Medyada 2. Cumhuriyet > CHP nasıl dönüşür?

CHP nasıl dönüşür?

İktidara gelebilecek değişim ve yenilenme için CHP, en büyük ve belki de son bir fırsatla karşı karşıya.
CHP'nin köklü bir dönüşüme uğramadan tek başına hükümet olabilme şansı bulunmuyor.
Önümüzdeki üç seçimden en az birini bariz biçimde kazanmadan da uzun süre toparlanamaz.
Yüzde 40'lara ulaşmaktan söz ediyorum.
İktidar iddiası varsa özüyle, sözüyle, kadro ve iddiasıyla yeni bir CHP...
Mümkün mü?
Kılıçdaroğlu bu hedefi, ulaşılabilir hale getirebilecek mi?
Kurultay'ı, 'Cumhuriyet tarihinin en kritik 2-3 yıllık siyasal mücadele takvimine' partisini hazırlamak için bir devrim şansı olarak kullanabilecek mi?
Sahi, CHP nasıl bir parti haline gelirse kitlelere umut, heyecan, iyimserlik, refah ve daha fazla demokrasi rüyası kurdurabilir. Böyle bir hayalin ardında milyonları koşturarak iktidara nasıl ulaşabilir?
Geleceğe bakacak ama muhakkak geçmişinden güç alarak...
Köklerine inerek...
Küllerinden doğarak...
Geçmişini yenileyip geleceğe taşıyarak...
'Yeni CHP'yi Yeni Cumhuriyet' sloganıyla kucaklayarak.
İkinci cumhuriyet gibi olmaz kurgularla değil, yeni, yenilenmiş cumhuriyet. Yani, tek cumhuriyetimizi bugüne uyarlayarak. Aynı kökten beslenip, başka dallar uzatarak.
Cumhuriyeti ve Atatürk'ü de yeniden yorumlayarak.
Cumhuriyet Halk Fırkası, Atatürk'ün kurduğu bir parti.
Bugünün pusulası da geçmişte: O dönemde iyi yapılanları alarak, noksan bırakılanları tamamlayarak, yanlışlardan kurtularak. Özeleştiri de yaparak, özgüven de duyarak.
Evet, CHP Türkiye'de iktidara gelebilir. Bunun reçetesi onun tarihinde yazılı.
1923'TEN 2023'E
Elimde Fethi Okyar'ın anıları. Atatürk'ün en yakın dava arkadaşlarından.
Çok partili hayata geçiş denemeleri. Tamamı CHP tarihiyle ilgili... Olaylar, tartışmalar... 'Nasıl bir parti ideali ve ideolojisi?' sorusunun yanıtları... Hepsi günümüze ışık tutuyor. Satır başlarıyla aktarayım:
Cumhuriyetin ilk iki yılı, Meclis'te müthiş bir özgürlük havası var. Özgürlükçü dalga siyasal taleplerin en güçlüsü... Atatürk buradan güç topluyor. Toplumun bütün dinamiklerinden...
Sonra zorluklar, tek parti dönemi, baskılar...
Atatürk demokrasi talebini görüyor.
Samsun'a çıkmadan bir gün önce, milli mücadeleye başlamadan, hapisteki arkadaşlarını Bekir Ağa Bölüğü'nde ziyaret ediyor. İnanmış bir ekip topluyor. Siyaseti kullanıyor.
En büyük kırmızı çizgi cumhuriyet. Rauf Orbay bile Meclis'te 'cumhuriyet' kelimesini kullanmamakla suçlanıyor.
Mustafa Kemal defalarca 'demokrasi ve modernleşme' hedeflerinden bahsediyor. Çerçevesi bu.
Şeyh Sait İsyanı'yla birlikte olağanüstü döneme geçiliyor, kırılma anları. Muhalefet susturuluyor. Atatürk de halk da rahatsız.
'MİLLET HÜRRİYETE ALIŞSIN'
Büyük Önder, 'Bugünkü manzaramız aşağı yukarı diktatör manzarasıdır' derken üzüntü içinde. 'Bu cumhuriyeti şahsi menfaatim için yapmadım. Hepimiz faniyiz. İsterim ki ölmeden evvel millet hürriyete alışsın' diyor, arkasında 'istibdat müessesesi' bırakmak istemediğini söylüyor.
Cumhuriyeti, demokrasiyle buluşturmanın çaresini aramaktadır.
Toplumdaki muhalif damarın kökünü görmüştür. Geleceğin dünyasını da... Atatürk çare peşindedir. Hem cumhuriyeti koruyacaktır, hem demokrasiyi getirecektir. İsteği bu... 'Muhalefet partisi
 kurulsun' çözümünde karar kılar. Tarihe böyle geçmek arzusundadır. Serbest Fırka denemesi tutmayınca çok üzülür.
Aslında önce CHP içinde muhalefet oluşsun önerisi gelişir. Uzun uzun tartışılır. Ancak İnönü, 'Partimde hizip istemem' deyince yeni partide karar kılınır.
Bugünkü siyasal yapılar için diğer ipucu iktisat politikasında. 1937'de Celal Bayar'ın hükümete gelişi liberal arayışın eseri. Atatürk liberal ekonomi tercihinde bulunur. Ama Serbest Fırka programına 'Gerektiğinde devlet müdahalesi' rezervini de koydurur. Dönemin şartları...
LAİKLİK OLMAZSA OLMAZ
Atatürk, 'yeni fırkanın CHP'ye göre daha liberal ve sol' olmasını ister. 'Özgürlükçü olmalı' der. Fethi Okyar'la partinin 'liberal' olmasını konuşurlar, program ağırlıklı olarak bu ilkelere göre yazılır.
Laiklik ve cumhuriyet ise 'olmazsa olmaz'ların liste başıdır. Milliyetçiliği de temel eksen alırlar.
Halk anında ilgi gösterir. Coşku yakalanır. Demek ki toplumsal damarın sinir uçlarına dokunmuşlar.
Okyar her şeyi eleştirir ama dış politikada hükümete destek verir. Röportajlarında hep bunu vurgular.
HALKIN GÖNLÜNÜ KAZANMAK
Öncesinden de bahsedilebilir ama cumhuriyetin ilk döneminden beri belli. Türkiye'de, birkaç ay içinde iktidara gelinebilecek siyasal esneklik var. İş ki milletin hissiyatı yakalanabilsin.
AKP ve Erdoğan'ın yaptığı bu değil mi!
Memleketin cumhuriyetle ve onun esaslarıyla derdi olmadığı açık. Ama CHP mevcut haliyle halka uzak. Köklerindeki hatadan ders alınmamış, mazisinden güç toplamamış. Mesele milletin taleplerini karşılayabilmek. Demokrat Parti de dahil, hepsinin aslında CHP'nin içinden çıktığı unutulmasın. Tarihi şahsiyetlere haksızlık yapmak istemem ama İnönü'nün 'siyasal çizgisi' ile iktidara gelmek mümkün değil.
CHP için çare ve reçete, Atatürk'ün o gün partide gördüğü eksikliklerde saklı. Mustafa Kemal muhalif fırkayı kurdururken neleri tespit etmiş ona bakmak bile yeterli. Halka yakın, özgürlükçü, liberal, sol ve cumhuriyetçi olmak. İşte CHP'nin bütün yapması gereken bu. Yalnızca güçlü bir iktidar adayı olmak için değil, güçlü bir muhalefet için de... 
Kurultay'daki hava umut verici, şimdi yapılması gereken o ruhu halka taşımak.

İsmail Küçükkaya, Akşam

18.07.2012

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız