne kadar mücadele ettiğini denetliyor. Raporda üye ülkelerde kadının toplumdaki durumu da değerlendiriliyor.Bu çabalarla pek çok önemli ilerleme kaydedildi. Örneğin Madagaskar'da daha fazla kız çocuğu okul eğitimi alabiliyor. Yemen’de hükümet, parlamentoda yüzde 15 oranında kadın milletvekili bulunmasını zorunlu kıldı. Kırgızistan yönetiminden gelin kaçırma ve zorunlu evlilikle pratikte daha fazla mücadele etmesi talep ediliyor. Cinsiyet ayrımcılığına karşı mücadele eden Norveç'li Eapen Paul, sivil toplum örgütlerinin çalışmalarına değiniyor:

“Kadın teşkilatlarının hazırladıkları alternatif raporlar, kadının toplumdaki durumuyla ilgili hükümetlerin resmi raporlarını eleştirme imkânı tanıyor. Güney Afrika 1998’de kadın hakları savunucularının kendi raporlarını hazırladığı ilk ülke oldu. Bu araştırma CEDAW tarafından da takdir edilmişti. Güney Afrika hükümeti de böyle bir karşı görüşün ne kadar önemli olduğunu anladı.”

 

Şeriat kadın haklarından önce geliyor

Şeriat kurallarının kadın haklarından önce geldiği İslam ülkelerinde de bu yöntemle ilerleme kaydediliyor. Örneğin Afrika’nın kuzeyindeki Fas, kadını daha fazla korumaya yönelik mevcut aile yasasını iyileştiren ilk Arap ülkesi oldu. Faslı kadın hakları savunucusu Profesör Malike Benradi:

“Kaydedilen ilerlemelere rağmen, ceza kanunundaki reformlarda şu an büyük boşluklar var. Özellikle de kadına yönelik aile içi ve cinsel şiddetin her türünü dikkate alacak şekilde ceza yasalarının iyileştirilmesi gerekiyor. Bu, CEDAW'ın da sürekli eleştirdiği, bir çeşit ayrımcılık.” 

Yalnızca Faslı kadınlar değil, Batılı sanayi ülkelerinde yaşayan Batılı kadınların durumunda da benzer eğilimler görülüyor. Ancak özellikle eski sosyalist ülkeler, Afrika ve Asya'nın bazı bölgelerinde ayrımcılık kökleşerek kadınların günlük yaşamının bir parçası haline gelmiş durumda.

Kültürel farklılıklar mücadeleyi güçleştiriyor

CEDAW sözleşmesiyle kadın hakları konusunda kaydedilen tüm ilerlemelere rağmen, 80 devletin kültürel farklılıklarını gerekçe göstererek koydukları çekinceler, çabaları engelliyor. Berlin Üniversitesi Devletler Hukuku Profesörü Beate Rudolph:

“ Genellikle yönetici sınıfın savı, insan haklarının kültüre göre yorumlanabilecek bir olgu olduğu. Ve kültürü de kendi istedikleri şekilde tanımlıyorlar. Bu hükümetler genellikle, ülke içinde kendi iktidarlarını pekiştirmek için kültür ve dini öne sürmeye bayılan erkek elitten oluşuyor.”

 

dw-world.de, 18.12.09

Konu ile ilgili sayfalar...
10/7/2016 - Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'nün 2016 raporuna göre Türkiye, çalışmayan ve okumayan genç nüfus sıralamasında ilk sırada...
6/3/2016 - ABD'den 'Terörizm 2015 raporu': Dünyada düştü Türkiye'de arttı ...
3/7/2016 - Türkiye Toplumsal Cinsiyet Eşitliği'nde 145 ülke arasında 130'uncu sırada...
2/20/2016 - UNESCO’nun raporuna göre, dünyanın yüzde 40'ı anadilde eğitim görmüyor ...
1/27/2016 - Freedom House raporunda Türkiye internet özgürlüğünde Etiyopya ve Tayland'la aynı ligde!...
Bütün başlıklar için tıklayınız