Gündem
Gündem > Ergenekon > 'Hanefi Avcı paşaların ismini ver dedi''Hanefi Avcı paşaların ismini ver dedi'Şırnak'ın Cizre ilçesindeki faili meçhul cinayetlerden sorumlu tutulan Albay Cemal Temizöz ve 5 zanlı bugün hakim karşısına çıktı. Kendilerini deşifre eden gizli tanıklardan Hıdır Altuğ, Hanefi Avcı’yla ilgili iddialarda bulundu. DİYARBAKIR - Eski Kayseri Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz ve eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ'ın da aralarında bulunduğu tutuklu sanıklar yargılamasına, Diyarbakır Adliyesi'nde devam edildi. Alınan ifadeler ve sanık avukatlarının savunmalarının dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi ve duruşmayı 9 Ekim 2009'a erteledi. Duruşmada yine ilginç iddialar ortaya atıldı. İddiaların odağında Emniyet İstihbarat Dairesi eski başkanı Hanefi Avcı vardı. Duruşmada, iki gizli tanık 'tükenmez kalem' ve 'sokak lambası' ifade verdi. ESKİ DEVLETE DEĞİ BİZE BOYUN EĞECEKSİN" "İKİ DEVLET Mİ VAR?" Güven, 'tükenmez kalem' kod adıyla verdiği ifadelerin geçersiz sayılmasını ve mahkemedeki ifadelerine bakılması gerektiğini dile getirdi. HANEFİ AVCI'YI SUÇLADI Davada aynı zamanda sanık olduğunu anlatan Altuğ, atılı suçlamaları reddettiğini ve hiçbir suç örgütünün içinde yer almadığını kaydetti. Örgütten kaçıp güvenlik güçlerine teslim olduktan sonra terör örgütünün hedefi durumuna geldiğini ifade eden Altuğ, ''Güvenlik güçlerinin yanında durdum. Bildiklerimin tümünü onlara anlattım. Resmi bir görevimiz olmadığı için geçimimi sağlamak amacıyla bir inşaat şirketinde çalışmaya başladım. Şantiyede kalıyordum. Patronumun çevresi çok genişti. Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Recep Güven ve Eskişehir Emniyet Müdürlüğü'ne atanan Hanefi Avcı gelip giderlerdi. Güven ve Avcı benden Diyarbakır'a gidip ifade vermemi istediler. Avcı, polise bazı paşaların isimlerini vermemi söyledi. Ben de 'Neden?' diye sordum. Bana, 'Bak paşaların kulağından tutup cezaevine atıyorlar' dedi. Bana, Abdulkadir Aygan'ın anlatımlarının bulunduğu birçok doküman verildi. Kimseyle görüşmeme izin verilmedi. 'Her türlü arkandayız' denildi. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'ne gelip ifade verdim. 5-6 gün polisevinde misafir kaldım. Bana söyleyeceğim şeyler ezberletildi. Daha sonra o belge imzalatıldı. O ifadeler özgür irademle alınmadı. 'Sokak lambası' olarak anlattığım suçlar gerçek değildir. Şu anda anlattıklarım doğrudur'' şeklinde konuştu. TERÖR ÖRGÜTÜNÜN CİZRE SORUMLUSU Terör örgütüne, yakınlarının bulunduğu Avrupa'da katıldığını anlatan Yakin, mahkeme heyetine, ''Size bir diskotek çocuğunun nasıl teröristleştiğini anlatayım'' dedi. Yaklaşık 2 saat savunma yapan Yakin, terör örgütünde özel eğitim aldığını, 1988'de Suriye'nin Bekaa vadisinde terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile tanıştığını ve bunun o dönemde kendisi için çok önemli olduğunu kaydetti. Bekaa vadisindeki eğitimin ardından örgütün Cizre alan sorumluluğuna getirildiğini belirten Yakin, ''Cizre'de örgütün varlığını hissettirmeye başladım. Bir gün, bir köy muhtarının kızı ve bir korucunun oğlu örgüte katıldı. Bir süre sonra örgüt bunlar hakkında 'ajan' oldukları gerekçesiyle infaz kararı aldı. Kararı uygulamadan önce onları dinledim. Kız bana hamile olduğunu söyledi. Sonra kızın kaçmasına göz yumdum. O kız şu anda yaşıyor, evlendi ve çocuğu var. Korucunun oğlunun da kaçmasına izin verdim. Örgütün iç yüzünü gördükten sonra gidip güvenlik güçlerine teslim oldum'' dedi. Pişmanlık yasasından yararlandıktan sonra askere gittiğini ve askerlik görevinin bir bölümünü Cizre'de yaptığını kaydeden Yakin, ''Burada, bölük komutanım Cemal Temizöz tarafından telsiz dinleme görevine getirildim. Temizöz benimle örgüt hakkında görüştü. Bildiklerimi ona da anlattım. Ben örgütün sistemini bildiğim için 1993-1995 arasında bir askerin dahi burnu kanamadı. Çünkü örgütün ne yapacağını çok iyi biliyordum. Bana askerliğim boyunca resmi veya gayri resmi hiçbir bir silah verilmedi'' dedi. Yakin, iddianamede yer alan iddiaların gerçekten yoksun olduğunu savundu. İddianamede yer alan atılı suçlamaları kabul etmeyen Atağ, ''Biz, terörle mücadelede şehit verdik. Eğer şehit ailesi, bir terör örgütüyse biz de bu örgütün üyesiyiz. Eğer Türk Silahlı Kuvvetleri terör örgütüyse biz onun da üyesiyiz. Üyesi olmaya devam edeceğiz'' dedi. Müdahil avukatlardan Selçuk Kozağaçlı, sanığın ifadesinin tutanağa geçmesini istedi. Kozağaçlı'nın tanık Binzet'in 12 yaşında korucu yaptırılıp eline silah verildiğini söylemesi üzerine sanık avukatlarından Mustafa Olcayto Özhan, ''Terör örgütü kaç yaşında kabul ediyor?'' ifadesini kullandı. Kozağaçlı'nın Özkan'a, ''Terbiyesizlik etme'' demesi üzerine Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, tartışmaya müdahale etti. Yılmaz, yaşananları kayıt altına aldırdı. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Menderes Yılmaz, tanık Mehmet Nuri Binzet'in ifadesini değiştirmesi yönünde tehdit edildiği ve para teklifinde bulunulduğuna ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturmanın belgelerini de dosyaya ekledi. Dosyaya konulan belgeler arasında bazı telefon görüşmelerinin yer aldığı bildirildi. İSTENEN CEZALAR Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 104 sayfalık iddianamede, sanıkların TCK'nın ''Adam öldürmek'', ''Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak'' ve ''Adam öldürmeye azmettirmek'' suçlarından cezalandırılmaları isteniyor. ntvmsnbc.com, 19.09.09 Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız. |