Medyada 2. Cumhuriyet > Gün, tarihimizle yüzleşmek günüdür

Gün, tarihimizle yüzleşmek günüdür

“Tarihle yüzleşmek” sözü, “malum” çevrelerin ağzında sakız oldu. Yüzleşmeciler, akılları sıra, biz Türkler’in ırkçılığını, soykırımcılığını, ceberrutluğunu v.b. tarihsel olayları gündeme getirerek kanıtlanabileceğine insanları inandırmak istiyorlar. Ne ki, bu yüzleşme işini Ulusal Kurtuluş Savaşı, Atatürk dönemi ve 1950’ye kadar olan dönemle sınırlı tutuyorlar. Bu kapsamda da tarihi çarpıtıyorlar, bazı olayları yok sayıyorlar, bazılarını da uyduruyorlar. Amaçları ise, Türk ulusunun özgüvenini sarsmak, Türkler’in geçmişinden utanması gereken bir ulusun bireyleri olduğu duygusunu onların zihinlerinde yerleştirmek, sonuçta Türk’ün varlığına yönelen saldırılar karşısında ulusal direnci zayıflatıp yok etmek!...
Atatürk ile başlayan dönemde Cumhuriyet’in tarih anlayışı ve eğitimi yeni bir sayfa açmak, eski düşmanlıkları alevlendirmemek olduğu için tarih boyunca uğradığımız zulümleri, haksızlıkları, soykırımları, ihanetleri unutturmak değilse bile deşmemeyi yeğlemiş bulunuyoruz. O nedenle de, örneğin, Yunanistan ile iyi ilişkiler kurulmuş, hatta Venizelos, Atatürk’ü Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermiştir. Oysa, Yunanlılar’ın işgal sırasında Anadolu’da uyguladıkları zulüm bir soykırımdı. Tek bir belge bile bunu kanıtlamaya yeter de artar. İşgal döneminde Yunanlılar’ın zulmünü incelemek üzere kendi müttefikleri İngiltere, Fransa, İtalya ve Uluslararası Kızılhaç temsilcilerinden oluşan bir kurulun ve ayrıca Amerikalı Amiral Bristol’un raporlarından birkaç satır size:
“Yunan işgal güçleri iki aydan beri yarımadadaki Müslüman halkı bütünüyle yok etme çabasına girişmişti.” (Kızılhaç Uluslararası Komite Delegesi Maurice Gehri).
“Yunanlılar’ın uyguladıkları işgal eylemi, haçlı seferi görünümünü almıştır.... Ortada hiçbir kışkırtıcı neden yokken, savunmasız durumdaki sivil Türkler’e tam bir katliam uyguladılar.” (Amiral Bristol, General Bonoust, General Hare ve General Dall’Orio).
(İtilaf Devletleri’nin bu ve diğer inceleme ve soruşturma raporları Fransızca olarak 1921 yılında İstanbul’da yayınlanmıştır. Çevirileri için bkz. Türkiye’de Yunan Vahşeti; Y.A.R.Müdafaai Hukuk yyn., Antalya, 2006)
Ama ne acıdır ki, İkinci Cumhuriyetçi kimileri Yunan işgali sırasında Yunanlılar’ın halka iyi davrandıklarını, katliam şöyle dursun hiçbir kötü davranışta bulunmadıklarını öne sürebilmekte, neredeyse Yunanlılar’ın İzmir’den denize dökülmelerinden özür dilememiz gerektiğini söyleyebilmektedirler.
Dersim tartışmaları nedeniyle geçen gün Selcan Taşçı da yazdı, bakarsınız dedi birileri de çıkar Yavuz Sultan Selim dönemini gündeme getirir, dedi. Ben de diyorum ki, ya da, AKP ve yandaşlarının özlemi içinde kıvrandıkları Osmanlı düzeninde sonraki dönemlerde de öz be öz Türk olan Anadolu Alevileri’ne reva görülen zulmü dile getirmek de tarihle yüzleşmek olmaz mı? Ya biri çıkar da tarihle yüzleşmek adına Ebu Suud’un fetvalarını gazete sütunlarına taşırsa!
Gerçekten tarihimizle yüzleşmek zamanı artık gelmiştir. Daha gerilere gitmeye gerek yok. II. Abdülhamit’in kurdurduğu Hamidiye Alayları mesela. Bunlar yalnız Kürtler’den oluşuyordu, bu nedenle de II. Abdülhamit bunlara kendisi “Kürt Kazakları” demekteydi. Bunların Türk köylerini bastıklarına, kadınların kızların ırzına geçtiklerine ilişkin şikayetler ve yazışmalar arşivlerdedir. Sanırım, artık bunları yayınlayarak birilerini tarihle yüzleştirmek zamanıdır.
Millî Mücadele tarihimiz, aynı zamanda bir ihanet tarihidir de. Sanıyor musunuz ki, bu dönemde yalnızca 150 hainimiz vardı da 150’likler listesi ona göre hazırlandı? İtilaf Devletleri, barış görüşmelerinde, kendi işbirlikçisi hainleri kurtarmak için hainlerin listesinin bu rakamla sınırlı tutulmasını dayatmışlardı. Evet, tarihimizle yüzleşelim ve liste dışı kalanları da kamuoyunun bilgisine sunalım. O zaman bugünkü yüzleşmeci ikinci cumhuriyetçilerin bir bölümünün kalıtımsal kişilikleri de aydınlığa kavuşur.

Çetin Yetkin, Yeniçağ

29.11.09

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız