Medyada 2. Cumhuriyet > Bizans Çocukları

Bizans Çocukları

ESKİLER ''Bir deli kuyuya taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış'' demişler; şimdi, ''akıllı'' bilinen bir devlet adamı tek laf etti, herkesin aklı karıştı. Kendiliklerinden ''internet yazarı'' olmuş binlerce insan Mösyö Chirac 'ın ''Hepimiz Bizans çocuklarıyız'' sözüne tepki yağdırıyormuş bilgisayarlarda.

Oysa bilge Orhan Birgit , Fransa Cumhurbaşkanı'nın, Türkleri AB'ye üye yapma bâbında vatandaşlarını ikna için Marsilya'da söylediği bu sözle Başbakan Erdoğan 'a ''mükemmel bir Ramazan Bayramı hediyesi'' ve ''Adada iki devlet de neyin nesi ki?'' diyen Kıbrıslı Rumlarla Annan Planı'na ''evet'' demiş olan Kıbrıslı Türklere de ''güzel bir kardeşlik armağanı'' vermiş olduğunu yazdı bile.

Oçeşit kardeşliğe inananların şimdi ne düşündüğünü kestirmek zordur ama, Sayın Başbakan'ın parti tabanında düştüğü durum yüzünden fena halde üzülmüş olabileceğini tahmin etmek zor değildir. Hele, kültürümüzde Bizanslılığın daha çok ''entrikacılık'' la bütünleştirildiğini düşündükçe.

Ama, danışmanları kendisine rahmetli tarihçi ve politikacı Fuat Köprülü 'nün ''Asya'dan gelen Türkler devlet kurumları konusunda İslam âlemi kadar Bizans'tan da etkilenmişlerdir'' biçiminde özetlenebilecek olan ünlü tezini anlatırlarsa üzüntüsünü azaltacak bazı teselli noktaları bulabilir. Bir dahaki buluşmada vücut diliyle bunu Mösyö Chirac'a da anlatıp teşekkürlerini sunacaktır herhalde.

Gelgelelim, Mösyö Chirac'ın durup dururken Marsilya gibi Ermeni ve Rum asıllı insanın hayli bol olduğu bir yerde niçin böyle bir hikmet savurduğunu anlamak daha da zordur.

Ortak paydayı Akdenizlilikte aramak mı? Ne var ki, Batı Roma'nın yıkılışından sonra, Bizans'ın anası olan Doğu Roma İmparatorluğu bir ara, altıncı yüzyıl ortalarında, Akdeniz'in batısına uzanıp eski toprakları fethetmek istemiştir ama, Justinianus kuzeyde İtalya'dan öteye kadar da gitmiş değildir.

Acaba Bizans çökünce ya da çok sonra Osmanlı çökerken o kente göç edip yerleşenlerin hoşuna gitmek mi? Eski defterlerin karıştırılmasından pek memnun olacakları söylenemez onların da. Belki kızmışlardır bile.

Velhasıl, Mösyö Chirac, Demokrasi Birliği lideri Bayrou 'nun deyimiyle öyle bir ''yepyeni tarih yorumu'' getirdi ki, anlayana aşkolsun. Fetih günü meleklerin cinsiyetini tartışanlar dolayısıyla Fransızcaya giren ve ''zamansız, yersiz çekişme'' anlamına gelen ''Bizans tartışması'' sözünü de mi bilmiyordu?

Elbette, herkesten daha çok yorum sıkıntısı çekecek olanlar, İkinci Cumhuriyetçi tayfadır: '' Karen Fogg çocuğu'' olmak varken ''Bizans çocuğu'' olmak ''çağdaş'' lığa ters düşmez mi?

Ama, bunun da çaresi bulunur: Şimdilerde pek moda olan postmodernizm, bazı tanımlamalara göre, içine hayli ''geriye dönüş'' katılan ''bir çeşit ilericilik'' değil midir?
 

Mümtaz Soysal, Cumhuriyet
17.11.04

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız