Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Bahçeli: Türkiye seçim ortamına girmiştir

Bahçeli: Türkiye seçim ortamına girmiştir

MHP Lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, "Seçimden kaçılan her gün, MHP'nin tek başına iktidara gelmesini pekiştirmekten başka bir şey değildir" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye'de son dönemlerde yaşanan sorunların, devletin bekasını etkileyecek, rejimin güvenliğini zedeleyecek boyutta olduğunu ileri sürerek, Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı'nın da aralarında bulunduğu diğer kurum yöneticilerinin katılımıyla ''Devlet Zirvesi'' düzenlenmesi gerektiğini söyledi.

Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, Türkiye'nin, 7 yılı aşkın süredir, tek başına iktidar gücünü israf eden, huzur, refah ve kalkınma bekleyen milletin bekasına musallat olan bir yönetim çaresizliği ile yüz yüze olduğunu ileri sürdü.

''AKP zihniyetinin serseri bir mayın gibi devlet ve toplum hayatımızda yapmakta olduğu tahribat her geçen gün ağırlaşmaktadır'' diyen Bahçeli, Türk milletinin her alanda çözümsüzlüğün içine itildiğini, AK Parti iktidarının maddi ve manevi tahribatından etkilenmeyen, hasar görmeyen hiçbir kurum, değer ve kimsenin kalmadığını öne sürdü.

''Ülkeyi puslu ve karanlık bir yola sokarak uçurumun kenarına kadar sürükleyen zihniyet sahiplerinin, Türk milletinin üzerine bir kabus gibi çöktüğünü'' ifade eden Bahçeli, bugün, Hükümetin, hiçbir sorun karşısında direnecek, çözecek ne gücünün ne ahlakının ne anlayışının ne de niyetinin kaldığını iddia etti.

Türkiye'nin bu yükü taşımaya artık tahammülünün kalmadığını, bıçağın kemiğe çoktan dayandığını belirten Bahçeli, ''Bütün bu hastalıklı yapıdan kurtulmak için tek çare seçime giderek, milletin hakemliğine başvurmaktır. Türk milleti için hesaplaşma günü yaklaştı, Başbakan Erdoğan ne kadar direnirse dirensin, Türkiye seçim iklimine girdi. Milli iradenin şamarı, ar ve haya duygusunu, vicdan ve insafını kaybetmiş olanların yüzünde mutlaka patlayacaktır'' diye konuştu.

-''TOPLUMUN AHENGİ BOZULDU''-

Bahçeli, yaşanan gerilimler ve şahit olunan hukuki gelişmelerle, devletin ve toplumun ahenginin tamamen bozulduğunu, milleti ve devleti bir arada tutan dengelerin temelden sarsıldığını ileri sürdü.

Adalet, emniyet, ordu, üniversite gibi temel kurumların birbirine düşürüldüğünü, bu kurumların kendi iç bünyelerinde keskin ayrılıklar ve tartışmalar yaşandığını ifade eden Bahçeli, ''Devam eden hukuki süreçler bile kutuplaşmanın malzemesi haline getirilmiş, müesseseler arasındaki uyumsuzluk meydan okumaya kadar dönüşmüştür. Türkiye tıpkı bir savaştan, çıkmış yorgun, bezgin ve çıkış arayan bir yenilmiş devletin sancılarını, arayışlarını ve bunalımını yaşamaktadır'' diye konuştu.

Kurumlar arasındaki yapısal sorunların bugünün meselesi olmadığına da dikkati çeken Bahçeli, ''Ne var ki bugün karşımıza tam yıkım olarak çıkmış olmasının nedeni, bu sorunları tedavi etmek yerine kangrene dönüştüren, dünde kalmış kinlerini bugüne taşıyan intikamcı bir Hükümetin varlığından kaynaklanmaktadır'' iddiasında bulundu.

Bahçeli, her seçim yaklaştıkça AK Parti'nin, sahte bir mağduriyet üzerine inşa edilen gerilim stratejisi sahnelediğini, içi boş bir demokrasi savunmasıyla sözde darbe karşıtlığına oynadığını ileri sürdü.

Karşılarına çıkarılanların, eski oyunların yeniden ısıtılmasından başka bir şey olmadığını dile getiren Bahçeli, şunları kaydetti:

''Bugün Cumhurbaşkanı ve Başbakan dışında birbiriyle uyumlu ve işbirliği yapan makam ve organın kalmamış olması dikkat çekici ve kuşku uyandırıcıdır. Bu gidişatın devamı mümkün değildir. Kim ne derse desin, yaşanan devlet krizidir. Rejim krizini de davet etmektedir. MHP olarak, ülkemizin sorunlarına demokratik nizam içinde müdahil olmayı, yaklaşan tehlikeler karşısında herkesi uyarmayı, büyük Türk milletinin kendisinden beklediği milli bir sorumluluk ve görev olarak görmektedir.''

-HER KESİME ÇAĞRIDA BULUNDU-

Toplumun her kesimine, devletin her kurumuna açık çağrılarının bulunduğunu dile getiren Bahçeli, yaşanan gerilim ve çatışmanın yanısıra çözümün de taraflarından birinin kuşkusuz adalet kurumu olduğunu söyledi. Bahçeli, ''Herkes hukuka inanmalı tecelli edecek sonuçlara rıza göstermelidir. Eğer birlikte yaşamak ve mülkü temeliyle birlikte korumak istiyorsak önümüzde başka bir seçenek yoktur'' dedi.

Hukukun da tamamen kendi mecrasında ve tartışmaya meydan verilmeyecek kurallarıyla işlemesi ve işletilmesi gerektiğini ifade eden Bahçeli, şöyle dedi:

''İçten veya dıştan kaynaklanan ideolojik önyargılar, sinsi kaygı ve hevesler, kişisel hırs ve hedefler, demokrasi dışı arayış ve niyetler, sürece kesinlikle müdahil olmamalıdır. Bu konuda, adaletin bir gün herkese lazım olacağı akıllardan çıkartılmamalıdır.

Gündemde olan yargı sürecinin hassasiyeti dikkate alınarak, iktidar, muhalefet, adalet, ordu, üniversite, medya ve bütün sivil toplum kuruluşları aralarındaki sonuçsuz tartışmaları, atışmaları ve kışkırtıcı beyanları gerilimin ateşi düşünceye kadar ertelemelidir. MHP, önümüzdeki ilk genel seçime kadar önerdiği bu sükunet, istikrar ve toparlanma sürecine katkı yapmaya, iyi niyetli işbirliğine hazır ve kararlıdır.''

Yaşanan kargaşanın bir nedeninin de yoğun bir karalama ve karartma kampanyasının medya üzerinden yapılması olduğunu ifade eden Bahçeli, yaşanan sorun alanlarıyla ilgili olarak elinde bilgi, belge, doküman ve delil bulunan herkesin, konuyu medyaya taşımadan doğrudan ilgili adli makamlara iletmesi gerektiğini bildirdi.

-ZİRVE ÇAĞRISI-

''Sorun devletin bekasını etkileyecek, rejimin güvenliğin zedeleyecek boyuttadır. Bu itibarla devleti teşekkül ettiren Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Başbakan, yüksek yargı organlarının başkanları, Genelkurmay Başkanı ile gerek görülecek diğer yöneticilerin katılımıyla 'Devlet Zirvesi' düzenlemelidir''diyen Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Bu toplantı sonucunda toplumun ihtiyacı olan huzur ve güvenin tesis edileceğine dair sağlam güvenceleri içerecek bir mutabakatla 'irade beyanı' kamu oyuna açıklanmalıdır. Bu konuda muhatap olan herkes tarih ve millet önünde vebal altındadır ve sorumluluklarını yerine getirmekle yükümlüdür. Önerdiğimiz bütün çözüm yolları ve yöntemleri, yalnızca aktüel gündem üzerinde kalmamalı, yolsuzluklar, suistimaller, kayırmalar, ahlaki çözülmeler gibi alanlarında tahkikatını kapsayacak şekilde topyekun bir uzlaşma zemini tesis edilmelidir. Adaletin tecellisinde sonuç kadar önemli olan husus hukuki sürecin vicdanlarda da onay görmesidir. Beklentimiz, suç ve suçlu ararken, masum insanların şeref ve haysiyetlerini incitecek davranışlardan uzak durulması, uygulamaların hukuki ancak insani çerçevede ve süratle ele alınmasıdır. Hukuk sürecinin hızlı ve etkili olarak ve tam bir adaletle sonuçlaması beklentimizdir. Bu süre sonunda adaletin eleğinden geçemeyerek suçları sabit görülenler mahkemenin vereceği hükme boyun eğmek durumundadır. Ancak suçu bulunmadığı anlaşılanlar hakkında, haftalarca aleyhte kampanya düzenleyenler ve olmadık iddialarda bulunanlar kamuoyu önünde özür dilemekle sorumlu olacaklardır.''

-''TBMM AÇIK VE ÇALIŞIYOR''-

TBMM'nin açık olduğunu ve yasama organının çalıştığını vurgulayan Bahçeli, ''Adalet sistemi faaldir ve görevinin başındadır. Türk Silahlı Kuvvetleri yine terörle mücadele ve savunma görevinin şuurundadır. Hükümet yanlışlarına rağmen işbaşındadır. Bu yapının yaşadığı ağır sorunları aşmak, yıkmadan onarmak, kırmadan tamir etmek iyi niyetli, sağduyulu çabaları gerektirmektedir. Bu konuda en büyük görev siyasete düşmektedir'' diye konuştu.

Bahçeli, Milli Güvenlik Kurulu toplantısının ardından yapılan resmi açıklamaya da değinen Bahçeli, ''Yapısı ve temsil şekli değişen bu kurulun Hükümetin siyasi düşüncelerini meşrulaştırmaktan, Hükümet tasavvurlarını devlet projesi haline getirmekten öte bir anlam taşımadığı ortaya çıkmıştır. İşin tehlikeli olan yanı ise, kurul marifetiyle yapılan tavsiyelerde kurul üyelerinin tamamının töhmet altına giriyor olmalarıdır'' iddiasını dile getirdi.''

***

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Yeni bir anayasayı hazırlamak, ancak yenilenmiş bir vicdan, aklanmış ahlak ve tertemiz siyasi erdemin yapacağı ve sonuç alacağı bir girişim olmalıdır'' dedi.

Bahçeli, partisinin grup toplantısında, yeni anayasa ve anayasa değişikliği konularına değindi. Değişen topluma cevap verecek anayasalara ihtiyacın doğal olduğunu, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve demokratikleşmenin tesisinde yeni bir toplum sözleşmesinin yapılmasında yararlar bulunduğunu belirten Bahçeli, bu sözleşmeyi yaparken milletin ve devletin birliğinden, bütünlüğünden ve yurdun her yanında yaşayan insanların bin yıllık kardeşliğinden fedakarlık yapamayacaklarını söyledi.

''Bize göre, Cumhuriyet, demokrasi ve millet varlığının devamı, birbiriyle çelişen ya da birbirinin alternatifi olan tercihler ve kıymetler değildir, olmamalıdır'' diyen Bahçeli, bu değerlerin birini yükseltirken, diğerini zayıflatmak anlayışına cevap vermelerinin söz konusu olamayacağını belirtti.

Yeni bir anayasaya ya da anayasada değişikliklere ihtiyaç olduğunu vurgulayan Bahçeli, anayasayı değiştirecek siyasi zeminin niteliği, değişimin zamanlaması ve değiştirecek olanların liyakatine dikkati çekti.

Bugüne kadar millet yararına hiçbir adım atılmadığını, dokunulmazlıkların kaldırılmasına yanaşılmadığını, Alevi sorunuyla ilgili çözüm önerilerine aldırış edilmediğini, temiz toplum, temiz siyaset ve temiz yönetim tekliflerinin reddedildiğini ifade eden Bahçeli, şunları söyledi:

''Yaptığımız bütün tekliflere 'herkes işine baksın' diyerek kulağını kapatmış bir siyaset anlayışının, anayasa değişiklik çağrılarına yetki tazelemeden, seçime gitmeden destek olmamız mümkün değildir. Yeni bir anayasayı hazırlamak, ancak yenilenmiş bir vicdan, aklanmış ahlak ve tertemiz siyasi erdemin yapacağı ve sonuç alacağı bir girişim olmalıdır. Anayasa, sicili bozuk, sabıkası kabarık, lekelenmiş zihniyetlerin değiştireceği bir metin değildir. Bu tür bir kafa yapısının, bu tarz bir ahlak zafiyetinin imzalayacağı bir belge de mutlaka karşılıksız çıkacaktır. Köhnemiş, çürümüş, tükenmiş ve teslim olmuş zihniyetlerden tertemiz ve yeni bir toplum sözleşmesi beklemek abesle iştigaldir, beyhude bir hevestir ve eşyanın tabiatına da aykırıdır.''

Anayasanın değişmesi için gerekli uzlaşma zemini ile bu değişimi gerçekleştirecek olanların arasında uyum ve işbirliği arzusu bulunmadığını kaydeden Bahçeli, Anayasa değişikliğinin ancak, siyasi istikrarın olduğu, toplumun huzur içinde bulunarak sağlıklı yorumlar yapabildiği, devletin ve organlarının ahenk içinde çalıştığı bir ortamda yapılabileceğini söyledi.

Bahçeli, anayasa değişikliği konusunda yegane çözüm yolunun; TBMM'de oluşturulacak Anayasa Değişikliği Uzlaşma Komisyonu aracılığıyla mutabık kalınacak maddeler üzerinde ''Demokratik Sözleşme'' yapılması, kararın 24. Döneme bırakılması olduğunu savundu.

MHP'ye yönelik iftira ve suçlamalar yapıldığını belirten Bahçeli, ''Gönlü millet sevgisi ile dolu, yüreği al bayrağımız için çarpan milyonlarca Türkiye sevdalısına her gün hakaret eden bir zihniyetle işbirliği yapmamız asla söz konusu olmayacaktır'' dedi.

-''...STATÜKOCU OLMAYI SÜRDÜRECEĞİZ''-

Kurumlararası ve kurumlariçi çatışma ve çekişmelerin bir örneğinin geçen hafta yaşandığını anlatan Bahçeli, devam eden hukuki süreçlere siyasilerce müdahale edildiğini, bunun yanı sıra yargının kendi içinde gelişen bir olaya müdahil olduğunu söyledi.

Gelişmeler netleştikten sonra partileri tarafından açıklama yapıldığını, bu açıklamanın ardından AK Parti tarafından karşı açıklama yapıldığını hatırlatan Bahçeli, bu açıklamada MHP'ye yönelik ''statükocu'' iddiasında bulunulduğunu belirtti.

''Bizim ne bozulmuş bir sistemin devamından yana durmak gibi bir niyetimiz vardır ne de sözde milletten yana görünmek için devletin temelini dinamitlemek gibi bir alçalmanın tarafı olmak gibi bir hevesimiz bulunmaktadır'' diyen Bahçeli, şöyle devam etti:

''Statükocu olmak, şehide sahip çıkmaksa, gaziye hürmet etmekse, 'bayrağım, vatanım, yurdum, milletim, ecdadım' demekse, biz statükocu olmayı sürdüreceğiz. Statükoyu değiştirmek, PKK ile kucaklaşmak, Peşmergeyle kaynaşmak, teröriste af çıkarmak ise biz statükocu olmayı sürdüreceğiz. Statükocu olmak, yurdumun her yöresini sahiplenmekse, köke, kökene, mezhebe bakmaksızın hepsini 'milletim' diyerek bağrımıza basmaksa, statükocu olmayı inadına sürdüreceğiz.

Statükoyu değiştirmek, milleti parçalara ayırmak ise Gavurdağı-Sivas hattı dedikleri sınırın ötesini gözden çıkarmak ise Hakkari'yi İzmir'den, Ağrı'yı Edirne'den, Van'ı Antalya'dan ayırmaksa, biz buna sonuna kadar karşı çıkacağız ve statükoyu sürdüreceğiz. Statükoyu korumak, ülkemizi küresel zalimlerden esirgemekse, alçakça dayatmalara direnmekse, Müslüman katilleriyle yapılan eşbaşkanlıkları lanetlemekse, biz statükoyu sonuna kadar sürdüreceğiz. Statükoyu değiştirmekten, statükoyu korumaktan AKP'nin anladığı buysa, siz küresel senaryolara figüran olun, zulme taşeronluk yapın, statükoyu değiştirin. Biz, Başkent Ankara'yı savunalım statükoyu koruyalım. Siz isyanları överek, bebek katili ile pazarlık yaparak statükoyu değiştirin, biz ecdada sahip çıkarak, milletimize sevdalanarak statükoyu koruyalım. Eğer statükocu olmamızdan kasıt buysa, evet biz vatanın, milletin, devletin birliği konusunda ısrarla ve inadına statükocuyuz. Statükocu kalmaya da devam edeceğiz.''

-TÜRKİYE'NİN KREDİ NOTUNUN ARTMASI...-

AK Parti hükümetinin, özellikle yabancı derecelendirme kuruluşlarının raporlarına, uluslararası finans çevrelerinin çalışmalarına tutunarak ülke gerçeklerinden kopuk bir tavır içine girdiğini ileri süren Bahçeli, not artırımları sayesinde, iktidar partisinin ekonomiye bahar havasının geldiğini ispat etmeye çalıştığını söyledi.

Uluslararası finans kuruluşlarının, ihtiyaç olan yabancı sermayenin gelmesi ve dış yatırımların yapılabilmesi için önemli bir referans kaynağı olduğunu belirten Bahçeli, ülkenin gerek ekonomisinde gerekse de sosyal ve siyasal yapısında iyiye giden hiçbir şeyin olmadığını, ''arkası arkasına gelen not artırımlarının, Türkiye'nin aleyhine işleyecek bir ilişkiler ağını ördüğü'' yönünde endişe duyduklarını bildirdi.

Çiftçi ve işçilerin sorunlarının gün geçtikçe büyüdüğünü, esnafın kirasını ödeyemediğini, sanayicinin fabrikasına kilit vurmak üzere olduğunu öne süren Bahçeli, ''Peki, durum böyleyken, neye bakarak ve hangi kriterlere dayanarak ekonomideki performans artışından bahsedilebilmektedir? Vatandaşlarımızın içler acısı sıkıntıları ortada dururken, Başbakan Erdoğan'ın not artırımlarıyla övünmesi; tükenmiş ve dışarından gelen her açıklamaya boyun eğmiş bir ruh halinin göstergesidir'' dedi.

İç ve dış borç stokundaki artışa dikkati çeken Bahçeli, ülkenin borç yükünde bir azalma veya hafifleme olmadığı için kredi notunun yükseltilmesinin gerçekçi ve inandırıcı olmadığını söyledi.

2001 krizinin hemen sonrasında yürürlüğe koydukları ''Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı'' nedeniyle bugün bankacılık sektöründe sorun yaşanmadığını kaydeden Bahçeli, şöyle konuştu:

''Küreden yayılan finansal kriz dalgasında, Türk finansal sisteminin ayakta kalmasının yegane nedeni, Hükümet ortağı olduğumuz dönemde aldığımız doğru ve yerinde kararlardır. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının not artırımlarına sevinen Başbakan Erdoğan ve yol arkadaşlarının başını soktukları kumdan çıkartarak gerçeklerle yüzleşmesi, bundan sonraki süreçte ülkemizin hayrına ve yararına olacaktır. Milletimizin büyük çoğunluğu, asgari ihtiyaçlarını karşılamaktan son derece uzaktır. Başbakan Erdoğan'a göre bunlar normaldir ve olağan şeylerdir. Nasıl olsa artan et fiyatlarından rahatsız olmasına gerek yoktur. Ucuz ekmek kuyruğu gibi bir derdi, çocuklarına harçlık verme gibi bir kaygısı bulunmamaktadır. Onun yerine bunları düşünecek ve gerekenleri yapacak olan iş adamları vardır ve devlet ihaleleriyle gün be gün palazlanmaktadırlar.''

-''ANASININ DİLİ NE OLURSA OLSUN...''-

Toplumsal huzursuzluk, gerginlik ve çatışma alanlarının her geçen gün genişlediğini savunan Bahçeli, Türkiye'nin bugün içine düştüğü ''Kriz, Kargaşa, Kaos, Korku, Kutuplaşma, Kavga, ve Karanlık''tan oluşan ''7-K''lı tahribat zinciri karşısında, MHP'nin kurtuluş ve yükseliş arayanların ümidi haline geldiğini savundu.

Kucaklaşmak için fırsat arayan bütün vatandaşları, köken, mezhep, yöre gözetmeksizin üç hilalin etrafında buluşmaya davet eden Bahçeli, ''Kaybedilecek zamanımız yoktur. Tereddütle geçirilecek vaktimiz yoktur. Birliğimizi tehlikede görenler, dirliğimize tehdit görenler, saflarını sıklaştırmak, güçleri birleştirmek zorundadır. Bizlere yol arkadaşlığı yapacak bütün vatanseverleri, nerede doğmuş bulunursa bulunsun ve anasının dili ne olursa olsun, Milliyetçi Hareketin bayrağı ve ilkeleri altında toplanmaya çağırıyorum'' diye konuştu.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, çağrısı kapsamında ilk adımı kendisinin atacağını belirterek, Aydınlık Türkiye Partisine bir ziyaret gerçekleştireceğini söyledi.

''Baba ocağından ayrı düşmüş dava arkadaşlarımı partimde görmekten mutlu olacağımı belirteceğim'' diyen Bahçeli, MHP'nin buluşma ve kucaklaşmanın merkezi haline geleceğini savundu.

Zaman, 23.02.2010


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.