'Türkler Erdoğan'ın hırsının bedelini ödüyor'
Alman basınında Türkiye'deki Kürt sorunu, çatışmalar ve Batı kentlerinde Kürtlere yönelik şiddete varan protestoların işlendiği yorumlar dikkati çekiyor.
AB Komisyonu Başkanı Juncker'in Avrupa'ya yönelik eleştirileri ve Arap ülkelerinin mülteci krizindeki tutumu da yorum sütunlarında ele alınan konular.
Kölner Stadt-Anzeiger Türkiye'de milliyetçilerin çok sayıda kentte şiddet eylemlerine dönüşen protestolarını yorum sütununa taşıyor:
"Türkler, Cumhurbaşkanlarının iktidar hırsının bedelini ağır ödüyorlar. Erdoğan, yaz aylarında kendisinin yaşama geçirdiği Kürtlerle barış sürecinin sona erdiğini açıkladı. Böylece şimdi ülkede terör dalgası estiren PKK militanlarının değirmenlerine su taşımış oldu. Hükümet yanlıları ise buna karşılık Kürt azınlığa karşı bir katliam havası oluşturmaya çalışıyorlar. Erdoğan bütün ülkeyi etkisi altına alabilecek bir yangın riskini beraberinde getiriyor. Böylece kendini daha çok Ortadoğu'da bir istikrar unsuru olarak görmek isteyen Türkiye, kaynayan bir kazana dönecek. Buna da en çok kendilerini Tanrı'nın savaşçıları olarak gören IŞİD militanları sevinebilir."
Frankfurt Oder merkezli Maerkische Zeitung da Türkiye'deki gelişmeleri bir yorumda ele alıyor:
"Erdoğan çatışma ortamının büyümesiyle iki konuda avantaj sağlıyor; Suriye ve Irak'ta IŞİD'le mücadele sayesinde güçlenen Kürtleri geri püskürtüyor, kendi düzenledikleri saldırılarla da itibar kaybetmelerini sağlıyor. Diğer yandan da Haziran seçimlerinde desteğini alamadığı milliyetçi seçmenleri yeniden kazanmayı amaçlıyor. Kuzey Irak'a sınır ötesi operasyon düzenlemekten de çekinmiyor. Bu noktada kendini bir savunma ittifakı olarak tanımlayan ve Suriye füzelerine karşı savunma kapsamında, Erdoğan'ın yanına çektiği NATO'nun tamamen suskun kalması rezilliktir.
Erdoğan'ın Kürtlerle savaşı savunma değil, saldırıdır."
Sığınmacılar Avrupa'da gündemdeki yerlerini koruyorlar. Berliner Zeitung, AB Komisyonu Başkanı Jean -Claude Juncker'in mülteci krizini ortadan kaldırmaya yönelik planıyla ilgili şu değerlendirmede bulunuyor:
"Juncker sığınmacıları kesin hükümlerle AB içinde dağıtmak istiyor. Ancak Avrupa'da hep bir kural geçerlidir: Üye ülkelerin rızası olmadan hiçbir şey gerçekleşmez. Bu ülkeler, aralarında sadece sığınmacılara uygulanacak kotayı konuşmuyorlar. Bazı ülkelerde Müslüman göçmenlerin istenip istenmediği tartışılıyor. Üzerine sık sık yemin edilen Avrupa değerlerinin durumu bu."
Mülteci krizi konusunda Batı, özellikle Avrupa adeta çalkalanırken zengin Arap ülkelerinden ses çıkmıyor. Bu durum Münchner Merkur gazetesinin yorum köşesinde bir eleştiri olarak yerini alıyor:
"Arap dünyasındaki bu durum nefret ve özel ilgiden, İslam'ın farklı yorumlarından, iktidar tutkusu ve hırstan, korku ve vicdansızlıktan müteşekkil bir katılaşmanın siyasete etkisi. Arap Birliği, üye ülkelerde akan kanı durdurmak için gerekli araçlara ve etkiye sahipti. Böylece mülteci akınının da önüne geçilebilirdi. Görmezden gelme ve egoizm buna engel oldu. Şu anda sadece, Kürt bölgelerinde Türkiye'nin de bombaladığı IŞİD'e yarayacaktır bu durum."
dw.de, 09.09.2015
|
