Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Bahçeli: Silivri zulümhaneye döndü

Bahçeli: Silivri zulümhaneye döndü

“Ergenekon” davası kararlarına tepki gösteren MHP lideri Devlet Bahçeli, masum ile suçluların birbirine karıştırıldığını savunarak, “Silivri, TSK’nın yargılandığı bir zulümhaneye dönmüştür” dedi. Bahçeli, kararlarla ilgili bazı sorular da yöneltti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, tutuklu MHP Milletvekili emekli Korgeneral Engin Alan'ı Sincan Cezaevi'nde ziyaretinin ardından partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.

Konuşmasının büyük bir bölümünü “Ergenekon” davası kararlarına ayıran Devlet Bahçeli, "gizli tanık eziyetinin Ergenekon davasındaki kararların, tekemmül ettirilen hükümlerin oluşmasında hatırı sayılır bir fonksiyon icra ettiğini" dile getirdi.

Bahçeli, şunları kaydetti: "Nitekim 'Parmaksız Zeki' kod isimli teröristin görüşleri bile önemli ve kayda değer bulunmuş, Türk Silahlı Kuvvetleri bu şekilde zan ve töhmet altında bırakılmıştır. Buna göre PKK militanları, Ergenekon davası muhteviyatında sunulan fırsat ve imkânları boş çevirmemişler, dağda yapamadıklarını duruşma salonlarında, karanlık odalarda iftiralarıyla yerine getirmişlerdir.

 

AKP iktidarının taraf olarak müdahil olduğu söz konusu dava, başından itibaren siyasal mülahaza, tesir ve telkinlere açık olmuştur. Adaletin ilke ve esasları hiç gözetilmemiş, hiç umursanmamıştır. Usul konusunda kastı aşan yanlış ve yaptırımlar ne hükümeti ne de hukuk insanlarını vicdanen ve kanunen rahatsız etmemiştir"

Silivri’nin adeta Türk ordusunun yargılandığı ve silindir gibi üzerinden geçildiği zulümhaneye döndüğü savunan Bahçeli, "Hepsinden daha da hazin verici olanı ise, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde görev almış, makam ve mevkii olarak bu kurumun zirvesine tırmanmış değerli şahsiyetlerin terör örgütü kurmak ve yönetmekle suçlanması olmuştur" ifadesini kullandı.

TSK'nın terör örgütüyle eşdeğer görülmesi, şerefli isminin terörizmle bir anılması ve bu Peygamber Ocağı'na terörist yetiştiren çete muamelesi yapılmasının en nazik ifadeyle müfterilik olarak damgalanacağı eleştirisinde bulunan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Şüphesiz AKP hükümeti ve tüm hücrelerine kadar zehirlediği adalet müessesesi tescilli ve kanlı asıl teröristbaşını aklama derdine düşerken, Genelkurmay Başkanlığı yapan saygın isimlere terör örgütü çamuru sıçratması ve örgüt yöneticiliği iftirasını reva görmesi ahlaksızlıktır. Türk milleti bu rezil tezgahı inanıyorum ki bağışlamayacak ve kimsenin de yanına bırakmayacaktır. Anlaşılan Nemrut Mustafa Paşa Divanı deyim yerindeyse on yıllar sonra tekrar harekete geçmiştir.

En alt rütbeden en üste kadar her seviyedeki Türk askeri, darbeci ve darbe teşebbüsüyle itham edilmiştir. Gazeteciler, yazarlar, akademisyenler, sanatçılar, siyasetçiler, işadamları, emekliler darbeci yaftasına maruz kalmışlardır. Masumlarla suçlular birbirine karıştırılmış; darbe kafesine, darbeci safına sağlıklı ve objektif bir tasnif yapılmadan muhalif özellikleriyle bilinen birçok kişi konulmuştur. Bu nedenle doğru bir şekilde başlayan, gerçek manada darbenin ve darbecilerin üstüne gitmesi gereken yargı süreçleri, ilerleyen yıllarda bağlayıcılığını ve inandırıcılığını hem ahlaken hem de hukuken yitirmiştir."

‘OBJEKTİFLİĞİ TARUMAR OLMUŞ BİR HUKUK’
Tarafsızlığı kalmamış, objektifliği tarumar olmuş bir hukuk anlayışına saygı duymanın ve kararlarını vicdanlarda onaylamanın hiç şüphesiz akla ve mantığa aykırı olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Ergenekon davasında, dayanaksız şüphelerden ve mesnetsiz delilerden hareket edilerek varılan sonuçlardan, aşırı ve ölçüsüz cezalardan malum bir azınlık dışında kimse memnun kalmamış ve olağan görmemiştir. Halbuki yandaşlar verilen uçuk ve kaçık cezalara sevinmiş ve neredeyse bayram etmişlerdir. AKP hükümetinin ise bir tek havalara uçmadığı, şenlik düzenlemediği kalmıştır. Hükümet sözcüsü Başbakan Yardımcısı alay eder gibi, 'herkese geçmiş olsun' diyerek yargının kararına saygı duyulması gerektiğinden bahsetmiştir" diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın en yakınında bulunan danışmanın da, bu davanın Türk demokrasisinin geleceği açısından önemli bir dönüm noktası olduğunu ifade etmenin yanında, bir hesaplaşma olduğunu da belirttiğini dile getiren Devlet Bahçeli, "Ergenekon Davası Cumhuriyet tarihinin en büyük hukuki hesaplaşmasının adıdır. Çünkü, hesabı görülen Türkiye'dir, Türk milletidir, hesabı kesilen Türk Silahlı Kuvvetleri'dir. Hesaplaşılan, hesaba çekilen ve hesap sorulan vesayet, statüko, darbe kılıfıyla Türkiye'nin temel ve milli kurumlarıdır. AKP hükümeti küresel ve bölgesel projeler gereğince Türk Silahlı Kuvvetleri'ne operasyon yapmış, hukuku baltalamış ve Türkiye'nin kanına girmiştir" görüşünü paylaştı.

'BAŞBUĞ’A MÜEBBET DOĞRU MUDUR?'
Bahçeli, şöyle devam etti:

"Şimdi Başbakan veya görevlendireceği birileri çıkıp şu soruların cevaplarını bize vermelidir. Hükümetin atadığı, Başbakan ve Cumhurbaşkanıyla iki yıl boyunca aynı mesaiyi paylaşan Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un müebbet hapis cezasıyla cezalandırılması doğru ve yerinde midir? Bu müebbet ceza verilmesi demek, Sayın Başbuğ ve onun gibilerini demir parmaklıklar ardında ölüme mahkum etmek değil midir? Başbakan'ın bile şikayet ettiği örgüt yöneticiliği suçlamasından dolayı, bu değerli komutanın yargılanması bırakınız adaleti, insanlığa sığacak mıdır? İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi; hangi delil, tanık ve belgelere dayanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin cebir ve şiddet kullanılarak ortadan kaldırılacağı veya görevlerini yapmasını kısmen ve tamamen engelleneceği kanısına varmıştır Cebir nerededir, şiddet nerede yaşanmıştır "

"Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, iki yıl boyunca kendilerine sözde cebir ve şiddet uygulayan birisine nasıl katlanmışlar, buna nasıl dayanmışlardır Başbakan ve hükümeti hangi maksat ve gerekçeyle İlker Başbuğ'u Genelkurmay Başkanlığı görevinde tutmuştur" ifadesini kullanan Bahçeli, "Sayın Başbuğ, tıpkı İmralı canisi gibi müebbet ceza aldığına göre, şerefle şerefsizlik, şeytanla melek, caniyle kahraman nasıl, ama nasıl ayrıştırılacaktır " diye sordu.

'HUKUK VE ADALET LİNÇ EDİLDİ'
Toplumu millet halinde bir arada tutan ve aynı zamanda devletin alametifarikası olan hukuk ve adaletin linç edildiğini savunan Bahçeli, Türkiye'nin askeri darbe dönemlerinden sonra, sivil nitelikli bir darbeyle karşı karşıya olduğunu söyledi.

Mahkemelerin AK Parti'nin arka bahçesi haline getirilmek istendiğini ve Erdoğan'ın çete mantığıyla devlet ve hükümet yönettiğini ileri süren Bahçeli, şöyle konuştu:

"Erdoğan, hoşuna gitmeyen, aklına yatmayan, kafasının bozulduğu, hareketlerini tasvip etmediği, eleştirilerinden bunaldığı, tipini sevmediği, sesini beğenmediği, siyasi tercihini benimsemediği kim varsa tuzaklar kurmakta, ya darbeci ya da demokrasi karşıtı olarak lanse etmektedir. Balyoz Planı kapsamında cezaevinde bulunan Milletvekilimiz Sayın Engin Alan'a Başbakan'ın kin ve garez dolu sözleri hala hatırımızdadır. Erdoğan, Alan'a bedel ödetmek, birlikte görev yaptığı Sayın Başbuğ'a haddini bildirmek için darbe davalarını paravan olarak kullanmış ve tüm hatlarıyla da saldırmıştır. Böylesi bir hukuk zihniyeti, böylesi intikamcı bir bakış, böylesi ilkel bir tavır demokrasiyle bağdaşmadığı gibi inançlarımızın hiçbir yerinde de yoktur."

'MİSLİYLE MUHATAPLARINA DÖNECEK'
Bahçeli, hukukun objektifliğini kaybetmesinin ve önyargılı kararlara imza atmasının büyük badire ve belalara davetiye çıkaracağına dikkati çekerek, "Hukuk devletine olan itibar ve hürmetin gölgelenmesi, keyfi ve zorlama kararlarla insan hayatlarının karartılması gün gelecek misliyle muhataplarına geri dönecektir. Tarihin her devrinde geçerli olan bu insanlık kuralını kimsenin unutmaması lazımdır. Hukuk herkes içindir ve herkese bir gün öyle ya da böyle gerekli olacaktır. Bugünün mağrurları, bugünün zorbaları, bugünün insafsızları ve bugünün azgınları şayet böyle giderse, gün gelip de mahkum olduklarında kimsenin yüzüne bakamayacak, kimseden de anlayış ve hoşgörü bulamayacaklar" diye konuştu.

Darbe teşebbüsüne kalkıştığı tam ve kesin emarelerle, şahitlerle, bilgi ve bulgularla belirlenenler ile darbeye çanak tuttuğu kuşkuya yer bırakmayacak şekilde teyit edilenlerin üzerine kararlılıkla gidilmesini savunan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Parti olarak, darbelerin ülkemiz ve milletimiz açısından ağır maliyetlere neden olduğu ve demokrasinin önemli oranda zedelendiği dönemleri yaşayarak biliyoruz. Şunu da kabul etmeliyiz ki, darbeci bile olsa, kişilerin insan olmaktan doğan hakları vardır ve bu asla yabana atılmamalıdır. Hukuki süreçler açık ve şeffaf olmalı, hiç kimseye işlemediği bir suçla ilgili ceza layık görülmemelidir. Türk Silahlı Kuvvetleri'nde eğer varsa darbecilerin ayıklanması da yapılmalıdır. Fakat her fırsatta Türk askerini 'darbeci' diyerek sindirmeye ve şüphe altında bırakmaya da kimsenin hakkı yok. Türkiye'nin hak ve menfaatlerinin yanında olan, Türk milletinin birliği ve varlığı için ölümü bile göze alan Türk ordusunun yüzlerce yıllık şahsiyetiyle oynamak, rencide etmek hainler, teröristler ve emperyalist maskaralık dışında hiç kimseye bir şey kazandırmayacak."

Bahçeli, “Ergenekon” davasının temyiz aşamasında Yargıtay'daki hakimlerin suçsuz ve günahsızların aklanması ve temize çıkması konusunda üzerlerine düşen tarihi sorumluluğu yerine getireceğine inandığını belirterek, "Şu nazik ortamda, Silivri'deki hesabın Yargıtay'dan dönmesi milletimizin en acil beklentisi haline gelmiştir. Bilinsin ki, Türk askerini darbeci, provokasyoncu, suçlu, örgüt üyesi, terörist olarak göstermeye çalışan AKP-PKK ve hıyanet güruhunun hayal kırıklığıyla sarsılacakları ve mutlaka da kaybedecekleri günler çok uzak değil" diye konuştu.

İç ve dış gelişmelerin Türk milletini endişeye sevk ettiğini ve sınırların alarm verdiğini öne süren Bahçeli, "AKP'nin müsamahakar ve aciz siyaseti, teröristlerle düşüp kalkan utanmazlığı tüm musibetleri mıknatıs gibi üzerimize çekmektedir. Türkiye'nin egemenlik hakları çarçur edilmektedir. Türkiye'nin itibarı iki paralık olmaktadır. Türkiye'nin yaptırım gücü, devlet olmaktan kaynaklanan hakları, sünepe bir iktidar, işi gücü yalnızca dedikodu olan bir Başbakan tarafından harabeye çevrilmektedir" diye konuştu.

 

ntvmsnbc.com, 07.08.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.