Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Erdoğan: "Kurumlar asla yıpratılmamalı"

Erdoğan: "Kurumlar asla yıpratılmamalı" 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "irticayla mücadele eylem planıyla" ilgili olarak, "Bütün yanlışlar ortaya çıkmalıdır ve süreç hakkaniyet içinde devam etmelidir. Kim olursa olsun, nerede olursa olsun bunların ortaya çıkarılması lazım. Ama bunlar ortaya çıkarken kurumlar asla yıpratılmamalı burada da hassas olmamız gerekir" dedi.
 
AK Parti grubunda konuşan Başbakan Erdoğan, "Geçtiğimiz aylarda partimize yönelik kirli senaryoları içeren bir belge ortaya çıktı. Ben o zamanki gurup toplantımızda da ifade ettim: 'Gerçekse de vahim, sahteyse de vahim' dedim. Bu kötü. Bu belgenin peşini bırakmayacağımızı, hukuk ve demokrasi çerçevesinde bu işi takip edeceğimizi ifade ettim. Sabırlı olmamız gerektiğini, konunun hukuka intikal ettiğini, sonucu beklememiz gerektiğini söyledim. Nitekim, hukuk işliyor. Partimle ilgili hazırlanmış olan böyle bir rapor karşısında sessiz kalmamız, hiçbir şey söylemememiz, hele hele bu ülke de kahir ekseriyetle parlamentonun yüzde 65'ini bu millet size verecek, siz sessiz kalacaksınız. Böyle bir şey düşünülebilir mi? Tabii ki biz hukuka yüklendik. Farklı yerlerde bir arayışa girmedik. Ve gerçeklerin gün yüzüne çıkması için adeta bir yoğun çalışma ve adaletin işlediğini görüyoruz ve bütün kurumlarımız hukuka yardımcı olarak savcı ve hakimlerimizin işlerini kolaylaştıracak şekilde sürece katkı verdi, destek verdiler" dedi.

"Hiçbir şeyin üzeri örtülmüyor, örtülemez de... Hiçbir şey karanlıkta kalmıyor kalmayacak da... Bunu böyle bilelim" diyen "Ancak bu süreçte gerek hukuk sisteminin gerek kurumlarımızın bir hedef haline getirilmesini, acımasızca eleştirilmesini de son derece mahzurlu gördüğümü ifade etmek durumundayım. Hukuki süreç işlerken, bir kaç zanlı üzerinden ülkemizin köklü kurumlarının, ülkemizin hukuk sisteminin yıpratılması asla doğru değildir" diye konuştu.

Bütün yanlışların ortaya çıkarılması gerektiğini söyleyen Erdoğan, "Bu silahlı kuvvetlerimiz için gereklidir, bu güvenlik teşkilatlarımız için, emniyet teşkilatımız için gereklidir. Bütün mesele nedir, oradaki zanlılar varsa bunların ortaya çıkarılması, bunların hukuka teslim edilmesidir. Burada da yönetici makamında olanların tutuculuk içine girmemesi gerekir. Rahatlıkla gelip yargıya bunları teslim etmelidir. Burada rahat olacağız"  şeklinde konuştu.

Erken seçim:
AK Parti iktidarının bu ülkeye yeni bir fatura kesmesine gerek olmadığını belirten Erdoğan, "Efendim, 'korkuyorlar ya onun için erken seçime gitmiyorlar' dediler. Ayıptır ya böyle bir şey kullanılır mı? Demokraside erken seçime gitmek acziyettir, acziyet. Niye, sana millet 4 yıl süre için (gel bizi yönet) demiş. Hele hele bir de Parlamentonun bir de yüzde 65'ini vermiş. Sen şimdi yüzde 65 ile erken seçime gideceksin, bunu millete nasıl anlatacaksın? Böyle bir şart mı var?" dedi.

"Ekonomik krize rağmen, hamdolsun neredeyiz. Gene söylüyorum, teğet geçti. Bütün bu konuda sözü olan ne diyor, 'Türkiye bu süreci en iyi atlatan ülkedir' diyor. İşte IMF ve Dünya Bankası toplantısını burada başarıyla yaptık. Bütün bunları yaparken şu olsun, bu olsun diye beklenti içerisinde değiliz. Her şeyimizi açık oynuyoruz. Bakın şu anda dünyada kredi değerlendirmesi yapan kuruluşlar bile son dönemde Türkiye'nin, derece notunu artırmaya başladılar. Türkiye, doğru bir çizgide yoluna devam ediyor" diye konuştu.

Erdoğan, "Aldığımız tedbirlerle süreç gayet iyi yönlendiriliyor. Açık konuşuyorum; terör baronları, uyuşturucu baronları, silah tüccarları, çatışma tacirleri ellerini ovuşturuyorlar. Bunlar çatışmadan, gözyaşından, acılardan, şehitlerimizden, şehitlerimizin kanından beslenen istismarcılar, ellerini ovuşturuyorlar. Benim şehidimin annesi bu tahriklere boyun eğerse, işte o terör baronlarını sevindirir. Benim gazi kardeşim madalyasını yere atarsa, terör tacirlerini sevindirir. Herkese, her kesime ben sabır, sağduyu telkin ediyorum" dedi.

Kürt açılımı:
"Geriye dönüşleri şova dönüştürenleri, ben sil baştan derken, geriye dönüşler noktasındaki düşüncemi söyledim. Demokratik açılım sürecini değil" diyen Erdoğan, demokratik açılımda sonuna kadar gideceklerini bildirdi.

Erdoğan, "Çelik gibi sinirlere sahip olmamız gerekiyor. Sabırlı, sağduyulu, soğukkanlı olmamız gerekiyor" şeklinde uyarılarda bulunduğunu, ayrıca sürecin tahrik edilebileceğini, provokasyonların olabileceğini belirttiğini anlattı.

Erdoğan, "Tıpkı, Avrupa'dan dönüşü durduğumuz gibi... Niye; aldığımız istihbarat bize onu gösteriyor. Biz, birilerinin emriyle buraya gelen değil, ya 221. maddeden istifadeyle, demokratik açılım sürecinden istifadeyle, silaha bulaşmamış, silahı elinden bırakan varsa, 'buyur gelsin' diyoruz. Zaten 221. maddede her şey açık ve net. Bu noktada söylüyoruz. Çünkü biz barıştan, hoşgörüden yanayız da onun için. Onları, terörist olarak görmüyoruz, görmek istemiyoruz. Varsa, zaten karşılığını bulacaktır. Bu da bir gerçektir. Ülkenin hassasiyetlerini hiçe sayanları, bu sürecin üzerine gölge düşürmek isteyenleri, sorumlu, sağduyulu davranmaya, aklı selime davet ediyorum. Bu süreç aynı zamanda ak ile karanın da ortaya çıkacağı bir süreçtir. Bu süreç, büyük Türkiye özlemi içinde olanlar ile Türkiye'yi zaafa uğratmak ve bundan kendilerine çıkar sağlamak isteyen, bir avuç istismarcının apaçık ortaya çıkacağı süreçtir" ifadesini kullandı.

PKK'lıları teslim olması:
Erdoğan, "Bizi terörist başıyla kola kola gösteren kişi, önce terörist başını bu ülkeye getirdikten sonra, şu ana kadar bu süreci işleten kişi olduğunu da ifade etmek durumundayım. AK Parti, illegal örgütlerle, illegal kişilerle hiçbir zaman masaya oturmamıştır, masaya oturmaz. Bizim muhatabımız legal örgütlerdir, legal kişilerdir. İllegal yapılanmayla kimin muhatap olacağı bellidir" dedi.

Milletin arzuları, talepleri, beklentileri dışında kendilerine hedefler belirlemediklerini kaydeden Erdoğan, "En önemlisi de milletimiz ve gelecek nesillerle birlikte şehitlerimize, gazilerimize bizi mahcup edecek, onların karşısında boynumuzu yere eğdirecek hiçbir hal ve tavrın içinde, yanında, yöresinde olmadık. Hassas bir süreçten geçiyoruz. İstismara son derece açık bir süreçten geçiyoruz. Özellikle şehit ve gazi ailelerinin, ilgili sivil toplum örgütlerinin bu süreçte sabırlı, istismara karşı dikkatli olmalarını kendilerinden önemle rica ediyorum" dedi.

"Biz bu yola, şehit ailelerinin 'artık akan kanı durdurun' yakarışı üzerine çıktık" diyen Erdoğan, "Onlar bize hep, 'Başbakanım ne zaman duracak bu kan?' dediler. Onlar bize, 'Bu bayrağa sarılı tabutlar ne zaman gelmeyecek?' dediler. Biz bunu görev telakki ederek bu adımları attık. Yoksa bu bayrağa sarılı tabutlar gelmeye devam mı etsin, bu kan devam mı etsin? Bunun bedelini o yavrular ödemeye devam mı etsin? O dul kadınlarımız aynı şekilde beklemeye devam mı etsin? Bunu mu isteyelim, arzu edelim? Ha, MHP dağa çıkacakmış, buyursun dağa çıksın. Kimse onu engellemiyor zaten. Ama bizim dağa çıkmaya, öyle bir derdimiz yok. Dağda olanlar bellidir. Biz terör örgütleriyle mücadelemizi sonuna kadar, yılmadan sürdüreceğiz" dedi.

"Futbolda ırkçılık" tartışması:

Erdoğan, hafta sonunda oynanan Gaziantepspor-Diyarbakırspor maçında yaşananlara değindi; "Kimse, dostluk vesilesi olan spor organizasyonlarını tahrik ve provokasyonlarla kendi siyasetlerine alet etmesin" dedi.

"Bursa'da benzeri bir durum yaşadık, şimdi Gaziantep'te böyle bir şey oldu" diyen Erdoğan, "Spor müsabakaları, dostluğu, kardeşliği, centilmenliği geliştirmesi gereken organizasyonlardır. Maalesef son dönemde dostluk ve kardeşlik vesilesi olan sporu, kirli provokasyonlarla tahrik vesilesi haline getirmek isteyenlere şahit oluyoruz. Birileri ırkçı ve ayrımcı sloganlarla, birlik, beraberlik, kardeşlik atmosferini bozmaya, kardeşler arasına fitne sokmaya gayret ediyor. Doğrusu bu tehlikeye alet olanlar, Türkiye'nin, Türk milletinin lehine bir iş yapmıyor. Kimse, dostluk vesilesi olan spor organizasyonlarını tahrik ve provokasyonlarla kendi siyasetlerine alet etmesinler. Kimse, milletimizin birlik ve beraberliğine kasteden bir ayrımcılık içine girmesin. Bir avuç kendisini bilmezin hareketini, bir şehre, bir topluma mal etmek asla doğru değildir" dedi.

Erdoğan, "Buradan Diyarbakırspor'un yöneticisi kardeşlerime de sesleniyorum; lütfen hissi değil, serinkanlı bir şekilde durumu değerlendirmeli, şehir halkının maçlara devam etmesi düşüncesi dikkate alınmalı. Duygusal davranarak, 'Diyarbakırspor çekildi', bunu demeye hakkın yok. Böyle bir şey olmaz. Aynı Gaziantep'e, namağlup Fenerbahçe, uzatmalarda mağlup oldu. Olur, olur. Sporun zaten güzelliği burada; galibiyet eşittir mağlubiyet eşittir beraberlik. Bu hafta Kayseri de berabere kaldı. Ne yani feryat mı edeceğiz? Olur, önemli olan nedir? Fairplay diyorlar, işte mesele bu. Bütün bunlara rağmen bizim birliğimiz, beraberliğimiz ne olacak, perçinlenecek, daha sağlam olacak. Onun için Diyarbakırspor'un yöneticisi kardeşlerim, sakın ha böyle bir yanlışın içine girmeyin" dedi.

GDO'lu ürünler:

Erdoğan, son dönemde genleriyle oynanan gıda ürünlerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın yayınladığı yönetmeliğe işaret ederek, "Medya bu konuyla ilgili maalesef Bakanlığımızın yayınladığı yönetmeliğin tam aksine, teşvik ettiği manasına köşe yazıları ve haberler yapılıyor. Bu yönetmelik teşvik eden değil, engelleyen bir yönetmeliktir, dikkatli okusunlar" dedi.

İlgili bakanın bugün Mecliste de konuyla ilgili açıklamalarda bulunacağını kaydeden Erdoğan, "Biz genleriyle oynanmış gıda ürünleri konusunda hassasız. Bu konuda kesinlikle AB standartlarının dışında, 'ABD böyle istiyor', hayır, AB dışında bir standardı zaten kabul etmedik, yönetmelik de buna amirdir. Sadece duyduklarıyla bunları yazıyorlar, bunlar yanlış bilgilendirmedir. Bu sürece dikkat edelim" diye konuştu.

"Ne gerekiyorsa orada söylensin"

Erdoğan, konuşmasını bitirirken, milli birlik projesi ve demokratik açılım süreciyle ilgili olarak hazırlıkların tamamlandığını belirterek, konunun 10 Kasım Salı günü Meclise geleceğini söyledi.

Erdoğan, ön görüşmenin 10 Kasım Salı günü, 12 Kasım Perşembe günü ise esas görüşmenin yapılacağını kaydetti.

Erdoğan, "Ne gerekiyorsa orada söyleyeceğiz. Muhalefet de ne gerekiyorsa ve neyi biliyorsa hepsini orada söylesin. Biz yine notlarımızı alacağız. Paylaşabileceklerimizi paylaşacağız. Geleceğe emin adımlarla hep birlikte, el ele, omuz omuza yürüyeceğiz" dedi.

DSP, MHP ve ANAP'a eleştiri:
Başbakan Erdoğan, 2002 yılında önce iktidar olan koalisyon ortağı DSP, MHP ve ANAP'ın uyguladığı politikaları eleştirerek, "Bu ülkede karşılıksız paraları siz bastınız, siz... Önce bunun hesabını millete verin. Beyefendilerin döneminde gecelik faizlerin yüzde 7 bin 500'e çıktığını gördük. Bunu MHP yaşatmadı mı, DSP yaşatmadı mı, ANAP yaşatmadı mı bu ülkeye? 3,5 yıl bu ülke bunu yaşadı, onların bedelini ödüyoruz biz şu anda" diye konuştu.

Şehit ailelerine çağrı:
Şehit ailelerine de seslenen Başbakan Erdoğan, "Özellikle şehit ve gazi ailelerinin, ilgili sivil toplum örgütlerinin bu süreçte sabırlı olmalarını, istismara karşı dikkatli olmalarını kendilerinden önemle rica ediyorum" dedi.

"Kimileri benim şehit kardeşlerimin, gazilerimin hassasiyetlerini istismar ediyorlar" diyen Başbakan, "Bu doğru bir gidiş değil. Ancak her ikisi de aynı amaca, terörün ve acıların devam etmesine hizmet ediyorlar. Bizim hükümet ve AK Parti olarak şehitlere, gazilere ve onların ailelerine karşı hassasiyetlerimiz bellidir ve son derece samimidir. MHP, DSP ve ANAP, bizden önce 3,5 yıl koalisyon hükümeti olarak iktidar oldular. Benim gazime şehidime karşı kaç kanun çıkardı, ne haklar getirdi? Ama bizim 7 yıllık iktidarımıza bakın; biz gazimize, şehidimize ne gibi haklar kazandırdık görün. Bunlar gerçekler. Hiçbir dönemde verilmemiş hakları bizler verik. Biz zaten emanetçiyiz, biz bunun bilincindeyiz. Ama hakkı teslim etmek de bizin görevimizdir. Biz bunu yaptık" dedi.

cnnturk.com, 03.11.09


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.