Medyada 2. Cumhuriyet > "O"nun devamı

"O"nun devamı

PAZAR günkü yazıdan sonra soran sorana:
     "Bu adam kim?"
     
El insaf, bu kadar dikkatsizlik, ilgisizlik olmaz, kimse, sağına soluna, önüne arkasına bakmıyor, laf olsun diye gazete okuyor, televizyon seyrediyor, sonra da bize soruyor:
     "Kim bu adam?"
     
Mübarek, başını çevirse, kulağını açsa tanıyacak.
     Hem kaçını birden...
     * * *
     HANİ bizim Karadenizli Almanya'da otobana ters girmiş, bütün arabalar üstüne üstüne geliyor, o sırada radyodan da bir anons:
     "Dikkat, dikkat, otobana ters giren bir otomobil var!"
     
Temel hemen bağırmış:
     "Ne pir tane, pin tane, pin tane!"
     * * *
     "O asla unutulmaz!"
dediğimiz adamı tanımadınız mı?
     Tek parti devrinin İsmet Paşacısı, Demokratik Parti'nin Menderesçisi, 27 Mayıs'ın askercisi, 1961 Anayasası'nın Marksisti, Leninisti, "Nassın, eyisin eyisin!" diyen Demirel'in çarıklısı, Ecevit'in "ak saygılar" sunucusu, "12 Eylül"ün "duble askercisi" Özal'ın yağdanlığı ve köşe dönücüsü...
     Bu adam tanınmaz mı?
     * * *
     BİR de "Eee sonra?" diye soranlar var.
     Sonra ne oldu?
     İlk işi Cumhuriyet'i "numaralamak" oldu, arkadan da Cumhuriyet'i sorgulamak:
     "Bu Cumhuriyet, demokrasiyle kurulmadı!"
     "Numaracılık" tutmayınca "küreselleşmeye" merak saldı.
     Artık ulusdevlet ölmüştü, yaşasın küreselleşme, yaşasın globalleşme!
     Baktı ki, bu iş tek başına yürümüyor, "şeriatçılar"la ittifak yaptı, varsın, alnı secde - i Rahman'dan uzak, ağzı besmele çekmekten aciz olsun, ne gam, yaşasın döneklik!
     * * *
     O, "Allah bu bağımsızlığın belasını versin!" derken, "Bize bağımsızlık değil, bağımlılık yarar!" derken öyle bir bomba patladı ki!
     Amerika'daki "İkiz Kuleler" faciası ortalığı karıştırdı...
     Şeriatçılarla ayrı düştü.
     "Yaşasın Amerika!" derken, şeriatçı "Şeytan Amarika!" diye veryansın ediyordu. (x)
     Ah bir de şeceresinden, soy kütüğünden "Kürtlüğü" bulup çıkarabilse...
     Neyse, şimdilik boynuna "fular" yerine "poşu" takıp dolaşıyor, "aidiyet" bunalımını da böyle aşıyor!!!
     Sizin anlayacağınız bizim "o" ve şürekası bugünlerde çok şaşkın, Avrupa kapısında takla atıp duruyorlar ama gören yok!
     Neyse o kadar da umutsuz sayılmazlar, Avrupa da PKK'yı terör örgütü saymadığına göre...
     * * *
     PAZAR günkü yazımızın sonunu Talleyrand'la bitirmiştik...
     Hani Talleyrand ölünce sormuşlar "Bu kadar serveti nasıl yaptı?" diye, biri cevap vermiş:
     "Kendisini satın alanları, satarak!"
     İlhan Banguoğlu, tamamladı.
     Fransız ihtilalcilerine, Napolyon'a, 18. Louis'ye, yani her devirde, herkese hizmet eden Talleyrand'ın ölümünü Kral'a haber vermişler, Kral hayretle sormuş:
     "Yaaa, acaba maksadı ne?"
     --------
     (*) Elbette "Amarika" değil Amerika; lakin onlar "Amarika" derler de...

Hasan Pulur
Milliyet
, 09 .01.2002

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız