Medyada 2. Cumhuriyet > Cemaat ve birey

Cemaat ve birey

'Hayat futbol olsa' diyerek yaşayan bir toplum olduğumuz, 'aydın'ı başta, futbol lafı açılınca söyleyecek sözü, bilgisi, görüşü bol bol bulunan bir toplum olduğumuz için, Cengiz'in '11'i hemen yankı buldu. Anlaşılan, bir süre de bununla gönül eğlendireceğiz.
Tabii, Malezya'nın yanı sıra, dünyanın her yanıyla yakından ilgilenen, nerede ne oluyorsa yakından izleyen, bu yeni olguları sahip olduğumuz derin sosyolojik, siyasi ve ideolojik tarih bilgi birikimine oturtarak değerlendiren bir toplum olduğumuz için, o ülkeyle aramızdaki göz çıkartan benzerlikleri de bir bir tespit, sonra da analiz edeceğiz.
Bütün sorunlar -'arasında' demeyim, hepsinin en önünde- Ertuğrul Özkök'ün 'psikolojik yapısı ve durumu' gibi bir konu da var. Kendisi bununla yeterince ilgilendiği için bizlere çok söz düşmese de, beni kısmen ilgilendirdiğine inandığım bir parçasına değineyim.
Cengiz Çandar takımını -oyuncularına danışmadan- kurunca, çok zaman olduğu gibi buradan 'ilginç' bir şey çıkacağını ilk gören Ertuğrul Özkök oldu. Bu gibi 'takım'lar, 'camia'lar, hatta 'mahalle'ler de özel ilgi alanına girdiği için, o 'takım'ı gerçek bir takım -herhalde antrenörü ve antrenman tarzı, teknik yöneticisi ve oyun tarzı, oyuncuları arasında koordinasyonu olan bir takım- olduğunu varsayarak 'Desteğiniz kayıtsız şartsız mıdır?' yollu sorular da sordu. Ertesi gün, 'Fikir teröristleri' filan dediği birilerine, 'Liberal ve demokrat ittifakı' dediği birilerine çatmaya devam etti.
Türkiye medyasında, son zamanlarda çok sık ve yaygın başvurulan bir polemik tekniği var. Oldukça gevşek tanımlanmış bir grup seçiyorsunuz, ama herkes o grubun içine birilerini dahil ediyor, siz de bundan memnun kalıyorsunuz; sonra, diyelim onlardan birinin yaptığı ya da yaptığını sizin iddia ettiğiniz bir şeyi, orada olduğu varsayılan herkesi de ima edecek veya içerecek biçimde yazmaya girişiyorsunuz. 'Bana mı dedin?' desek, 'Yo, senin adın geçmiyor ki' diye cevap alacağız. Üstümüze alındığımız için komik duruma düşme tehlikesi de var üstelik.
Dediğim gibi, 'liberal ve demokrat ittifakı' yollu, tanımsız, belirsiz birtakım 'topluluklar'a bir şeyler söylemek, bir yandan yakınılan 'cemaatçilik' mevzilenmesini sürdürmenin en uygun yöntemi, aracı. Bu arada, çıkıp birine açıkça sövme cesareti bulamayan birtakım yüreksizlerin, içlerini boşaltmalarına yardımcı olan bir usul.
'Ben bireyim', 'Ben hiçbir takımdan değilim' diye kıyamet edenler (böyle olmak erdem midir, doğru mudur, eğri midir, ayrı konu), karşılarında gördüklerinden bazılarının da öyle olup olamayacağı üstüne iki dakika kafa yorarlarsa, kendi sözleriyle daha tutarlı olurlar.
 

Murat Belge, Radikal
29.09.2007

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız