Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Erdoğan: "Bu millete bidon kafalı diyeceksin..."

Erdoğan: "Bu millete bidon kafalı diyeceksin..."

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bu millete 'göbeğini kaşıyan adam' diyeceksin, 'bidon kafalı' diyeceksin, milletin tercihini, milletin seçimini küçümseyeceksin, aşağılayacaksın, milletin iradesiyle oluşmuş Meclis'i yok sayacaksın, ondan sonra da kalkıp milletin iktidarını sivil dikta ile suçlayacaksın. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" dedi.

Başbakan Erdoğan, Memur-Sen'in düzenlediği Uluslararası Demokrasi Kongresi'nde konuştu.

Konuşmasında Anayasa değişikliği tartışmalarına değinen Erdoğan, "Hükümet anayasa değişikliği yapamaz" denilmesine rağmen, bugüne kadar anayasa değişikliği yaptıklarını anlattı.

Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:

"Ne yazık ki halkın iradesiyle oluşan bu Meclis'e bu iradeyi kullanma noktasında olumsuz yaklaşan zihniyetler siyaset yapıyor, muhalefet görevini üstleniyor. Yandaşlarıyla beraber böyle bir çalışmanın içerisine giriyorlar. Hani kuvvetler ayrılığı prensibi vardı? Hani yasama organı vardı? Hani yürütme vardı? Hani yargı vardı? Söyledikleri şey şu: 'Efendim erklerin birbirini denetleme yetkisi var. Örneğin, yargı denetleme yetkisine haizdir'. Eyvallah. Biz de aksini hesap etmiyoruz. Ama siyaha beyaz dendiği zaman da şaşırıp kalıyoruz.

Sadece ben değil, milletim şaşırıp kalıyor. 367 garabetinin mucitleri, akıl daneleri çıkıyor, akla ziyan iddialarla reformların önünü kesmek için yeniden sahne alıyorlar. Peki neden? Bu Meclis seçimle oluşmadı mı? Milletin iradesiyle oluşmadı mı? Bu Meclis uzaydan mı geldi? Uzaylılardan mı oluştu? Allah aşkına bu kadar kendini inkar olur mu? Bu millete 'göbeğini kaşıyan adam' diyeceksin, 'bidon kafalı' diyeceksin, milletin tercihini, milletin seçimini küçümseyeceksin, aşağılayacaksın, milletin iradesiyle oluşmuş Meclis'i yok sayacaksın, ondan sonra da kalkıp milletin iktidarını sivil dikta ile suçlayacaksın. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu"

Sivil dikta tartışması çıkaranlara bir bakın, sivil anayasaya, referanduma da karşı olduklarını görürsünüz. Ben siyasi olarak her türlü bedeli göze aldım. Yeter ki ülkem kazansın. Gerekirse partim kaybetsin diyorum, böyle bir anlayış sergiliyorum. Bunlar kalkıyorlar, o eski tek partili baskıcı günlere dönmenin hayalini kuruyorlar. Kusura bakmayın o günler eskide kaldı ve o günlere dönüş asla olmayacak."

"Bu ülke diktatörlük dönemini CHP ile yaşadı"


Erdoğan, "sivil diktatörlük" suçlamalarına cevap verirken CHP dönemini örnek gösterdi; "Bu ülke, diktatörlük dönemini CHP döneminde yaşadı" dedi. Erdoğan, darbe planı iddialarına da değindi ve "Kirli senaryo dönemleri açılmamak üzere kapandı" dedi.

Erdoğan, "kirli senaryolarla, çirkin oyunlara tahriklerle, kışkırtmalarla hiç kimsenin varabileceği yer yoktur. O dönemler açılmamak üzere kapanmıştır. Tek başımıza da kalsak, milletin emanetini, milletin egemenliğini, demokrasiyi, hukuku her şarta altında savunmaya devam edeceğiz" dedi.

Hükümetin atmak istediği olumlu adımlara muhalefet edildiği belirten Erdoğan, atmak istedikleri adımların engellenmeye çalışıldığını dile getirdi.

Başbakan Erdoğan, "Türkiye'de asla ve asla hamdolsun bir iktidar sorunu yok. Türkiye'de çok ciddi bir muhalefet sorunu var. Demokrasilerde en az iktidar kadar muhalefet de önemlidir. Demokrasiyi yaşatacak olan, standartlarını yükseltecek olan en az iktidar kadar muhalefettir. Değişime direnen, her reforma ayak direten, aka kara diyen, statükodan beslenen, elitist bir muhalefeti karşınızda buluyorsunuz. Allah aşkına ülkesinin tamamını kucaklayamayan, ülkesinin tamamına hitap edemeyen, belli illerin, belli bölgelerin dışına çıkamayan bir muhalefet Türkiye için bu aziz millet için ne üretebilir? Bakın hükümet olarak hiçbir zaman mazeretlere sığınmadık, bahane üretmedik. Ama muhalefetin de sadece TBMM içindeki muhalefet olmadığı da iyi görülmelidir" dedi.

Erdoğan, "Şu 7 yılda nelerle karşılaştığımızı sizler de çok iyi biliyor, takip ediyorsunuz. Yasa çıkaracağız, 'Hayır, çıkaramazsın'. Anayasa'yı değiştireceğiz, 'Hayır, değiştiremezsin'. Cumhurbaşkanı seçeceğiz, 'Hayır seçemezsin'. Çetelerle mücadele edeceğiz, 'Hayır, edemezsin'. Biz bütün bunları yaşadık, yaşamaya da devam ediyoruz. Biz bu yola çıkarken üç kavram ortaya koyduk, yasaklarla mücadele, yolsuzlukla mücadele ve yoklukla mücadele. Bu mücadeleyi sürdürüyoruz ama bunun için de tabii ki bir altyapının, yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Biz direksiyondayız gaza basıyoruz ama birileri geliyor frene basıyor, birileri geliyor debriyaja basıyor, bir başkası geliyor direksiyona müdahale etmek istiyor. Çağdaş demokrasilerde demokratik unsurların her birinin yeri, yetkisi, sorumluluğu bellidir. Ama bizde sorunların üzerine gittiğinizde statükoyla karşılaşıyorsunuz. Değişime direnen bir anlayışla karşılaşıyorsunuz. Bütün bunlara rağmen asla umutsuz değiliz. Asla karamsar değiliz. Asla mazeretlere de sığınacak değiliz" dedi.

"Milletin emaneti kutsaldır"


İlkeli siyasetten yana olduklarını ve Türk milletine hayal kırıklığı yaşatmadıklarını belirten Erdoğan, milletin kendilerine seçimler yoluyla verdiği emaneti, vakti geldiğinde yine milletin alacağını vurguladı.

Erdoğan, "Kim ki o emaneti gasp etmeye yeltenir, karşısında önce bizi bulur, sonra da milletin kendisini bulur. Milletin emaneti kutsaldır. O emanete uzanan ellere 'dur bakalım' demek, bunun da hesabını hukuk çerçevesinde sormak hepimizin ortak boynumuzun borcudur. Kirli senaryolarla, çirkin oyunlara tahriklerle, kışkırtmalarla hiçkimsenin varabileceği yer yoktur. O dönemler açılmamak üzere kapanmıştır. Tek başımıza da kalsak, milletin emanetini, milletin egemenliğini, demokrasiyi, hukuku her şarta altında savunmaya devam edeceğiz. Ama hatırlatmak isterim; demokrasiyi muhafaza etmek, onu yüceltmek, onun standartlarını yükseltmek demokrasiyle varlık bulan her kurumun, her kuruluşun, sivil toplum örgütlerinin,basının görevidir" dedi.

Memurlara toplu sözleşme ve grev hakkı


Konuşmasında Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu'nun memurlara toplu sözleşme ve grev hakkı verilmesi yönündeki talebine de değinen Başbakan Erdoğan, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin hemen hemen hiçbirinde memur-işçi diye bir ayrımın olmadığını belirterek, "Ben diyorum ki gelin birleşin. Bu işi tamamen çalışanlar olarak düzenlediğimiz zaman bu iş çok rahat kolaylaşacak. Memur ayrı, işçi ayrı olduğu zaman bu iş sıkıntılı. Bu işin sıkıntılarını gördüğü için ki o ülkeler bu işi tek yaptı. Bu bizlerin de tüm çalışanların da işini kolaylaştıracak ve ülkemizin işini kolaylaştıracak. Ben buradan bunun duyurusunu yapıyorum. Gelin bu adımı atalım gerisi kolay diyorum. Ondan sonra da biz üzerimize düşeni kesinlikle yapacağız. Bunun da sözünü veriyoruz" diye konuştu.

Anayasa değişikliği


Erdoğan, "Türkiye her zaman sivil anayasa özlemi içinde oldu. Sıkıntıları aşmak için gerekli adımları atıyoruz" dedi.

Başbakan Erdoğan, Anayasa Mahkemesi'nin askere sivil yargı yolunu kapatan kararınını da üstü kapalı eleştirdi.

Türkiye'de bir anayasa sorunu olduğu konusunda da yargının, yasamanın, yürütmenin, sivil toplumun, bilim adamlarının ve aydınların hem fikir olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, herkesin Anayasa'nın belli bölümlerinden şikayetçi olduğunu söyledi.

Erdoğan, "(Gelin çözelim. Türkiye'ye yakışan bir Anayasa'yı hep birlikte yapalım) diyorsunuz. (Hayır, biz yanaşmayız. Sizi de yanaştırmayız) diyorlar. Niye? Çünkü bir 367 deneyimi, 411 deneyimi yaşandı. Onun için ne yapıyorlar? Çekiniyorlar. '367 oldu da ne oldu, 411 oldu da ne oldu?' diyor. Niye? Çünkü bu ülkede yasama organının etkisine müdahalenin olduğunu görüyor halk. Bu sıkıntı. Statükoyla bu ülke nereye gidebilir? Değişime, dönüşüme, her türlü yeniliğe direnerek bu ülke nereye ulaşabilir?" dedi.

"Kürsüye çıkan, eline mikrofon alan herkes 'Demokrasi' diyor. Ama iş uygulamaya geldiğinde bakıyorsunuz ortaya engeller sürülüyor, bariyerler çıkıyor" diyen Erdoğan, "Farklı farklı tartışmalarla ülkenin gündemi değişik mecralara itiliyor. Dikkatinizi çekiyorum, şu anda köşelerinde koalisyon dönemlerine methiyeler düzenler var. Televizyon ekranlarına çıkıp koalisyon dönemlerine özlem duyduklarını dile getiren mütekait siyasetçiler var. Türkiye bunları unutmadı. Anayasalar fırlatılıyordu. Bunları gördü bu ülke. Koalisyon demek kısa aralıklarla erken seçim demek, istikrarsızlık demekti. Sevgili kardeşlerim, bu ülkede 16 ayda bir hükümet kuruldu. Böyle bir ülkede istikrar olur mu ya? Şimdi bakın, 'hemen erken seçim' diye bağırıyorlar. Yok böyle bir şey. Ne zamansa bu seçim tarihi, seçim o zaman olacak. Boşuna böyle bir özlemin, gayretin içine girmeyin" ifadesini kullandı.

"Seçim ne zamansa o zaman"

Erdoğan, "(Hemen erken seçim) diye bağırıyorlar. Yok böyle bir şey. Ne zamansa bu seçim tarihi, seçim o zaman olacak. Boşuna böyle bir özlemin, gayretin içine girmeyin" dedi.

Türkiye'de güçlü bir siyaset olduğunu, güçsüz siyaset yapanların ise ortalama 16 ayda bir hükümet kurduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, "Ziya Paşa'nın meşhur sözü var ya, 'Sen herkesi kör, alemi sersem mi sanırsın?'. Bunlar kendileri unutuyor, herkesi de unuttu sanıyorsun. 7 yıl boyunca bu malum koro hep aynı şarkıyı, aynı nakaratı tekrar edip durdular. 'İrtica' dediler, tutmadı. 'Laiklik elden gidiyor' dediler, tutmadı. 'Takiye' dediler, tutmadı. 'Yıkıcı' dediler, tutmadı. 'İhanet, hıyanet' dediler, tutmadı. Açık söylüyorum bundan sonra da ne yaparlarsa yapsınlar, ne derlerse desinler tutmayacak. Çünkü bu aziz millet kimin nerede durduğunu çok ama çok iyi biliyor" dedi.

Erdoğan, "Kimin bu ülkeye eser kazandırdığını, kimin bu ülke için samimi olarak yanıp tutuştuğunu, kimin ter döktüğünü, emek sarf ettiğini, kimin yüreğini ortaya koyduğunu bu millet çok iyi biliyor. Kimin de kuyular kazdığını, engeller ürettiğini, ülkeyi, milleti kaosa, karamsarlığa, kötümserliğe sevk etmek için elinden geleni ardına koymadığını da bu millet gayet iyi biliyor. Şu 7 yıllık süreç demokrasi, hak ve hürriyetler, Türkiye'nin istikrarı, huzuru, emniyeti konusunda kimin ne yaptığını, ortaya koyduğunu, nerede durduğunu çok somut ve net olarak ortaya çıkarmıştır. Kimse kusura bakmasın. Bu ülkede çetelerle mücadele edenin de kim olduğu iyi biliniyor. Çetelere avukatlık edenin de kim olduğu çok iyi biliniyor. Ergenekon'da, kimin Ergenekon'da bu süreci takip etmesi gerektiğine inandığını, kimin de Ergenekon'a avukatlık yaptığını hatta milletvekillerini göndermek suretiyle adeta bunların avukatlığına soyunduğunu benim milletim görüyor" diye konuştu.

 
cnnturk.com, 25.01.2010

Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.