Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Gül: "Rehavete kapılmayalım"

Gül: "Rehavete kapılmayalım"

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, küresel krizin tam olarak atlatıldığını söylemek için henüz erken olduğunu düşündüğünü belirterek,"Gelişmiş ülkelerde, özellikle Avrupa'da finans sektöründeki sorunlar henüz tam olarak giderilememiştir" dedi.

Dolmabahçe Sarayı'nda gerçekleşen IMF-Dünya Bankası Guvernörler Yemeğine "onur konuğu" olarak katılan Abdullah Gül, burada yaptığı konuşmada 2009 IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları'nın, küresel ekonominin yeniden yapılanma ihtiyaçı içerisinde olduğu ve bu yönde yoğun çabaların sarfedildiği bir dönemde gerçekleştirildiğini hatırlattı.

Gelişmiş ülkelerin finansal piyasalarında 2007 yılı ortalarında başlayan sorunların son bir yılda tüm ülkeleri etkileyen küresel bir ekonomik krize dönüştüğünü, küresel ölçekte ticaret hacminin düştüğünü, yatırımların yavaşladığını ve tüketimin daraldığını hatırlatan Gül, bir çok ülkede ekonomik aktivitenin gerilediğini, işsizlik oranlarının hızla arttığını, kısaca son bir yılda dünya ekonomisinin 2. Dünya Savaşı'ndan sonraki en derin ekonomik krizi yaşadığını kaydetti.

Gül, buna bağlı olarak tüm ülkelerde makro ekonomik politika tedbirlerinin gündemin temel maddesi haline geldiğini, krizin üretim ve istihdam üzerindeki etkilerini sınırlandırmak için genişleyici kamu maliyesi ve para politikalarının uygulandığını ve bazı ülkelerin ilave olarak mali sisteme olan güveni yeniden tesis etmek amacıyla finans sektörüne yönelik kapsamlı destek paketlerini uygulamaya koyduklarını anlattı.

Cumhurbaşkanı Gül, "Bugün itibariyle dünya ekonomisinde göreli bir düzelmenin başladığını, finansal piyasaların istikrar kazandığını, geleceğe yönelik beklentilerin iyileşmeye başladığını ve ekonomik aktivitenin toparlanmakta olduğunu görüyoruz. Ancak küresel krizin tam olarak atlatıldığını söylemek için henüz erken olduğunu düşünüyorum. Gelişmiş ülkelerde,özellikle Avrupa'da finans sektöründeki sorunlar henüz tam olarak giderilememiştir" diye konuştu.

Emtia fiyatlarının yeniden yükselme eğiliminde olduğuna, küresel krizin bir çok ülkede derin ve uzun sürebilecek bir işsizlik sorununu ortaya çıkardığına dikkati çeken Gül, bugüne kadar uygulanan mali destek paketleri ve genişleyici para politikalarının finans sektörüne destek politikalarıyla, orta ve uzun vadede fiyat istikrarı ve mali sürdürülebilirlik üstünde bir baskı oluşturacağını dile getirdi.

Ülkelerin kriz tedbirlerinden çıkış stratejilerini, bu riskleri dikkate alarak belirlemeleri gerektiği üzerinde duran Gül, "Yeni küresel ekonomik düzeni, herkes için olumlu sonuçlar doğuracak şekilde yeniden şekillendirmeye çalışıyoruz. Bunun için küresel ekonomiyi kriz öncesi dönemdeki kırılganlıklardan kurtarmamız gerektiği açıktır. Önümüzdeki yıllarda küresel politika belirleyicilerin esas gündemi, ilk adımları bugünlerde atılmakta olan küresel ekonomik ve finansal sistem reformunu başarıyla tamamlamak olacaktır" dedi.

"Türkiye korumacılığa başvurmayan ülkelerden"

Cumhurbaşkanı Gül, küresel ekonomik büyümenin tekrar sürdürülebilir kılınması ve dünya halklarının yaşam standartlarının yükseltilmesi hususlarında önemli kararlar alındığını belirterek, belli başlı yükselen piyasa ekonomilerinin Finansal İstikrar Kurulu'na üye olmaları ve diğer uluslararası kuruluşlardaki temsil güçlerinin artmasının memnuniyet verici olduğunu ifade etti.

Söz konusu ekonomilerin finansal sektörün düzenleme ve denetimine ilişkin çalışmalara aktif katkı sağlaması ve bu alandaki yeni düzenlemelerin tüm ülkelerin iç uygulamalarına vakit kaybedilmeden yansıtılması gerektiğin vurgulayan Gül, "Uluslararası camia, ticaret, yatırım ve finansal konular da dahil olmak üzere her alanda korumacılığa karşı mücadele etmek üzere önemli taahhütlerde bulunmuştur. Ancak bu taahhüdü fiilen uygulayan ülkelerin sayısının çok sınırlı kaldığını da belirtmek gerekir. Türkiye, bu dönemde korumacılığa başvurmayan ender ülkelerden birisi olmuştur" şeklinde konuştu.

Uluslararası toplumun enerji ve gıda güvenliği ile iklim değişikliği konularında da birlikte hareket etme, ortak çözüm geliştirme ve gelecek nesiller için sürdürülebilir bir büyüme alt yapısı oluşturma sorumluluğu bulunduğunu dile getiren Gül, bu konulardaki çalışmaların hız kazandığını ve bu çalışmaların sonuç odaklı bir yaklaşımla yürütülmesinin önem taşıdığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Gül, uluslararası camianın yakın geçmişte yapılmış hatalardan ders çıkarma konusunda vakit kaybetmediğini ifade ederek, "Ekonomik açıdan önemli ülkeler, gerek ulusal gerekse uluslararası finansal sistemdeki eksikliklerin giderilmesine ilişkin yöntemler üzerinde mutabakat sağlamış ve böylece reform sürecini hızlandırmışlardır. Bütün bu gelişmeleri değerlendirdiğimizde bugün artık küresel ekonomide köklü bir değişimin başlangıç aşamasında olduğumuzu söyleyebiliriz. Küresel büyümeyi sürdürülebilir ve dengeli kılmak için işbirliği içinde hareket edilmesi elzemdir" dedi.

"Rehavete kapılmamalı"

Gül, "Önümüzdeki dönemde temel sorumluluğumuz küresel sorunlara birlikte çözüm üretmek ve işbirliği içinde hareket etmek olacaktır. Zira kriz uluslararası finansal sistemin bir motor gibi çalıştığını ve bu motorun tüm parçaları birbiriyle uyum halinde olmadığı zaman aşırı risk birikiminin gerçekleşebileceğini ve bunun sonucunda gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun bütün ülkeleri olumsuz etkileyebileceğini ortaya koymuştur. Daha yapacak çok işimiz vardır. Rehavete kapılmamalı ve kısa vadeli önceliklerimizin, orta ve uzun vadeli hedeflerimizi gölgelemesine izin vermemeliyiz" diye konuştu.

2009 Yıllık Toplantıları'nda alınacak kararların yakalanan ivmenin korunmasına yardımcı olacağına inandığını söyleyen Gül, IMF ve Dünya Bankası'nın etkinliğini arttıracak yönetim mekanizmalarının hep birlikte oluşturulması gerektiğini, bu kuruluşların 21. yüzyıl küresel ekonomisinin gerçeklerine uyum sağlayacak şekilde çağdaş bir yönetim yapısına kavuşturulmalarının zamanının geldiğini belirtti.

Gül, bu kuruluşların etkinliğinin arttırılmasının üye ülkelerin dünya ekonomisi içindeki ağırlıkları ölçüsünde söz hakkına sahip oldukları ve sorumluluk üstlendikleri bir yönetişim yapısının oluşturulması ile mümkün kılınacağını belirterek, "Doğru adımları en uygun zamanda ve işbirliği içinde attığımız taktirde reform süreci geçmişe kıyasla daha fazla güvende hissetmemizi sağlayacaktır. Burada anahtar kavram; daha iyi bir gelecek için her alanda uluslararası işbirliğinin sağlanması ve devam ettirilmesidir. Bu noktada uluslararası toplumun şu ana kadar göstermiş olduğu kararlılık ve samimi işbirliği bizleri gelecek için umutlandırmaktadır" değerlendirmesinde bulundu.

cnnturk.com, 05.10.09


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.