Öymen: Demokrasimiz arızalı
Onur Öymen AKP hükümetinin icraatlarını eleştirdi.
Ünlü diplomat ve siyasetçi, eski milletvekili Onur Öymen, İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Antalya Şubesi tarafından düzenlenen, “Ortadoğu ile Batı Arasında Türkiye” konulu söyleşiye konuşmacı olarak katıldı. CHP Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan, Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Bekir Kumbul, CHP İl eski Başkanı Özer Ülken, İMO Antalya Şube Başkanı Cem Oğuz, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Antalya Şube Başkanı İbrahim Daş ile çok sayıda partili ve vatandaşın katıldığı söyleşide Öymen AKP’nin icraatlarını eleştirdi.
Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı’ndan sonra bir çağdaşlık ve uygarlık yoluna girdiğini belirten Öymen, “Bazıları bu durumdan çok rahatsız oldu. Cumhuriyetin ve devletin temel değerleriyle ilgili bir kavram yaşanıyor ve bunu değiştirmek istiyorlar. Atatürk hayattayken sürekli düşman ülkelerle nasıl dostluk kurabileceğini düşünürdü ve öldüğü zamanda hiç kimseyle düşman değildi. Atatürk demokratik bir ülkenin simgesi gibi görünüyor.
Nobel barış ödülüne layık gösterildi ve Atatürk bütün dünyada barışın simgesidir. 0. yüzyıla dünyaya damgasını vuran liderlerin başında gelen, düşünceleri ve eserleri hala milyonlarca insanı peşinden sürükleyen Atatürk, milli iradeye dayanan çağdaş, laik ve demokratik Türkiye’nin simgesi olmaya devam ediyor. Yurt içinde O’nun laiklik ve özgürlük düşüncelerinden, yurt dışında da O’nun tam bağımsızlık ilkesinden rahatsız olanlar var” dedi. Gelinen süreçte Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB)’nin kapısında yıllardan beri süründüğüne de değinen Öymen, daha önceleri Türkiye AB’ye girsin diye uğraştıklarını, yarım asır geçmesine rağmen hala Türkiye’yi AB’den uzaklaştırmak isteyenlerin olduğunu hatırlattı.
“Avrupa İnsan Hakları sözleşmesini yazan biziz, ama en çok cezayı alan da Türkiye’dir. Türkiye bu konuma gelmiştir” diyen Öymen, “Ancak şu anda laiklikten rahatsız olanlar var ve onların amacı başka bir devlet kurmak. Onların amacı din ağırlıklı olacak. Türkiye laiklikten ve çağdaşlıktan maalesef hızla uzaklaşıyor. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet, laik bir Cumhuriyet, çağdaş bir devlettir, milli iradeye dayanan bir devlettir. Anayasamıza biz laikliği değiştirilemez bir madde olarak koymuşuz Atatürk’ün zamanında.
Şimdi ne görüyoruz? Şimdi görüyoruz ki, bu laiklikten son derece rahatsız olanlar var. Meclis Başkanımız çıkıyor diyor ki: “Bu laiklik ilkesini yeniden tarif edelim”. Ne diyecekmişiz? Laiklik din özgürlüğüdür diyecekmişiz. Yani dünyada 200 yıldan beri yazılmış bütün antik tanımları çöpe atacağız, Sayın Meclis başkanımız öyle istiyor diye diyeceğiz ki laiklik din özgürlüğüdür. Halbuki bütün dünyada laiklik din işlerinin devlet işlerinden ayrılması anlamına geliyor. Bu ülkede laiklik tehlikededir” dedi.
ECEVİT VE DEMİREL ÖRNEĞİ
1 Mart tezkeresine de değinen Öymen, “1 Mart tezkeresini dikkatle okursanız, birtakım Amerikan askerleri gelecek Türkiye’den Irak sınırına geçecekler, Irak’ta harekat yapacaklar, öyle değil. 1 Mart tezkeresi diyor ki, 65 bin Amerikan askeriyle 250 Amerikan uçağı gelecek, Güneydoğu Anadolu’ya yerleşecek. Ve orada bazı birlikler komşu ülkelere gidecek, Irak da demiyor.
Türkiye sürekli bir Amerikan üssü olacak. Bunu söylüyor. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak buna itiraz etmeseydik, büyük bir tepki göstermeseydik ve AKP’ye mensup 99 milletvekili bizi desteklemeseydi Türkiye bugün bir savaş ülkesi olacaktı. Kıbrıs’ın bağımsızlığı konusunda Ecevit tüm engellemelere rağmen Kıbrıs’a harekat düzenledi. Süleyman Demirel’ de Amerikan askerlerinin sosyal tesislerden yararlanmasını engelleyen isimdir” dedi. Onur Öymen, soğuk savaş sonrasında dünyada büyük bir demokratikleşme hareketi görülürken sadece Ortadoğu ülkelerinde demokrasinin bir türlü gelişemediğini söyledi.
Bu bölgede demokrasinin gelişmesinin batılı büyük ülkeler tarafından sürekli engellendiğini belirten Onur Öymen, tüm bunların ardında petrol, doğalgaz ve doğal kaynakların yattığını söyledi. Ortadoğu’da demokrasi girişimi olduğunu, ancak buna müsaade edilmediğine de dikkat çeken Öymen, “Demokrasi bu bölgede bastırıldı ve engellendi” dedi.
SURİYE’YE YAPILAN IRAK’A NEDEN YAPILAMIYOR?
Teröristbaşı Apo’nun Suriye’den gönderilmesi ve PKK kamplarının kapatılmasına ilişkin dönemde Suriye’ye verilen ağır notayı hatırlatan Onur Öymen, hükümetin bugün aynı şeyi Irak’a karşı neden yapılamadığı sorusuna bir türlü cevap alamadıklarını kaydetti. Öymen, Irak Anayasa’nın 7’nci maddesinde ‘Irak, topraklarından komşu ülkelere terörist saldırıları önlemekle yükümlüdür’ şeklindeki madde gibi güçlü dayanaklar olmasına rağmen hükümetin cesaret edemediğini ve yetkilerini kullanamadığını öne sürdü.
TÜRKİYE BÖLGEDE ÖNCÜLÜK YAPAMAZ
Türkiye’nin bölgenin demokratikleşmesinde, bugünkü koşulları ile öncülük yapamayacağını da söyleyen Onur Öymen, “Türkiye bugün ne demokraside eksiksiz sayılan 20 ülke arasında nede arızalı demokrasi sayılan 57 ülke arasında. Türkiye demokrasi-totaliter arasında gösterilen ülkeler arasında 89’uncu sırada gösteriliyor. Basın özgürlüğü konusunda dünyada Türkiye 14. sırada. Kadın-erkek eşitliği konusunda 124. sıradayız. Demokrasi’ye bakınca da 90. sıradayız. Atatürk’ün hedef gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyi bu değildi. Bu sorunların hepsi hükümetin Türkiye’nin AB değerlerini benimsememesinden kaynaklanıyor. Türkiye’de bir çok gazeteci hapisteyse sebebi Anayasa’dır. Türkiye’nin şu anda gitti yer otoriter bir din devleti ve Ortadoğu olma yolundadır” dedi.
İKİNCİ CUMHURİYETÇİLERİ ÇOK YAŞATMIYORLAR
Birçok ülkede seçimle gelen iktidarların ülkeleri felaketlere götürdüğünü ifade eden Öymen, ikinci Cumhuriyet meraklılarının olduğunu kaydetti. Öymen, “Dünyada bir Cumhuriyeti bitirdikten sonra, daha demokratik daha liberal, insan haklarına daha saygılı ikinci bir Cumhuriyeti kuran başka bir örnek, ülke var mıdır?” dedi. Öymen, Napolyon ve sonrası Fransa örnekleri vererek, “İkinci Cumhuriyetçiler de bilsin ki buna heveslenenleri de çok yaşatmıyorlar, yaşatmak istemiyorlar” diye konuştu.
“BUNU DURDURMAK MECLİSİN GÖREVİ”
Türkiye’nin çok tehlikeli bir mecraya girmek üzere olduğunu belirten Öymen, “Irak topraklarından her gün geliyor terör örgütleri insanlarımızı öldürüyor. Bunlarla mücadele edemiyorlar. Diplomasiyi ne kadar kullandılar bizimkiler bilmek lazım. Vaktiyle çeşitli yöntemleri denediler. İki tane koordinatör seçildi. Onlar 14 ay çalıştılar, bir sonuç çıkmadı ve Başbakan “Bize zaman kaybettirdi” dedi. Üçlü komite kuruldu, yine bir sonuç çıkmadı. Burada yapılacak iş, ABD çekildiğine, bizim muhatabımız Irak olduğuna göre Irak hükümeti nezdinde çok ciddi diplomatik baskı yapmaktır. Bir ülkeye yönelik terörist saldırılar bir komşu ülkeden geliyorsa, o komşu ülkeye sorumluluklarını hatırlatmak gerekir.
PKK’nın merkezi Suriye’deyken biz bunu yaptık ve Suriye birkaç günde çözüldü. Bir tek şehit vermeden yaptık bunu. Şimdi de yapılabilir. Maliki’yle Haşimi yüzünden kavga edeceğinize bunun için mücadele etmeniz gerekir. Neden Orak’ta bunu yapamıyorsunuz. Suriye’deki gelişmeleri aratacak ciddi bir sorun yaşayacağız. Bu da İsrail ile İran arasında yaşanacak savaştır. İran’da toprağın altında nükleer tesisler olduğu söyleniyor. İsrail vurursa ne olacak, İran’da İsrail’e saldıracak. Türkiye hızla Batı’dan Doğu’ya kayıyor.
Doğuda demokrasi yok, basın özgürlüğü yok, kadın özgürlüğü yok. Bu medeniyete yaklaşılıyor, tehlike bu. Osmanlılar yeniden yaratılmaya çalışılıyor. Bunu durdurmakta meclisin görevi. Biz bunu zamanında başardık. Nasıl başardık. Sayısal çoğunluğumuz yoktu, ancak siyasi ağırlığımız vardı. İktidar rejimi değiştirmek istiyor. Başkanlık rejimi getiriyorlar. Buna izin vermemek lazım. Anayasa’da bunu değiştirmek istiyorlar. Atatürk’ün bu kadar karşı çıktığı sistemi siz Türkiye’ye getirmeye çalışıyorsunuz. Türk milleti lafından çok rahatsızlar. Türk lafını çıkarmak istiyorlar. Yabancılar da bunu istiyor” dedi.
gercekgundem.com, 26.11.2012
|
