Medyada 2. Cumhuriyet > Ordunun geleceği Türkiye'nin geleceğidir

Ordunun geleceği Türkiye'nin geleceğidir

Sakarya'dan Şeki'ye kadar kıyıya ve birbirine paralel uzanan sıra dağları, doğal güzellikleri bitki örtüsü, mavi ile yeşilin elele verdiği nefes kesici sahilleri ve göllerle kaplı birbirinden güzel yaylalarıyla Karadeniz bölgesi keşfedilmeyi bekliyor. Karadeniz Doğu'su ve Batı'sıyla Türkiye'nin Balkanlar ve Kafkaslar üzerinden Rusya Federasyonu içinde yer alan yüze yakın özerk cumhuriyete açılma kapısıdır. Bugüne kadar ticari ve kültürel ilişkilerin geliştirilemediği Kuzey Türkleri'nin, Türkiye'nin Avrupa'daki varlığını perçinlemede çok önemli yerleri vardır.

Geçen hafta sonu Karadeniz'in incisi Ordu'nun çok sevilen Belediye Başkanı Fikret Türkyılmaz, Prof. Dr. Mehmet Altan'la birlikte "Türkiye'nin Demokratikleşmesinde Özgürlüklerin Yeri ve Önemi"ninin tartışılacağı panele davet ettiğinde, her ikimiz de hiç düşünmeden kabul ettik. Sabah ile Yeni Şafak'ın Demokrasi, İnsan Hakları ve Özgürlükler ortak paydasında buluşarak, bir düşünce ve eylem platformu oluşturması, Türkiye'nin ekonomik, siyasal ve kültürel açıdan zenginleşmesinin hem kilidi, hem de anahtarıdır.

Türkiye'nin bütün dünyada ordu tarafından yönetildiği inancının yaygınlaştığı bir dönemde, Ordu'da Belediye'nin Kültür Merkezi'nde, kitap standları arasında Türkiye'de demokrasi ve özgürlük sorunlarının tartışılması, yeni bir dönemin başlamakta olduğunu gösteriyor. Çünkü dünyanın her yerinde sivil toplum kurum ve kuruluşları gelişip güçlendikçe bir yandan ordunun yükü hafiflerken, diğer yandan da ordu mensuplarıyla siyasal partiler toplumun ortak kültüründe buluşmaktadır.

Türk toplumunun tarihinde ordu her dönemde önemli görevler yüklenmiştir. Özellikle ellili yıllardan sonra hem politika, hem de ordunun misyon ve vizyonu büyük ölçüde değişmekte ve değişmeye devam etmektedir. Havaalanında bizi karşılamaya gelen Osman Danış ve Süleyman Atabeyoğlu'na Altan'ın ilk sözü "Ordu'nun sivilleşmesi, Türkiye'nin sivilleşmesidir, Karadeniz'den yeni bir dönemin tohumlarını atıyorsunuz" oldu.

Çok partili dönemde NATO üyeliğiyle Türk ordusu hem teknolojik hem de ideolojik düzlemde büyük bir dönüşüme uğradı. Devletin üst düzey yöneticilerinin seçilmesindeki etkileri bakımından tek partili dönem ile çok partili dönemin ordusu arasında büyük fark vardır. Türkiye'de ordu ve politika ilişkileri başbakan idam etmeye kadar giden oldukça karmaşık ve çatışmalı bir yol izlemiştir. Türkiye'nin ekonomik yapısı gelişip ve kültürel dokusu zenginleştikçe, sorunların çözümü orduda değil, sivil toplum kuruluşlarında aranacaktır.

Ordulular tarafından büyük bir ilgi ve dikkatle izlenen paneli, Atabeyoğlu yönetti. Altan Türkiye'nin "güvenlik" sorunlarını tartışan bir ülke olmaktan çıkıp, "zenginlik" sorunlarında yoğunlaşması gerektiğinin üzerinde önemle durdu. NATO nasıl Türkiye'nin ordusunu değiştirerek, dünya standartlarını yakalamasına yardımcı olmuşsa AB de ekonomisini dönüştürerek, Avrupa ülkelerinin üretim gücüne ulaşmasına katkıda bulunacaktır.

Türkiye'deki Demokratik mekanızma ile Pazar ekonomisinin kusursuz bir biçimde işleyebilmesi için, özgürlükler ortak paydasında Muhafazakar, Demokrat, Liberal, İkinci Cumhuriyetçi ve AB'ye taraftar bütün aydınlarla birlikte sivil toplum kuruluşlarının buluşması gerekir. Özgürlüklerin savunulması, yalnızca aydınların değil, kamu, özel ya da gönüllü bütün kurum ve kuruluşların görevidir. Özgürlüğün olmadığı yerde, hiçbir örgüt varlığını koruyamaz.

Türk toplumunun geleceği, bulunduğu yer neresi olursa olsun, özgürlükleri savunan her aydına gönlünü sonuna kadar açmasına bağlıdır.
 

Nazif Gürdoğan, Yeni Şafak
19.11.2003

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız