Raporlar > Basın özgürlüğünde kaçıncı sıradayız?

Basın özgürlüğünde kaçıncı sıradayız?

Freedom House 196 ülkede yaptığı araştırmalar sonucu hazırlanan "Dünya Basın Özgürlüğü" listesini açıkladı. Türkiye 106. sırada yer aldı.

WASHINGTON - Freedom House örgütü tarafından hazırlanan "2010 yılı dünya basın özgürlüğü" listesinde Türkiye 106. sırada yer aldı.

3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü gününde yayınlanan listenin ilk dört sırasını Finlandiya, İzlanda, Norveç ve İsveç paylaştı.

Türkiye, Maldivler ve Tanzanya'nın ardından listenin 106. sırasında yer aldı. Bu sıra ile Türkiye "kısmen özgür" ülkeler grubuna dahil oldu.

Listenin sonunda ise bulunan Burma, Türkmenistan ve Kuzey Kore ise basın özgürlüğünün hiç olmadığı ülkeler olarak öne çıktı.

SON SEKİZ YILDIR BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ HEP AZALDI
196 ülkede yapılan araştırmaya göre, son sekiz yıldır basın özgürlüğü sürekli daha da azalıyor.

Rapora göre dünya üzerinde her 6 insandan biri özgür basına sahip bir ülkede yaşıyor.

Ortadoğu, Afrika'nın güneyi ve Latin Amerika basın özgürlüğü açısından en sorunlu bölgeler arasında.

Basın özgürlüğünde gelişme gösteren tek bölge ise Güney Asya oldu.

Çin, Rusya, Venezuela gibi ülkelerde basın özgürlüğünün sistematik olarak çiğnendiği belirtilen raporda, internet ve yeni medyanın özgür ortamlarına bile bu ülkelerde müdahale edilebildiği belirtildi.

ntvmsnbc.com, 03.05.2010

3 Mayıs: Dünya Basın Özgürlüğü Günü

Basın özgürlüğünün kısıtlandığı, gazetecilerin baskı gördüğü ülkeler denince akıllara öncelikle Rusya, Çin ya da İran geliyor. Peki, Avrupa Birliği'nin önde gelen ülkelerinden Almanya’da basın özgürlüğü ne durumda?

 

Basın ve fikir özgürlüğü Alman Anayasası'nca garanti altına alınmış durumda. Anayasa’nın beşinci maddesine göre, “Herkes, düşüncelerini yazılı, sözlü, resim ve fotoğraflarla yaymakta serbest.” Anayasada radyo ve görüntülü yayın organları aracılığıyla haber verme özgürlüğü de korunurken, bu organlara sansür uygulanamayacağı ifadesi yer alıyor.

Günümüzde çoğu devlet Almanya’yı ülkede çıkan gazete ve dergilerin çeşitliliği ve kamu yayıncılığı açısından örnek gösteriyor. Ancak Almanya’nın eleştirildiği noktalar da yok değil. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, Almanya’yı gazetecilerin haber kaynaklarının gizliliğinin korunamadığı gerekçesiyle eleştiriyor. Örgüte göre, gazetecilerin haber kaynaklarının korunması, bağımsız haberciliğin en önemli unsurlarından.

Özellikle 11 Eylül saldırılarının ardından Almanya'da “devlet sırlarını ifşa ettiği” gerekçesiyle hakkında kovuşturma başlatılan gazetecilerin sayısı arttı. Devlet bu yolla, gazetecilere gizili bilgi veren üçüncü şahısları tespit etmeye çalışıyor.

Yeni düzenleme yolda

Almanya Adalet Bakanı Sabine Leutheusser-Schnarrenberger, gazeteciler ve haber kaynaklarının cezaî takibattan daha iyi korunması için yeni düzenlemeler üzerinde çalıştıklarını açıkladı. Liberal Hür Demokrat Partili Bakan, yasa tasarısının, vatandaşlık haklarının güçlendirilmesine yönelik ‘Hukuk politikasının yeniden şekillendirilmesi' planının bir parçası olduğunu kaydetti. Leutheusser-Schnarrenberger, “Basın özgürlüğünü güçlendireceğiz. Gazeteciler gelecekte bu konudaki müdahalelere karşı daha iyi korunacaktır. Gazetecilerin, sadece kendilerine gönderilen haber materyallerini yayınladığı için suça yardımcı olmaktan yargılanmalarını önlemek istiyoruz” diye konuştu.

Basın örgütleri Federal Anayasa Mahkemesi’nin geçtiğimiz mart ayında kişisel verilerin olası suçları önlemek için toplu bir veri bankasında saklanması yönündeki düzenlemeyi geçersiz kılmasını olumlu buluyor. İptal edilen düzenleme, telekomünikasyon şirketlerinin müşterilerinin kiminle telefon ya da e-posta aracılığıyla irtibata geçtiğine dair verileri 6 ay boyunca saklamasını öngörüyordu. Söz konusu tasarının yasallaşması engellendi. Ancak Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’ne göre benzer bir öneri, AB düzenlemeleri gereğince yakın gelecekte yeniden gündeme gelebilir.

Spiegel Skandalı

Almanya'da basın özgürlüğü denince akla gelen en önemli olaylardan biri, ülkenin önemli siyasi haber dergilerinden 'Der Spiegel'e yönelik başlatılan kovuşturma. Alman yakın tarihine  “Spiegel Skandalı” olarak geçen olayda dergi 1962 yılında, Fallax 62 adlı NATO tatbikatına ilişkin gizli bir askeri belgeden bölümler yayımlamış, haberin üstüne de “sınırlı savunma” diye başlık atılmıştı. Bu haberin çıkmasından birkaç gün sonra Hamburg’daki dergi binasında savcılık kararıyla arama yapıldı. Aralarında derginin imtiyaz sahibi ve genel yayın yönetmeni Rudolf Augstein’ın da bulunduğu bazı gazeteciler tutuklandı. Dönemin Almanya Başbakanı Konrad Adenauer de mecliste yaptığı konuşmada Augstein ve ekibini vatana ihanetle suçladı.

Gazetecilerin tutuklanması, Alman kamuoyunda ciddi tepki yarattı. Olay, basın özgürlüğüne saldırı olarak yorumlandı. Daha sonra dönemin Savunma Bakanı Franz-Josef Strauss’un bu operasyonun ardındaki asıl isim olduğu anlaşıldı. Dergi çalışanları hakkındaki iddialar kanıtlanamadı, dava düştü. Strauss, Savunma Bakanlığı görevini bırakmak zorunda kaldı. Başbakan Adenauer’in de imajı zedelendi.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün yayınladığı yıllık basın özgürlüğü listesinde Almanya 175 ülke arasında 18'inci sırada yer alıyor. Basın özgürlüğünün en gelişmiş olduğu ülkelerin başında Danimarka, İrlanda, Finlandiya gelirken, listenin sonlarındaysa Türkmenistan, Kuzey Kore ve Eritre Cumhuriyeti yer alıyor.

dw-world.de, 03.05.2010

Konu ile ilgili sayfalar...
10/7/2016 - Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'nün 2016 raporuna göre Türkiye, çalışmayan ve okumayan genç nüfus sıralamasında ilk sırada...
6/3/2016 - ABD'den 'Terörizm 2015 raporu': Dünyada düştü Türkiye'de arttı ...
3/7/2016 - Türkiye Toplumsal Cinsiyet Eşitliği'nde 145 ülke arasında 130'uncu sırada...
2/20/2016 - UNESCO’nun raporuna göre, dünyanın yüzde 40'ı anadilde eğitim görmüyor ...
1/27/2016 - Freedom House raporunda Türkiye internet özgürlüğünde Etiyopya ve Tayland'la aynı ligde!...
Bütün başlıklar için tıklayınız