Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Karşılıklı ağır ithamlar

Karşılıklı ağır ithamlar

Geçen hafta AK Parti ile MHP arasında Mecliste yaşanan kavgadan sonra partiler ilk grup toplantılarını yaptı.

MHP grubunda konuşan Devlet Bahçeli'nin ağır ithamlarına karşı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın aynı tondaki cevabı gecikmedi.

Erdoğan: Milliyetçilik adına kafatasçılık yapılıyor

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ak Parti Meclis Grup toplantısında konuşurken bir protestocu salonun hareketlenmesine neden oldu. Erdoğan, medyaya kızdı. Katsayı kararını eleştiren Erdoğan, Bahçeli'nin haçlı seferi benzetmesini "densizlik" olarak niteledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ak Parti Meclis Grup toplantısında konuşuyor. Erdoğan konuşmasına yurt genelinde geçen hafta katıldığı açılışları sıralayarak başladı.

Dün eğitimde ikinci yarı yıl dönemi başlamıştır. Çocuklarımıza başarılar diliyorum. Eğitime verdiğimiz önemi bütçeden ayırdığımız pay açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

Yaptığımız faaliyetleri tüm kamuya iyi anlatmamız lazım. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ilköğretimde 28 iken bu sayıyı 23'e kadar düşürdük. Okullaşma oranlarında hedeflerimizi aştık.

7445 yeni okulu Türkiye'ye kazandırdık. 142 bin 645 dersliği eğitimie kazandırdık. Okulların ve dersliklerin yapımı hızla devam ediyor. 7 yılda 1 milyar ücretsiz kitabı öğrencilere dağıttık.

228 bin öğretmen ataması gerçekleştirdik.

GRUPTA PROTESTO

Bu sırada grupta bir kişi nükleer enerji karşı pankart açtı. Bu sırada salonda bulunan basın sıralarında bir hareketlenme yaşandı. Bunun üzerine Erdoğan, "Medya temsilcisi arkadaşlarımız hiç durmasın. Açın kapıları gitsinler. Açın kapıları hiç durmasınlar. Açın açın." diyerek tepki gösterdi.

Erdoğan, "Ülkemizin ciddi meselelerini konuşanlar burada." diyerek konuşmasını sürdürdü:

Kimse kusura bakmasın. Bu ülkenin nükleer enerjiden faydalanmasını bu gibi faaliyetlere kurban edemeyiz. Ellerine paçavra tutuşturulan 3-5 kişi buna engel olamaz. Biz ülkemize sağlayacağı faydayı düşünürüz.

İLBER ORTAYLI'YA CEVAP

63 yeni üniversite kurduk. Kariyeri olan ve önünde profesör olan bazı zevat her ile neden üniversite diyor. Kars'taki Ardahan'daki yavrum başka ile okumaya gitme imkanı var mı? Biz gelene kadar illerdeki yurt açığını hiç araştırdın mı hoca efendi.

961 bin öğrencimiz burs ya da öğrenim kredisi alıyor. Talep eden her öğrenciye burs veriyoruz. 2002'de öğrencilere 45 TL burs verilirken şimdi bu rakam 200 TL'ye burs veriliyor. Geçmişle kıyaslanmayacak derecede iyileştirmeler yaptık.

EĞİTİME KATSAYI VE KILIK KIYAFET ENGELİ TEPKİSİ

Bu ülke artık anti demokratik hiç bir girişime boyun eğmeyecek, hukuk dışılığa hiç bir zaman tahammül etmeyecek.

Biz eğitimin kısır çekişmelerden ve ideolojiden arınmasını istişyoruz. Biz bugün Türkiye'de ünbiversiteleri kılık kıyafet sakal bıyık tartışmaları ile anılmasını son derece yakışıksız buluyoruz. Bu Türkiye'nin eğitime vurulmuş ağır bir darbedir. Meslek liselerine üvey evlat muamelesi ülkenin geleceğine vurulmuş darbedir. Bu çok çirkin bir şeydir. Meslek liseleri ötelenmiş bir ideoloji bir bakış açısıyla ötelenmesi acı bir durum. Başbakan İmama hatip mezunu olduğu için mi bunu yapıyorsunuz. Üniversite kapısında kılık kıyafet ayrımı özgürlüğe aykırıdır.

AKPM'ye bir Türk başkan seçiliyor olacaksınız siz hala katsayıyı tartışıyor olacaksınız. Bu kabul edilemez.

Bu ülkenin paçasından çekmek anlaşılır bir durum değildir. Gelişime değişime engel olana yaklaşımın ülkeye ne faydası olabilir.

Bu üleknin ayaklarına pranga olmaya çalışanlara diyeceğimiz söz şudur. Gölge etmeyin başka ihsan istemez.

Türkiye'nin geleceği sadece hükümetin değil yasama yargı medya ve sivil toplumunda sorunudur. Herkes ülkenin menfaatini düşünmelidir. Engel oldukları Ak Parti değil Türkiye'dir.

İnternetten görüntü indirerek bunları benim için eşim için ve peygambere istihza için kullanmak edep dışıdır, izan dışıdır.

Bugünkü konuşmasına bakılınca Ak Parti'yi haçlı zihniyetine benzetecek kadar densiz bir yaklaşım içinde.

"MHP sıralarına 1 metre daha yaklaşacak olursa ne olacağını görecekler" diyor. Bunu söyleyene tıp dünyasında ne teşhis konur bilemiyorum. Özür dileyecekleri yerde zeytin yağı gibi suyun üstüne çıkıyorlar. Bizim faşizmi çok iyi bilmediğimizi söylüyor. Evet Sayın Bahçeli sizin kadar iyi bilemeyiz. Anlatında biz de faşizmin ne olduğunu daha iyi bilelim. Çünkü siz bu işin hem pratisyeni hem teorisyenisiniz. Bu ülkede kafatascılığın ne ölçüde nereye geldiğini biliyoruz.

Milliyetçilik adına kafatascılık yapılıyor. Biz de sizi ciddiye almayız. Bizim kavgamız demokrasi kavgasıdır.

Bahçeli: Bunun adı dokuzuncu haçlı seferidir

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli geçen hafta Meclis Genel Kurulu'nda yaşanan kavgayla ilgili sert tepki gösterdi. Bahçeli "Milliyetçi hareketin sıralarına bir metre yaklaşan bundan sonra ne olacağını görecektir" dedi.

Bahçeli Meclis'te yaşanan kavganın taşkınlık değil Türk milleti ile hesaplaşmanın işareti olduğunu kaydederek "Bunun adı dokuzuncu haçlı seferidir. Ve yerlerinden kalkarak MHP sıralarına yanaşanlar ise son bir hamle yapmaya çalışan yorgun ve tükenmiş Haçlı kalıntıları gibidir" diye konuştu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin Meclis grup toplantısında, TBMM'de geçen hafta yaşanan kavgayı değerlendirdi. TBMM'nin üzücü bir olaya sahne olduğunu, AKP'li bazı milletvekillerinin MHP grubuna yönelik müdahaleye kalkıştıklarını belirten Bahçeli, MHP grubuna yönelik ağır itham ve eleştirilerde bulunulduğunu, bu gelişmeler sırasında Başbakan Erdoğan'ın 'hiddetten kıpkırmızı olmuş' bir çehre ile kürsüye geldiğini kaydetti. Bahçeli, "Partimize ve milli iradeye yönelik doğrudan saldırıya yeltenen AKP zihniyetini terbiyeye, ölçülü olmaya ve hadlerini bilmeye tekraren davet ediyorum" dedi.

Bahçeli MHP milletvekillerine ise 'sağduyulu' yaklaşımları nedeniyle kutladı. Meclis'te yaşanan kavgayı bir genel görüşme sırasında yaşanan anlık gelişme olarak değerlendirmenin doğru olmadığını belirten Bahçeli, "TBMM'de yaşanan bu olayın derinliklerini iki ayrı süreç içinde aramak gerekmektedir. Bunlardan birincisi partimizin de koalisyon ortağı olduğu dönemde özellikle yakın coğrafyamızdaki küresel projeler için engel görülen MHP'nin olmadığı bir siyaset mühendisliği arayışıdır. Bugün karşımıza çıkan gelişmelerin ikinci aşaması ise MHP'nin 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılan seçimin sonuçlarında aramak gerekmektedir "dedi.

"Kimliğini bulamamış bir Başbakanın bozmaya çalıştığı kardeşliğin fitne tohumlarını ekmenin AKP'nin en büyük emeli ve heyecanı" olduğunu savunan Bahçeli, yaşananları gözden kaçırmak içinse anamuhalefet partisi ile 'kayıkçı kavgası' yaparak yapay gerilimler oluşturulduğunu kaydetti. Taviz, teslimiyet, ilkesizlik, boyun eğme üzerine şekillenmiş bu çürümüş siyaset algısının, beklentilerinin 22 Temmuz'da suya düştüğünü ifade eden Bahçeli "Milliyetçi Hareket Partisi'nin 71 milletvekili ile Meclis'te yerini alması ve yüksek bir siyasi sorumlulukla oynanan oyunlara çomak sokması hem küresel oyunları hem de AKP ve CHP'nin iki kutuplu senaryosunu bozmuştur. Bugün partimize yönelik ağır saldırıların, hakaretlerin, tahriklerin ardında işte bu derin hayal kırıklığı vardır." dedi. Bahçeli şöyle konuştu:

"Özellikle tek başına iktidar kuvvetinin hoyratlığı ile kendinde güç vehmeden AKP zihniyetinin açılım denen yıkımın ve PKK ile işbirliği arayışlarının MHP kalesine çarparak darmadağın olması Başbakan ve ekibinde şok dalgası yaratmış ve tam bir bozgun ve gerçek ricat hali bütün partisinin kaplamıştır. Bütün bu gelişmeler, iktidardan gideceğini anlayan, saltanatının sona erdiğini gören, milletimizin sırtından atmaya hazırlandığını fark eden siyaset sırtlanlarının nafile saldırılarıdır. Ve milletimizin son kalesi olan MHP'nin surlarına çarpıp düşmeye mahkumdur. Hükümet Washington masalarına yüz sürerken aman dilerken deliğe süpürmeyin diye yalvarırken bunu şerefine konduramayıp eleştiren bir AKP'liye rast gelen var mıdır? Yıllardan beri Palikaryaların, Ermeni komitacıların, Brüksel komiserlerinin aşağılamalarına karşı haysiyet mücadelesi verenine tanık olan var mıdır? Vereceğimiz cevap hayır ise AKP'nin yanlışları bizim doğrularımızdır. Biliniz ki doğru yerdeyiz, doğruları söylüyoruz, doğruların peşindeyiz. Milliyetçi Harekete karşı oluşan şer cephesinin ve ihanet ittifakının da nedeni budur. PKK'ya, haçlı kalıntılarına boyun eğenler, teslim olanlar, şimdi Meclis içinde Milliyetçi Hareketi sindirme arayışına girmişlerdir."

-"BİR METRE YAKLAŞAN NE OLACAĞINI GÖRECEK"-

"AKP milletvekillerinin saldırısının yabancı başkentlerde verilen tavizlere dur diyen Milliyetçi Harekete karşı işbirlikçilerin saldırısı" olduğunu kaydeden Bahçeli, "PKK ile kol kola ama MHP'ye düşman, Peşmerge ile can ciğer MHP'ye tepkili, Rumla kardeş, Ermeniyle dost ama MHP ile hasım olanların, Türk milletinden utananların, Türk tarihinden tiksinenlerin son çırpınışlarıdır" dedi.

Bahçeli, yaşanan kavganın Meclis zemininde meydana gelen bir taşkınlık değil Türk milleti ile tam bir hesaplaşmanın işareti olduğunu da savunarak "Bunun adı dokuzuncu haçlı seferedir. Ve yerlerinden kalkarak MHP sıralarına yanaşanlar ise son bir hamle yapmaya çalışan yorgun ve tükenmiş haçlı kalıntıları gibidir"diye konuştu. MHP'nin Başbakan Erdoğan ve kadrolarının oyununu bozduğunu belirten Bahçeli "Başbakanın öfkesi bundandır. Kulaklarına kadar kızarmasına, gözünün dönmesine neden olan gerekçe ne eşi olan hanımefendinin yaşadıklarıdır ne de kendi partililerinin peygamber yakıştırmasıdır. Milletin gözünden düşmenin, iktidarını kaybetmenin, yönetemez hale gelmenin, her gün adım adım erimenin, kaçınılmaz akıbete biraz daha yaklaşıyor olmanın gerginliğidir. Milletimiz uğruna ne baskılardan yılacağız, ne geri adım atacağız, ne dayatmalara boyun eğeceğiz. Niyet sahipleri ayaklarını denk alsınlar, kuru tehditlere pabuç bırakmayacağız, nereden gelirse gelsin her türlü saldırıyı anında def edeceğiz. Meclis'teki herkese sesleniyorum, MHP sıralarına bir metre yaklaşan bundan sonra ne olacağını görecektir."diye konuştu.

-BAŞBAKANA "FAŞİST" YANITI: İKİ YÜZLÜ POLİTİKACI AĞZI-

AKP'nin Merhum Alparslan Türkeş'i bile Ermenistan'la ilişkilerinde 'kirli siyasetleri' için istismar malzemesi yaptığını kaydeden Bahçeli, Başbakanın 'faşist' ifadesine de cevap verdi. Bahçeli "Türkeş Bey'i ağızlarından düşünmeyenler ne olmuştur da onu ve partimizi faşist olmakla suçlamaktadırlar. Bu ağız AKP'deki PKK ağzıdır. Başbakan MHP'yi tanımlamada İmralı canisi ile ortak lisanda buluşmuştur. Dün başörtüsü yasağının kalkması için bizimle işbirliği yapmak zorunda kalanlar, cumhurbaşkanlığı seçiminde kilitlenmiş siyaseti açarken demokratik anlayışımızı alkışlayanlar şimdi ne olmuştur da bizi demokrasi düşmanı ilan etmişlerdir. Bu tam iki yüzlü politikacı ağzıdır"dedi.

-MEDYAYA SUÇLAMA-

Bahçeli, Meclis'te yaşanan kavgayla ilgili medyada yer alan haber ve yorumları da eleştirdi. Bahçeli "Geçtiğimiz hafta TBMM'de yaşananlar yalnızca AKP zihniyetinin acziyetini göstermemiş aynı zamanda kalemlerini satmış olanların da ahlaki sınavı olmuştur. Şerefini ve haysiyetini kaybetmişlerin, fikrini, kalemini ve yorumunu iktidara teslim etmişlerin bundan sonraki çabaları boşuna olacaktır. Milliyetçi ülkücü irade, elindeki medya imkanlarını hükümet emrine tahsis etmiş medya patronlarını, bunların papağanı olmuş yazar ve yorumcuları asla affetmeyecektir. Aziz milletimiz de hükümet ve işbirlikçilerine karanlık haberleşme şebekelerine seçim sandığında gereken dersi verecektir.Ve o gün geldiğinde Milliyetçi Hareketin iktidarında bu rezaletlerin sadık sorumluları, efendileri ile birlikte yargı önünde mutlaka hesaba çekilecektir" diye konuştu. Başbakan Erdoğan'ın bir konuşma kürsüsü gördüğünde öfke nöbetleri içine girdiğini, damarlarının kabardığını ve yüzünün renginin değiştiğini ifade eden Bahçeli, "Başbakanın kaba ve iptidai siyaset tarzı"nın artık tahammül edilemeyecek boyuta geldiğini söyledi.

-"BENİ YÜCE DİVANA GÖNDERMEYENİ BEN GÜLE GÜLE GÖNDERECEĞİM"-

Bahçeli konuşmasında ekonomideki gelişmeleri de değerlendirdi. Başbakan Erdoğan'ın ekonominin yakalandığı 2009 büyük krizinin felaket tablosunu geçmişi hatırlatarak unutturmak istediğini söyleyen Bahçeli, Başbakan'ın 57'nci hükümet döneminde Merkez Bankası'nın içinin boşaltıldığına yönelik iddialarına şu yanıtı verdi:

"Başbakan Erdoğan'a açıkça söylüyorum: Sen ve partin 2000 ve 2001 krizlerinin sonucunda ortaya çıktın. Kriz bataklığından üreyen siyasi virüsle hayat bulan ve iktidara ulaşan AKP zihniyeti, elbette yine ürediği yere geri dönmeye mahkûmdur. maç bellidir ve bize göre MHP'siz siyasetin gerçekleşmesi için, Merkez Bankası kaynaklarını vakumlayanlar Başbakan Erdoğan'a yol vermişler ve destek olmuşlardır. Başbakan Erdoğan'ın, bir gecede Merkez Bankası rezervlerinin kimler tarafından alındıyla ve nasıl el konulduğuyla ilgili aksi yönde iddiası varsa ve bununla ilgili dolaylı da olsa bir bağlantılarının olmadığını iddia ediyorsa; O halde bizim kendisine önerimiz şu olacaktır; Başbakan Erdoğan yedi yılı aşkın bir süredir iktidardadır. Hali hazırda siyasal gücüyle aşamayacağı engel de yoktur. Bu konuyu sürekli gündemde tutup kaşıyacağına, zerre kadar samimiyet taşıyorsa sorumlularını bir an önce ortaya çıkarmalı ve gereken cezayı vermelidir. Bu zamana kadar, konuyla ilgili bir girişimde bulunulmaması, Başbakan Erdoğan ve partisinin, Merkez Bankası'nın kaynaklarını talan edenlerle dolaylı bir irtibatının olduğunu göstermektedir. Eğer, gerçekler açığa çıkartılmazsa ve bu meseleyle ilgili lazım gelen inceleme ve soruşturma yapılmazsa, herkes bilmelidir ki, önce bunu savsaklayan Başbakan ve yandaşlarından, sonra da spekülasyonla paralarımıza el koyanlardan sonuna kadar hesap soracağım.Beni yüce divana göndermeyeni ben güle güle yüce divana göndereceğim. "

Zaman, 09.02.2010


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.