Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Erdoğan öfkeli: "Bu ülke yolgeçen hanı değil!"

Erdoğan öfkeli: "Bu ülke yolgeçen hanı değil!"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TEKEL işçilerinin eyleminin amacını aştığını belirterek, "Amaç, hak arayışı değil, Hükümete karşı aleni bir kampanyaya dönüşmüştür. Bu eylem yasal değil" dedi. İşçilere "eve dönün, kullanılıyorsunuz" diyen Başbakan, Türkiye'nin "yolgeçen hanı" olmadığını belirterek, ay sonunda yasal adımları atacaklarını açıkladı.

AK Parti grubunda konuşan Erdoğan, "Olay ideolojik grupların, aşırı uçların istismarına dönüşmüştür. Oradaki belli bir grup da ne yazık ki bu oyunun içinde, bu tuzağa düşmüş vaziyette. TEKEL işçilerinin eylemi tamamen amacını aşmıştır. Amaç, hak arayışı değil, Hükümete karşı aleni bir kampanyaya dönüşmüştür. Pankartlara, sloganlara bakın. Şahsımı, partimi hedef alan edep dışı, terbiye dışı bir üslup kullanılıyor" dedi.

CHP ve MHP'nin işçileri istismar ettiğini söyleyen Erdoğan, "Bunların içinde medya kuruluşları var. Marjinal örgütler, buradaki işçileri hala istismara devam ediyor. Medyayı da kullanarak...Çetelerin yapamadığını, hukuk dışı örgütlenmelerin yapamadığını, kirli senaryoların başaramadığını şimdi bu türden olumsuz olayları abartarak, ajite ederek, kışkırtarak başaracaklarını zannediyorlar" diye konuştu.

"Oradaki işçi kardeşlerime sesleniyorum; kullanılıyorsunuz. 3 milyonu aşkın işsizin vebali var. İşçilerin, asgari ücretlilerin, memurların, emeklilerin, tüyü bitmemiş yetimin vebali var. Bizim 4-C kapsamında çalışacak işçilere teklif ettiğimiz ücretle çalışacak bu ülkede milyonlarca işsiz var, milyonlarca asgari ücretli var" diyen Erdoğan, "Burada oynanan oyunu iyi görmeniz gerekiyor. Buradaki olay hak arayışı içinde, masum talepler peşinde bir işçi eylemi olmaktan çıkmış, hükümete karşı yeni bir senaryonun parçası olmuştur. Ben TEKEL'de çalışan ve önceki gün itibariyle kıdem ve ihbar tazminatları hesaplarına yatan tüm işçi kardeşlerime şunu tekrar hatırlatıyorum; kamuda çalışmaya devam etmek isteyen arkadaşlarımız gitsinler sözleşmelerini imzalasınlar. Eylemdeki işçi arkadaşlarıma da eylemlerine artık sonlandırarak evlerine dönme çağrısında bulunuyorum" dedi.

Şu an yapılan eylemin yasal olmadığını kaydeden Başbakan Erdoğan, "Bu demokratik davranışımızı, bu ay sonuna kadar sürdüreceğiz. Ama bu ay sonu, 4-C ile ilgili işlem bittikten sonra yasal olan adım neyse, bu adımı bu defa biz atacağız. Bunu da ayrıca söylemek isterim. Çünkü, kusura bakmasınlar. Bu ülke yol geçen hanı değil, bu ülkenin sahipleri var" dedi.

"Bir simidi nasıl paylaşıyorsun?"

4-C'lilerin ücretlerinde yapılan iyileştirmeleri anlatan Başbakan Erdoğan, 4-C'lilerin sosyal güvenlik ve özlük haklarının korunacağını, sağlık noktasında en ufak bir mahrumiyetin söz konusu olmadığını kaydetti.

Erdoğan, "Şimdi ne diyorlar? Yazılı ve görsel medyaya sesleniyorum; ülkem, milletim adına kendilerine teessüf ediyorum, dürüst davranmadıkları için. Biz emanetçiyiz. Biz, bu milletin, tüyü bitmemiş yetimin parasının emanetçisiyiz. Bunu dürüst kullanmak zorundayız. Dedikleri şu: Günlerdir aç, susuz, bir simidi paylaşarak yiyorlar... Olay, ajite ediliyor. İşte fırınlardan, bakkallarda ekmekler geliyor, ekmekleri alıyoruz, paylaşıyoruz, o şekilde yiyoruz. Eğer onlar TEKEL işçisiyse dün itibariyle hepsinin maaşı takır takır ödenmiştir. Ayrıca, dün saat 15.00 itibariyle de kıdem ve ihbar tazminatları hepsinin hesabına yatmıştır. Asgarisi 20 bin liradan, azamisi 80 bin küsüre kadar tutan, ortalamada 40 bin lira olmak üzere kendilerine kıdem ve ihbar tazminatı hesaplarına yatmıştır. Nasıl oluyor da bu bir simidi paylaşarak yiyorlar? Nasıl oluyor da bir ekmeği paylaşarak yiyorsun? Hala maaşını alan insan durumundasın" dedi.

"Bu özelleştirme değil, tasfiye olayı"

İşçi sendikalarıyla konuşarak 4-C'yi başlattıklarını söyleyen Başbakan, şimdi bu kişilerin bunu inkar ettiklerini belirtti. "Bu bir özelleştirme olayı değildir. Özelleştirme dışında, elimizde kalan tütün-yaprak depolarının tamamen kapatılması, tasfiyesi olayıdır" diyen Erdoğan, birkaç yer dışında buralar çalışmadığı halde maaş ödediklerini söyledi.

Erdoğan, "Sadece ihbar ve kıdem verip işi bitirirsiniz. İş hukukunda böyledir. Şimdi yapmak istediğiniz ne?" diyerek, TEKEL işçilerinin 4-C kapsamına alınmasının iyiniyet çerçevesinde olduğunu söyledi.

"Sendikacılıktan geliyorum"

"Ben sendikacılıktan geliyorum. Ben hayatımın çok ciddi bir kısmını işçi olarak yaşadım" diyen Erdoğan, şu anda Türk-İş'in içinde olanların kendisini bu noktada çok iyi tanıdığını söyledi. Erdoğan, "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığında kendilerine ne tür haklar kazandırdığımı çok iyi bilirler. Bildikleri halde bütün bu şu anki uygulamaları yapanlar, dürüst ve samimi davranmıyorlar. Onun için bu hatırlatmayı yapmayı kendim için görev telakki ediyorum" dedi.

Darbe iddiası eleştirilerine yanıt

Muhalefetin darbe  iddiaları ile ilgili eleştirilerine de değinen Erdoğan, "Gerek 'Ergenekon' davası konusunda, gerek darbe iddiaları konusunda, Sayın Baykal'ın kullandığı şu tanımlamaları affınıza sığınarak burada hatırlatmak isterim; 'skandal, fiyasko, safsata, tuzak, pusu, intikam operasyonu, Cumhuriyet ile hesaplaşma, abuk subuk işler, deli saçması, masal bunlar, geri zekalıların bile inanmayacağı şeyler, Aşk-ı Memnu dizisi...' Bu sıfatlar ve tanımlamalar niçin kullanılıyor? Çete iddiaları niçin kullanılıyor? Yargıda olan bir dava için kullanılıyor, darbe iddiaları için kullanılıyor. Biliyorsunuz, bununla da kalmadı, çok daha ileri gitti ve çetelerin avukatı olduğunu ilan etti. Arkadaşları gidip mahkemede avukatların sıralarında duruşma izledi. Danıştaya saldıran, orada cinayet işleyen saldırganın savunulduğu tarafta, CHP'nin ne işi var? Her fırsatta 'Atatürk'ün Partisiyiz' diye övünüyorlar. Madem öyle, Atatürk'ün partisini o sıralara taşımaya ne hakkınız var? Evet, Türkiye tarihi bir dönüm noktasında bulunuyor ve hiç kuşkunuz olmasın, tarih kimin, nerede durduğunu, neyi savunduğunu ve hangi tarafı tuttuğunu da mutlaka kaydedecektir" dedi.

Erdoğan, "Mağdur rolü verenlere sesleniyorum: Biz hiç mağdur olmadık. Tam tersine AK Parti, o eskilerin yaptığını yapmamış; sineye çekmemiş, başını öne eğmemiştir. Dik duracağız, dikleşmeyeceğiz" dedi.

"Muhalefetin çapı kaldırmasa da..."

AK Parti'nin Türkiye'nin uluslararası itibarını artırırken, muhalefet partilerinin tavırlarının ise 'içler acısı' olduğunu kaydeden Başbakan, 61 yıldır Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'ne Türkiye'den ilk defa bir siyasetçinin bu meclisin başkanlığını üstlendiğine dikkat çekti.

AK Parti Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu'nun bu görevi üstlenmesini, partilerinin değil ama Türkiye'nin bir başarısı olarak niteleyen Başbakan, muhalefetin bu başarıyı bile takdir etmek, bu mutluluğu paylaşmak erdemini bile gösteremediğini dile getirdi.

Erdoğan, muhalefetin Çavuşoğlu hakkında verdiği bir önergeye de değinerek, bu tutumla Çavuşoğlu'nun başkanlık sürecinin engellenmeye çalışıldığını savundu. Erdoğan, “Hani milliyetçiydiniz; nerde? Hani ülkeyi çok seviyordunuz; nerde? Bu ne kindir yahu?" ifadelerini kullandı.

Muhalefetin hazımsızlıkla kısır tartışmalar sürdürdüğünü öne süren Başbakan, “Muhalefetin çapı, vizyonu, idraki kaldırmasa da biz Türkiye'nin menfaatini korumaya devam edeceğiz" dedi.

"CHP, sanma ki önün açılır..."

CHP lideri Deniz Baykal'a yüklenen Erdoğan, "Karanlık hesaplar sanma ki senin önünü açar. Bir kere de demokrasiyi, hukuku savun. Baykal bir kez olsun da adaleti savun. Medya içinde de bunu yapanlar var. Baykal işaret fişeğini yakıyor, vagonları durumunda olanlar onu takip ediyor. Hükümeti gaza getirmeye çalışıyorlar" dedi.

"TSK ile güleryüzlü konuştuğumuzda..."

Hükümetin sürekli eleştirilere maruz kaldığını öne süren Erdoğan, "TSK ile güleryüzlü oturup konuştuğumuzda 'burada bir şey var. Polise derdini sorsak 'hayırdır bir şey mi var' deniyor. Bundan niye rahatsız oluyorsunuz? Biz sırtımızda yumurta küfesi taşıyoruz. Her kesimin hakkını korumak, gözetmek zorundayız" ifadesini kullandı.

Erdoğan, "Bir kısım zamanlama konusunda AK Parti'yi eleştiriyor, TSK'yı yıpratıyor' deniyor. Bir kısım da gaz vermeye çalışıyor. Aynı kesimler sorunu, muhatabı görmekten kaçınıyor, meselenin üstünü örtmeye çalışıyor. Kimsenin haddi değildir kurumları yıpratmak" dedi.

Köşe yazarlarına mesaj


Konuşmasında köşe yazarlarına da tekrar mesaj veren Başbakan, "10 yıl önce böyle yazabiliyor muydunuz? Ferman buyurdunuz efendim, diyordunuz" ifadesini kullandı.

Yaşam tarzı

Başbakan konuşmasında yaşam tarzlarına karşı hoşgörüye de değinerek, "Başını örter, alkol kullanır diye kimse potansiyel suçlu ilan edilemez" ifadesini kullandı.

 
cnnturk.com, 02.02.2010

Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.