Medyada 2. Cumhuriyet > II. CUMHURİYET DÖNEMİ BAŞLADI

II. CUMHURİYET DÖNEMİ BAŞLADI

"Dem: AB çerçevesinde yapılan düzenlemeleri ikinci cumhuriyetin hayat bulması olarak değerlendirebilir miyiz?
Mehmet Altan: Tamamen böyle. Bu çok doğru bir tespit. Fakat haizim olanı şudur İkinci Cumhuriyeti Ankara, derin devlet çok düşman ilan etti. Halbuki ikinci cumhuriyetin bugün geldiğimiz noktada, AB sürecinde, bir AB standartlarında demokrat muhalefet olduğu görülüyor. Bu tescil edildi, tespit edildi, ispatlandı. Ankara’daki rejim AB standartlarındaki bir demokrasiyi hain ilan edecek kadar dünyadaki demokrasiden kopuk, içine kapalı bir mezra şeklinde yaşıyordu. İkinci Cumhuriyetin amacı, cumhuriyeti demokratikleştirmektir. Şimdi bunu, Türk toplumun yapamadıklarını AB süreci yapıyor. Bu bir anlamda ikinci cumhuriyet sürecinin de yaşanmaya başlaması anlamı geliyor. Tamamen AB süreci demokratik bir süreçtir. Cumhuriyetin demokratikleştirilmesine yöneliktir. İkinci cumhuriyetinde amacı budur." Haziran 2003 Dem Gazetesi

200 yıllık rüya gerçekleşiyor.

Osmanlı’dan bu yana devam eden batılılaşma mücadelesinde en somut adım 17 Aralık 2004 de Brüksel’de alınan kararla atıldı.

Avrupa’daki Hıristiyan Demokratların ve Türkiye’de ırkçı-Kemalistlerin tüm engelleyici çabalarına rağmen, 200 yıllık rüya gerçekleşme aşamasına girdi.

Türkiye’nin,1959 yılında AET ye (Avrupa Ekonomik Topluluğu) yaptığı üyelik başvurusu, daha sonraları Türkiye’deki içe kapalı ve demokratikleşmeyi askıya alan (askeri darbeler dahil) politikalar nedeniyle ve 1970 li yıllardan itibaren yaşanan Kıbrıs sorunu,1980 li yıllarda eklenen Kürt sorunu,1990 lı yıllardan itibaren ortaya çıkan Alevi sorunu gibi, demokratikleşme ile çözümlenecek olan sorunlar, uzun bir süre Türkiye’nin enerjisini boş yere harcayarak, bu sürecin uzamasına neden olan bir politika izlemesi ile Avrupa’nın geliştirdiği yeni değerlerden bir hayli uzaklaşmış oldu.

Ancak bir dönemin bütün olumsuz gelişmelerine rağmen, son hükümet döneminde bu konu da yaşanan tıkanmanın aşılması yönünde,eskide izlenen statükocu dış politika yerine daha esnek bir politika yürütülerek AB (Avrupa Birliği) üyeliğine daha ciddi yaklaştığını Avrupa ve Türk kamuoyuna göstermiş oldu.

17 Aralık zorlu geçti.

81 yıllık I.Cumhuriyet dönemi ve 41 yıllık AB ye üyelik sürecinin en somut adımı, 17 Aralık 2004 atıldı. Müzakereler için tarih verildi.

Bu yanıta ulaşmak için, henüz uygulamada olmasa da,yasal birçok düzenleme yapıldı.Atılan bu adımlar bazı çevrelerce Sessiz Devrim diye nitelenerek, Türkiye Cumhuriyetin de ikinci bir dönemin de başlangıcı oldu.

17 Aralık AB görüşmelerinde,Kıbrıs konusunda yaşanan ve bir ara kopma noktasına gelen tıkanma,Türk tarafının ‘Uyum protokolünü’ imzalama yerine, sözlü taahhüt vermesi ile aşıldı. Bu durum da 3 Ekim 2005 tarihinde başlayacak üyelik müzakerelerine kadar zaman kazanılmış oldu.Bu süre içinde de Kıbrıs sorununun bir şekilde çözülmesi gerekmektedir.

Bir dönem kapanıyor.

Bu ne anlama geliyor?

Gelişen çağdaş dünyanın gerek ekonomik açıdan gerek siyasi ve sosyal açıdan çok gerisine düşen, Türkiye’nin kaybettiği zamanı telafi etmenin de fırsatını yakalamış olacak.

Tek ırk,tek din,tek ulus, üniter devlet gibi tekleşmenin yerine çok sesli çoğulcu demokrasi, sivil toplum ağırlıklı ifade özgürlüğü, bütün inançlara eşit mesafedeki laik devlet ve hukukun üstünlüğünü hayata geçiren, bireyin haklarını kutsal devletin yerine koyan bir döneme girilmiş olunacak.

Bu reformların devam etmesi ile yaşanacak demokratikleşme sayesinde içerde ve dışarıda tıkanan tüm sorunların da çözüleceğine inanan önemli bir kesim bu döneme II.Cumhurıyet dönemi de demektedir.

Rantçıların beslendiği Ceberut dönem kapanacak.

II. Cumhuriyet süreci ile sorunlarının çözüleceğine inanan kesimler; İslami bir kesim, Kürtler, Aleviler ve Türkiye’nin demokratikleşmesinden yana olan, artık ceberut devlet anlayışı ile bu çağda yönetilmek istemeyen ezici bir çoğunluk bulunmaktadır.

1923 yılında kurulan cumhuriyet, Osmanlı’dan devraldığı sorunları ve kalıpları aşamamış, dar ideolojik kalıplar içine sıkıştırılmış ve çürüme başlamıştır. Bu nedenle demokratik bir hukuk devleti olamamıştır. Bu görüş, yargının en üst kurumu olan Yargıtay başkanlığı tarafından defalarca açıklanarak,bu durumun bir an önce düzeltilmesi istenmiştir.

AB üyeliği,Cumhuriyetin tıkanan demokratikleşme sürecinin önünü açan ve dolayısı ile II.Cumhuriyet dönemini başlatan, bir karar olarak oldukça büyük bir önem arz etmektedir.

Türkiye’de mevcut sistemden rant sağlayan ve ideolojik yaklaşan, Türk ırkçıları ve Kemalistler bu sürece karşı çıkarken ileri sürdükleri sebepler, daha çok şu noktalarda somutlaşmaktadır:

Devletin küçültülmesi ve AB değerlerinin benimsenmesi, Cumhuriyetin temel yapısını bozarak devleti zayıf düşürecek, şu ana kadar bastırılmış çeşitli etnik gruplara ve inanç kültürlere tanınan özgürlükler, ülkenin bölünmesine zemin hazırlayacağı endişesidir.

Bu nedenle üniter devlet yapısını zayıflatan bu sürece karşı sürdürdükleri kampanyalar ve karşı propagandalar son dakikaya kadar devam etse de sonuç vermedi.

CHP genel başkanı Deniz Baykal’ın görüşmelerde yaşanan kriz anında alelacele açıklama yaparak,hükümetin görüşmeleri terk etme çağrısı karşılık bulmadı.

Türkiye de halk ve iktidar AB üyeliği dedi.

Türkiye halkının ve iktidarın kararı ve talebi AB ye üye olmak yönünde gelişti.

Her ne kadar II. Cumhuriyet dönemini savunanlar vatan hainliği ile suçlansalar da, tarihin gelişimi bu tezi savunanları ve AB üyeliğinin,demokrasi kültürünü ülkemizde yerleştirmeye kapı açacağını haklı çıkardı.

Geçmişte 28 Şubat kararlarıyla II.Cumhuriyetçiler ve demokratikleşmeyi savunanların sesi biraz kesilmiş ise de, 17 Aralık’ta AB nin verdiği EVET kararı,bundan sonraki müzakereler dönemi boyunca,Kopenhagen kriterlerinin adım adım yeni dönemin alt yapısını oluşturacağı ve demokrasinin kurumları ile yerleşeceği bir sürecin de başlangıcı sayılmaktadır.

81 yıllık Cumhuriyet döneminin bütün eksikleri, giderilerek; demokrasinin, hukukun üstünlüğünün ve özgürlüklerin ülkeyi bölmeyip,sosyal barışa,refah toplumuna ve toleransa ortam hazırlayacaktır.

Şimdi Türkiye’nin bu müzakere sürecini en kısa ve en verimli kılması için,sistemden beslenen rantçı çevrelere aldırmadan, önünde duran sorunları cesaretle ve hızla çözmesini bekliyoruz.
 

Dem Gazetesi
31.12.2004

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız