Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > 2013 yılında ekonomide neler yaşandı?

2013 yılında ekonomide neler yaşandı?
Finans krizinden FED'de görev değişikliğine 2013 yılının en önemli ekonomik gelişmelerini derledik.

Evdeki çocuk çığlıklarına artık son. Ocak ayından beri iki yaşındaki her çocuğun kreşteki yeri hazır. Ama sadece teoride. Uygulamada bu vaadi yerine getirmek oldukça zor. Esi Federal Aile Bakanı Kristina Schröder kabahatin hükümette olmadığını söylüyor.

“Federal devlet yeterli kaynak ayıramaz ve eyaletler de harcamalara katılmazsa, belediyeler görevini yerine getiremez. Bütün taraflar sorumluluklarını yerine getirsinler ki yasal hak alınabilsin. Hükümet üzerine düşeni son kuruşuna kadar yerine getirdi. Ama yine de bazı yerlerde işin ağırdan alındığını görüyoruz.”

Ağustos ayında patlak vermesi beklenen kreş ayaklanması da zaten olmadı.

“Amazon dünyanın en büyük mağazasıdır. Burada tek bir parmak oynatışla her şeyi alabilirsiniz. Kahve makinesi, akıllı telefon, bayan ayakkabısı. Hem ucuz, hem de ekspres postayla aynı gün elinize geçecek şekilde. Peki bu ucuzluğun faturası kime ödetiliyor?”

İnternet üzerinden postayla satış hizmeti veren Amazon şubat ayından itibaren okları üzerine çekmeye başladı. Alman Birinci Televizyon Kanalı'nın (ARD) hazırladığı belgeselde bu şirkette ne kötü şartlar altında çalışıldığı gözler önüne seriliyordu.

Amazon, İspanya'dan getirttiği kiralık işçileri dolandırmakla suçlanıyordu. Bu işçiler ülkelerindeki ekonomik krizden kurtulmak için Almanya'ya gelmişlerdi.

Avrupa'nın güneyindeki genç işsizliği bütün rekorları altüst etti. İspanya gibi Yunanistan'da da 25 yaşından küçüklerin yarısı boşta geziyor. Kıbrıs Devlet Başkanı Nikos Anastasyadis özel alacaklıların da ilk kez para kaybetmesini 2013 Mart'ında şöyle yorumluyordu: “Bu, arzulamadığımız bir çözümdü. Ancak mevcut şartlar altında daha az can yakacak bir çare bulamazdık. Böylece, para hiç olmazsa bizde kalmış olacak.”

Finans krizinin yaralarını sarabilmek için 100 bin euroya kadar olan mevduattan yüzde yedi, 100 binin üzerindeki banka hesaplarından ise yüzde on kriz vergisi kesildi.

Kriz, AMB'nin bir numaralı konusu

Kriz, Avrupa Merkez Bankası'nın (AMB) da bir numaralı konusuydu. Merkez bankası gösterge faizi tarihin en düşük seviyesine çekti. AMB Başkanı Mario Draghi: “Düzenli ekonomik ve parasal analizlerimiz sonucunda Merkez Bankası gösterge faizini şimdilik değiştirmemeye karar verdik.”

AMB Başkanı Mario Draghi nisan başındaki basın toplantısında piyasalara faiz müjdesini böyle verdi. Draghi ekonomik düzelmenin başladığını, ancak son derece yavaş ilerlediğini sözlerine ekledi: “Enflasyon oranı tahminler doğrultusunda yeniden düştü. Tüketici fiyatlarının orta vadede istikrar çizgisini sürdürmesini bekliyoruz. Kredi hacminde sınırlı genişleme oldu. Euro Bölgesi'ndeki enflasyon yüzde ikilik sınırın altında kalmakla birlikte bu orana oldukça yaklaştı. Ekonomik faaliyetler yılın ilk aylarında artış kaydetti. Daralma riskine paralel olarak yılın ikinci yarısında da nispi artış bekliyoruz. Dolayısıyla uyumlaştırıcı para politikasına ihtiyaç duyulduğu sürece sadık kalacağız.”

Almanya'nın en büyük mağaza zincirlerinden Karstadt 2013 yılını da can çekişmekle geçirdi. Mayıs ayında şirket satışların daha da düşmesi nedeniyle toplu sözleşmeyi feshedeceğini duyurdu. Karstadt personeli protesto gösterilerine başladı.

Bremerhaven'de de durum aynı. Şirketin kurtulması için ağır maddi fedakârlıkta bulunan Karstadt'çılar işlerini kaybetme korkusuyla yaşıyorlar.

Yıl sonlarına doğru Karstadt'ın kaderi belli oldu. Şirketin durumu bir türlü düzelmiyor. Mağazalar zincirini bedavaya alan ve isim hakkı adı altında Karstadt'tan milyonlarca euro çeken yatırımcı Nicolas Berggruen bu tanınmış Alman markasının kârlı dilimlerini satacağını duyurdu.

Haziran güneşinin Almanya'yı ısıttığı günlerde güneş enerjisi branşı da ağır bir krize sürükleniyordu.

Solar enerji tesisi üreten şirketler piyasadan kaybolmaya başladı. 2012'de Q-Cells, Sovello ve Inventux ile başlayan iflaslar zincirine yeni halkalar eklendi. Amerikan First Solar şirketi Almanya'daki faaliyetlerine son verdi, Siemens ve Bosch da solar branşını elden çıkardı. Binbir güçlükle ayakta kalabilen Solarworld'un hisseleri de tabana vurdu.

Airbus ise 2013'te büyük bir başarı elde etti. Rakip Amerikan şirketi Boeing'in ‘Dreamliner'i türbülansa kapılırken Airbus'un yeni modeli A 350 ilk uçuşu için havalanıyordu.

Entrikalar ve rüşvet skandalları yüzünden gözden düşen, Almanya'nın en büyük sanayi tröstü Siemens'in yönetim kurulu başkanı Peter Löscher şirketin imajına kurban edildi. Şimdi bütün gözler halefi Joe Kaeser'de: “Son zamanlarda manşetlerden düşmememizde Siemens olarak bizlerin de büyük payı vardı. Hatalar, şanssızlık, kaos, insani yanlışlar, insanlık dışı durumlar bize yakıştırıldı. Ama Siemens'e bunların hiçbiri yakışmaz, yakışmamalı. Sizlerle açık diyalog başlatacağım için kendimi mutlu hissediyorum. Medyada dile getirildiği gibi hedefime ulaşmadım, aksine işin henüz başındayım.”

Steve Ballmer veliaht arıyor

Steve Ballmer de ağustosta kendine veliaht aramaya başladı. Microsoft'un yönetim kurulu başkanı yaşlı gözlerle ve içli bir melodi eşliğinde, bir yıla kadar görevi devredeceğini duyuruyordu: “Microsoft benim dördüncü çocuğumdu. Çocuklar da günü geldiğinde evi terk ederler. Şimdi evi terk eden ben oluyorum. Veda şarkımı hep söylemek istemişimdir. Bu şarkı, benim için ne kadar değerli olduğunuzu ve bana neler kazandırdığınızı dile getiriyor. Bana hayatımın en güzel günlerini yaşattınız.”

Steve Ballmer daha öğrencilik yıllarında Bill Gates tarafından şirkete alınmış ve 1980'lerde Microsoft'un genel müdürü olmuştu. 2000 yılında Gates'in yerine yönetim kurulu başkanlığına getirilmişti. Ballmer'in yerini doldurmak kolay olmayacak ama en sevdiği şarkı belki de zil sesi olarak telefonlarımızı renklendirecek.

Çünkü bu yılın eylül ayında Microsoft Nokia'nın cep telefonları bölümünü satın aldı. 2013 bu branşın en hareketli yıllarından biri oldu. Vodafone, Almanya'nın en büyük kablolu iletişim şebekesi Kabel Deutschland'ı yuttu. Kablosuz telefon piyasasının büyüklerinden O2 de kartel dairesinin onayını alırsa rakibi E-plus'un sahibi olacak.

Bir diğer önemli atama da Washington'da yapıldı. ABD Başkanı Barack Obama, yeni Amerikan Merkez Bankası başkanının kim olacağını açıkladı. Ben Bernanke görevi Janet Yellen'e devrediyor. Başkandan başka değişen bir şey yok. FED para basmaya devam ediyor.

Kasım ayında Twitter'in borsaya kota ettirilmesi Wall Street'te yılın olayı oluyor.

Twitter hisse senedi bir anda tavan yapıyor. Bir yıl önce Facebook'un uğradığı çöküşü de yaşamıyor. Bu arada Almanya Başbakanı Merkel'in bizzat tivit atmayıp, tivit attırmayı tercih ettiğini de hatırlatalım.

Noel arifesine kadar Almanya'nın yeni hükümeti yoktu ama süslü Noel ağacı vardı. Hükümet sözcüsü Steffen Seibert twitter üzerinden Noel ağacının resmini yayınladı. Göreve başlarken mesaj olarak ağaç resmi paylaşacağı hiç aklına gelmiş miydi? “101 siyasi konu hakkında da twitter üzerinden mesaj dağıtıyorum. Yılda bir, araya Noel ağacının girmesine umarım şaşırmazsınız.”

Kriz aşılmışa benziyor. Birleşik borsa endeksi her gün yeni bir puan rekoru daha kırıyor. 2013 de, ekonomi yılı olarak umutsuzluktan uzak bir şekilde nihayete eriyor.

dw.de, 27.12.2013

Piyasalarda 2013 nasıl geçti?
Rakamlara baktığınızda herşey yolunda görünüyor: Dow Jones %22 çıktı, S&P500 %33 arttı ve Nasdaq %25 kazandırdı...

Avrupa'da FTSE %10 ve Dax %22 arttı. Hatta Yunanistan %27 yükseldi.

Hele Japonya'ya bir göz atın: Nikkei %58 arttı!

Önemli hisse endekslerine göre küresel finansal krizin altına bir çizgi çizmek mümkün görünüyor.

2008 yılında başlayan kriz 2013 yılında sona erdi diyebiliriz...

Acaba, gerçekten de öyle mi?

Japonya ve AB

Nikkei'deki artış ile başlayalım...

Yakından bir göz atın.

Dolar bazında borsanın yükselişi yerel para üzerinden yükselişin yarısından daha az oldu.

Nedeni kısaca Abenomi, yani Japonya başbakanı Şinzo Abe'nin ekonomi politikaları.

Bir yıldır iktidarda olan Abe dünyanın en büyük parasal genişleme programından sorumlu.

Yenin değerini dolar karşısında beşte bir indirdi ve ekonomisini ucuz paraya boğdu.

Sonuç borsada patlama oldu.

Özellikle Mazda, Softbank ve Fuji Heavy Industries gibi ihracat şirketlerinin hisseleri yen bazında %170-200 arttı.

Buna karşılık, yılın güçlü bir para birimi euro oldu.

Bu da hisse senedi piyasalarına yansıyor.

İrlanda'nın ana endeksi %30, Portekiz %13 ve İspanya'da Ibex %17 arttı.

İngiltere'de iyimserlik

İngiltere ekonomisinin bu yılın dördüncü çeyreğinde beklenenden çok daha hızlı iyileşmekte olduğu anlaşıldı.

Bütçe açığı G20'de ikinci en yüksek olmaya devam edecek olsa da analistler şimdi İngiltere'nin 2014 yılında Batı Avrupa'da en hızlı büyüyen ekonomi olacağını öngörüyor.

İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mark Carney para politikasının geleceği konusunda net bir açıklama yapmıyor.

Diğer taraftan piyasaların İngiliz ekonomisinden gelen iyi haberlere tepkisi temkinli oldu.

Yükselmekte olan piyasalar nereye gidiyor?

Çin'in büyüme hikayesi geçen yıl bir darbe aldı.

Ama yaklaşık %7 GSYİH büyümesi ile geri dönmüş gözükmekte.

Ama herkes ikna olmuş değil.

Seven Investment Management şirketinin eş kurucusu ve yöneticisi Justin Urquhart-Stewart, ülkenin ihracat ekonomisinden bir hizmet ekonomisine değişim geçirirken çok sallantılı olacağını düşünüyor.

Urquhart-Stewart 2013 yılının bir yatırım kavramı olarak BRICS ülkelerinin ölümünü gördüğüne de dikkat çekiyor.

"Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin arasında ne benzerlik var ki?" diyor.

"Onları, kendi fonlarını satmasına yardımcı olsun diye, Goldman Sachs bu şemsiye altında bir araya koydu.

"Rusya, Hindistan, Endonezya ve Brezilya bir taş gibi düştü. Ve yıl sonunda iyi performans göstermiş olanları gördük: Güney Kore, Meksika ve bazı Afrika ekonomileri gibi... Bunların tümü iyi görüntü veriyor."

Yani döviz dışında 2013 yılı yatırımcılar için kazançlı oldu.

Ama pek azında bir güven çöküşü görülmesine karşın, piyasalar büyük boyutlarda sıçramalara ilham kaynağı olacak haberleri bulmada zorluk çekebilir.

1930'lardan beri en kötü durgunluktan yeni çıktık.

Ve büyük pazarların birçoğu tüm zamanların en yüksek düzeylerinde.

Yalnız bu durum bile temkinli olmaya neden olmalıdır.

BBCTurkish.com, 26.12.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.