Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > 'Yargıya güven % 20'ye indi'

 'Yargıya güven % 20'ye indi'

AK Parti Genel Başkan Başdanışmanı Binali Yıldırım, Yargı krizi, Meclis'teki gerilim ve emniyetteki operasyonlarla ilgili soruları yanıtladı.

AK Parti Genel Başkan Başdanışmanı Binali Yıldırım, NTV yayınında soruları yanıtladı.

Yıldırım HSYK'nin hükümet aleyhinde yaptığı açıklamalarıyla ilgili ise şunları söyledi:

"17 Aralık sürecinde yargı taraf olduğunu gösterdi. Bu insanlar haklı ya da haksız siz önünüze gelmeden taraf olamazsınız. O dönemde bir düzenleme Danıştay'a gittiğinde HSYK bir açıklama yaptı ve sonuçta onların istediği yönde karar çıktı. Şimdi bu kararın adil olduğunu nasıl düşünebilirsiniz? Yargıya olan güven yüzde 20'lerin altına inmiş. Yargı millete rağmen bir şey yapamaz."
Yıldırım, Meclis'te yaşanan kavgayla ilgili ise üzgün olduğunu söyleyerek şöyle konuştu:
"Yıllardır Meclis yaz sıcağında çalışıyor. Bu yoğun ve fazla mesailer nedeniyle kavgaları doğal kabul etmek lazım. Olmamasını isterdim ama oldu. Bugün dört partinin şiddete karşı yayınladığı bildirge bence önemli bir adım."

Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine 4 gün kala son durumla ilgili de değerlendirmelerde bulundu:

"Pazar günü göreceğiz. Adaylar var üç tane. Vatandaşa kendilerini anlatmaya, neler yaptıklarını anlatmaları lazım ama yaptıkları bir şey olmadığı için yapacaklarını anlatıyorlar. Bizim adayımızın başbakanımızın farkı yaptıkları var beğenin beğenmeyin yapacakları var. Diğer adayların geçmişinde ülke adına büyük ölçekli Türkiye'nin kaderini değiştirecek bir tecrübeleri yok, yaptıkları işte yok. Siz birine bir duvar bir bina yaptıracaksınız ilk defa bu işi yapmaya niyetlenen birisiyle bu işe girmemeniz lazım.

Referansların ne, ne yaptın, başarabildin mi nedir şeyine bakıyorsunuz ona göre karar veriyorsunuz. Vatandaş da oraya bakacak. Bir maceraya gidecek halimiz yok. Birisinin siyasi tecrübesi yok, 27 yaşına kadar Türkiye dışında yaşamış, hükümetimizin İslam İşbirliği Örgütü'nde bir Türk genel sekreter olsun diye biz büyük bir siyasi çalışma yaparak seçtirmeyi başarmışız. Ama sonunda yine orada üye ülkelerle aramızda sorun çıkmış. Aday deniyor ki siz bölünmüş yol yapacak mısınız diyorlar cumhurbaşkanının böyle bir görevi olduğunu sanmıyorum diyor. Ekmek için Ekmeleddin dediğiniz zaman ekmek için yola ihtiyacınız var işe ihtiyacınız var. Cumhurbaşkanı bir ülkenin iletişimi, ekonomisi, güvenlik sorunu onun derdi olacak. 77 milyonun huzur barış güven içinde yaşaması için her şeyin sorumluluğunu hissedecek. Eskiden parlamento seçtiği için doğrudan siyasi sorumluluğu yoktu. Zaten anayasamıza göre hiçbir siyasi sorumluluğu yok. 80 ihtilalinden sonra Anayasa yapıldığı için ihtilali yapanlar kafalarına cumhurbaşkanı olmayı da koymuşlar. Buraya çok yetki koyalım kalem kağıt ellerinde şunu da yaz bunu da yaz dediler. O Anayasayı uzmanlar diyor ki ne parlamenter sistemi ne de yarı başkanlığı tarif ediyor. Cumhurbaşkanının yetkileri yarı başkanlık sisteminin yetkileri diğer düzenlemeler parlamenter sistemi tarif ediyor. Bir de şimdi vatandaş cumhurbaşkanını seçti yüzde 50’nin üstünde bu sefer ister Anayasa'da yazsın ister yazmasın siyasi sorumluluğu doğuyor. Seçilecek cumhurbaşkanı artık siyaseten sorumludur ülkede. Ben bilmem ben temsil görevi yaparım demesi şansı yok. 25 milyon insan oy verdiyse sizden çok şey bekler. Üç türlü görevi var cumhurbaşkanının anayasada. Yasama ile ilgili, yürütme ile ilgili, yargı ile ilgili görevi var hatta bir temsil ve gözetim görevi var. Bütün bunlar çok muazzam derin yetkileri var ama parlamento da bazen anlaşmalı bazen dayatmalı seçildiği için bu görevleri asgari düzeyde tutarak yürüttüler. Sayın başbakanımız vatandaşın oylarıyla seçildiğinde çalışan ve çalıştıran bir cumhurbaşkanı olacak. Bu da ülkemiz için ciddi bir kazanç."

'Başbakan Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilirse neler yaşanacak?' sorusunu ise şöyle yanıtladı:

"Bizim hedefimiz bu Pazar bu işi bitirmek. Vatandaşlarımız seçim yorgunu oldu artık gına geldi millete. Bir an önce bunun gündemden çıkması gerekiyor. Ve cumhurbaşkanı adayımızı ilk turda seçecek halkımız. Herkes cumhurbaşkanı seçiminden ziyade oraya yoğunlaşmış. AK Parti ne olacak, Recep Tayyip Erdoğan gittikten sonra Turgut Özel gidince Anap’ın durumunu mu yaşayacağız diyor herkes. AK Parti ANAP gibi olmaz. Sayın başbakanımızda rahmetli Özal gibi olmaz. Rahmetli Özal cumhurbaşkanı seçildiğinde halk desteği yüzde 25’in altındaydı. Ama bugün başbakanımızın partinin gücü yüzde 50 seviyesinde belki başbakanımız daha yüksek bir oyla seçilecek. AK Parti zaten bir millet partisi olmuş durumunda. Dolayısıyla bu gücün birden bire yok olacağı varsayımı çok yanlıştır. Miras kavgası olur fetret dönemi olur bunların da hiç düşünülmemesi lazım. 12 yıllık bir partiniz liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’dır ama partimizde kurumsallaşma da buna eş zamanlı olarak gelişti. Seçimler oldu sonuçlar 5 gün içinde ilan edilecek deniyor. 28’ine kadar bir süre var. Yemin edecek ve mevcut cumhurbaşkanımız sayın Abdullah Gül görevi devretmiş olacak. Yeni cumhurbaşkanı AK Parti grubundan bir milletvekiline görev verecek ve bir hükümet kurma görevi verecek. O hükümetini kuracak güvenoyu alacak ve böylece devlette işlerlik devam edecek. Bununla birlikte kongre süreci de ilerleyebilir. Orada bir mahsur yok hatta daha öncede o süreç başlayabilir sonuçlar belli olduğu anda. Parti yetkili kurulları toplanacak bu kararları verecek ve kararlar işleyecek. Eylül ortalarına kadar bu devir teslimle ilgili bütün süreçler tamamlanmış olacak.

Sayın başbakanımız bir beyanatında bizde parti lideri ayrı başbakan ayrı olmaz dedi. Burada tabi başka partilerde eşbaşkanlık sistemi bizde olmaz. Genel irade tam seçilen kişide toplanmalı ki hem parti gurubunu hem de icrayı yönetmekte bir zafiyet çekilmesin. Bunun getirdiği faydaları da 12 yılda gördük. Dolayısıyla başbakanlıkla görevlendirilecek arkadaş genel başkan adayı olarak kongrede ortaya çıkacak."

Başbakan Erdoğan'ın 'Gönlümde birkaç isim var" sözleriyle ilgili ise şu değerlendirmede bulundu:

"Önümüzde cumhurbaşkanı seçimi var onu sağ salim seçelim ondan önce bir miras kavgasına girişme görüntüsü hem kamuoyunda hoş karşılanmaz hem de bu makam aday olan başbakanımıza karşı da bir saygısızlık olur."

Partisindeki 3 dönem kuralının kendisini de kapsadığını dile getiren Yıldırım şöyle konuştu:

Üç dönem kuralı partimizin kabul ettiği bir kural. Burada amaçlanan ne kadar başarılı olursanız olun bir yüz eskimesi oluyor, bir kan değişimi yaşanması lazım. Eğer sizden sonra bu görevleri alacak ekip yetiştiremezseniz o dava ve partinin devamlılığı tartışılır hale gelir. O yüzden gençlere bir fırsat tanıyalım diye böyle bir karar alındı. Bu karar ben bu partinin başlında olduğum sürece esnemeyecek, titizlikle uygulanacak. Benden sonra uygularlarsa memnun olurum ama bir değişiklik olursa müdahale etmesi söz konusu değil. Başbakanlık noktasında seçilecek arkadaşlar noktasında 3 dönemlikler olmaz diye bir tasnif yapılmadı. 313 milletvekilimizden birinin bu görevi üstlenmesi söz konusu olabilir. 3 dönemliklerden biriyim ben. Ve çok tecrübe kazandık biz. Bir dönem ara versek bile hizmet etmeye devam edeceğiz.

Yeni Türkiye'nin hedeflerinde Cumhuriyetimizin 100. kuruluş dönümünde 11 büyük ekonomi arasında olma hedefi var. Kim gelirse gelsin büyük Atatürk’ün muasır medeniyetler seviyesine çıkma hedefinden ayrılmak gibi bir lüksü yok. Yapılan icraatlar devam edecek aynı zaman özgürlükler daha da genişletilecek, demokrasi daha da derinleştirilecek, refah seviyesi daha artacak, ülkedeki kardeşlik birlik beraberlik daha da pekiştirilecek. Bundan başka çaresi yok. Cumhuriyeti kurarken de mezheplerimiz, yaşam tarzlarımız siyasi düşüncelerimiz farklıydı ama özgürlük arayışımız, gözyaşımızın rengi hep aynıydı. O acıları birlikte savuşturduk bundan sonra da birlikte çalışacağız. Siyaset bir araçtır bir amaç değildir. Milletin bir sorununu çözebiliyorsanız derdine derman oluyorsanız o zaman siyasette olmanızın bir anlamı var. Milletvekili olmak bakan olmak bunların fiyakası gelip geçicidir. Milletin hayalini teker teker hayata geçirdiyseniz kalıcı olan odur. Gelecek kuşaklara kalıcı eserler bırakmak lazım."

Yıldırım, Abdullah Öcalan’ın “Müzakerelerin başlaması konusunda sabır taşı çatlamıştır” şeklindeki açıklamasının hatırlatılması üzerine şöyle konuştu:

“Türkiye'de bu adımı atan biziz siyasi risklerini alan biziz. Biz kardeşliğimizi pekiştireceğiz, bölgelerimiz arasında kalkınmışlık farklarını halledeceğiz, birtakım özgürlüklere yönelik, yerel yönetimlerin güçlendirilmesine yönelik birtakım şeyler zaten yapıldı. Bunların yanında yapmayacağımız hiçbir zaman müzakere etmeyeceğimiz şeyler belli. Bu ülkenin toprak bütünlüğü bunun müzakeresi olmaz. Ay yıldızlı bayrağımız bunun müzakeresi olmaz. Türkiye Cumhuriyeti Devleri üniter devlet yapısı ve tek millet bunların müzakeresi olmaz. Diğer her türlü konuyu konuşarak çözeriz. Çözmek içinde çok ciddi riskler aldık. Eğer daha önceki yıllarda bu inisiyatif alınsaydı bu sorun bu kadar derinleşmezdi. Biz geç olsun güç olmasın dedik ve bu adımları attık. Onun için herkese sorumluluk düşüyor. Biz bastırdık aldık diyen siyasi anlayış varsa onlar işin çözüm ruhunu özünü kavramamış demektir. Birlikte yaşama iradesi tek taraflı olmaz.”

ntvmsnbc.com, 05.08.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.