Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Erdoğan: Ana muhalefet liderine can kurban

Erdoğan: Ana muhalefet liderine can kurban

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında konuştu. İşte konuşmasından satır başları:

- Hükümet olarak Antalya ve Edirne’de tüm tedbirleri alıyoruz. Vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

- Bu hafta sonunda bazı sanatçılarımızla bir araya geliyoruz. Milli birlik ve kardeşlik süreciyle ilgili düşüncelerini alacağız. Yine İstanbul’da TOKİ açılışlarını yapacağız, Pazar günü bazı çalışmalarımız olacak ve akşam İspanya’ya hareket edeceğiz. Türkiye İspanya arasındaki, bazı ülkelerle başlattığımız, işbirliği noktasında bir tanesini de İspanya ile yapıyoruz.

RUM TARAFI KIYMET BİLSİN


- Kıbrıs’ta iki taraf arasındaki müzakereler devam ediyor. Türkiye ada’da kalıcı bir çözüme ulaşılmasında tam bir destek veriyor. Kapsamlı çözüm ilgili taraflar açısından yegane çıkış yoludur. Bu hedefe aslında çok yaklaşılmış durumda. Rum tarafının bu çabaların kıymetini bilmesi ve karşılık vermesini bekliyoruz. 

- Güneyin liderleri niçin Türkiye bizimle masaya oturmuyor demişlerdir. Bu noktada bizim muhatabımız sizler değilsiniz, bunu 4’lü yapalım diyorduk. Kuzey bizim bu konuda muhatabımız değil diyorlar.

- Geçen hafta Perşembe günü GAP Yüksek Kurulu’nu toplayarak, bölgesel projelerimizde geldiğimiz noktayı değerlendirdik. Bölgesel kalkınma projelerine yeni bir vizyonla can suyu verdik. Mayıs 2008’den itibaren yeni bir eylem planına rağmen bu projeleri hızlandırdık.

GAP PROJELERİ

- GAP projesi kapsamında bölgedeki kalkınmaya ivme kazandıracak şekilde, sulama ve karayolu projelerini hızlandırdık.

- DAP için 2008-2010 döneminde yaklaşık 3.7 milyar TL, yani 3.7 katrilyon tahsisat yapıldı. 2010 yılında bu bölgeye yapılan tahsisatta yüzde 40’lık artış sağlandı.

- KOP’ta, toplam 703 bin hektar alanın, toplamda 421 bin hektarı sulamaya açıldı. Önümüzdeki bağbaşı barajı ve mavi tünel tamamlanacak. 17 km’lik tünele havzaya su aktarılacak.

- Enerji alanında iki önemli proje üretiyoruz. Ilısu Barajı ve Hidroelektrik santrali projesine kredi temin edildi ve baraj inşaatına hızla devam ediliyor. Bunun bir çok özelliği var.

HER TÜRLÜ YALAN SÖYLENDİ

- Hasankeyf gidiyor. Hasankeyf şöyle olacak böyle olacak. Her türlü yalan söylendi. Aslında bu proje Hasankeyfi kurtarma projesidir aynı zamanda.

- Biz şimdi yeni bir Hasankeyf kuruyoruz. Tarihi eserlerin bir yerden alınıp bir yere taşınması artık sorun olmaktan çıktı. Bunun yanında Hasankeyf ilçesi denize nazır bir ilçe haline geliyor.

- Edirne’den yola çıkın Hakkari’ye kadar, Muğla’dan çıkın Ağrı’ya kadar sürekli inşaatlar göreceksiniz, alt yapı çalışmaları göreceksiniz, büyük yol projelerine şahit olacaksınız. Rüzgar enerjilerinin Türkiye’de nasıl çalıştığını göreceksiniz.

- Kamu yatırımlarının tamamlanma süresi 2001’de 9.5 yıl idi. Bugün bu süreyi biz 4.5 yıla kadar düşürdük. Nereden nereye.

- Ben muhalefete diyorum. Ankara’dan bakınca Harran Ovası, Muş Ovası, Konya Ovası görünmez. Bu muhalefetin yaptığı tek şey Ankara’dan kriz üretmek.

- Çetelerin gönüllü avukatlığını üstlenenler, Ankara’nın doğusuna geçip oralarda nelerin yaşandığını göremezler.

- Sayın Baykal, bizim oy oranımız seni neden bu kadar ilgilendiriyor? Çok mu yoksa oy oranımız. Oranımızın anketlerde nasıl çıktığını biz takip ediyoruz. ama anketler senin hakkında ne söylüyor, partin hakkında ne söylüyor.

ÇABAN PARTİNİN BAŞINDA KALABİLMEK İÇİN

- Sayın Baykal, sen iktidar olmak için değil, partinin başında kalabilmek için gayret sarf ediyorsun.

- Sosyal demokratlar şu anda seni konuşuyor sayın Baykal. Eğer bir seçime girdi kazanamadı, ikinci seçime girdi kazanamadı, üçüncüsü durmaz diyor. Sen nasıl duruyorsun yahu, o koltuk ne tatlıymış. Çakıldın kaldın diyorlar, bunu onlar söylüyor.

- Ama tabi ben memnunum bundan. Senin gibi ana muhalefet liderine can kurban, yeter ki orada kal. Psikoloji biliminde sayın Baykal’ın bu yaklaşımına yansıtma derler. Kişi kendisindeki olumsuz durumları bir başkasına yakıştırır. Yansıtmanın ileri derecesi, düşünce sapmasıdır ki bu taşkınlıktır. En tehlikelisi de halüsinasyondur. Kendisini darı ambarında görmeye başlamaktır.

- Türkiye’de yasama yürütme ve yargı her türlü etkiden uzak bir şekilde, işlevlerini yerine getiriyor. Kurumlarımız tam bir uyum içerisinde. Koordinasyon içinde çalışmalarına devam ediyor. Yargının aldığı her kararı biz de memnuniyetle karşılamıyoruz.

- Sayın Baykal, işine gelen yargı kararları karşısında şeriatın kesitği parmak acımaz derken, bazen de hükümeti yargıya müdahaleyle suçluyor. Yandaş yargı oluşturmak gibi ithamlarda bulunuyor.

- Hükümet ne zaman adım atsa, Anayasa Mahkemesi’ne koşuyorlar. Peki o zaman milli egemenlik demokratik irade nasıl tecelli edecek? Siz yasama ve yürütmeyi yargı yüzerinden etkisiz hale gelmeye çalışırsanız, o zaman Meclis’te ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ sözü ne anlam bulacak?

KİM İNANIR

- Yargı sizin istediğiniz gibi karar verirken yargıyı yüceltir, farklı kararlarda yargı AK Partili olmakla suçlarsanız size kim inanır?

- Baykal, Habur’daki bir takım hezeyanlarda bulunuyor. Gensoru önergesi vereceklerini ifade ediyorlar. Gensoru da bu ülkede yalama oldu. Diyarbakır valiliğinin, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı müracaat nedeniyle, güvenlik nedeniyle oraya gidilmiştir.

- Türkiye’de ilk kez vuku bulan bir durum da değildir.

- Ergenekon davasının Silivri’de görülmesi Abdullah Öcalan davasının İmralı’da görülmesi çok açık örnekleridir. Orada adalet sarayı mı vardı, adliye mi vardı? Demek ki bunun gerekçeleri var. Baykal’ın iddiaları tamamen uydurmadır, tamamen yalandır.

- Devamlı dinlendiklerini söylüyorlar, Ahmet Türk’te Atalay konuşurken, onlar da dinlediler heralde. Sayın Türk böyle bir konu aramızda geçmedi. Sayın Atalay da aynısın söylüyor. Ama Baykal, yok orada konuşuldu diyor.

- Bizim farkımız üslubumuzdur. Ahlaklı lisanımızdır. Bizim farkımız eserlerimizdir. Biz bu farkı muhafaza edeceğiz. Onlar iftira atacak, biz milletimize cevap vereceğiz.

- Bundan sonra da fevkalade bir durum yaşanmadıkça, Ne Sayın Baykal’ı da ne de Sayın Bahçeli’yi de ağzıma kolay kolay almam.

- Dün bazı illerimizde yaşanan olaylara değinmek istiyorum. Taş atmak, Molotof atmak, kepenk kapattırmak, demokratik mücadele olamaz. Sorarlar ey belediye neredesin? Niçin böyle yollara tenezzül ediyorsunuz?

- Sokakları savaş alanına çevirmek, terörle şiddeti bir yöntem olarak seçenler olabilir. Küçücük çocukları karanlık emellere alet etmek büyük bir sorumsuzluktur.

- Çocuk masumiyeti hiçbir mücadeleye alet edilemez. Hiçbir siyasi çekişmeye kurban edilemez. Herhangi bir yavrumuzun ayağına diken batsa bizim içimiz sızlar.

- Peki bu masumları sokak çatışmalarının içine atmak hangi vicdana sığar? E niye Molotof kokteylini tutuşturmak suretiyle, toplu taşıma araçlarına bunları fırlatmak, Serap gibi yavrularımızın ölümüne neden olmak hangi vicdana sığar?

- Bu ancak yüreği taş tutmuş kişilerin yapabileceği bir alçaklıktır. Aylardır, çocukların yargılanmalarında adalet isteyen aydınlar yazarlar, niçin bu duruma tepki göstermiyorlar?

- Biz çocuklarımızın hak etmedikleri muameleye tabi tutulmalarını, geleceklerinin sönmesini istemiyoruz. Ancak biz onların istismar edilmelerini de istemiyoruz.

- Velilerimiz çocuklarına sahip çıksınlar, onlarla daha fazla ilgilensinler. Şimdi ne deniyor? Suç işleyen çocuklar, biz ona öyle demiyoruz, suça itilen çocuklar diyoruz.

- Bunları suça itenler var. Ellerine bu Molotof kokteyllerini sıkıştıranlar var, meydana sevk edenler var. İşte bütün bunlara karşı, mücadelemizi hep beraber vereceğiz.

Hürriyet, 16.02.2010


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.