Medyada 2. Cumhuriyet > CHP’de karar günü

CHP’de karar günü
 

 

CHP kurultaylar tarihine bir yenisini ekliyor... Bugünkü Kurultay, Parti Meclisi’ni yeniden belirleyecek, böylece Kemal Kılıçdaroğlu artık Önder Sav’ın değil, bizzat kendisinin belirlediği kadroyla çalışma imkânı bulacak...
CHP bir yol ayrımında bulunuyor...
Ya Cumhuriyetin temel değerlerini, sosyal demokrasiyi, Atatürk ilkelerini savunan parti kimliği edinecek...
Ya da AKP’nin ve ikinci cumhuriyet ilkelerinin peşinden sürüklenen, renksiz, kokusuz, sıradan bir parti kimliğine yönelecek...
Bugün seçilecek kadronun niteliği, izlenecek siyasetin de ipuçlarını verecek...
Deniz Baykal yıllardır iktidara gelmek konusunda isteksizlikle suçlanıyordu. Ama özellikle son dönemde iyi muhalefet yapıyordu.
Kemal Kılıçdaroğlu göreve geldiği 6 aydan bu yana aynı gücü gösteremedi. Türban, Güneydoğu, laiklik politikaları tereddüt yarattı.
Eğer üç beş gayretli milletvekili kendi çabasıyla birtakım sorunları eşelemese CHP bu süreçte tam bir sessizliğe gömülecekti. CHP bundan sonra ulusal değerleri savunan, dinamik, çağdaş gerçekten iktidar alternatifi bir parti olabilecek mi? Ana soru budur....
Kılıçdaroğlu şimdilerde yolsuzlukları ortaya atıyor, “Erdoğan’ı oradan indireceğim” gibi sert demeçler veriyor. Bunlar iyi. Ama iktidar olmaya yetmez.
İktidar olmak için AKP’nin politikalarını dikkatle izlemek, hataların altını çizmek, alternatif üretmek, CHP iktidara geldiğinde hangi sorunu AKP’den daha farklı nasıl çözecek, bunları halka anlatmak gerekir. CHP’ye gerekli olan bu konuları çözecek bir program kurultayı idi.

 

2010 yılında dünyada 42 gazeteci öldürülmüş.
Uygarlık ne kadar güzel bir şey. Biz öldürmüyor, hapse atıyoruz!
Fahrettin Fidan

 

12 Eylül referandumundan sonra pek çok anayasa maddesi değişti, ama şu ana kadar bu değişiklikler arasında sadece iktidarın yargıyı ele geçirme kısmının hayata geçtiğine şahit olabildik...
* * *
Balyoz sanıkları reddihâkim istemiş.
Hâkimleri artık iktidar belirledikten sonra ne fark eder ki...
Haldun Ertem

 

Kefil...
Cumhurbaşkanı Gül, Kayseri’deki yolsuzluk iddialarıyla ilgili olarak bir gün önce “Taraf olmamak için kendimi tutuyorum” demişti... Kendisini tutamadı. Bir gün sonra Kayseri Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’ye sahip çıktı:
- Kendisini çok yakından ve iyi tanırım. Son derece çalışkan, temiz, dürüst, şeffaf bir belediye başkanımızdır. Sonuna kadar kefilim, deyiverdi...
Orgeneral Büyükanıt, Şemdinli sanığı astsubay için:
- Kendisini tanırım iyi çocuktur, dediği için yıllarca topa tutuldu... Gül’ün kefaleti daha da çarpıcı. Ama pek tepki yok!
Acaba Cumhurbaşkanı neden böyle bir kefalet öne sürdü? Neden kendini tutamadı?
Kimi yakınlarının Kayseri Belediyesi’nden ihale aldığı yolundaki söylentilerin aslı var mı?
Bu kefalet olayının altından çok ilginç şeyler çıkabilir... Çıkmasa da.. Cumhurbaşkanı şimdiden adil yargıyı etkileme sorumluluğu altındadır.

 

Meydan boş!
Demokratik Toplum Kongresi eşbaşkanları Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk, PKK’nın kuruluş yıldönümünde Hakkâri’de kürsüye çıktılar, binlerce kişiye:
- Kürtler artık kendi kendilerini yönetmek istiyor, diye seslendiler...
Abdullah Öcalan hemen her gün İmralı’dan talimat veriyor.
Özerk Kürt Bölgesi hazırlıkları hızlanıyor.
Geçen pazartesi günkü Milliyet’te şu haber yayımlanıyor:
“Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde uzun süredir Öcalan’ın çerçevesini çizdiği ‘demokratik özerklik’ projesine uygun faaliyet yürütülüyor. Halkın bir bölümü polis ve mahkemeler yerine sorunlarını çözmek için örgüte yakın kurumlara başvuruyor. BDP ilçe yönetimi binası sorunlarını çözmek isteyen vatandaşların akınına uğruyor.
İlçenin girişi polisin denetiminde görünürken iç kesimler örgütün asayiş güçleri tarafından kontrol ediliyor. Polis ve asker mecbur kalmadıkça örgütün kontrol ettiği bölgeye girmiyor...”
Adamlar açık açık Güneydoğu’da devlet kuruyorlar.
İktidar ve ana muhalefet bu tabloyu sadece seyrediyorlar.
Meydanı boş bulan BDP lideri Selahattin Demirtaş, “Kürtlerin yaşadığı bölgelerde iki dilli hayat olacaktır” açıklamasını yapıyor. Daha da çarpıcı olan ağzından çıkan şu sözlerdir:
- Devletin yasal ve anayasal düzenlemelerini beklemeyeceğiz...
Kürt lider resmen yasalar ve Anayasa’ya meydan okuyor...
TSK’nın dünkü açıklaması bu koşullarda geliyor... Güneydoğu gündemin ilk sırasına yükseliyor.

 

Hani demokrasi!
İngiltere merkezli Economist dergisinin 167 ülkeyi kapsayan araştırmasında Türkiye iki yıl öncesine göre iki sıra gerileyerek 89’uncu oldu.
Türkiye ne ilk gruptaki “tam demokrasiler” ne ikinci gruptaki “kusurlu demokrasiler” kategorisine girebildi. Nikaragua, Tanzanya, Filistin, Uganda, Pakistan ve Haiti gibi ülkelerin yanında yer aldı... Lübnan bile bizi geçiyor...
Emekli diplomat Uğur Ergun dostumuz soruyor:
- Hani askerin geri çekilmesi Türkiye’ye demokrasi getirecekti?

Melih Aşık, Milliyet

18.12.2010

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız