|
Türk liberallerinin Obama sevdası
Dünkü Hürriyet’te Rahmi Turan’ın yazısına denk geldim. Genel olarak sağa yatkın, milliyetçi bir gazeteci olduğunu söyleyebileceğimiz Turan da Amerikan seçimlerine el atmış ve desteğini Cumhuriyetçi McCain’den yana kullanmıştı. Elbette bir seçmen olarak değil. Amerika’da yaşayan bir işadamı tanıdığının fikirlerini taşımış köşesine. Sonra da “Türkiye’ye ilişkiler” açısından McCain’in doğru tercih olacağını yazmış.
Yazıyı okurken bir süredir aklımda olan “Türk liberalleri Obama’yı destekliyor” tezinin doğru çıktığını düşündüm. Çünkü Hürriyet’in hemen ardından Sabah’a geçtim ve bu liberal-demokrat gazetenin manşetten Obama’ya destek verdiğini gördüm. Birkaç gün önce de Ergun Babahan, köşesinde “Hüseyin Obama geliyor” diyerek Afrika kökenli Amerikan adayını okurlarına tanıtmıştı.
İkinci Cumhuriyetçiler’in, Türk liberallerinin Obama saplantısı 4 Kasım’daki seçimlere kadar artacağa benziyor. Aslında bu yavaş yavaş gelen bir dalganın da habercisi. Yaklaşık bir yıldır Türkiye’de çıkan İngilizce gazetelerde Obama’yı övücü yazılar yazılıyor. Türkiye’nin İngilizce gazetelerinin önemi Ankara’daki diplomatlara, büyükelçiliklere ülkedeki siyasi iklim hakkında fikir vermek.
Buna karşılık, Amerikan basınında da yeni seçilecek Başkan’ın Obama olmasının Ortadoğu’ya fayda sağlayacağı yazılıyor. Amerika’da basın genel olarak liberal ve demokrat eğilimleriyle bilinir, ama bu sefer Ortadoğu’yu ilgilendiren bir başka durum var.
Amerika’nın çok daha önce belirlenen ortak çıkarları Ortadoğu ya da özel olarak Türkiye’yle ilişkilerde hiçbir Başkan’ın çok ciddi bir değişime gitmesine izin vermez. Bu çerçeve çok önceden çizilmiş, karar verilmiştir. Ortadoğu politikası da Başkanlar’dan bağımsız bir gündemin parçasıdır.
Ancak Amerika için Ortadoğu’da orta adı Hüseyin olan, İslam’la bağı bulunan, siyahi bir Başkan’ın seçilmesinin başka bir anlamı var: Bölgede genel olarak artan Amerikan karşıtlığının önüne geçeceğini tahmin ediyorlar.
Amerika’nın öncelikli problemlerinden biri özellikle Türkiye’de yükselen Amerikan karşıtlığı. Türkiye halkı devletler yandaş olmasına rağmen Amerikan düşmanlığı açısından birinci sırayı çekiyor.
Dolayısıyla bir imaj olarak Obama “Türkiye’nin zencilerinin” iktidarda olduğu ülkemiz için böyle bir köprü görevi görebilir.
Bu işin Amerika tarafı. Peki İkinci Cumhuriyetçiler bu resme nasıl oturuyor?
Unutmamak gerekir ki bugün yandaş basının kendi kendilerine yapıyor göründükleri dezenformasyonlar Amerika’dan bağımsız değil. Cemaat’in Amerika bağlarını düşünelim. Bir süredir Büyük Ortadoğu Projesi, bağımsız Kürdistan’ın kurulması gibi hedefler yüzünden Türkiye’de ciddi bir psikolojik savaş başladı.
Amerikan Neo-Con’larının düşüncelerini tercüme eden liberaller de bunları kamuoyuna satmaya başladı.
İşte böyle bir ortamda Obama gibi bir Başkan resmi tamamlıyor. Demokrat Parti’nin Türkiye’nin iç politikasına yönelik hedefleri, İkinci Cumhuriyetçiler’inkiyle örtüşüyor. Başta da Türk Silahlı Kuvvetleri’ni pasifize etme amacı var. Bu sayede Amerika, partilerüstü çıkarlarını bölgede çok daha kolay uygulayacak.
İkinci Cumhuriyetçiler’le Amerikan Demokratları’nın fikir ortaklığına örnek olarak Ermeni soykırımı meselesini düşünelim. Obama’nın soykırıma yönelik fikirleri belli ki oy avcılığıyla sınırlı kalmayacak. Ermeni ve Rum lobilerine yakın olası Başkan Yardımcısı Joe Biden’la beraber bu meseleyi Kongre’ye taşıyacak gibi görünüyorlar.
Orhan Pamuk başta olmak üzere Ahmet Altan gibilerinin Ermeni soykırımı hakkındaki görüşleriyle ne kadar örtüşüyor değil mi? İkinci Cumhuriyet’in fikir babalarının dünyada da telaffuz ettiği Ermeni soykırımı görüşleri aynen Demokratlar’ınkine benziyor.
Plan ortada: “Sempatik” bir Başkan seçilecek. Bu Başkan teninin ve ırkının verdiği özellikle Ortadoğu’da yandaş kazanacak, düşmanlığı törpüleyecek, bunun için başta Türkiye olmak üzere Amerika’yla problemli toplumlarda kamuoyu yaratılacak. Sonunda da ABD, çıkarlarını sorunsuz koruma şansına ulaşacak.
Oray Eğin
Akşam, 24.10.08
|
