Basından > AB'den Koza İpek Medya operasyonuna ilk tepki: Endişeliyiz

AB'den Koza İpek Medya operasyonuna ilk tepki: Endişeliyiz

İpek Grubu’na yapılan baskına Avrupa’dan sert tepki geldi. Avrupa Birliği ‘endişeli’ olduğunu açıkladı. Avrupa Komisyonu İnsan Hakları Komiseri, yapılanları ‘göz korkutma amaçlı’ olarak değerlendirdi.

Avrupa Birliği Komisyonu, Koza-İpek Grubu ile bağlantılı şirketlere ‘terörün finasmanı’ şüphesiyle yapılan baskınlardan endişe duyduklarını açıkladı.

Günlük olağan basın toplantısında konuyla ilgili bir soruyu cevaplayan AB Komisyonu Sözcüsü Maja Kocijancic, Diyarbakır’da terörle ilgili suçlamalarla 3 yabancı gazeteci tutuklanmasından da endişe duyduklarını kaydetti.

AB Komisyonu Sözcüsü, Avrupa Birliği olarak, herhangi bir suç ithamında bulunulduğunda sanıkların haklarına tam olarak sayı gösterilmesi, masumiyet karinesi ile bağımsız ve şeffaf soruşturma hakkının önemine dikkat çektiklerini belirtti.

ADAY ÜLKE HATIRLATMASI

AB’ye katılım müzakerelerini sürdüren bir ülkenin insan haklarına saygıyı garanti altına alması gerektiğini vurgulayan söz-cü, bu haklar arasında da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yerini bulan ifade özgürlüğünün de yer aldığını hatırlattı.

BASKIN DERHAL DURDURULMALI

Avrupa Parlamentosu (AP) üyesi Anna Maria Corazza Bildt, İpek Grubu’na yapılan baskına derhal son verilmesi çağrısı yaptı. AP’nin en büyük grubu Hristiyan Demokratlar’ın üyesi Corazza Bildt, Türkiye 1 Kasım seçimlerine giderken İpek Grubu’na baskın yapılmasının ‘çok kaygı’ verici olduğunu söyledi. Baskınların herhangi bir gerekçesi olmadığına dikkat çeken İsveç milletvekili, “İfade ve basın hürriyeti, AB’nin en temel değeridir ve hayati önemdedir. Mutlak saygı görmelidir” dedi.

AB’NİN TAM TERSİ İSTİKAMETTE

Partisinin muhalif tavrına rağmen Türkiye’nin üyeliğini en güçlü destekleyen AP üyelerinden olan Corazza Bildt, Türkiye’nin AB üyeliğinin tam tersi istikamette yol aldığını ve ülkede yaşananların kendisini çok üzdüğünü söyledi. Bildt, iktidarı uyararak, Avrupalı sıradan vatandaşın bile basın hürriyetine çok önem verdiğini kaydetti.

GÖZ KORKUTMA AMAÇLI GİRİŞİM SON BULMALI

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks, İpek-Koza Grubu’na yapılan polis baskınlarından derin endişe duyduğunu açıkladı.

Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi bünyesinde insan hakları ihlallerini inceleyen Nils Muiznieks, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:

“Türk polisinin bazı haber merkezlerine yaptığı baskınlardan ve VICE için çalışan iki gazetecinin tutuklanmasından dolayı büyük endişe duyuyorum. Göz korkutma amaçlı bu girişimler artık son bulmalı ve Türk yetkililer basına daha geniş özgürlükler sunmak için kararlı adımlar atmalı.”

BASINI BOYUNDURUK ALTINA ALMA GİRİŞİMİNE SON VERİN

AP Yeşiller Grubu Eş başkanı Rebecca Harms, “Türk hükümetine çok kuvvetli şekilde muhalif basını boyunduruk altına alma stratejisine son verme çağrısı yapıyorum” dedi.

Türkiye’deki durumun yakından takip edilmesi gerektiğini vurgulayan Harms, “Türkiye’ye AB’den özel bir heyet gönderilmesi ve bu heyetin özellikle muhalif medyanın durumu ile ilgili gelişmeleri yakından takip etmesi fikrini destekliyorum” diye konuştu. Basın özgürlüğünün, demokrasilerin temel değerlerinden olduğunu vurgulayan Rebecca Harms, baskını, “AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kafasında muhalif basını susturma fikrinin olduğu ve şimdi bunun gerçekleştirilmekte olduğunu gösteren bir gelişme daha” sözleriyle değerlendirdi.

HİZMET MEDYASIYLA DURMAYACAK

Medyayı susturma sürecinin Hizmet Hareketi’ne yakın basın kuruluşlarına yapılanlarla sona ermeyeceğini ifade eden Harms, “Öyle anlaşılıyor ki Erdoğan, son seçimlerindeki mağlubiyeti hazmedemedi. Şimdi erken seçimlerde daha iyi bir sonuç almaya çalışıyor. Ama izlediği strateji çok çirkin” dedi.

WAN-IFRA: MEDYAYA MÜDAHALE YAPILMAMALI

Dünya Gazete ve Haber Yayıncıları Birliği (WAN-IFRA) Genel Sekreteri Larry Kilman,İpek Grubu’na baskın kararı alınması sürecini yakından takip ettiklerini açıkladı. 120 ülkede 18 bin yayın, 15 bin internet sitesi ve 3 bin şirketin üye olduğu WAN-IFRA’nın Genel Sekreteri Kilman, “Türk hükümeti genel seçimler öncesi medyaya müdahaleden kaçınmalı” dedi.

AVRUPA KONSEYİ: TAKİP EDİYORUZ, ENDİŞELİYİZ

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, İpek Grubu’na yönelik operasyonları ve İngiliz gazetecilerin tutuklanmasını yakından takip ettiklerini söyledi.

Jagland’ın bürosundan yapılan açıklamada, “Avrupa Konseyi Türkiye’de basın özgürlüğüyle ilgili endişelerini farklı vesilelerle birçok kez dile getirdi. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri, son hadiseleri ilk fırsatta Türk yetkililerle görüşecek” ifadeleri kullanıldı. Jagland, ocak ayında gerçekleştirdiği Türkiye ziyaretinde Türkiye'de basın özgürlüğüne yönelik tehditleri gündeme getirmişti.

Uluslararası Yazarlar Birliği: Gazetecilerin faaliyetini engellemeyin

Uluslararası Yazarlar Birliği (PEN) baskın kararını sert şekilde kınadı. English PEN Direktörü Jo Glenville, “PEN, AKP hükümetinin gazetecilere ve yabancı muhabirlere yönelik baskılarına yönelik büyük endişe duyuyor” dedi. Türkiye’de ve bölgede yüksek bir tansiyonun olduğuna işaret eden Glenville, böyle bir dönemde gazetecilerin korkutma ve engellemeye maruz kalmadan özgürce hareket etmelerine izin verilmesi gerektiğini vurguladı.

Uluslararası Basın Enstitüsü: Eleştirel gazeteciliği susturmak için son adım

Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Hukuk ve İletişim Direktörü Steven M. Ellis operasyonlar için ‘son derece rahatsız edici’ dedi. “Operasyonun seçim öncesi geniş bir baskının parçası olmasından endişe ediliyor” başlığıyla yapılan yazılı açıklamada “Bu operasyon, İpek Grubu’na baskı ile otosansür uygulamasını sağlama çabası olarak görülmektedir” ifadelerine yer verildi.

Avrupa Gazeteciler Federasyonu: Basın özgürlüğü yoksa diktatörlük vardır

Avrupa Gazeteciler Federasyonu Başkanı (EFJ) Başkanı Mogens Blicher Bjerregard, “Basın özgürlüğünün olmadığı yerde diktatörlük vardır. Türkiye uzun süredir sistemli olarak basın ve ifade özgürlüğünü ihlal ediyor. Türkiye’de basına yönelik saldırılar çok ciddi boyutlara ulaştı. Avrupa’daki iktidarlar basın özgürlüğünü yok etmeye çalışanTürkiye’ye tepkisini ortaya koymalı. Basın özgürlüğünün olmadığı yerde demokrasi yoktur, diktatörlük vardır” dedi.

Sınır Tanımayan Gazeteciler: Hükümet demokratik sınırlara dönmeli

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) İpek Grubu’na baskın kararını sert şekilde kınadı. RSF’in Doğu Avrupa ve Orta Asya Direktörü Johann Bihr, “Muhalif medyayı hedef alan yeni baskıdan derin endişe duyduk. Hükümet, muhalif medyaya yönelik yürütülen bu şiddete derhal son vermeli, uluslararası taahhütlerle de uyumlu demokratik sınırlara geri dönmeli” çağrısı yaptı.

Alman Gazeteciler Birliği: Basın özgürlüğünü yok etme politikasının örneği

Baskına sert tepki gösteren Almanya Gazeteciler Birliği Federal Yönetim Kurulu Başkanı Michael Konken, “Polis baskınlarıyla yapılanlar Erdoğan’ın Türkiye’deki basın özgürlüğünü adım adım yok etme politikalarının başka bir örneğidir. Baskını sert bir dille kınıyor, Türkiye’deki tüm gazetecilere sınırsız çalışma imkânları sunulmasını talep ediyoruz” dedi.

Flaman Gazeteciler Derneği: Modern demokrasi normlarına aykırı

Baskını eleştiren Belçika Flaman Gazeteciler Derneği Başkanı Pol Deltour, “Medyaya karşı inatla yürütülen susturma girişiminin bir an önce son bulması gerekir” dedi. Yaklaşan erken seçim, IŞİD ve PKK’ya yönelik operasyonların tehlikeli bir kokteyle dönüştüğünü söyleyen Deltour, “Bu ortamda Türk yetkililerin sadık bir medya oluşturma hesaplarından endişeliyim” dedi.

Avrupa Gazeteciler Birliği: Gazetecileri susturma siyasi amaçlı

Avrupa Gazeteciler Birliği Başkan Yardımcısı William Horsley, “AKP hükümeti, gücünü kötü yönde kullanmaya yönelik teşebbüslerine ve terör yasalarını suistimal ederek medyayı susturmaya yönelik politikalarına derhal son vermelidir” dedi.

Horsley, medya kuruluşlarına yapılan polis baskınlarının, “siyasi motivasyonlu ve siyasi otoritenin erken seçim öncesi, devlet gücünü suistimal ederek kendi avantajı yönünde kullanmaya teşebbüs etmesi” olarak göründüğünü söyledi.

Hollanda Gazeteciler Cemiyeti: Türkiye karanlık bir döneme sürükleniyor

Hollanda Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Thomas Bruning, baskını, “Gittikçe içine kapanan ve basın özgürlüğünü kısıtlayan bir rejimden beklenecek bir adımdı” diye değerlendirdi.

Türkiye’de gazetecileri susturmak için çok şey yapıldığını hatırlatan Bruning, “Şimdi hükümetin Avrupa Birliği ve değerlerine sırtını döndüğü daha iyi anlaşılıyor. Türkiyeyeniden kapkaranlık bir döneme sürükleniyor. Bu kadar önemli bir ülkenin bu hâle düşmesi çok acı” dedi.

Rusya Gazeteciler Birliği: Özgür basın susturulmamalı

İpek Medya Grubu’na yönelik operasyona sert tepki gösteren Rusya Gazeteciler Birliği Sekreteri Rafael Hüseyinov, “Basına yönelik hiçbir operasyonu ve baskıyı kabul etmiyoruz. Bu tür operasyonları kınıyoruz. Bu kabul edilemez” dedi.

Hüseyinov, “Gazetecler kurallara uymalı ama bu basın kimseyi eleştiremez anlamına gelmemeli. Bunu bahane ederek basın özgürlüğüne engel olunmamalı. Basına siyasi nedenlerle baskı yapılmamalı. Özgür basın susturulmamalı” şeklinde konuştu.

İsveç Gazeteciler Birliği: Polis baskınları hemen durmalı

İsveç Gazeteciler Birliği, Türkiye’deki muhalif medyaya yönelik polis baskınlarının bir an önce durması gerektiğini belirtti. Birlik Genel Direktörü Jonas Nordling, medyaya baskının kendisini demokratik ve şeffaf bir yönetim olarak tanımlayan bir hükümet ile bağdaşmadığını ifade etti.

Türk hükümetini, gazetecilere muamelelerinden dolayı uzun zamandan beri eleştirdiklerini belirten Nordling, “Görülen o ki Türk makamları medya mensuplarını tehdit olarak görüyor. Bu demokrasi ve şeffaflıkla bağdaşmaz. Gazetecilere karşı haksız polis baskınları hemen durmalı” diye konuştu.

Yunan Gazeteciler: Medya toplumun gözüdür, köreltilemez

Yunanistan Foto Muhabirleri Birliği Başkanı Marios Lolos, “Türkiye'de gazetecileri korkutmak için son yıllarda artan baskı ve yıldırma girişimleri maalesef devam ediyor. Bu terörize faaliyetler sürdürülemez” dedi.

Türkiye’de son yıllarda medyaya yönelik baskıları defalarca kınadıklarını belirten Lolos, “Üzüntü verici olan bir şeyin değişmemesi. Utanç verici. Bu böyle devam edemez. Demokrasi kanunlar rejimidir. Kafanıza estiğini kabadayı bir tavır ile yapamazsınız. Basın, gazeteciler ve foto muhabirleri, toplumun gören gözleridir. Toplumun gözleri köreltilemez” diye konuştu.

Bugün, 02.09.2015

Konu ile ilgili sayfalar...
7/14/2017 - Yeni KHK ile 7 binden fazla ihraç: Emniyet'ten 2303, Adalet Bakanlığı'ndan 418, YÖK'ten 302, Diyanet'ten 551...
7/4/2017 - Utanç bilançosu: Yılın ilk altı ayında en az 906 işçi hayatını kaybetti...
6/23/2017 - Altan kardeşler ve Ilıcak'ın görüşleri nedeniyle 'darbecilik'le suçlandığı davada tahliye yok!...
6/23/2017 - Article 19 bilirkişi raporu: Altanlar'a yönelik suçlamalar asılsız, müebbet istemi orantısız...
6/21/2017 - Gülen yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında yargılanan gazeteci yazar Mehmet Altan: Darbeden haberdar değildim ...
Bütün başlıklar için tıklayınız