Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Başbakan Erdoğan'dan erken seçim cevabı

Başbakan Erdoğan'dan erken seçim cevabı  

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''AK Parti hala açık ara öndedir, hala açık ara birinci partidir, hala gücüne güç katarak yoluna devam ediyor'' dedi.

Erdoğan, partisinin Genel Merkez Kadın Kolları AR-GE Başkanlığı koordinatörlüğünde yürütülecek Eğitim Programı'nın açılışına katılarak, partililere seslendi.

Türkiye'de ''taş üstüne taş koymak'' için iktidara geldiklerini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Asil milletimiz bunun için bize yetki verdi ve bu yetkiyi, emaneti sonuna kadar taşıyacağız. Altını çizerek ifade ediyorum, kimse seçim rüyası görmesin. Biz, alışılmış liderlerden değiliz. Kusura bakmasınlar bizim ağzımızdan söz çıktığı zaman o söz aynen nakittir. Yeri geldiği zaman yerinde icra edilir. Seçimler Anayasamızın öngördüğü çerçevede, zamanında yapılacaktır. AK Parti, dimdik, sapasağlam durduğu yerde duruyor. Gücünü de koruyor. AK Parti hala açık ara öndedir, hala açık ara birinci partidir, hala gücüne güç katarak yoluna devam ediyor.'' Erdoğan, ''Şimdi birkaç gündür Sayın Baykal bir yandan, Sayın Bahçeli bir yandan seçim kelimesini telaffuz etmeye başladılar. Yahu el insaf, daha 9 ay önce ülkede seçim yapıldı ve haliniz ortada, sonuçlar ortada. Yenilen pehlivan güreşe doymazmış'' dedi.

Erdoğan, 3 Kasım 2002 seçimlerinin ardından genel seçimlerin Kasım 2007'de yapılmasının planlandığını ancak gelişmeler nedeniyle seçimin öne alındığını anımsattı. ''(Biz size cumhurbaşkanı seçtirmeyiz) dediler'' diyen Erdoğan, bu nedenle seçim tarihinin birkaç ay öne alınarak 22 Temmuz seçimlerinin yapıldığını söyledi.

Bu seçimlerde de AK Parti'nin yüzde 47 oranında oy alarak yeniden iktidar olduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan, 29 Mart 2009 tarihinde yapılan yerel seçimlerden de AK Parti'nin birinci parti olarak çıktığını, MHP ile CHP'nin toplam oy oranının ise AK Parti'nin oy oranına denk geldiğini söyledi. Erdoğan, yerel seçimlerin üzerinden daha bir yılın geçmediğini dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü:

''Şimdi birkaç gündür Sayın Baykal bir yandan, Sayın Bahçeli bir yandan seçim kelimesini telaffuz etmeye başladılar. Yahu el insaf, daha 9 ay önce ülkede seçim yapıldı ve haliniz ortada, sonuçlar ortada. Yenilen pehlivan güreşe doymazmış. Yani siz güreşe doyacaksınız diye her yıl seçime gidemeyiz ki? Aslında bizim Cemil Bey'in (Çiçek)... Erzurumlu neydi o, Teyyo Pehlivan o hikaye var ya... Şimdi onun zamanı değil. Cemil Bey zaman zaman onu anlatır, biz de neşeleniriz.

Anayasa ne diyor, 'seçimler 4 yılda bir yapılır'. Şimdi kaç yıl oldu? 2.5 yıl... Daha 1.5 yıl var. Bırakınız seçim yapmayı seçim kelimesini telaffuz etmenin dahi bu ülkenin ekonomisi üzerindeki etkilerini bunlar düşünmüyorlar, düşünmek istemiyorlar. Çünkü bunların ülkenin derdi, ülkenin kaynaklarının güçlenmesi diye bir dertleri yok. Bunlar, 'ne yapalım da ülke karışsın' diyorlar. Mesele bu... Ama karıştıramayacaklar. Ne yaparsanız yapın, karıştıramayacaksınız. İster Ergenekon'un avukatı olun, ister bilmem neyin avukatı olun, çetelerin avukatı olun, mafyanın avukatı olun, bu ülkeyi karıştıramayacaksınız. Bu ülke her geçen gün daha iyiye gidecek. İşte bakın dünyada 70'i aşkın ülkenin kredi notları düşürülürken kredi notu yükseltilen 17 ülke var, bunlardan bir tanesi de Türkiye... Yükselen ülke Türkiye... Nedir bu rahatsızlığınız ya, nedir bu hazımsızlığınız?''

İstanbul Menkul Kıymetler Borsa endeksinin tarihte görülmeyen rakamlara yükseldiğini ve 55 bin sınırına dayandığını da ifade eden Başbakan Erdoğan, AK Parti iktidarından önce borsanın 10 binler seviyesinde olduğunu dile getirdi. Bu rakamların ülkenin gelişmişlik seviyesini ortaya koyan rakamlar olduğunu dile getiren Erdoğan, ''insaf edin'' diye konuştu.

Erdoğan, seçimlerin daha önce ilan edilen tarihte yapılacağını söyledi.

AK Parti iktidarıyla birlikte ekonomik alanda rakamların sürekli olumlu yönde artış gösterdiğini vurgulayan Erdoğan, faiz oranları, enflasyon, esnaf ve çiftçilere verilen kredi faiz oranlarından örnekler vererek, AK Parti hükümetinin bu alandaki başarılarını anlattı.

Muhalefet partilerinin ekonomik verileri saptırdığını kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:

''İşte bütçe tartışmalarında gördük, bunlarda yüz de yok ya adam diyor ki, 'Eskişehir-İstanbul hızlı trenini, Ankara-İstanbul hızlı trenini biz başlattık' diyor. İnsaf ya, temelini bizzat kendim attım. Neyi sen başlattın? Açılışını da aynı şekilde biz yaptık. Biz başlattık, biz bitirdik.

Şimdi de Eskişehir-İstanbul etabı yapılıyor. Ama yüz yok. Seneye de inşallah, yani bu senenin sonunda Ankara-Konya güzergahını açacağız. Onu da gelir derler ki 'biz başlattık'. Zaten hep başlatıyorsunuz, başlattığınız yerde de kalıyorsunuz. CHP'ye bir şey diyemeyeceğim, çünkü hayatında tek iktidar yok. MHP, kenarından, köşesinden bizden önce iktidar ortağıydı onların döneminde ülkede nelerin olduğu belli, şimdi 'erken seçim' diyor. Ya hangi yüzle 'erken seçim' diyorsun. 5 yıllığına milletim sana iktidar yetkisi verdi, 3,5 yıl dayanabildin, bırakıp, kaçıp gittin. Niye bırakıp gittin? Bırakmasaydın, çalışsaydın senin de olurdu. Ama çalışamadın. Çünkü bunlar Ankara'ya mahkum bir siyaset yapıyorlar, Türkiye'nin geneline değil. Ve bunlar milletimize bedel ödettiler. Biz iktidara geldiğimizde 400 bini aşkın esnaf kepenk indirmişti. Şimdi geldik bize diyorlar ki 'kepenkler, mepenkler'... Sen kapanan kepenge bak, bir de açılan kepenge bak. Açılan mı fazla, kapanan mı? Açılan daha fazla, rakamlar ortada. Matematikten falan anlamazlar. Ülkeye bedel ödetmek bu partiler, bu liderler için hiçbir zaman bir mesele, bir dert, bir kaygı teşkil etmedi. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde erken seçim diye bir mantık, anlayış yoktur. Bu geri kalmışlığın alametidir.''

-''TÜRKİYE'DE ORTALAMA 16 AYDA BİR HÜKÜMET DEĞİŞİRDİ...''-

Türkiye'de yıllar boyunca ortalama 16 ayda bir hükümetin değişikliği olduğunu anlatan Erdoğan, AK Parti'nin şimdi bunu da değiştirdiğini söyledi. Erdoğan, ''İlan edilen neyse seçim o zamanda yapılacak'' diye konuştu. Bunun hazmedilemediğini kaydeden Başbakan Erdoğan, herkesin buna alışacağını vurguladı.

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Bu liderlerin tek derdi, tek kaygısı kendi koltuklarını, kendi makamlarını, kendi ikballerini düşünmektir. Bunun dışında millete ne olursa olsun, ülkeye ne olursa olsun... Anlayış bu.

İşte Baykal, bu ara çıktı bir şeyler daha söylemeye başladı. 'AK Parti'nin oy oranı şuralara düştü' diyor, aynı şeyi 29 Mart seçim sürecinde da yaptı. Kendi partisinin oy oranlarını bir kenara bıraktı, AK Parti'nin oy oranını kendisine dert edindi, sağ olsun. Biz bundan sonra kamuoyu araştırmacılarına para vermeyeceğiz. Çünkü, Baykal yapıyor bu işi. Ama siz Baykal ne diyorsa onu en az 2 ile çarpacaksınız. Sayın Baykal, sen bırak AK Parti'nin oy oranlarını, senin partinin oy oranları nerede, sen neredesin? 7 yılda girdiğin 3 seçimde partini nereden nereye getirdin, sen onun muhasebesini yap. Bu ülkede iktidar olabildin mi sen hiç? Bunu bir ortaya koy, bu kadar zamandır bu işin içindesin, hiçbir zaman olamayacaksın. Bu millet sana iktidar vermeyecek. Çünkü, seçimi telaffuz etmek, gündemi seçim tartışmalarıyla oyalamak her yönden bu ülkeye ve millete haksızlıktır. Bakınız, küresel sermaye bir ülkeye giderken veya girerken hemen şunu sorar, 'sizde seçim var mı' veya 'seçim zamanında yapılacak mı' niye? Çünkü, istikrar ister, güven ister. Eğer bu ülkede istikrar yoksa bu ülkede güven yoksa sermaye oraya gelmez.''

Paranın cıva gibi olduğunu ve uygun zemini bulup oraya gittiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, paranın güven ve istikrarın olduğu ülkeye gittiğini ifade etti.

Türkiye'nin güven ve istikrar noktasında en uygun zemine sahip ülkelerden biri olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, AK Parti iktidarından önce Türkiye'ye giren küresel sermaye miktarının 1 milyar dolar seviyesinde olduğunu ancak AK Parti iktidarı döneminde 2007 yılında bu rakamın 22 milyar dolar seviyesine çıktığını hatırlattı.

Erdoğan, bütün zor koşullara rağmen 2010 yılında da 10 milyar doları hedeflediklerini dile getirdi. Erdoğan, ''(Milli birlik ve kardeşlik projesi) Bu proje, bu süreç AK Parti'nin değildir. Bu proje, bu süreç devletindir. Muhatabı kim? Muhatabı millet'' dedi.

Erdoğan, milli birlik ve kardeşlik projesinin ve demokratik açılım sürecinin başlıkları bulunduğunu ifade etti. Öncelikli sorunun terörle mücadele olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Bundan asla tavizimiz olamaz. Bununla mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Buradan taviz yok. Tüm güvenlik güçlerimiz, askeriyle, polisiyle buna devam edeceğiz. Bunun yanında etnik unsurların sorunları var. Burada Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Abhaza'sı, Gürcü'sü, Roman'ı hepsinin sorunları var. Bu sorunları masaya yatırdık ve bunlar üzerinde çalışmalar devam ediyor ve bunlara da çözümler getireceğiz ama bunlar bugün başlamadı. Bakın biz partimizi kurarken programımızın içerisinde bunların hepsini açıkça ortaya koyduk. Olayı bir yere indirgemek yanlış olur. Bu ülkede tüm etnik unsurların sorunları var ve bunlara eğiliyoruz. Benim Türk kardeşimin, Kürt kardeşimin sorunları var, Gürcü'sünün, Çerkez'inin, Pomak'ının, bunun yanında Roman kardeşimin hepsinin sorunları var ve bu sorunları hep birlikte çözeceğiz. Bunları minimize edeceğiz.''

-''ALEVİ, SÜNNİ VATANDAŞLARIMIN SORUNLARI VAR''-

Başbakan Erdoğan, inanç gruplarının, farklı mezheplerin de sorunları bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti:

''Ülkemde kahir ekseriyetiyle Müslüman var ama az da olsa Hristiyan'ı var, Musevi'si var. Bunların da sorunları bizim sorunlarımız. Bu sorunları da minimize etmek, hatta yok etmenin gayreti içerisinde olacağız. Alevi, Sünni vatandaşlarımın sorunları var. Bunları da çözmenin gayreti içerisinde olacağız. Şimdi Alevi vatandaşlarım bağırıyor. Tamam, senin sorunun var ama senin kardeşinin de sorunu var. Hepsinin sorunu var. Bunların hepsinin üzerine gidip, bunları minimize etmenin gayreti içerisinde olacağız. Bakın şu anda Alevi çalıştayları yapılıyor ve artık finale gelindi. İnşallah yanılmıyorsam bu ay sonu itibarıyla finali yapılacak ve bu finalle birlikte de ortaya çıkacak tablo karşısında atılması gerekli olan adımları hemen atacağız. Kısa vadede genelgelerle, orta vadede yasalarla, uzun vadede Anayasa değişiklikleriyle bu adımları atacağız.

Efendim CHP buna katılmıyor, MHP katılmıyor. Katılmazsa katılmaz canım. Biz milletimizle beraber bunu çözeceğiz. Bu proje, bu süreç AK Parti'nin değildir. Bu proje, bu süreç devletindir. Muhatabı kim? Muhatabı millet. Bunu böyle anlatacaksınız. Biz bunu çözmek için varız. Bu bölgesel bir sorun değildir. Lokal, mevzi sorun da değildir. Kimse bu olayı yatıp kalkıp sadece benim Kürt kökenli vatandaşlarımın sorunu olarak ifade etmesin. Bu süreç sadece benim Kürt kökenli vatandaşlarıma ait değildir. Türkiye'de yaşayan 72 milyon vatandaşımın sorunları var. 780 bin kilometre karenin sorunları var. Biz, hepsinin başta kardeş olmasını istiyoruz.''

Milli birlik, beraberlik içerisinde geleceğe yürümek istediklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''(Efendim, böyle bir şey mi vardı?) diyor. Nerede yaşıyorsun sen ya? Yoktu da niye bunları konuşuyoruz? Ey Sayın Baykal, yoktu da niye bayrağa sarılı tabutlar geliyor? Bir şey var demek ki bir yerde. Bir sıkıntı var. Niçin benim askerim dağlarda? Niçin bizim askerimiz Kandil dağlarını vuruyor neden? Bir şey var, nasıl yok dersin? Bu adımları atıyoruz, atacağız. Hangimiz etnik kökenimizi, dilimizi, dinimizi, mezhebimizi, soruyorum doğmadan önce seçtik? Böyle bir yetki var mı? Kimin kime üstünlüğü olabilir? Böyle bir şey bizim medeniyetimizde, kültürümüzde var mı? Bizim inançlarımızda var mı? Her doğan doğarken farklı bir ırk, farklı bir kabile halinde doğar. Zaten zenginlik orada. Öyle değil mi? Doğanların hepsi aynı etnik unsurun mensubu olarak doğmaz. Bunu göremeyecek kadar zavallı olanlar var ama öğrenecekler. Bunu en iyi anlayacak olanlar annelerdir. Bunu en iyi kavrayacak olan hanımefendiler, sizlersiniz. Onun için sürece el koymanızı istiyorum. Onun için süreci omuzlarınızda, yüreğinizde taşımanızı istiyorum.''

Erdoğan, toplantıya katılan kadın kolları üyelerinden, illerine döndüklerinde her bir anneye ulaşmalarını istedi. Ekonomik sorunların bulunduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, konuşmasını sürdürdü:

''Çalışacağız, bunları da çözeceğiz. İşsizlik sorunu var ama işsizlik sorunu bizimle başlamadı ki. Biz göreve geldiğimizde neydi işsizlik sorunu? 10,7'ydi. Şimdi de 13,4. Niye? Küresel kriz vurdu. Şu anda Amerika'da işsizlik oranı, tarihinde görmediği bir şekilde yükseldi. İspanya'da yüzde 19'a vardı. Yunanistan yanı başımızda, aynı şekilde. Fransa aynı şekilde. İngiltere aynı şekilde. Hepsinde yükselişler var. Hiçbir yerde yok da sadece bizde var. Yok böyle bir şey. Japonya aynı şekilde böyle bir sürecin içerisinde. Muhalefet başka bir şey bulamadığı için buradan yüklenmek istiyor ama biz elimizden gelen bütün gayreti ortaya koyuyoruz. İşte açıkladık, birçok desteği veriyoruz, vermeye devam edeceğiz.''

-''TAHRİKLERE KULAK ASMASINLAR''-

Başbakan Erdoğan, kadın kolları üyelerine, her bir anne adayına, her bir kadına, her bir aileye ulaşmalarını isteyerek, şöyle konuştu:

''Kendilerini başka annelerin yerine koysunlar. Kendilerini o ağıtları yakan, o acıları taşıyan annelerin yerine koysunlar. Onlara ne kadar samimi olduğumuzu anlatın. Onlara, amacımızın annelerin gözyaşlarını dindirmek olduğunu anlatın. Onlara anlamsız çatışmaları, anlamsız kavgaları, çekişmeleri sona erdirmek istediğimizi anlatın. Gayet halis bir niyetle, samimi bir niyetle yola çıktığımızı anlatın. Tahriklere kulak asmasınlar. Provokasyonlara gelmesinler. Çözüm istemeyenlerin kurduğu tuzaklara düşmesinler. Terörü de şehitlerimizi de istismar ederek siyaset yapanlara dikkat kesilsinler. Şurada, dün, evvelsi gün 941 üniversite mezunu evladımızı yurt dışına gönderme töreni yaptık. Master ve doktora eğitimi alacaklar. Dünyanın değişik ülkelerinde, tamamen devlet bursuyla. Biliyorsunuz, hedefimiz 5 yılda 5 bin öğrenci. Töreni Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu'nda yaptık.''

Başbakan Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu'nun duvarlarında bazı sloganların bulunduğunu anımsatarak, şunları kaydetti:

''Bunları gördüm. Bu tamamen ırkçı, tamamen bölücü sloganlar. Ne demek istediğimi anlıyorsunuz. Sahiplerine ithaf olunur. Biz neyin gayreti içerisindeyiz, onlar neyin gayreti içerisindeler. Bunlar artık ta 80'li yılların öncesinde kaldı. Hala bunlar oradalar. Bu duvarlara yazacağınız bu sloganlarla bir yerlere varamazsınız, varamayacaksınız da. Bu sloganlarda barış yok, kardeşlik yok, dayanışma yok. Biz ise barışa, kardeşliğe çağırıyoruz. Ben CHP tabanına da MHP tabanına da sesleniyorum: Sizler de seslenin. Biz o tabanda olan vatandaşlarımızı da kardeşlerimiz olarak biliyor ve seviyoruz. Çünkü biz yaradılanı yaradandan ötürü sevmek anlayışıyla seviyoruz.''

Star, 08.01.2010


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.