Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Hükümet 'açılım'ı anlattı CHP Meclis'te pankart açtı

Hükümet 'açılım'ı anlattı CHP Meclis'te pankart açtı

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), dün tarihî oturumlarından birini gerçekleştirdi. Hükümetin 'Kürt meselesini' çözmek amacıyla başlattığı 'demokratik açılım' çalışmalarında yeni bir süreç başladı. Açılım, aylar süren görüşmelerin ardından TBMM gündemine geldi.

10 Kasım tartışmaları altında başlayan ön görüşmelerde, iktidar partisiyle muhalefet arasında zaman zaman gerginlikler yaşandı. Meclis Genel Kurulu'nda 'demokratik açılımı' anlatan İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın konuşması sırasında tansiyon yükseldi. Atalay'ın "AK Parti, Türkiye partisidir. Diğer partiler bölge partileridir.'' cümlesi CHP ve MHP milletvekillerini kızdırdı. Muhalefet, sıra kapaklarına vurarak Atalay'a tepki gösterdi. CHP milletvekilleri ise İzmir Milletvekili Canan Arıtman öncülüğünde, "Atam İzindeyiz'', "Atam Eserlerine Sahip Çıkacağız", "Cumhuriyeti Sen Kurdun Onu Yaşatacak Olan Bizleriz'' yazılı pankartlar açtı. Birleşimi yöneten Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin, CHP ve MHP milletvekillerini, ''Burası TBMM'dir, miting alanı değil. Pankartları indiriniz'' diye uyardı. İdare amirlerini görevlerini yapmaya davet eden Şahin, CHP'lilere, ''Pankartları indirin ya da dışarı çıkarın'' diyerek birleşime ara verdi. Tartışma, verilen arada da sürdü. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, pankart açan milletvekilleri için "Tıynetlerinin gereğini ortaya koydular" dedi ve Meclis Başkanlığı'nın inceleme başlatması gerektiğini savundu.

Beşir Atalay, ''Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'' konulu genel görüşme önergesinin öngörüşmesinde, hükümet adına söz aldı. Bakan, açılımla ilgili hedeflerini 'Büyük Türkiye' ideali çerçevesinde özetledi. Açılımın da bu sebeple gündeme geldiğini kaydeden Atalay, "Demokratik açılım, Büyük Türkiye'nin ayağındaki prangalardan kurtulmasını sağlayacaktır." dedi.

'ARTIK YETER' DİYORUZ

İçişleri Bakanı, Türkiye'yi dünya politikasında söz sahibi ülke konumuna getirmek istediklerinin altını çizdi. Küreselleşmenin, tarihte hiç olmadığı kadar iç ve dış politikayı birbirine yaklaştırdığını, birbirini belirleyici hale getirdiğini belirten Atalay, dış politikadaki başarının, içerideki temel sorunların halledilmesine, huzur ve barış ortamının sağlanmasına bağlı olduğunu dile getirdi. Atalay, ''Bu bağlamda, demokratik açılımın en önemli amaçlarından biri de terörün sonlandırılarak güven ortamının pekiştirilmesidir. İkincisi de demokrasimizin geliştirilerek, standardının yükseltilmesidir.'' diye konuştu.

Açılımın toplumun sadece belli bir kesimine yönelik olmadığını vurgulayan Atalay, "Hedef, herkesin daha özgür ve müreffeh bir Türkiye'de yaşamasını sağlamaktır. Bu nedenle demokratik açılımın sloganı 'herkes için daha fazla özgürlük'tür." dedi.

Artık acıların bitmesini istediklerini ve şehitlere yenilerinin eklenmesini istemediklerini tekrarlayan İçişleri Bakanı, "Artık yeter diyoruz." ifadesini kullandı.

ÜNİTER YAPI GÜVENCESİ

Muhalefetin sataşmaları eşliğinde konuşan Bakan Atalay, artık terör sorunuyla yüzleşilmesi gerektiğinin altını çizdi. Projeyi bir devlet politikası olarak mümkün olan en geniş katılımla yürütmeye çalıştıklarını anlatan Atalay, hiçbir illegal oluşumu muhatap almadıklarını belirtti. "Bu ülkede aklı başında olan hiç kimse, Anayasa'nın değiştirilmesi teklif edilemez esasları olan devletin bütünlüğünü, resmî dilin Türkçe olduğunu, bayrağın ay yıldızlı bayrak olduğunu ve milli marşın İstiklal Marşı olduğunu tartışamaz." diyen İçişleri Bakanı, "Demokratik açılım üniter yapımızı, birlik ve bütünlüğümüzü bozacak hiçbir unsur ihtiva etmemektedir. Aksine, bu bir milli birlik ve kardeşlik projesidir." vurgusunu yaptı.

Meclis'in toplumda oluşan karşılıklı anlayış ve şefkat dilinin gelişmesine öncülük yapması gerektiğine işaret eden Atalay, "Buradaki konuşmalar, topluma kin, nefret ve düşmanlık değil, birlik, kardeşlik ve şefkat duyguları yaysın." diye seslendi. Yıkıcı ve karamsar mesajlar yerine millete olumlu ve kucaklayıcı mesajlar verilmesini isteyen İçişleri Bakanı, "Gelin, bu milli meselede parti menfaatlerimizi ve siyasî hesaplarımızı bir kenara bırakalım. Milletimizi tüm renkleriyle kuşatan, hiçbir kişiyi ve kesimi ötekileştirmeyen, kardeşlik duygularımızı pekiştiren bir siyasî şefkat dilini hep birlikte inşa edelim." çağrısını yaptı.

'ÇATIŞMA LOBİSİ' UYARISI

Demokratik açılımın 'terörü tüm boyutlarıyla ve bir bütün olarak ele aldığını' belirten Atalay, şöyle devam etti: "Kronikleşen terör, bir süre sonra belli kesimlerin varlığından ekonomik, kurumsal veya siyasî rant devşirdikleri devasa bir sektör haline gelmektedir. Bu kötülük sektörünü besleyen, terörün sonlandırılmasına yönelik her adımı boşa çıkarmak için canla başla çalışan bir çatışma lobisinin varlığını da milletimiz bilmektedir. İşte demokratik açılım, sadece teröristle mücadeleyi değil, teröristi üreten ve onu sürekli hale getiren bu çatışma lobisiyle de mücadeleyi esas alan bir süreçtir. Demokratik açılımı, bir bölünme projesi olarak sunmaya çalışıp topluma sürekli bölünme fobisi pompalayanlar, bilerek ya da bilmeyerek bu çatışma lobisinin değirmenine su taşıyorlar."

genel görüşmeye vize çıktı

Etnik milliyetçiliğe dayanan terörün çözümünde demokratikleşmenin önemli olduğunun altını çizen Atalay, "Demokratik açılımla özgürlük-güvenlik birlikteliği ve uyumunu pekiştirmek istiyoruz. Demokratik açılımın temel hedefi demokratikleşmedir. Terörün de etnik milliyetçiliğin de panzehirinin demokratikleşme olduğuna inanıyoruz." dedi. Konuşmasında DTP'ye de mesajlar veren Bakan, "Dağdan inişlerde hiç kimse kendisi için bir zafer görüntüsü çıkarmaya kalkışmasın." uyarısını yaptı. Atalay, şöyle devam etti: "Toplumun çok büyük bir kısmının duygularını rencide edici siyasî şovlar bu meselenin çözümüne değil, ancak çözümsüzlüğüne katkı sunabilir. Biz bunları asla onaylamıyoruz. Tekrarını da kimse aklından bile geçirmesin."

Ciddi gerilimlere sahne olan öngörüşme sonrasında oylamaya geçildi. AK Parti ve DTP'lilerin oylarıyla genel görüşme açılması kararı alındı. Şahin, 48 saat içinde yapılması gereken genel görüşmenin ne zaman yapılacağıyla ilgili açıklamanın daha sonra belirleneceğini söyleyerek ara verdi.

Başbakan'dan pankart tepkisi: Türk

demokrasisi adına çok çirkin buldum

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bazı CHP milletvekillerinin TBMM Genel Kurulu'nda pankart açmasını, ''Ortaya çıkan tablo aslında Parlamento İçtüzüğü'yle hiç uyumlu olmayan, tamamen buna ters, tamamen bir istismar tablosunun orada tecelli etmesidir.'' şeklinde değerlendirdi. "Tıynetlerinin gereklerini ortaya koymuşlardır." diyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Bundan sonrasını öyle zannediyorum ki TBMM Başkanlığı'nın yapması gerekir. Nitekim geçmişte seyirciler arasında böyle bir pankart açma olayı söz konusu olmuştu ve yargı süresinde de yanılmıyorsam ciddi bir mahkumiyet kararı o pankart olayından çıkmıştı. Biz, bu sürecin ayrıca takipçisi olacağız.'' Başbakan Erdoğan daha sonra Aydın Menderes'i İncek Alacaatlı köyü Çakırbeyi villalarındaki evinde ziyaret etti. Burada da aynı konuyla ilgili olarak, ''Parlamento'daki tabloları Türk demokrasisi adına çok çirkin buldum, bunu yaşamak istemezdim." şeklinde konuştu.

 

'Tetikçi', 'darbeci'

tartışması gerdi

TBMM'deki kritik oturum, sürecin içeriği yerine ön görüşme tarihinin tartışılmasıyla başladı. CHP ve MHP, görüşmenin 10 Kasım'da yapılmasına yönelik eleştirilerini sürdürdü. MHP adına konuşan Grup Başkan Vekili Mehmet Şandır, AK Parti'nin 10 Kasım tarihindeki ısrarını eleştirdi. Ardından söz alan AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan, kendisine yönelik MHP sıralarından gelen 'tetikçi' sataşmalarına da "Bu millet kimin tetikçi olduğunu iyi biliyor." karşılığını verdi. "Darbecileri alkışlayanlar var." sözleri ise CHP sıralarını hareketlendirdi. CHP Grup Başkan Vekili Kemal Anadol, CHP içinde darbecileri alkışlayan tek bir milletvekili olmadığını söyledi. Doğan'ın MHP'ye yönelik "CHP ağzıyla konuşuyorlar." sözleri de MHP ile gerginliğe sebep oldu. MHP Grup başkan vekilleri Mehmet Şandır ve Oktay Vural, Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin'den, Doğan'ın sözlerini geri almasını istedi.

CHP ve MHP eleştirdi, DTP destek verdi

Muhalefet sözcüleri, öngörüşmelerde açılım sürecini eleştirdi. CHP adına söz alan Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, sürecin terörle mücadele değil müzakere projesi içerdiğini ileri sürdü. "Atatürk Şeyh Sait ve Dersim isyanlarını yapanlarla müzakere mi etti?" diye soran Öymen, AK Parti'nin terörle mücadele cesareti olmadığını iddia etti. MHP adına söz alan Grup Başkan Vekili Oktay Vural da iktidar sahiplerinin 'gaflet, dalalet hatta ihanet içinde' olduğunu öne sürdü. Vural, çözüm fırsatı denen sürecin kimliksizleştirmeyi ve parçalamayı amaçladığını iddia etti. DTP Grup Başkan Vekili Gültan Kışanak ise Meclis'in, 86 yıl aradan sonra ilk kez, adı konulmasa da Kürt sorununu gündemine almasının önemli olduğunu vurguladı. Kürt sorunuyla yüzleşme adına son derece önemli gelişmeler yaşandığını anlatan Kışanak, sorunun çözüm adresinin Meclis olduğunu söyledi.

Bölükbaşı'ndan tehdit: Nasıl olsa mescide

gideceksin sen

AK Parti Grup Başkan Vekili Suat Kılıç'ın konuşması ile gerilen Meclis'te ilginç diyaloglar yaşandı. Kılıç'ın sözlerine en büyük tepki koalisyon hükümetinde bakanlık yapan isimlerden geldi. O dönemde bakanlık yapan Osman Durmuş ve Abdulkadir Akcan, Kılıç'ın üzerine yürürken arkadaşları tarafından zor durdurulabildi. "Müfteri", "alçak" gibi sözler havada uçuştu. AK Partili Kürşad Tüzmen ve bazı milletvekilleri de MHP sıralarına doğru giderek ortamı sakinleştirmeye çalıştı. MHP'li Deniz Bölükbaşı da Kılıç'a ağır küfürler yöneltti. Kılıç'a "Sen nerenin p..." diye bağıran Bölükbaşı'nın, Meclis'e ara verildiği sırada da Kılıç'a doğru dönerek, "Nasıl olsa mescide geleceksin." dediği duyuldu. Meclis Genel Kurulu'na en yakın mescide gitmek için muhalefet kulislerinden geçmek gerekiyor. Bölükbaşı da mescide geçiş yolundaki koltuklarda en sık oturan milletvekillerinden birisi olarak biliniyor.

Bozdağ, Atatürk'ün

sözüyle cevap verdi

Demokratik açılım sürecine ilişkin yapılan genel görüşme tarihinin 10 Kasım dışında bir gün olmasına yönelik CHP ve MHP'nin itirazı, kabul görmedi. İki parti, genel görüşme tarihinin 10 Kasım dışında bir gün olmasına yönelik önerge verdi. Önergeler aleyhine söz alan AK Parti Grup Başkan Vekili Bekir Bozdağ, itirazlara Atatürk'ün sözleriyle cevap verdi. Bozdağ, Atatürk'ün "Meclis'te milletin gözü önünde açıkça konuşulmayacak hiçbir iş yoktur. Dertler şimdiye kadar Meclis'te şifa buldu." sözlerine dikkat çekti. Bozdağ, 1992 yılından bu yana her 10 Kasım'da TBMM'nin çalıştığını hatırlattı. Yapılan oylamalarda hem MHP'nin hem de CHP'nin görüşmelerin ertelenmesine ilişkin önerisi reddedildi.

'Atatürk, tek güne sığdırılamayacak

bir liderdir'

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Mustafa Kemal Atatürk'ün büyük bir lider olduğunu, onu anmanın ve anlamanın, bir tek güne sığmayacağını, sığdırılamayacağını belirtti. Demokratik açılım projesi ile ilgili görüşmelerin 10 Kasım'a denk gelmesine yönelik itirazların bulunduğu bir ortamda konuşan Şahin, "O, her günümüzde vardır. Çünkü milletimize mal olmuştur." dedi. Şahin, TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Atatürk'ün mazlum milletlere bağımsızlık ve özgürlük konularında örnek olduğunu belirterek, "Onu bir kez daha minnet ve şükranla anıyoruz. Atatürk; onu anmak ve anlayabilmek. Bir tek güne sığmayacak, sığdırılamayacak kadar büyük bir liderdir. Her günümüzde vardır, çünkü milletimize mal olmuştur." ifadelerini kullandı. 

MHP'liler Suat Kılıç'ın üzerine yürüdü

AK Parti adına konuşan Grup Başkan Vekili Suat Kılıç'ın bazı ifadeleri, CHP ve MHP'nin sert tepkisiyle karşılaştı. Kılıç, 10 Kasım'da Afganistan'a asker gönderme tezkeresinin görüşülüp kabul edildiğini hatırlattı. Ardından, "Mustafa Kemal'in askerlerini Afganistan'a göndermek için 10 Kasım'ı mu buldunuz?" diye sordu. Muhalefetin 'yalanlarla dolu kara bir propaganda' yürüttüğünü ileri süren Kılıç, "2001 yılında MHP koalisyonunda kapalı oturum yapıldı. Burada Mavi Akım ve Türkiye'nin enerji politikaları konuşuldu. Şimdi soruyorum. Siz o kapalı oturumda Türkiye'nin menfaatlerini kime kaç paraya sattınız?" ifadelerini kullandı. Kılıç'ın bu sözleri üzerine MHP'li Yılmaz Tankut ve Kadir Ural kürsüye yürüdü. Araya diğer milletvekilleri girdi. Ancak MHP grubundan başka milletvekilleri de kürsüye yönelince Meclis Başkanı oturuma ara verdi. İki grubun karşılıklı bağrışma, hakaret ve küfre varan gerilimi araya giren idare amirleri ve CHP'li milletvekillerince güçlükle yatıştırıldı.

Zaman, 11.11.09


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.