Basından > Sur, Cizre ve Silopi’de 10’u çocuk 50 cenaze hâlâ defnedilemedi

Sur, Cizre ve Silopi’de 10’u çocuk 50 cenaze hala defnedilemedi
Sokağa çıkma yasağının ve çatışmaların devam ettiği Şırnak’ın Cizre ilçesinde 28, Silopi ilçesinde 19 ve Diyarbakır’ın Sur ilçesinde üç kişinin cenazeleri hala defnedilemedi.

14 Aralık’tan bu yana Cizre ve Silopi’de ölen 47 kişiden altısının yasaktan dolayı hastaneye gidemedikleri için, kalanların ise atılan kurşun ya da şarapnel parçalarıyla hayatlarını kaybettikleri bildirildi.

Miray bebek dahil 10 çocuk da hala defnedilemedi

BBC Türkçe’den Hatice Kamer’in haberine göre Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Gömüldü” dediği üç aylık bebek Miray İnce’nin de aralarında bulunduğu 10’u çocuk, toplam 40 kişinin cenazesi Şırnak, Cizre ve Silopi devlet hastanelerinin morgunda bekletiliyor.

Ancak hastanelerin morg kapasitesi dolduğu için, çatışmaların yoğun yaşandığı Silopi’nin Başak, Barbaros ve Nuh mahallelerinde bazı cenazeler evlerde ve camilerde bekletiliyor.

Çatışma ve operasyonlar yoğun biçimde sürdüğü için cenazeler mahallelerden çıkartılamıyor. Aileler, cenazelerini bir an önce toprağa vermek istediklerini söylüyor.

“Ölenler zulümden kurtuldu, keşke biz de ölseydik”

Miray bebeğin amcası Abdurrahman İnce, 22 gündür çok zor koşullar altında yaşadıklarını ve ölülerini unutacak duruma geldiklerini şu sözlerle dile getirdi: “Şu an esir gibiyiz. 50 insan bir arada yaşıyoruz. Ne elektrik, ne erzak, ne su, hiçbir şey yok. Burada hayat bitmiş durumda. Hepimiz yaşayan ölülere döndük. Ölenler mezara kavuşamadı ama bu zulümden kurtuldular. Önce hapsedildik diyorduk ama şimdi anlıyorum ki hepimiz diri diri gömülmüşüz. Keşke biz de ölseydik, ölseydik de kurtulsaydık bu zulümden.”

‘Babamın cenazesini evde bıraktık’

26 Aralık’ta hayatını kaybeden 73 yaşındaki Hasan Sanır’ın ailesi de iki gün önce Barbaros Mahallesi’deki evlerinden çıkmak zorunda kalanlardan.

Yaşlı adamın oğlu Mahmut Sanır, babasının cenazesini evde bırakmak zorunda kaldıklarını anlattı: “10 gün önce babam evin ikinci katındaki gerekli bazı eşya ve yiyecekleri almaya çıktı. Çok yoğun patlama sesleri geliyordu. Babamın bağırdığını duyduk. Yanına gittiğimizde ölmüştü. Vücudunda iki yara vardı, kurşun mu, şarapnel mi bilemiyoruz. Cenazeyi ne camiye ne de hastaneye götürebildik. Üzerine bir battaniye örttük. Dokuz gün babamın cenazesiyle kaldık.”

İki gün önce anonslarla evlerden çıkarıldıklarını söyleyen Sanır, “Mecburen çıktık. Daha sonra 155’i aradım. Babamın cenazesinin evde kaldığını, almak istediğimizi söyledim. Polislerle birlikte eve gittik. Polis, ‘sokakta çukurlar olduğunu, ambulansın sokağa giremeyeceğini, durum biraz düzelince cenazeyi gidip alabileceğimizi’ söyledi. Biz de cenazenin üzerine kapıyı kilitleyip çıktık. Ev ne durumda, bilmiyoruz. Bu şekilde devam ederse, babamın cesedi toprağa verilmeden çürüyecek” dedi.

Sokakta kalan cenazelerle ilgili soru önergesi

HDP’li milletvekilleri, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yanıtlaması istemiyle TBMM’ye sundukları soru önergesinde, ‘ölü bedenlerin definlerinin engellenerek çürümesiyle birlikte maddi ve manevi bütünlüklerinin bozulmasının, toplumsal ahlak değerleri kapsamında, ölüye ve topluma işkence olup olmadığını’ sordu.

Önergede, bugüne kadar yasaklı ilçelerde kaç cenazenin sokaklarda bekletildiği de soruldu.

diken.com.tr, 06.01.2016

Konu ile ilgili sayfalar...
7/14/2017 - Yeni KHK ile 7 binden fazla ihraç: Emniyet'ten 2303, Adalet Bakanlığı'ndan 418, YÖK'ten 302, Diyanet'ten 551...
7/4/2017 - Utanç bilançosu: Yılın ilk altı ayında en az 906 işçi hayatını kaybetti...
6/23/2017 - Altan kardeşler ve Ilıcak'ın görüşleri nedeniyle 'darbecilik'le suçlandığı davada tahliye yok!...
6/23/2017 - Article 19 bilirkişi raporu: Altanlar'a yönelik suçlamalar asılsız, müebbet istemi orantısız...
6/21/2017 - Gülen yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında yargılanan gazeteci yazar Mehmet Altan: Darbeden haberdar değildim ...
Bütün başlıklar için tıklayınız