Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Erdoğan: Darbenin arkasında İsrail var

Erdoğan: Darbenin arkasında İsrail var
AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında konuşan Erdoğan, "Mısır'daki darbenin arkasında İsrail var. Elimizde belgeleri var" dedi.

Başbakan Erdoğan AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında konuştu. AK Parti'nin 12 yıllık geçmişinden ve gelecek hayallerinden bahseden Erdoğan, Mısır'da yaşananlara da değindi. Erdoğan, Mısır'daki darbenin arkasında İsrail olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, "Elimizde belgeler var" dedi. Kendisine "diktatör" diyenleri eleştiren Erdoğan, "Diktatörlüğün olduğu bür ülkede sabah akşam televizyonlarda gazetelerde "Diktatör" diyemezler, sallandırırlar, aynı Mısır'daki gibi" dedi.

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:

"AK Parti 12 yaşında ulaştı. Elbette bir siyasi parti için 12 yıl uzun bir süre değildir. 12 yıl olsa da hareketimiz davamız 12 yıla değil, binlerce yıla sarih bir partidir. AK PArti Selçuklu, Osmanlı, Cumhuriyet çınarının gövdesinden gıdasını alan bir partidir.

Kendimize 3 önemli tarih belirledik. 2023, 2053 ve 2071. Hedefi olmayanın başarıya kilitlenmesi mümkün değildir. 12 yıl önce AK Parti olarak tezahür eden kadim hareket, ibretlik bir süreçten geçmiş ve bugünlere ulaşmıştır.

AK Parti, sırtını statükoya dayamış bir parti değildir, gücünü, yetkisini, mevcudiyetini, sırrını belli güç odaklarından, belli çevrelerden devşirmiş bir parti değildir, Hakka, millete inanarak bu günlere ulaşmıştır.

Bizi ezmek, bizi yok etmek bizi silmek için kendilerine bahane arayanlar oldu, Allah'a hamd olsun hiçbirine bu bahaneyi vermedik. Silah ve şiddet, arkasına halk desteğini alamayanların yöntemidir. İçinde siyaset yaptığımız partilerin nasıl kapatıldığını bugün lütfen tekrar inceleyin.

Hatta 2007 yılında AK Parti'ye açılan kapatma davasını da inceleyin, şimdi biz de inceliyoruz. O davalarda şiddet bulamazsınız, o davalarda bulabileceğiniz tek şey ısmarlamaya emir komuta zinciri dahilinde hazırlanmış gazete küpürleridir. O davada bulamayacağımız tek şey ise hukuktur, adalettir.

Düşünün eğitim haklarmızı kaybettik. Kızlarımızı üniversitelerin kapılarında hüngür hüngür ağlattılar, onların eğitim özgürlüklerini elinde aldılar. Her seferinde "ya sabır" çektik, işte bu günlere o sabrın neticesi olarak ulaştık. Geleceğe de sabırla yürüyeceğiz. Sırtını statükoya dayayan er ya da geç kaybetmeye mahkumdur. Sırtını Hakk'a sırtını millete dayayan ise her zaman kazanacaktır.

Mısır'da darbenin arkasında İsrail var, elimizde velgesi var. 2011 seçimleri öncesinde Fransa'da
yapılan bir oturumda, Adalet Bakanıyla Fransa'dan bir entelektüel o da Yahudi, orada aynen şu ifadeyi kullanıyorlar, 'Mısır'da Müslüman Kardeşler seçimi kazansa da onlar kazanamayacaktır, çünkü demokrasi seçim değildir.' Aynı, uygulama bu. O zaman Batı, demokraside tanımı yakalaması, öğrenmesi lazım. Bu yakalanmaz,öğrenilemezse demokrasinin tanımındaki bu çelişkiler, bu çatışmalar dünyayı bir başka yere doğru taşıyacaktı.

Türkiye'yi kendi ülkesinde karalamaya çalışanlara, kendi ülkesini şikayet edenlere Türkiye'nin ne kadar demokratik bir ülke olduğunu bu seçimlerde göstermek zorundayız. Utanmadan sıkılmadan diktatörlük türküleri söyleyenlere Mart ayında gereken cevabı hep birlikte vermek zorundayız.

Bu seçimler çok önemli. Bize diktatör diyenlere işte bugün burdan "hodrimeydan" diyorum. Mart ayında millet, kimin diktatör olduğunu net bir şekilde ortaya koyacak. Eğer diktatör görmek istiyorsanız Mısır'a gidin.

Hacı Bektaş'ta o muhterem zat'ın manevi huzurunda bu ülkenin başbakan yardımcısına bir kendini bilmez alçakça saldırıda bulunuyor. Ana muhalefet partisi milletvekilleri saldırganı okşuyorlar. Adeta sahip çıkıyorlar. Bu kendini bilmez kısa bir süre sorgulandıktan sonra bakıyorsunuz hemen ödüllendirilircesine tutuksuz yargılanmak üzere salıveriliyor. Ondan sonra diktatörlükten bahsediyorlar. Diktatörlüğün olduğu bür ülkede sabah akşam televizyonlarda gazetelerde "Diktatör" diyemezler, sallandırırlar, aynı Mısır'daki gibi.

Anamuhalefete şunu hatırlatıyorum, gidin bakın bakalım milli şefiniz döneminde bir tek kişi cesaret edip de ona diktatör diyebilmiş midir? Darbeci arkadaşlarınıza bugüne kadar diktatör diyebilmiş olan var mı? CHP, genel müdürünün dahi kontrolünden çıkmış durumda. SSK'yı batıran genel müdür CHP'yi de iflasın eşiğine getirdi. CHP şu anda sadece sokakta şiddet uygulayanlarla gündeme gelebilen bir partidir. CHP'nin gündemi artık vandallar, bunlara sahip çıkan medya kuruluşları tarafından yönlendiriliyor. Türkiye cumhuriyetinin başbakan yardımcısı senin gözlerinin önünde yumruklanacak ve ardından kürsüye çıkacaksın ve bir özür dilemeyeceksin. Ardından elemanların saldırganı okşayacaklar. Siz hangi diktatörlükten hangi demokrasiden bahsediyorsunuz.

Türkiye olarak Mısır'daki darbeye en sert tepkiyi gösterdik. Şimdi Sayın Bahçeli çıkmış, 'Başbakan Mısır'daki darbeyi kabullenemedi' diyor. Sayın Bahçeli 'Siz kabullendiniz mi? İçinize sindi mi?' Evet biz kabullenmedik ve kabullenmeyeceğiz, zira Mısır'daki darbeye sessiz kalırsak, yarın aynı tuzağı bize kurduklarında sesimizi çıkarmaya hakkımızı olmaz.

Batı Mısır'da facia karşısında iyi bir sınav veremedi. İslam dünyası Hz. Yusuf'u kuyuya atan kardeşlerden farksızdır. Ama Rabbim nasıl o kardeşleri Yusuf karşısında mahçup muhtaç ettiyse bugün de zulme uğrayanların refaha çıkmasına kimse mani olamayacak. Biz Türkiye olarak ilkelerle hareket ederiz ve Sayın Bahçeli sen önce imanının sesini duy ve orada zulme uğrayan çocukların yanında ol."

ntvmsnbc.com, 20.08.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.