Raporlar > Milyonlar işten atıldı CHP sustu 10 bin Tekel'ciyle ideoloji yaptı

Milyonlar işten atıldı CHP sustu 10 bin Tekel'ciyle ideoloji yaptı
Küresel krizde Avrupa'daki sol iktidarlar çoğunluğun hakkını korumak için ideolojik körlükten çıkıp sendikaları bile karşısına aldı. Sol'un Türkiye temsilcisi CHP ise milyonlar işsiz kalırken sesini çıkarmadı, sadece hükümete karşı şova dönüşen Tekelcilerin direnişine sahip çıktı

Hakim, sanığa sorar; "hayali ihracatla suçlanıyorsun, kendini nasıl savunacaksın?" Sanık cevap verir; "Hakim bey, ben CHP'li bir parti yöneticisiyim, uluslararası ne işim olabilir ki..."
Bu bir fıkra... Hayali ihracat suçtur ama uluslararası olmak, suç değil!
Sol'un uluslararası serüveni, her kriz karşısında kendini pozisyonlayan, yeni şartlar karşısında yeni refleksler geliştirerek ilerleyişi var. Ekonomiyi ideoloji ekseninden tartan dünün "yasa ekonomisi" anlayışındaki sol, küreselleşmeyi anlayıp kendi "sosyal reflekslerini" geliştirdi, bu sayede yeniden iktidar olmaya başladı.
Hatta bu iktidar sürecinde, ideolojik söylemlerini, günün gerçekleri karşısında "hizmet siyasetine" dönüştürdü. Mesela İspanya'daki sosyalist Zapatero hükümeti, sosyal devlet kavramının anavatanı Avrupa'yı şaşırtıyor; işe yaramıyorlar diye sendikaları kapatmayı dahi gündeme taşıyabiliyor. Krizden çıkışta kemer sıkmanın yetmeyeceğini düşünen "sol iktidar", işçi hakları savunucusu sendikaların varlığını dahi sorgulatabiliyor.
Yunanistan'daki sol parti, krizden çıkabilmek için IMF ile anlaşarak şişik istihdamı eritebiliyor. Oysa bizde CHP, bir yandan Anayasa'daki sendikal hak genişlemesine "hayır" derken, işçiye verdiği tek destek, "hükümeti yıpratırlar" umuduyla Tekel işçilerinin direnişinden yana çıkmak oluyor. Oya aynı krizde 1 milyondan fazla çalışan işsiz kalırken CHP'nin 'gık'ı dahi çıkmıyor. Yani emeğin yanında olması gereken Sol işçi kıyımına sessiz kalırken, çalışan düşmanı diye damgalanan Sağ'ın temsilcisi Ak Parti, sermayeyle 'İşçi atmayın' savaşı veriyor.
Burada temel sıkıntı; CHP'nin uluslararası tüm gelişmelere dirsek çevirmesi ve kendini güncellememesi.
Özgür dünya demokrasileri kadar ekonomik sistemlerini de birbirine yaklaştırırken CHP, 1930'ların KİT, Goss Plan gibi eski Sovyetler'in ekonomi sözlüğüne hapsolmuş durumda. Bugün Sovyetler göçtü ama ekonomik yaklaşımları CHP'nin parti programında koruma(!) altında. Ak Parti, AB ve ABD ile yalnızca siyasi ve askeri anlamda değil, ekonomik alanlarda da stratejik ortaklıklar kurdu.
Oysa CHP, merkezinde Türkiye'nin olduğu coğrafyayı 200 yıl öncesinin sömürgecilik anlayışıyla okumaya çalışıyor. Komşularıyla sıfır sorun, ithalatı kadar ihracatını da artıran, sömürü odaklı değil, karşılıklı bağımlılık odaklı ekonomik ilişkileri, vizesiz dolaşım alanını, Suriye gibi ülkelerin bahtını değiştiren adımlarımızı, bölgedeki liderliğimizi, "eksen kayması" olarak değerlendirdiler. Yetmedi, Türkiye'nin İsrail'e yaklaşımı ve cesur duruşu ile Arap ve İranlı turistler ülkemize akınını sağlarken, CHP Lideri İsrail televizyonuna çıkıp Türkiye'yi şikayet etti.
Aslında kayan Türkiye'nin ekseni değil, CHP'nin altındaki oy tabanı oldu.

Slogandan çıkıp hizmet siyasetine geçemedi

Sosyalist Enternasyonal, sosyal demokrat veya işçi sınıfı partilerin oluşturduğu Sol'un en saygın örgütü , CHP dahil 120 üyesi var. Rahmetli Ecevit zamanında en saygın üyelerden biri olan CHP'nin bugün, Sosyalist Enternasyonal'den ihracını tartışıyoruz. Şükür ki örgütün dönem başkanı Pasok Lideri Yorgo Papandreu; "şimdilik ihraç yok" diyor ve CHP "şimdilik" örgütte kalabiliyor. Neden? Ne oldu da CHP; uluslararası sol'un önemli aktörlerinden biri iken yerel bir siyasi figüre dönüştü? Yoksa bu bütün sol partilerin başına gelen "olağan" bir şey mi?
Öncelikle "neden ihraç?" sorusuna cevap arıyoruz. Karşımıza, İsveç Sosyal Demokrat Parti milletvekili Anne Ludvigsson'un gündeme getirdiği ihraç talebi çıkıyor; "CHP, faşist bir parti haline geldi. Önümüzdeki kongrede Sosyalist Enternasyonal'den atılmasını isteyeceğiz." Gerekçesi? CHP'nin; "ordunun cumhurbaşkanlığı seçimine müdahale girişimi, muhtıra ve mini darbe girişimlerine dek" sosyal demokrasinin karşısındaki her değerin yanında yer alması...
Oysa düne kadar sosyalist enternasyonalde "sözü dinlenen" önerileri dikkate alınan ve başkanının alkışlandığı bir CHP vardı.
Her ne kadar bugün Kemal Kılıçdaroğlu, uluslararası sol camiada eski itibarı tesis etmek için gayret etse de Avrupa Parlamentosu'nda CHP'ye getirilen "milliyetçi ve faşist parti" damgası, kolay silinecek gibi görünmüyor.

Küresel sola ihanet!

Sosyalist Enternasyonal'in Ekim 2003 Ekim'inde Sao Paulo'da yapılan ve Deniz Baykal'ın da katıldığı 22'nci kongrede, Sol'un ahlaki ilkeleri tartışıldı, oylandı ve kabul edildi. Bu ilkelerin 2'nci maddesi aynen şöyle; "Sosyalist Enternasyonal'e üye partiler çoğulcu demokrasiyi savunur. Bu, yurttaşların özgür, düzenli ve saydam seçimlerde diledikleri siyasi tercihi yapmalarını; yönetimlerin barışçı yoldan değişmesini ve yurttaşların ifade özgürlüğünü; azınlıkların ve bireylerin haklarına saygı gösterilmesini; hukuka dayalı bağımsız ve tarafsız yargı sistemini; hür ve çoğulcu bir basını; partilerin demokratik bir şekilde yönetilmelerini savunmak demektir."
Oysa parti kapatmadan darbeye davetiye çıkarmaya dek CHP'nin tutumu, "Sol'un Ahlak İlkeleri" ile taban tabana zıt düşüyor.
Uluslararası platformlardaki "saygın, sözü ve önerileri dinlenen" CHP bugün dış dünyada "yerel bir siyasi figür" olarak algılanması, "neden hep kaybediyor" sorusuna başka bir boyut kazandırıyor.

Kazanan CHP

1- 12 Mart'a karşı çıktı, kontgerillayı ifşa etti.
2- Halkın dini diyanetiyle uğraşmadı, inançlara saygı duydu.
3- Halktan ve emekçiden yana ve IMF'ye karşı durdu.
4- Ecevit'i TÜSİAD ilanları düşürdü.
5- Ecevit CHP'yi Sosyalist Enternasyonal'e soktu.
6- Ecevit'in CHP'si, Güneydoğu'da oyları silip süpürdü.
7- Ecevit; devletin partisini halkın partisi yapmaya soyundu.
8- MSP ile dahi koalisyon kurarak tabuları yıktı.
9- Askerin siyasete müdahalesine karşı tavır koydu.
10-Cumhuriyetin ve halkın partisi oldu.

Kaybeden CHP

1- Baykal ve Kılıçdaroğlu Ergenekon avukatlığı yapıyor.
2- Çarşaf Açılımı ve İkna Odaları kurdular.
3- Büyük Sermaye ve IMF'yi savundular.
4- Kılıçdaroğlu TÜSİAD'a sahip çıktı; "korkmayın yanınızdayım."
5- CHP'nin "faşist suçlamasıyla" Sosyalist Enternasyonal'den ihracı söz konusu.
6- Güneydoğu, Kürt sorununa sırt çeviren CHP'yi oylarıyla silip süpürdü.
7- CHP'yi yeniden devletin partisi haline getirdiler.
8- Yüzde 47 oy almış bir partinin kapatılma girişimini destekledi.
9- İfade özgürlüğünde (301) kötü sınav verdi.
10- Cumhuriyet'i koruma adına halkı dışladı, boşladı.

Yarın

  • Demokrasi muhalefetsiz olmaz ama Türkiye CHP'siz olabilir mi?

Şeref Oğuz, Sabah

22.09.2010

Konu ile ilgili sayfalar...
10/7/2016 - Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'nün 2016 raporuna göre Türkiye, çalışmayan ve okumayan genç nüfus sıralamasında ilk sırada...
6/3/2016 - ABD'den 'Terörizm 2015 raporu': Dünyada düştü Türkiye'de arttı ...
3/7/2016 - Türkiye Toplumsal Cinsiyet Eşitliği'nde 145 ülke arasında 130'uncu sırada...
2/20/2016 - UNESCO’nun raporuna göre, dünyanın yüzde 40'ı anadilde eğitim görmüyor ...
1/27/2016 - Freedom House raporunda Türkiye internet özgürlüğünde Etiyopya ve Tayland'la aynı ligde!...
Bütün başlıklar için tıklayınız