Medyada 2. Cumhuriyet > Kılıçdaroğlu batağa düştü

Kılıçdaroğlu batağa düştü

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, öyle bir batağın içine girdi, kendisini öylesine bir sıkıntının içine attı ki... Kurtulmak için çırpındıkça daha da batacak.
Kılıçdaroğlu, "Kürt sorununun çözümü" için bugün Başbakan Erdoğan'a gidiyor.
Gidiyor, ama arkasında ciddi bir desteği yok. Eli de pek güçlü değil. Çünkü, partisinin içi karmakarışık. CHP'de sıkıntı diz boyu!
Kılıçdaroğlu ne yaparsa yapsın sıkıntı kapıda. "Kürt sorununda" ileri adımlar atılmasını isterse, "ulusalcılar" ayağa kalkacak. Vaziyeti idare etmeye yönelik bir tavır takınırsa da "İkinci Cumhuriyetçiler" ve "Yeni CHP'liler" feryadı basacak. Yukarı tükürse bıyık, aşağı tükürse sakal!
Nasıl davranırsa davransın, mutlaka bir taraftan itiraz gelecek.
Kılıçdaroğlu'nun ne diyeceği, ne yapacağı ve nasıl bir tavır takınacağı, Türkiye açısından olduğu kadar, kendi partisi için de çok önemli.
Partide herkes sessiz bekliyor. Ortaya çıkacak gelişmelere göre CHP içinde patlamalar yaşanabilir.

* * *
Üstelik, Kılıçdaroğlu'nun başka sıkıntıları da var. Büyük Kurultay geldi, kapıya dayandı.
Partideki şaşkınlık ise devam ediyor...
Kılıçdaroğlu, önce kurultay tarihini 8 Temmuz olarak açıkladı. Sonra bakıldı ki, kurultayın yapılacağı salon 8 Temmuz'da dolu.
Sonra "15 Temmuz" denildi. O da olmadı.
Nihayet, tarih ay sonuna kadar çekildi. Nihai kararı PM verecek.
CHP'de plansızlık, programsızlık ve keşmekeş hâkim!
Şu ana kadar yapılan kongreler sonucu, büyük kongre delegelerinin 744'ü belirlendi. Haziran sonuna kadar tamamı ortaya çıkacak. Zaten, kurultayın sonucunu da İstanbul (170), Ankara (62), İzmir (52), Antalya (28), Konya (28) gibi iller belirleyecek. Bu 5 ilin 340 delegesini kontrol eden Parti Meclisi'ni dilediği gibi şekillendirecek.
Kavga şimdiden başladı...
Gürsel Tekin'in hedefinde 2 isim var: Genel Başkan Yardımcıları Nihat Matkap ve Erdoğan Toprak. Tekin yanlıları, şimdiden kulise başladı:
-Çizin gitsin!
Diğer muhaliflerin hedefi çok daha büyük.
Onlar da Kılıçdaroğlu'nun yanında kim varsa budamaya çalışacaklar. Genel Başkan'ın yakın çevresi ile partiye sonradan gelen "sağcı"ların da aralarında bulunduğu 20 civarında ismi silip atacaklar.
Bu kurultayda tüzük gereği 80 kişilik PM sayısı 60'a düşecek. Bunun 26'sı kadın ve gençlik kotası. Demek ki, 34 erkek kıyasıya yarışacak.
Bugün PM'de olan isimlerin büyük bölümü fire verecek. Kılıçdaroğlu, taşıyabildiklerini taşıyacak. Taşıyamadıkları da Temmuz Kurultayı'nın ardından "muhalifler" safına geçip, kendisine cephe alacak.

* * *
Şimdiden duyuralım, Mustafa Sarıgül, CHP Genel Başkanlığı'na ciddi ciddi hazırlanıyor. Şu an parti üyesi değil, ama Kılıçdaroğlu üyelik için gereken yeşil ışığı yaktı.
Sarıgül'ün, CHP'li olması ile birlikte kartlar yeniden karılacak. Bugün yanında olan pek çok isim, Kılıçdaroğlu'nu terk edecek. Sarıgül'ün yanına, eski saflarına koşacak.
Bu arada, CHP'nin il kongrelerinden çıkan Büyük Kurultay delegelerinin büyük bölümü de Sarıgül'e yakın. Özellikle İstanbul ve Ankara gibi illerde ciddi tabanı var. Sarıgül'ün daha şimdiden 300 civarında delegeyi kontrol edebileceği söyleniyor.
Öyle görünüyor ki, yerel seçim sonrası CHP'de yaşanması kaçınılmaz olan hesaplaşmada Sarıgül "Ben de varım" diyecek. Sarıgül, muhaliflerle birleşirse, Kılıçdaroğlu'nun hiç sansı yok.

* * *
Bir başka sıkıntı da Kılıçdaroğlu'nun dayandığı isimlerin son derece zayıf olması. Örnek mi istiyorsunuz? Partinin ikinci adamı Nihat Matkap, kaybedeceğini gördüğü için kendi ili olan Hatay'da kongre yaptırmadı.
Buna karşılık, parti politikalarını eleştiren Haluk Koç, Samsun'da silip süpürdü.
Kılıçdaroğlu, Nihat Matkap, Deniz Baykal ve Gürsel Tekin birleşti. Genel Merkez, bütün ağırlığını Samsun'a yönlendirdi. Ancak, Haluk Koç yine de kongreyi kazanıp Ankara'ya döndü.
Parti için için kaynıyor!.. CHP'nin Grup Başkanvekilleri bile Kılıçdaroğlu'nun otoritesine bayrak açmış durumda. Emine Ülker Tarhan, siyasetçilerin yerel dillerde propaganda yapmasına imkan sağlayan partisinin kanun teklifini "düşünceme aykırı" diye imzalamadı. "Politik üretim yok" gerekçesiyle de MYK ve PM toplantılarına katılmamaya başladı.
İşte Kemal Kılıçdaroğlu, böyle bir ortamda Başbakan'la buluşup, "Kürt sorununa çözüm" arayacak.
Oysa, kendisi bir batağın içinde ve son derece takatsiz! Nasıl yapacak bunu?



Emin Pazarcı, Takvim

06.06.2012

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız