Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Çelik’ten Suriye için ‘Kosova’ modeli önerisi

Çelik’ten Suriye için ‘Kosova’ modeli önerisi
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Türkiye’nin tercihinin BM’nin Suriye’ye müdahalesi olduğunu belirterek, "Bu olmazsa Kosova modeli değerlendirilir" dedi.

ANKARA - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, NTV canlı yayınında Murat Barış Koralp'in sorularını yanıtladı.

Türkiye'nin ilk tercihinin Birleşmiş Milletler'in (BM) Suriye'ye müdahalesi olduğunu dile getiren Çelik, şöyle konuştu:

“Suriye’de bir insanlık dramı yaşanıyor ve insanlığa karşı büyük bir suç işleniyor. Öldürülen insan sayısı 100 bini geçti ve Suriye harap oldu. Bizim Suriye halkı ile bir problemimiz yok. Türkiye'de yaklaşık 500 bin Suriyeli barındırılıyor. Bu insanlık dramına son verilmesi gerekiyor.

Bizim birinci tercihimiz, BM Güvenlik Konseyi’nin alacağı bir kararla BM şemsiyesi altında bir müdahalenin yapılmasıdır. Bu en doğru seçenektir. Bu olmazsa Kosova ve Sırbistan’daki model uygulanabilir. NATO çerçevesinde böyle bir şey yapılabilir. Bir NATO üyesi olarak Türkiye de gereken katkıyı sağlayacaktır.

Esad’ın silahlarını etkisiz hale getirilmesi için bir hava operasyonu söz konusuysa bu koalisyona Türkiye de katılır.”

BM’nin kimyasal silah iddialarıyla ilgili kanıt bulması halinde bunu açıklayacağını da ifade eden Hüseyin Çelik, “İlk günler müsaade etmediler. Niye bir hafta sonra müsaade ediyorsunuz? Halepçe’de gördük. Saddam da Baasçı’ydı Esad’ın babası da Baasçı. Her şey meydandadır” dedi.

BM şemsiyesi altında Suriye’ye müdahale edilmesini isteyen Çelik, “Esad çoktan çizmeyi aşmış durumda, kimyasal olsa da olmasa da. Kosova’da, Sırbistan’da kimyasal silah mı kullanıldı? Uluslararası camia malum katliamlara kadar sessiz kaldı. Ümit ediyorum ki bu acı sona erer ve Suriye halkı normale döner. Ama normale dönmesi çok kısa zamanda ve kolay olmayacak gibi görünüyor” şeklinde konuştu.

'MECLİS DEĞİL, HÜKÜMET ADINA KONUŞUYOR'
CHP Milletvekili Faruk Loğoğlu’nun “Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu alabildiğine sorumsuzluk içinde savaş çığırtkanlığı yapıyor” eleştirilene de yanıt veren Çelik, “Sayın Davutoğlu hükümetin iradesinden söz ediyor. Ahmet Davutoğlu, Meclis adına değil, hükümet adına konuşuyor” dedi.

'1 MART TEZKERESİNE RET OYU VERMİŞTİM'
AK Parti'li Çelik, Ekim ayına kadar yapılacak olası bir operasyon için yeni bir tezkereye ihtiyaç olmadığını dile getirdi.

Çelik, “1 Mart tezkeresiyle mukayese etmek yanlış, ben o tezkereye ret oyu vermiştim” dedi.

'MİT MÜSTEŞARI MURSİ'Yİ UYARMIŞ OLABİLİR'
Hüseyin Çelik, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın darbeden önce Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yle görüşmesine ilişkin ise şöyle konuştu: “Sayın MİT Müsteşarı’nın Mursi’yle ne paylaştığını bilmiyorum, bilmem de gerekmiyor. Dost ülkeler arasında istihbarat paylaşımı her zaman vardır. Dolaylı görüşmüş olabilir, hareketlilik varsa kendisiyle paylaşmış, uyarmış olabilir.”

'BİZ ÜZERİME DÜŞENİ YAPIYORUZ'
Çelik, Mursi’nin serbest bırakılması için yürütülen girişimlerle ilgili bir soruya “Sonuç verir mi vermez mi bilinmez. Çözülür ya da çözülmez; en azından siz üzerine düşeni yapmış olursunuz. Türkiye dost bir ülke olarak üzerine düşeni yapmaktadır. Biz darbecilere yakın olmaktansa, kendi halkını katledenlerden yana olmaktansa, her tülü zulme haksızlığa boyun eğenlerden olmaktansa onların karşısında yer almayı insan olmanın gereği kabul eden bir ekibiz. Sonucunu değiştiremeyebiliriz ama itirazımızı da söylemeliyiz” diye yanıt verdi.

'YALNIZ KALDIĞIMIZ FALAN YOK'
Türkiye’nin yalnız kaldığı eleştirilerine yanıt veren Çelik, “Bizim bir yerde yalnız kaldığımız falan yok. Ortadoğu ülkelerinde anket yapın bu insanların idol kabul ettiği lider Recep Tayyip Erdoğan’dır. Tavrından dolayı ‘helal olsun’ denilen ülke, Türkiye’dir” dedi.

BAŞBAKAN'IN AĞLAMASI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı bir programda ağlamasıyla ilgili eleştirilere de tepki gösteren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, şöyle konuştu:
Müslüman Kardeşler’in lideri Muhammed El Biltaci’nin 17 yaşındaki kızı Esma adice göğsünden vurularak şehit edildi. Biltaci’nin kızının vefatından sonra babasının kendisine yazdığı bir mektup var. Çok dramatik bir mektuptur. Mektup, Başbakan Erdoğan’ın programda okundu. Biraz vicdan sahibi olan, kalp sahibi olan bir insanın böyle bir hadise esnasında üzülmemesi, duygulanmaması, gözyaşlarının akmaması mümkün değil. Sayın Başbakan’ın geçmişte kendi kızıyla da arasında geçen diyalogdan yola çıkarak bunu hatırlaması, hissetmesi ve ağlaması son derece insanidir.

Ağlamak insancadır, insanidir, insanlara mahsustur. Bugüne kadar sığırların ağladığı görülmemiştir. Hayvanlar gülmezler de ağlamazlar da. Bu kadar insani, bu kadar masum, her insanın başına gelebilecek bir hadiseyi ‘Başbakan’ın aczi’, ‘sanal gözyaşları’ şeklinde nitelendirmek ancak duygusuz olmayı, kalpsiz olmayı, bu güzel duygulardan yoksun olmayı gerektiriyor.

Eğer kendin ağlamıyorsan da başka insanların duygulanmasına, dertlenmesine hiç olmazsa ‘sanal gözyaşları’, ‘çocukça ağlama’ şeklide bir nitelemede bulunma. Sayın Başbakan kendi şahsen içine düştüğü zor bir durumdan, çaresizlikten filan ağlamış değil.

‘Kendi şehitlerimize, Uludere’dekilere ağlamadınız’ deniyor. Başbakan’ın ağlama ve gülme çetelesini siz mi tutuyorsunuz? Başbakan grup konuşmalarının bir çoğunda memlekette yaşanan acıları ifade ederken ağladı.

Suriye’deki o yan yana dizilmiş o masum çocukların görüntüsünü görünce ağlamayan bir insan ‘ben insanım’ diyebilir mi? Başbakan’ın kime, ne için ağladığını nereden biliyorsunuz? Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun da Sayın Bahçeli’nin de bu tavrını kalpsizlik, duygusuzluk olarak değerlendiriyorum. Bunu iç politika malzemesi yapmış olmalarından dolayı da onları ayıplıyor ve kınıyorum. Necip Fazıl, ‘Eğer ağlayabilseydiniz, anlayabilirdiniz’ diyor. Ağlayamayanlar tarih boyunca insanlığı ağlatmışlardır. ‘Erkekler ağlamaz’ deniyor, erkek kalp ve duygu sahibiyse; erkek şefkat ve merhamet sahibiyse; acıma duyguları törpülenmemişse ağlar.”

ntvmsnbc.com, 27.08.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.