Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Arınç: Bu saldırı planlı bir eylem olabilir

Arınç: Bu saldırı planlı bir eylem olabilir  

Başbakan Vekili, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Tokat'ta terör saldırısı sonucu yedi askerin şehit olmasıyla ilgili, ''Türkiye'de daha çok ses getirecek, milliyetçi duyguları daha fazla körükleyecek, özellikle bu söylem içerisinde siyaset yapan partilerin işini biraz daha kolaylaştıracak bir eylemi çok akıllıca planlamış olabilirler'' dedi.

Bülent Arınç, Habertürk televizyonun canlı yayınında soruları yanıtladı.

''Bayramdan sonra ne ben kalacağım, ne Danıştay'' sözlerinin anımsatılması üzerine Arınç, ''AK Parti'deki bayramlaşma sırasında gazetecilerin ısrarlı sorularına karşı gündemle ilgili böyle bir söz sarf etmiştim. Sonradan onun ne anlama geldiğini daha sonraki bir programda açıkladım, gazeteler de bunu yazdılar'' diye konuştu.

''Gazetecilerin ısrarından kurtulmak için ayaküstü söylenmiş bir söz'' diyen Arınç, şöyle konuştu:

''Yoksa şu anda da görüyoruz ki Danıştay da yerinde, ben de yerimdeyim. Hatta Danıştay'ın yeni hizmet binasının temelini de Pazartesi günü atacağız. Danıştay'dan ilgili bir bakan olarak da kurumun önemli görevler yaptığını biliyorum, ama bu demek değildir ki YÖK'ün düzenlendiği yeni katsayıyla ilgili verilen kararı da elbette eleştiriyorum, eleştireceğim. Bunu çok hukuki bulmadığımı da ifade etmiştim. Danıştay'ın kararları tartışılabilir, bunun ne anlama geldiği söylenebilir, ama bir kurum olarak Danıştay'ın kalkmasını istemek ya da hasım olmak mümkün değil.''

Arınç, ''Gündemin en önemli konusu kuşkusuz Tokat'ta verdiğimiz yedi şehit, ama bunun da ötesinde toplumda elle tutulur hale gelmiş bir gerilimden bahsediliyor. Bir ayaklanmanın, kalkışmanın provası olarak görülüyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna da şu yanıtı verdi:

''Hayır, kesinlikle bu boyutta değil. Sizin söylediğiniz gibi göstermeye kalkan hem bazı siyasetçiler, hem bazı televizyon ekranları var, hem de bazı köşe yazarları var. Bir bayan köşe yazarını bir gazetede okudum, fevkalade üzüldüm. 'Türkiye teröre teslim oldu, Başbakan ABD'de' sanıyorum başlık böyleydi. Bu hanımefendinin yaşı 30 yılı bilmeye müsait. Bu 30 yılda Türkiye ne baskınlar gördü. İnsanların elimizden kayıp gittiğini gördük, çok şehitler verdik. Hafızası unutmadıysa 1-2 sene önce Dağlıca ve Aktütün baskınları var. Bunların hiç birisinde Türkiye teslim olmadı teröre de bugün mü teslim olacak? Bu büyük bir gaflettir. Onun da ötesinde maalesef ideolojik açıdan hükümeti yıpratmak için atılmış başlıklardır. Türkiye ne geçmişte teröre teslim oldu, ne de bugün teslim olmuş vaziyettedir. Bu olaylar geçmişten bugüne yaşanmış olaylardır, ama herkesi elini başının arasına alıp şunu düşünmesi lazım; son altı aydır şehit cenazeleri gelmemişti, böylesine büyük olaylar yaşanmamıştı.

Asıl sorulması gereken 'Niçin şimdi?' Bunun üzerine her şey konuşabilir, her şey söylenebilir, ama Sayın Bahçeli ile Baykal'ın Meclis'teki grup toplantılarındaki ses tonlarıyla veya söylemek istedikleriyle veya 'kan gövdeyi götürüyor' havasıyla tekrar tekrar ekranlara bir kişinin yaptığı çatışma fotoğraflarını koymak suretiyle böyle bir hava vermek Türkiye'ye yazık etmek olur. Türkiye teröre teslim olmadı, hiç bir zaman da teslim olmayacak. Şu anda hükümetimiz, güvenlik güçlerimiz, meclisimiz görevinin başında. İnşallah son yapılan katliamın hesabını bunu yapan alçaklardan en kısa zamanda soracağız.''

-''ÜSTLENEN BİR ÖRGÜT BULUNMAMAKTADIR''-

Tokat saldırısı hakkında, ''Kesinlikle çok büyük bir olay olmadığını'' yorumunu yapan Arınç, ''Çok acı bir olay var, ama geçmişte yaşadığımız olayların bir devamı gözüyle bakacak olursak bundan daha ağırlarını, daha gözyaşı döktüklerimizi biliyorum. Bu da onlardan bir tanesidir, mevzi bir olaydır. Şu ana kadar üstlenmiş bir örgüt bulunmamaktadır'' dedi.

Güvenlik güçlerinin bölgede arama-tarama çalışmalarını sürdürdüğünü anlatan Arınç, olayın sisli bir havada pusu kurularak işlendiğini, olaydan kısa bir süre sonra oradan geçen bir vasıta tarafından fark edildiğini anımsattı. Arınç, ''Dolayısıyla olayı işleyenler, failler mutlaka bir yerlere saklanmak, gizlenmek durumunda kalmışlardır. Ümitle ifade ediyorum ki şu anda Başbakan Vekili olarak, bunun faillerini en kısa zamanda yakalayacağız. Bu hain provokasyonu, hain saldırıyı en kısa zamanda tüm bağlantılarıyla ortaya çıkaracağız'' diye konuştu.

Türkiye'de sorunun çözümü konusunda atılan adımlar bulunduğu, adımların muhalefetin itirazlarıyla karşılaştığını ifade eden Arınç, şöyle devam etti:

''Ancak, Türkiye genelinde büyük bir memnuniyetin olduğunu ifade etmeliyim. 'Şu bölgede bu kadar, bu bölgede bu kadar' diye anketler farklı sonuçlar gösterebilir, ama Türkiye'de 'demokratik açılım' dediğimiz şey, insanların feryatlarına karşılık vermektir. Bu feryatlar şöyle, bugün şehit cenazelerinde söylenen sözler şöyle; 'Artık yeter, akan kanlar dursun', 'Artık yeter gözyaşları dursun, ülkeye huzur gelsin', 'Bunun için ne gerekiyorsa hükümet yapsın.' Biz bu sese kulak verdik ve kapsamlı bir çalışma yaptık. Demokratik açılımın tüm Türkiye'ye huzur ve güven verdiğini ifade etmeliyim. Eğer bu, başarıya ulaşacak olursa iki şey olacaktı; bir, terörü sonlandırmak mümkün olabilecekti. Artık silahla eylem yapılamaz hale gelecekti. İkincisi, demokratikleşme noktasında ciddi adımlar atacaktık. Bu da ülkedeki kardeşlik ve huzur projesini gerçekleştirmeye yarayacaktı. Şu anda da yürürlükte bazı çalışmalar var. Bir kısmı yürürlüğe konuyor. Bir kısmının Meclis'te ya da bakanlıklarda çalışmaları bitmek üzere.''

-''TAŞERON ÖRGÜT DE, TAŞERON EYLEMCİ DE KULLANILMIŞ OLABİLİYOR''-

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ABD Başkanı Barack Obama ile görüştüğünü hatırlatan Arınç, ''2-3 sene evvel Bush ile başlayan işbirliği Obama döneminde artarak devam edecek'' dedi.

Arınç, şöyle devam etti:

''Orada varılan en önemli karar da artık PKK veya teröre karşı ABD, Türkiye'nin yanındadır, dostudur, arkadaşıdır ve her türlü desteği sağlayacaktır. Bir mesaj... Sen öyle zannediyorsun ama aslında böyle. İkincisi artık Öcalan ile bağlantılı olarak başlayan sokak gösterileri ve çocukların taş atması, 'işte efendim içerisi şu kadar küçüldü' havaları. Bir taraftan DTP ile kapatma davasının Anayasa Mahkemesi'nde görüşülecek olması, bir taraftan İmralı'yla, Öcalan ile, DTP ile şununla, bununla bağlantılı gerilim politikası.

Bunun içerisinde seçilen yer çok önemli, yapılan işler de... Tokat, vatansever, yurtsever insanlarımızın yoğun olarak bulunduğu bir vatan köşesi. Yani Mersin'den de farkı yok, Manisa'dan da farkı yok. Şehidi en çok illerimizin başında gelmektedir, ama bunun tam aksini ben Şırnak için söylemeliyim. Şırnak da şehidi en çok gelen illerimizin içerisinde yer almaktadır. Şüphesiz, partilerin aldıkları neticelerle, oylarla bağlantılı olarak bir takım yorumlar yapılıyor. Özellikle, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinin dışında bir yerde eylem yapmanın bir hesaba dayandığını az çok düşünebiliyorum. Henüz tam pazılları bir araya getirip tam bir tablo çıkarmış noktada değilim, ama bu işle ilgili olanları bir araya getirdiğimde Türkiye'de daha çok ses getirecek, milliyetçi duyguları daha fazla körükleyecek özellikle bu söylem içerisinde siyaset yapan partilerin işini biraz daha kolaylaştıracak bir eylemi çok akıllıca planlamış olabilirler.''

''Sayın Başbakan ABD'den, ''taşeronu kim ona bakmak lazım'' diye bir ifade kullandı. Sizin düşünceniz nedir?'' sorusuna Arınç, ''Türkiye'de ismi bilinen örgütler var. Bu örgütleri sevk eden iç ve dış mihraklar var. Bu örgütlere görev verip, eylemde bulunmasını sağlayan, bizim de bildiğimiz kadarıyla bazı noktalar'' yanıtını verdi.

Arınç, şunları kaydetti:

''Dolayısıyla, taşeron örgüt de, taşeron eylemci de kullanılmış olabiliyor. Özellikle, Türkiye'de son zamanlarda pek çok bilgi ve belgede henüz bir yargı sonucuna ulaşmamış olmakla birlikte kısmen teyit edilen, kısmen inkar edilen pek çok konuşma, pek çok bağlantı Türkiye'de yapılan eylemlerin belli örgütlere izafe edilmesinde biraz daha dikkatli olmamızı gerekiyor.

Üniversite yıllarında 68 kuşağının içinde bulduk kendimizi. O zaman siyasal tarafından bir çocuk öldürülse mutlaka bunun faili sağcılardan, bu taraftan hukuk yurdundan birisinin canına kastedilse bunun faili mutlaka solculardan bilinirdi. Hatta Dikimevi'ndeki Site yurduyla diğer yurtlar arasında önceden planlamış mutlaka 'oradan ya buradan' ayrımı yapıldı. 12 Eylül sonrası ortaya çıkan pek çok bilgi ve belgeler, şu anda da bir vesileyle ortaya çıkan pek çok bilgiler belli bir merkezden belli eylemlerin tam tersi şekilde yaptırıldığını, Türkiye'nin karıştırılmak istendiğini hattı bazı örgütlerin kurulmasının, örgütlerin başında bulunan insanların da belli istihbarat örgütleriyle çok içli dışlı olduklarını bir şekilde karşımıza getiriyor. Daha fazlasını davalar bittikten sonra konuşuruz.''

Star, 09.12.09


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.