Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Bahçeli'den Erdoğan'a: ''Namuslu ol''

Bahçeli'den Erdoğan'a: ''Namuslu ol''

MHP lideri Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kürt açılımıyla ilgili görüşme çağrısına yönelik olarak, ''Başbakan'ı namuslu olmaya çağırıyoruz" dedi. MHP, hükümetin Kürt açılımının Meclis'te kapalı oturumda tartışılmasına da karşı çıktı, kapalı oturuma gerek olmadığını belirtti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın muhalefetle görüşme talebi de yine MHP tarafından reddedildi.

Bahçeli, partisinin, "TBMM Genel Kurulu'nun açık oturumunda milli hassasiyetleri ilgilendiren her konuyu olduğu gibi bu konuyu da (demokratik açılım) Türk milletinin huzurunda her yönüyle tartışmaya ve Türkiye'nin milli varlığına kastetmeyi amaçlayan bu hain suikastı teşhir etmeye hazır" olduğunu bildirdi.

Bahçeli, "Milliyetçi hareket bunun dışında Başbakan'ın yönlendirdiği Kürt açılımı sürecinin hiçbir aşamasında bulunmayacak, bu konuyu hiç kimseyle görüşmeyecektir" görüşünü aktardı.

Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, "yaşanan gelişmelerin Türkiye'yi ciddi risk ve tehlikelerle dolu bir sürece getirdiğini" savundu.

Devlet Bahçeli, açıklamasında şunları kaydetti:

"TBMM'nin kapalı oturumunda PKK'nın siyasi temsilcileri hazır bulunacak, bu yolla PKK, İmralı ve Kandil ne konuşulduğundan haberdar olacak, buna karşılık yegane muhatap olduğu iddia edilen Türk milleti karanlıkta bırakılacaktır. Bunun anlaşılabilir ve savunulabilir bir yönü olmadığını akıl ve izan sahibi herkes kabul edecektir. Bu bakımdan, Türk milletinden kaçarak kapalı kapılar arkasında bölücülük gündemine hayata geçirmeyi hesaplayan Başbakan'ı dürüst ve namuslu olmaya davet etmek isteriz.

Bu ayrışma, bölünme ve çatışma projesinin muhatabı değil mağduru olan Türk milletinin yaşanan gelişmeleri ve planlanan tezgahları bütün yönleriyle görmesini ve anlamasını önlemeye hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. AK Parti'nin bundan kaçma girişimleri, aslında çıktıkları dönüşü olmayan yolculuğun bir ihanet yolculuğu olduğunun kabulü ve itirafıdır. MHP, TBMM Genel Kurulu'nun açık oturumunda milli hassasiyetlerimizi ilgilendiren her konuyu olduğu gibi bu konuyu da Türk milletinin huzurunda her yönüyle tartışmaya ve Türkiye'nin milli varlığına kastetmeyi amaçlayan bu hain suikastı teşhir etmeye hazırdır. Milliyetçi hareket, bunun dışında Başbakanın yönlendirdiği Kürt açılımı sürecinin hiçbir aşamasında bulunmayacak, bu konuyu hiç kimseyle görüşmeyecektir."

"Terörün 25 yıldır yapamadığını..."

Bahçeli, "Kanlı terörün 25 yıldır yapamadığını şimdi AKP eliyle hayata geçirmek için başlatılan bu bölünme süreci, Türkiye'deki yıkıcı ve bölücü dinamikleri harekete geçirmiş, büyük bir aile olan Türk milleti arasında etnik husumet ve ayrışma tohumları ekilmeye başlanmıştır" dedi.

Bahçeli yaptığı yazılı açıklamada, "Başbakan Erdoğan'ın ısrar ve inatla sürdürdüğü bölünme modelleri arayışları Türkiye'yi çok ciddi risk ve tehlikelerle dolu puslu ve karanlık bir dönemin arifesine getirmiştir" ifadesini kullandı.

"Bu yoldan dönüş yok" sloganıyla etnik bölücülüğün emellerine hizmet yarışına girildiğini savunan Bahçeli, "Başbakan ve arkadaşları, şimdi PKK, İmralı ve Kandil'in kılavuzluğunda ve ABD ile AB'nin himayesinde bu ihanet yolculuğunun yol haritasını topluma mal etmek için bir seferberlik başlatmıştır" dedi.

"Bu amaçla, kamuoyunu baskı ve abluka altına almak ve bu yıkım projesine şartlandırmak için psikolojik hareket boyutlarına ulaşan bir kampanya yürütüldüğünü" iddia eden Bahçeli, "sözde demokratik açılım" adı altında yapılmak istenenin, terörü siyaset sahnesine taşımak ve etnik bölücülüğe siyasi ve hukuki meşruiyet zemini ve statü kazandırmak olduğunu öne sürdü. Bahçeli şunları kaydetti:

"Silahların gölgesinde, terör tehdidi ve şantajı altında yürütülen bu süreçte 'terör örgütü asla muhatap alınmaz' diyenlerin PKK'nın değişmeyen emellerini rehber edinmeleri ve siyasi pusula olarak sahiplenmeleri ibretle izlenmektedir. Kanlı terörün yirmibeş yıldır yapamadığını şimdi AKP eliyle hayata geçirmek için başlatılan bu bölünme süreci, Türkiye'deki yıkıcı ve bölücü dinamikleri harekete geçirmiş, büyük bir aile olan Türk milleti arasında etnik husumet ve ayrışma tohumları ekilmeye başlanmıştır.

Başbakan ve yol arkadaşlarının Türk milleti önünde günah çıkarmak için sürdürdüğü tevil, inkar ve saptırma çabaları bu gerçekleri artık saklayamamaktadır. Cemaat karşısında hizaya gelenlerin, bölücü dayatmalar karşısında hazırola geçenlerin, Kürtçe ezber sözlerle hangi mihraklara şirinlik yapmaya çalıştıkları çok iyi bilinenlerin sadakat ve ihanet üzerinde fikir yürütmeleri milli vicdanda aklanmalarına yetmeyecektir. AKP sözcülerinin mübarek ramazan ayını bölünme modellerini pazarlamak için kullanmaları, iftar yemeklerinde bu yıkım projesinin tanıtımını ve reklamını yapmaları ibret ve esef verici bir durumdur."

"Çok vahim..."

"Başbakan'ın devletin terörle mücadele etmekle görevli kurumlarında tertiplenen iftar yemeklerini parti kongresine çevirmesi ve başlattığı bölünme süreci hakkında ulu orta siyasi konuşmalar yapması ise çok vahim bir siyasi sorumsuzluk ve hezeyan örneğidir" görüşünü dile getiren Bahçeli, "Bunun arkasındaki sinsi niyet ve emeller çok iyi anlaşılmalıdır" ifadesini kullandı.

Bahçeli şunları kaydetti:

"Suçluluk telaşı içinde kıvranan Başbakan ve yandaşlarının bu bölünme projesini işportaya çıkarmaları ve toplumsal destek bulabilmek için siyasi ve ahlaki bütün ölçüleri kaybederek her yola başvurmaları kendileri bakımından hazin bir tecellidir. Bu amaçla milliyetçi hareketin ve ülkücülüğün fikri ve ahlaki çizgisinden saparak yollarını çok önceden ayıranlardan ve yeni arayışlara yönelenlerden medet ummaları ve bunu Kürt açılımına 'eski ülkücülerin' sürpriz desteği olarak kullanmaya çalışmaları, içine düştükleri çaresizliğin bir göstergesi olmuştur.

Türk milleti arasına etnik fitne sokmaya ve bu temelde bir ayrışma süreci başlatmaya çalışmanın adı siyasi bölücülüktür. Buna teşebbüs edenler tarihe 'siyasi bölücübaşı' olarak geçmekten kurtulamayacaktır. Bu yolda ne pahasına olursa olsun sonuna kadar gideceğini açıklayan Başbakan'ın bilmesini isteriz ki MHP, Türkiye'ye çok ağır bir faturası olacak bu yıkım sürecini ne pahasına olursun durdurmaya azimli, kararlı ve hazırdır. Herkes, vakit çok geç olmadan aklını başına toplamalı, Türkiye'nin geleceği ve kaderi üzerinde ölümcül bir kumar oynamaktan vazgeçme basiretini gösterebilmelidir."

Gizli oturum

AK Parti'nin önümüzdeki dönemde izleyeceği yaklaşım konusunda basına yansıyan bilgilerden TBMM'nin bu amaçla "gizli oturum" yapması üzerinde durulduğunun anlaşıldığını ifade eden Bahçeli şunları kaydetti:

"Böyle bir kaçamak yola sapma arayışının Türk milletine büyük bir saygısızlık olacağı, bunun siyasi ahlak ve dürüstlüğün asgari gerekleriyle bağdaşmayacağı çok iyi bilinmelidir. Bu konudaki temaslar koordinatör bir bakan tarafından kamuoyu önünde yürütülmekte, bölücülük tartışmaları gazetelerde ve televizyon ekranlarında çarşaf çarşaf yayınlanmaktadır. Başbakan Erdoğan ve arkadaşları park açılışı ve iftar yemeği gibi her vesileyle sahneye çıkmakta, hamasi sözlerle ve yaşlı gözlerle bu yıkım projesinin tanıtım kampanyasını kamuoyu önünde sürdürmektedir. Başbakan bu projenin 'milli birlik ve bütünlük, barış ve kardeşlik projesi' olduğunu iddia etmekte ve bunun muhatabının Türk milleti olduğunu söylemektedir. Bu durumda Başbakan konunun gizli oturumda, kapalı kapılar arkasında ele alınmasını isteyerek Türk milletinden neyi saklamaya çalışmakta, neden korkmakta ve utanmaktadır."

Cihan Paçacı: "Kapalı kapılar ardında..."

TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtlayan MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı, "Türkiye'yi bölünmeye götürecek bir süreci, kimseyle kapalı kapılar ardında görüşmeyeceklerini" söyledi.

Bir soru üzerine, AK Parti'nin dünkü Merkez Yürütme Kurulu toplantısında, Meclis açıldığında kapalı oturumla demokratik açılım meselesini görüşme ve muhalefet liderleri ile bir araya gelme kararı alındığını belirten Paçacı, "Meclis'te kapalı oturum düzenlenmesi, son derece yanlış bir yaklaşımdır. Kapalı oturum, İçtüzüğün, 70. ve 71. maddelerinde oluşturulmuş bir uygulamadır ve kapalı oturumda görüşülen konular devlet sırrı niteliğindedir, 10 yıl da açıklanamaz" dedi.

"Hangi konuşmayı ve görüşmeyi milletten saklıyorsunuz?" diye soran Paçacı, "Bu sorunun cevabını vermek lazım. Kürt açılımını konuşacaksınız ve bilgi verecekseniz. Bu konunun da PKK terör örgütünden gizlenmesini istiyorsunuz. Zaten terör örgütünün siyasi uzantıları Meclis'te. O zaman, PKK terör örgütünün bildiği bir şeyi milletten gizlemek doğru mu?" diye konuştu.

Paçacı, "Bu açılımı millet adına yaptığınızı söylüyorsunuz, millet adına yaptığınız açılımı milletten gizlemek doğru mu? PKK'nın bildiğini milletten gizlemek doğru mu? Bu son derece yanlış bir yaklaşımdır. Ne söylenecekse açık ve net olarak milletin huzurunda söylenmesi gerekir. Biz MHP olarak, kapalı oturumda yapılacak görüşmelerde kendi adımıza yapacağımız konuşmaların benzerini bugüne kadar halkımızla paylaştık, bundan sonra da paylaşırız" dedi.

Erdoğan'ın randevu talebine ret

Cihan Paçacı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, muhalefet partilerinin liderleriyle görüşme arayışı ile ilgili soruları da yanıtladı.

MHP ve Genel Başkanının en önemli özelliğinin, tutarlı politikalar izlemesi olduğunu ifade eden Paçacı, "Dün ne söylüyorsak bugün de aynı şeyleri söylüyoruz. DTP ile 'PKK terör örgütüdür' demedi diye görüşmeyen Sayın Başbakan, bu dönemde çok rahat bir şekilde görüşmüştür. MHP, bu tür tutarsızlıklar içinde değildir. Biz, Kürt açılımı denen, ancak, önce milleti ayrıştıran sonra da Türkiye'yi bölünmeye götürecek bu süreçte söyleyeceklerimizi milletin huzurunda söyledik. Kendilerinin de yaptıkları çalışmaları milletin huzurunda yapmasını ifade ettik" dedi.

Paçacı, "Kapalı kapılar ardında ne konuşulacaktır, milletten ne gizlenecektir? Sayın Genel Başkanımızın geçmişte söyledikleriyle bundan sonra yapacakları farklılık arz etmez. Tabii ben Genel Başkan adına konuşamam. Ancak böyle bir randevuyu kabul etmeyeceği kanaatindeyim. Ne söylenecekse milletin huzurunda, açık ve net söylenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bundan sonraki tavrımız bunun dışında farklı olmaz. Türkiye'yi bölünmeye götürecek bir süreci, kimseyle kapalı kapılar ardında görüşmeyiz" ifadesini kullandı.

CHP'li Hakkı Suha Okay da, Erdoğan'ın randevu talebiyle ilgili olarak "AK Parti'nin randevu talebi şarta bağlıdır" dedi.

Kürt açılımı çerçevesinde Meclis açıldıktan sonra ilk hafta kapalı oturum yapılacak. Hükümet bayramdan sonra ise muhalefetten randevu isteyecek.

cnnturk.com, 08.09.09


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.