Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Yüksek yargıda ‘belediye’ krizi

Yüksek yargıda ‘belediye’ krizi

Anayasa Mahkemesi, yasayla kapatılan 742 belediyenin yerel seçime katılmasına vize veren Danıştay ve YSK’yı isim vermeden eleştirdi: Kararımız değiştirilmiş oldu. Başkanvekili Paksüt aksi görüş açıkladı

ANKARA - Danıştay’ın nüfusu 2000’in altında kaldığı için kapatılması öngörülen belediyelere nüfus sayım sonuçlarına itiraz ve iptal dava açma imkânı tanınması ve Yüksek Seçim Kurulu’nun bu karara dayanarak 742 belediyeye 29 Mart’taki yerel seçimlere katılma imkanı tanıması, yargıda krize neden oldu. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın söz konusu karar nedeniyle “Anayasa Mahkemesi gibi davranmakla” suçladığı Danıştay’ı hedef almasından kısa bir süre sonra Anayasa Mahkemesi de isim vermeden Danıştay‘ı Anayasa’yı ihlalle suçladı. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt ise açıklamanın mahkeme heyetince yapılmadığını, kendisinin de açıklamaya katılmadığını söyledi.
Yargı kriziyle sonuçlanan süreç şöyle gelişti:

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI: Hükümet 22 Mart’ta yaptığı yasa değişikliğiyle, nüfusu 2000’in altına düşen 862 belde belediyesinin kapatılmasını kararlaştırdı. CHP 9 Nisan’da iptal başvurusu yaptı. Anayasa Mahkemesi 31 Ekim’de verdiği kararda itirazı reddetti ancak 22 Mart’a kadar nüfus sayımına itiraz davası açan 120 belediyeye vize verildi.

DANIŞTAY’IN KOVANLIK BELEDİYESİ KARARI: Kararın ardından Giresun’a bağlı Kovanlık Belediyesi, Danıştay’a başvurarak yasanın uygulanmasına ilişkin genelgenin iptalini istedi. Danıştay 8. Dairesi, 19 Aralık’ta nüfus sayım sonuçlarının Resmi Gazete’de yayımlanmadığını ve tebliğ edilmediğini, bu nedenle nüfus sonuçlarına itiraz ve iptal davası açma imkânı tanınmadığını gerekçe göstererek, kapatılan Kovanlık Belediyesi’nin tüzel kişiliğinin sürdüğüne hükmetti. Bu karar Anayasa Mahkemesi’nin kapatılmama vizesi verdiği 120 belediyenin dışında kalan 742 belediyeye de emsal oldu.

YSK DA DANIŞTAY’I İZLEDİ: YSK, önceki gün yaptığı toplantıda, 22 Mart’a kadar iptal davası açmadığı için kapatılması planlanan ama Danıştay kararıyla tüzel kişiliklerinin sürmesine hükmedilen 742 belediyeye dava açarlarsa 29 Mart 2009’da yerel seçimlere katılabileceğini müjdeledi.

ANAYASA MAHKEMESİ TEPKİ VERDİ: Ankara’da “Dava açan belediyelerde seçim yapıldıktan sonra nüfusun 2000’in altına düştüğü tespit edilirse ne olur?” sorusuna yanıt aranırken, Anayasa Mahkemesi dün yaptığı açıklamada, dava açma sürelerinde 22 Mart 2008 tarihinin baz alınması gerekirken, Danıştay’ın bu tarihi Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararının yayınladığı 6 Aralık 2008 olarak gösterdiğine dikkat çekti. Bu durumun “Mahkeme kararının değiştirilmesine yol açtığı” ve ardından YSK’nın aldığı kararın da “Mahkemenin ulaştığı sonucu yansıtmadığı” vurgulandı. Açıklamada şöyle denildi:
“Anılan kararlar Anayasaya uygun görülerek iptal edilmeyen ve kapatılan belde belediyelerinin de tümünün seçime katılmalarına olanak sağlayacak bir sonuca yol açmıştır. Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve tüm yargı organlarını bağlayacağı kuşkusuzdur. Bu bağlayıcılığa karşın Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına uyulmaması ya da mahkemenin öngörmediği bir sonuç çıkarılması Anayasa’nın 153. maddesinin ihlal (göz ardı) edilmesi sonucu doğurur. Hukuk devletinde herkesin Anayasa’da öngörülen ilkelere uygun davranma ve hukuku üstün tutma zorunluluğu vardır.”

PAKSÜT SÜRPRİZİ: Mahkemenin açıklamaları kafa karışıklığını artırırken Başkanvekili Osman Paksüt ‘Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’ imzasıyla yapılan açıklamaya tepki gösterdi. Paksüt, “Haberim yok. Heyet açıklaması değil, başkan açıklaması. Herhalde başkanın kendisinin kaleme aldığı bir açıklama olsa gerek. Yani görüşüp mutabık kalınan bir şey değil. Açıklamadaki değerlendirmeye katılmıyorum. Açıklamada ‘yüksek yargı organı anayasayı ihlal edilmekle’ suçlanıyor, ağır bir açıklama. YSK ve Danıştay da anayasal bir kuruluş...” dedi.
Paksüt, YSK ve Danıştay’ın kararlarını değiştirmek zorunda olmadığını savunurken, “Anayasa Mahkemesi’nin öbür kurumların kararlarını bozabilecek bir yetkisi yok. Anayasa Mahkemesi onlar üzerinde bir temyiz mercii değil. YSK ve Danıştay kararları mahkemede görüşülmedi” dedi.

‘YSK geri adım atabilir’ Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu durumu, “YSK’nın da kararı kesindir. Ya uygulayacaklar, ya da Danıştay ve YSK’nın karalarını değiştirmeleri gerekecek” diye değerlendirdi. Prof. Dr. Ülkü Azrak da, “Danıştay 8. Dairesi kararı için İçişleri Bakanlığı temyiz başvurusu yapılabilir. İdareleri Genel Kurulu karar verir. YSK ise geri adım atabilir” dedi.
***
Erdoğan: İkinci Anayasa Mahkemesi ortaya çıktı
Başbakan Tayyip Ardoğan, Aayasa Mahkemesi’nin açıklaması gelmeden önce Danıştay kararını eleştirdi. Yüksek Mahkeme, akşam saatlerinde açıklama yaparken, Erdoğan, dün sabah katıldığı Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) düzenlenen toplantısından çıkışta gazetecilerin Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) ilgili Danıştay kararına dayanarak verdiği “Kapatılan belediyeler dava açarsa seçime girer” kararı ile ilgili sorusuna şu yanıtı verdi:
“Bu kararı alan merci TBMM’dir, yani yasama organıdır. Yasama organının böyle bir kararı almasından sonra Anayasa Mahkemesi’ne itirazda bulunulmuştur ve Anayasa Mahkemesi de bazı düzeltmelerle bu kararı onaylamıştır. Ben doğrusu yeni bir şey öğrendim şimdi. Türkiye’de ikinci bir Anayasa Mahkemesi daha çıktı. Yani Anayasa Mahkemesi bir tane var Türkiye’de. İkinci bir Anayasa Mahkemesi yok ve yasama organının çıkardığı kanunların üzerinde tasarruf yetkisi olan sadece Anayasa Mahkemesi’dir. Doğrusu beni şaşırtan bir olay olmuştur ama siyaseten burada herhangi bir sıkıntı görmüyoruz. YSK’nın uymuş olduğu bu karar çerçevesinde biz seçimlere girer yine mücadelemizi veririz ama bana göre bütün o beldeler kaybetmiştir. Bir belediyeci olarak konuşuyorum.”

Radikal, 25.12.08

 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.