Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > CHP'li Kılıçdaroğlu'ndan İstanbul Belediyesi'ne yaylım ateş

CHP'li Kılıçdaroğlu'ndan İstanbul Belediyesi'ne yaylım ateş

Kılıçdaroğlu, Kamu İhale Kurumu'nun iptaline rağmen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın 300 otobüs satın aldığını ve yargıyı hiçe saydığını belirterek, “Bunu CHP'li bir belediye başkanı yapsaydı şimdi Silivri'deydi. Sayın Kadir Topbaş'a yargı ve hukuk kararlarına uymama yetkisini kim veriyor?" dedi.

İSTANBUL - CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Beyoğlu İstiklal Caddesi’ndeki Oxford House College dil okulunu ziyaret ederek, burada İngilizce öğrenen Türk ve yabancı öğrencilerin sorularını yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, Kamu İhale Kurumu’nun iptaline rağmen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın 300 otobüs satın aldığını ve yargıyı hiçe saydığını belirterek, “Bunu CHP’li bir belediye başkanı yapsaydı şimdi Silivri’deydi. Sayın Kadir Topbaş’a yargı ve hukuk kararlarına uymama yetkisini kim veriyor?" dedi.

Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tam bir borç batağında olduğunu belirterek, “Kendisine bağlı 25 büyük şirket var. Bu şirketlerin bilanço ve gelir gider tablolarını, hangi korkuyla açıklamıyor. Dürüstse, saydamsa, İstanbulluya hesap vermeyi namuslu bir görev kabul ediyorsa Sayın Kadir Topbaş’tan istirham ediyorum, bu bilanço ve gelir gider tablolarını açıklasın. İstanbullu’dan neyi gizliyor. Niçin ve hangi gerekçelerle borçlandı ve bu paraları nereye harcadı? İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bazı gelir kaynakları hangi yıla kadar bloke edildi? 2015, 2018, 2023 tarihleri var mıdır?" dedi.

TEKEL HÜKÜMETİ BİTİRİR 
 

Tekel işçilerinin direnişi sürdürmesi halinde sonuca ulaşacağını söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, “En kötü olasılıkla iktidar değişir ve sorunları çözülür. Biz 4C uygulamasını kaldıracağız. İşçiyse kamuda başka bir kurumda çalıştırırsınız o kadar. Eğer işçiler gerçekten söylediklerinin arkasında durursa, Tekel işçileri hükümeti bitirir. Toplumun hemen hemen her kesiminden destek alıyorlar. Esnaf, siyasetçi, öğrenci, sanatçı gibi hayatın her kesiminden Tekel işçileri destek alıyor. Siyasal iktidarların Tekel işçilerine karşı politika geliştirmeleri için haklı olmaları gerekiyor." diye konuştu.


KEPENEK’İN ASFALTLA TEK ALAKASI OTOMOBİLİYLE GEÇMESİ

Topbaş’ın, İstanbul’da Serdar Kepenek’ten asfalt hizmeti satın aldığını belirten Kılıçdaroğlu şöyle dedi: “Sayın Kepenek bir lise mezunu. Karayolları Genel Müdürlüğü var, TÜBİTAK var, üniversiteler var. Ama siz bir lise mezunundan hizmet alıyorsunuz. Sayın Serdar Kepenek’in asfaltla ilgisi, kullandığı arabanın asfalttan gitmesidir. Başka bir ilgisi yoktur. Buna harcanan para ne kadardır, niçin bu kadar para verildi. Bunu sorduk yine soruyoruz. Benim bu sorularıma Sayın Kadir Topbaş cevap verirse ben de mutlu olurum. Bütçesini de kamuoyuna açıklamalı. Bence Yunanistan ekonomisi kurtulabilir de İstanbul için ciddi kaygılarım var. Personele aylık ödemek için bankalardan borç almaya başladıysanız iflah olmazsınız. Bende bilgiler var. Sayın Kadir Topbaş size açıklamazsa, ben bir daha İstanbul’a geldiğimde sizinle paylaşırım. Hangi bankadan ne kadar borçlandığını açıklayabilirim. Ama ben isterim ki bunu Sayın Kadir Topbaş açıklasın."

TÜRKİYE YÖNÜNÜ DOĞUYA ÇEVİRMELİ 
 

Türkiye’nin AB ve ABD yanlısı yerine daha bağımsız bir politika izlemesinden yana olduğunu belirten Kemal Kılıçdaroğlu, “Dünyanın gelişen dengelerini dikkate alarak, daha sağlıklı, daha tutarlı, kendi ülkesinin çıkarlarını savunan bir politika izlemesini isterim" dedi. Türkiye’nin Çin ve Hindistan’ın gelecekte çok önemli bir güce sahip olacağını bildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Dış politikasını geliştirirken, ekonomisinin rayını belirlerken, Çin, Hindistan, İran ve Rusya’yı dikkate almak zorundadır. Çünkü enerji kaynakları burada. AB’nin iki yüzlü politikasına karşı Türkiye yönünü Doğu’ya, daha sağlıklı bir çerçeveye koymalı" dedi.

OBAMA TÜRKİYE’DE HALK KAHRAMANI OLARAK TANITILDI 
 

ABD Devlet Başkanı Obama’nın Türkiye’de bir halk kahramanı olarak tanıtıldığını anlatan Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Obama’ya Türkiye’de ciddi bir sempati var. Ama biz Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin daha sağlıklı bir zemine oturtulmasını istiyoruz. Zaman zaman Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerde güvensizlik oluştu. Şu anda bir güvensizlik var. Halkımızın büyük bir kesiminde bu güvensizlik var. Bu güvensizliği giderecek olan ABD’nin tutumu. Biz ABD’nin Irak politikasını desteklemiyoruz. Orada çok sayıda kadın ve çocuk öldürüldü. Demokrasi gelecekti ama Irak’a demokrasi yerine şiddet farklı boyutlarıyla geldi. ABD’den şunu bekliyouz. Türkiye’ye yönelik Irak’tan bir terör tehdidi var. Irak’ın denetimi büyük ölçüde ABD’nin elinde. Buna karşı ABD’nin daha ciddi, daha kararlı, daha tutarlı bir tavır almasını bekliyoruz. Bu beklenti gerçekleşebilirse, Türkiye ile ABD arasında zedelenen güven ilişkisi daha sağlıklı bir çerçeveye oturur. ABD’nin dünyanın en güçlü ülkesi olduğunu biliyoruz. Bu da teknoloji, ekonomi ve coğrafyasına bağlı. Dünyaya büyük ölçüde egemen bir ülke. Bunu dünyanın barış ve kardeşliği için kullanmalı."
Obama’nın seçim stratejisini yakından izlediğini belirten Kemal Kılıçdaroğlu, Obama’nın seçim stratejisini de büyük oranda örnek aldıklarını söyledi.


HÂLÂ İHALE VERİYORLAR

Kemal Kılıçdaroğlu, Almanya tarihinin en büyük yolsuzluk soruşturması olan Deniz Feneri e.v.’nin Türkiye ayağının bu kadar gecikmesinin kendilerinde rahatsızlık yarattığını anlatarak şöyle dedi: “Almanya’daki gibi ciddi bir sorgulama yapılsın. Deliller toplansın, gerçek yargının önüne taşınsın ve orada yurttaşlarımız ‘yoksullara yardım yapacağız’ diye toplanan paraların, nasıl onların aleyhine kullanıldığını görsünler. Bunun başka ayakları da var. Yurt dışında Almanya, Hollanda, Belçika’da çalışıp üretip alın teriyle tasarruf yapan insanımızın İslami holding adı altında nasıl soyulduğunu ki bunun rakamının 8 milyon Euro olduğu söyleniyor. Deniz Feneri e.v.’de asıl failler burada, merkezi de burada. Bütün bir süreç gelişirken asıl faillerin kurduğu şirketlere yine AKP yandaşı bazı kuruluşların ihale verdiğini biliyoruz. Demek ki hepimizin gözünün içine bakarak, insanların bu kadar duyarlı olduğu bu konuda bile, İstanbul Büyükşehir Belediyesi hala ihale veriyorsa, oturup düşünmemiz gerekiyor. Eğer yolsuzluklardan şikayet ediyorsak bir daha oy vermememiz gerektiğini öğrenmemiz gerekiyor."
Deniz Feneri e.v. davasının soruşturma aşamasının yasalara göre gizli olduğunu belirten, davayla ilgili medyaya yayın yasağı getirildiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Aynı şey Ergenekon’da vardı. Orada da soruşturma gizliydi. Niçin hergün yayın yapılıyor da Deniz Feneri e.v. ile ilgili yapılmıyor? O da hükümetin sorunu ve bizim sorunumuz. Yargıya yönelik çifte standardın bir başka uygulaması" diye konuştu.

AB’DE GÜÇLER SAVAŞI VAR

AB'nin adında yazdığı gibi sağlıklı bir birlik olmadığını söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, “Bizim AB’ye giriş konusunda bütün siyasi partilerin ciddi iradesi var. Ama aynı şekilde AB ülkeleri Türkiye’nin AB’ye girmesi konusunda hem fikir değiller. O kadar ki Fransa, Türkiye AB’ye girmesin diye anayasasını değiştirdi. Türkiye üzerine düşeni yapıyor. Ama Avrupa kendi üzerine düşeni yapmıyor" dedi.
Türkiye’nin, AB’nin bu çifte standartlı politikasına karşın kendisini AB’ye mahkum etmemesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Türkiye, AB’nin dışında yükselen bir yıldız olarak Doğu’nun olduğunu, geleceğin büyük ölçüde Doğu’da olduğunu görmeli. Yaşlanan bir Avrupa var. Genç ve dinamik bir Türkiye var. Biz kendimizi Avrupalı’ya mahkum etmemiz yerine Avrupalı’nın bizi talep etmesi daha akılcı bir tutum olarak görülecektir" diye konuştu.

 AYRILIKÇI GÜÇLERİN SESİ ÇIKTIKÇA MİLLİYETÇİLİK ARTAR 
 

Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin çok zengin bir kültürü bünyesinde barındırdığını, Osmanlı İmparatorluğu’ndan alınan mirasla her ırktan insanın bu kültürün içinde yer aldığını söyledi. Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin bu coğrafyada sorunsuz ve kardeşçe yaşamak istediğini anlattı. Kılıçdaroğlu, “Bizim sorunsuz yaşamamızı istemeyenler var. Bazen etnik, bazen dinsel alana çekiliyor. Biz bunları aşmamız gerekiyor. Halkın sağduyuyu bırakmadığını görüyoruz. Zaman içinde entegrasyon daha büyük ölçüde oluşturmak için daha fazla çaba harcamak gerekiyor. Ayrılıkçı güçlerin sesleri çıktığı ölçüde milliyetçilik akımlarının yükselmesi de doğaldır. Ayrılıkçı eylem ve söylemler gündeme gelmezse etnik milliyetçilik gündeme gelmez. Türkiye bunu aştığını düşünüyorum. Ayrılıkçı terörün bitmesiyle daha ılımlı bir ortam gelecek" dedi.
 

ÜÇ ÇOCUĞUM DA İNGİLİZCE BİLİYOR
 

Anne ve babaların çocuklarının yabancı dil öğrenmesi için çaba harcadığını anlatan Kılıçdaroğlu, “Ben ortaokuldan itibaren Fransızca okudum. Benim okuduğum yıllarda İngilizce ortaokulda öğretilmiyordu. Bir yıl Fransa’ya gittim. Ama hayatımın en büyük hatası üniversiteye başladığım yıl İngilizce için çaba gösterebilirdim, olmadı. Ben Fransızca’ya mahkum oldum, diyebilirim. Benim de üç çocuğum var. Üçü de iyi İngilizce biliyor. Yurt dışına gidip geldiler. Devlet okullarında büyük ölçüde okudular. Daha iyi yaşam koşulları sağlamak için bir değil ikinci bir yabancı dile de ağırlık veriyorlar" dedi.

Radikal, 15.02.2010


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.