Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Erdoğan: Eyyy Nobel sen nasıl barış ödülü dağıtıyorsun

Erdoğan: Eyyy Nobel sen nasıl barış ödülü dağıtıyorsun
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti’nin bayramlaşma töreninde yaptığı konuşmada 'Barış ödülü almış olan Baradey, şu anda askeri darbeyi gerçekleştiren hükümetin cumhurbaşkanı birinci yardımcısıdır. Ben şimdi Nobel’e sesleniyorum. Eyyy Nobel, sen nasıl barış ödülleri dağıtıyorsun ki bu kişiler askeri darbe yapanların yanında yer alıyor' dedi. Üç çocuk konusuna da değinen Erdoğan, "Hanım kardeşlerimize gelin bu millete üç çocuk hibe edin diyorum" diye konuştu.

İşte Erdoğan’ın konuşmalarından satırbaşları:

Kimsenin diğerine üstünlük taslamadığı bir ortak zemini inşa etmeyi sürdüreceğiz. 76 milyonun değerleri özellikle de yaşam tarzları bizim teminatımız altında oldu. Belediye başkanlığımdan bugüne kadar hiç kimsenin yaşam tarzına müdahale edilmesine göz yummadık. Demokrasiyi özgürlükleri savunduk. Biz kendimizi başkalarına göre farklı bir konumda görmedik. Bize zulmettiler, ama biz sabrettik. Bir grubunda kendini üstün görmesine müsaade göstermedik.

Biri çıkar da ben üstünüm, ben hukukun üzerindeyim, ben seçkinim. Eğer böyle bir yanlışın içine girecek olursa, hatta hatta ben elitim derse, dayatma girişimine girerse orada özgürlük ortadan kalkar. Orada saygı ortadan kalkar.

“YENİ BİR TAVIR BEKLİYORUZ”

Bu güzel bayram gününde vatandaşlarımdan bir kez daha birbirlerine karşı hoşgörüyü yüceltmeyi rica ediyorum. Siyasi partilerimizden STK’lardan kanaat önderlerimizden artık farklı bir dille üslupla bu ülkede kardeşliği daha da yüceltecek, birliğimizi daha da güçlendirecek yeni bir tavır beklediğimizi ifade etmek istiyorum.

PUTİN NE DEMİŞTİ?

 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 12 Aralık 2012'de parlamentoda yaptığı konuşmada ülkesinde ailelerin ortalama üçer çocuğu olması gerektiğini söylemişti. "Rusya'nın bağımsız ve güçlü olması için bizden daha fazla olması gerek. Aile başına üç çocuğun bir norm olması gerektiğinden eminim. Ancak bunu gerçekleştirmek için daha fazla şey yapılması gerekiyor" diyen Putin, bir önceki yıl seçim kampanyası sırasında da Rusya'nın nüfusundaki küçülme trendini geri çevirme sözü vermişti.

Rusya'da nüfus, 1990 yılında Sovyetler Birliği'nin yıkılmasının ardından kötü yaşam koşulları ve güvenlik protokollerine uyulmaması nedeniyle düzenli olarak düştü. O tarihten bu yana ilk kez 2012 yılında yeni doğan sayısı ölen sayısının önüne geçti.

 

“KİMSEYE ÜÇ ÇOCUK İÇİN SİLAH DAYATMIYORUZ”

Hani “Bizim yaşam tarzımıza karışıyor. Nereden çıktı bu üç çocuk meselesi” diyorlar. Böyle bir yasa yok. Ben sadece bir başbakan olarak en az üç çocuğu tavsiye ediyorum. Bu benim en doğal hakkımdır. Kimseye kalkıp da silah dayatmıyoruz. Yasal bir mecburiyette yok. Ben hanım kardeşlerimize gelin bu millete üç çocuk hibe edin, lütfedin diyorum. Bu milletin güçlü olması lazım. O da nereden geçiyor, insan denilen şerefli mahluktan geçiyor. Bu insanı işte bu anneler yetiştirecek. Ha yapmayacak, yapmasın.

“PUTİN SÖYLEYİNCE OLUYOR DA…”

Öyle bir derdimiz yok. Ama biz AK Parti olarak böyle bir teklifi yapıyoruz. Yasa da getirmedik. Bu isteğe bağlı. Bunu da müsaade edin de söyleyeyim bari. Yani bunu Rusya’da Putin söylediği zaman oluyor da, Türkiye’de Tayyip Erdoğan söylediği zaman niye rahatsız oluyorsunuz?

Avrupa ülkelerinde çok ciddi parasal yardım yapılıyor. Biz daha bu tür desteklere girmedik. Niye rahatsız oluyorsunuz? İnşallah ben annelerimize güveniyorum. AK Parti’ye gönül veren annelere güveniyorum.

Tabi babalara da ciddi manada destek olması gerektiğini hatırlatıyorum. Parti olarak bugüne kadar yaptığımız gibi bizler her attığımız adımda ülkemizin geleceğini inşallah onun imarını yapıcı adımlarla tesis etmeye çalışacağız. Kibiri, hoşgörüsüzlüğü, kırıcılığı biz yanımıza yaklaştırmadık.

Bayrama burukluklarla giren dostlarımız var. Biz dünyanın tüm mazlumlarının acı ve kederini yüreklerimizde hisseden bir milletiz. Aynı şekilde bayram coşkumuzu bayram sevincimizi o insanlara hissettirmek, bayramda onları özellikle hatırlamak bizim boynumuzun borcudur. Hatırlatmak bizim ayrıca asli görevimiz.

Somali’deki kardeşlerimiz bayrama yokluk içinde girdiler, Myanmar’daki kardeşlerimiz bu bayramı buruk karşıladılar. Gazze’de kardeşlerimiz boyunları bükük girdiler. Suriye’deki kardeşlerimiz, yüz bini aşkın ölüm var Suriye’de. Suriye’de ramazanın kutsiyetini bile ayaklar altına alan zihniyet, evinde orucu, sahuru bekleyenleri katletmeyi ramazan boyunca sürdürdü.

"BUNUN ADI BAL GİBİ DARBE"

Birileri bana haber gönderiyor. "Niye askeri darbe diyor, niye askeri darbe" diyor. Uluslararası siyasi literatürde bunun adı bal gibi de darbedir. Bunu kimse başka yere çekmesin.

SON 10 YILDA NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ'NE LAYIK GÖRÜLENLER

 

2012 Avrupa Birliği
2011 Ellen Johnson Sirleaf (Liberya Devlet Başkanı), Leymah Gbowee (Liberyalı kadın hakları aktivisti), Tevekkül Kerman (Yemenli kadın hakları aktivisti)
2010 Liu Xiaobo (Çinli muhalif)
2009 Barack Obama (ABD Başkanı)
2008 Martti Ahtisaari (Finlandiya eski Devlet Başkanı)
2007 Uluslararası İklim Değişikliği Paneli, Al Gore (ABD eski Başkan Yardımcısı, çevre aktivisti)
2006 Muhammed Yunus (mikrokredinin mucidi), Grameen Bankası
2005 Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, Muhammed el Baradey (UAEK Direktörü, Mısırlı siyasetçi)
2004 Wangari Muta Maathai (Kenyalı aktivist)
2003 Şirin Ebadi (İranlı hukukçu, insan hakları aktivisti)

 

Onlar hak mücadelesine imza attılar. Ben onları şahsen milletim adına kutluyorum. Mısır halkı asla yalnız değildir. Birileri Mısır’daki haksızlığı görmeyebilir. Zulmü katliamı görmezden gelebilir. Biz Mısır’daki kardeşlerimizi görüyor, onların haklı mücadelesini gönülden destekliyorum.

“ÇOK ENTERESAN BİR ÖRNEK VERECEĞİM”

Size çok enteresan örnek vereceğim. Baradey Nobel Barış Ödülü almış. Bayan Kerman da barış ödülü almış bir gazetecidir. Çok ilginç bir örnek bu.

“EYYY NOBEL SEN NASIL BARIŞ ÖDÜLÜ DAĞITIYORSUN”

Barış ödülü almış olan Baradey, şu anda askeri darbeyi gerçekleştiren hükümetin cumhurbaşkanı birinci yardımcısıdır. Ben şimdi Nobel’e sesleniyorum. Eyyy Nobel, sen nasıl barış ödülleri dağıtıyorsun ki bu kişiler askeri darbe yapanların yanında yer alıyoruz.

Sen nasıl barış ödülleri dağıtıyorsun ki işte Kerman Mısır’a girmek istedi, bak Mısır’a sokmadılar. Hani? İki yerde iki ayrı tuzak. O da Nobel barış ödülü almış, o da almış.
Şu ana kadar ortaya koyduğunuz tavır nedir? Niye? Adamına göre muamele.
 

Hürriyet, 08.08.2013

 

BAŞBAKAN ERDOĞAN(2/SON): GÜVENLİK GÜÇLERİ HADDİNİ BİLMEYENLERE HADDİNİ BİLDİRİR

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı protestoları gibi eylemlerin yeniden yapılabileceğine ilişkin bir soruyu "Ben bu yollara tevessül etmenin ülkemiz için bir sıkıntı nedeni olabileceğini söyleyebilirim. Ama bu yola tevessül edenler şunu bilmelidir ki; bu ülke tüm güvenlik güçleriyle gereken cevap neyse bu cevabı, haddini bilmeyenlere haddini bildirir. Çünkü bunların hiçbirisinin özgürlük arayışı olmadığı çok açık net ortadadır. Neyiniz eksik" diye yanıtladı. İSTANBUL (ANKA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı protestoları gibi eylemlerin yeniden yapılabileceğine ilişkin bir soruyu "Ben bu yollara tevessül etmenin ülkemiz için bir sıkıntı nedeni olabileceğini söyleyebilirim. Ama bu yola tevessül edenler şunu bilmelidir ki; bu ülke tüm güvenlik güçleriyle gereken cevap neyse bu cevabı, haddini bilmeyenlere haddini bildirir. Çünkü bunların hiçbirisinin özgürlük arayışı olmadığı çok açık net ortadadır. Neyiniz eksik" diye yanıtladı.
Başbakan Erdoğan, Bayram Namazını Süleymaniye Camisi'nde kıldı. Bayram namazı için geldiği Süleymaniye Camisi'nde Başbakan Erdoğan, avludaki çocuklara harçlık verdi. Erdoğan'ın namaz kılacağı cami çevresinde de yoğun güvenlik önlemleri alındığı görüldü.
Namaz sonrası vatandaşlarla da bayramlaşan Erdoğan daha sonra ise gazetecilere açıklamalarda bulundu. Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesine ilişkin bir soruya, konuyla ilgili Başbakanlıktan açıklamanın yapıldığını söyledi. Ağırlıklı olarak Suriye ve Mısır konularının görüşüldüğünün altını çizen Erdoğan, "Suriye'de müşterek ne gibi adımlar atabiliriz bunları konuştuk. Aşırı uçların oralarda, özellikle bir yer kapma yarışı içerisinde oldukları hepimizin malumudur. Bunlardan tabi biz de rahatsızız. Aynı zamanda batılı ülkeler de bu konuda ciddi manada rahatsızlık duyuyorlar. Nitekim bu aşırı uçların aynı şekilde kendi aralarındaki çatışmalar bizim sınır illerimizde malum onlarca vatandaşımızın şehit olmasına neden olmuştur. Biz bunu adeta bir koalisyon anlayışı içerisinde ülkelerle değerlendirerek Suriye'de ne gibi bir tavır oluşturmamız lazım. Uluslararası hukuk noktasın önce bir zemin oluşturma ve bundan sonra tabi üzerimize düşeni yerine getirme durumundayız" dedi.

-"BENİM OYUM NE OLDU?"-

Mısır'da yaşananlara ilişkin de açıklamalarda bulunan Erdoğan, Mısır'da bir darbe hükümetinin bulunduğunu anımsatarak, şunları kaydetti:
"Darbe hükümeti görüldüğü gibi önce yüzde 52 oyla seçilmiş bir cumhurbaşkanını görevden almıştır. Peki görevden alan kimdir; Mursi'nin milli savunma bakanlığına getirdiği Sisi'dir. Bazıları "Mursi kucaklamadı" diyorlar. Neyi kucaklayacak? Şu anda mevcut Mursi'nin kabinesinin üçte biri kendi atadığı kişilerdir. Diğer üçte ikisi ise Mübarek yönetiminde kalmış insanlardı. Onlarla Mursi Mısır'ı yönetimi gayretindeydi. Çok daha manidar. Bir ekonomik ambargo Mursi'ye karşı uygulandı. Türkiye ve Katar'ın dışında Mursi'ye destek veren hiçbir ülke yoktu. Darbe hükümeti hemen ardından 16 milyar dolar gibi bir destek geldi. Batılı ülkeler hala darbe diyememiştir. Müdahale diyorlar. Oturup konuştuğumuzda veya telefonda görüştüğümüzde, bu ara ben daimi üyelerin hepsiyle görüştüm. "Biz de sizin düşüncenizi paylaşıyoruz' diyorlar. Ama darbe diyemiyorlar. Çünkü darbe dedikleri anda uluslararası hukuk noktasında yeni bir süreç başlayacaktır. Ama biz bu noktada biz bu darbecilerin yanında olmayacağız. Yüzde 65 oyla kabul edilmiş bir anayasayı bile askıya aldılar. Bu millete saygısızlıktır. Tahrir'de toplananı millet kabul ediyorsun, İskenderiye'de toplananı millet kabul etmiyorsun. Milyonlarca insan oralarda toplandı. Ramazan boyunca devam eden bir süreç var hala da kararlılıkla bunu devam ettiriyorlar. Ben daha da devam ettireceklerine inanıyorum çünkü öyle bir duruş var. Bir sorunun cevabını arıyorlar; "Benim oyum ne oldu? Benim irademe saygı istiyorum.' Benim öğrendiğim demokrasi budur. Siyasi literatürde, devletlerarası hukukta bunlara karşı yapılan darbedir. Bunun başka bir izahı olamaz. Bu tabi Batı'nın samimiyet testinde kaybedişidir. Biz Mısırlı kardeşlerimizin yanında olamaya devam edeceğiz. Mısırlı kardeşlerimin de bayramını kutluyorum."

-"NEYİNİZ EKSİK"-

Bayram programında Demokratikleşme Paketi üzerindeki çalışmalarımı sürdüreceğini dile getiren Erdoğan, İstanbul dışında olacağını belirtti. Gazetecilere "İstanbul'da olursam beni rahat bırakmazsınız" diyen Erdoğan, memleketi Rize'ye de 24-25-26 Ağustos'ta gideceğini söyledi.
"Ergenekon sanıklarından birisi "Sonbahar çok sıcak geçecek' dedi. Arınç da Gezi Parkı gibi eylemlerin yeniden yapılabileceğini söyledi. Sizin Türkiye için böyle bir sıkıntı ile karşılaşabileceğinize dair bir öngörünüz var mı?" sorusunu da Başbakan Erdoğan, "Ben bu yollara tevessül etmenin ülkemiz için bir sıkıntı nedeni olabileceğini söyleyebilirim. Ama bu yola tevessül edenler şunu bilmelidir ki; bu ülke tüm güvenlik güçleriyle gereken cevap neyse bu cevabı, haddini bilmeyenlere haddini bildirir. Çünkü bunların hiçbirisinin özgürlük arayışı olmadığı çok açık net ortadadır. Neyiniz eksik; A'dan Z'ye, şu 10 yıl içinde temel hak ve özgürlükler noktasında cumhuriyet tarihi boyunca verilmemiş olan hakları AK Parti iktidarı vermiştir, görülmemiş reformları yapmıştır, ekonomik noktada yakalanmayan seviyeleri yakalamıştır. Bütün bunlar açık net ortada. Demokrasiyle özellikle ekonomiyi at başı sürdüren bir iktidarımız var. Bütün bunların karşısında bir yanlış yapılması halinde de iktidarımız olarak gereken neyse onu yaparız" şeklinde yanıtladı.

haberx.com, 08.08.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.