Gündem
 Gündem > Siyasi Gündem > Dar bölgede dalga geçiyor
Dar bölgede dalga geçiyor
Hükümet, barajın düşürülmesine alternatif olarak dar bölge sistemini öneriyor. Hukukçular tepkili: Baraj yüzde 10 olduğu sürece temsilde adalet sağlanamaz
Demokratikleşme paketi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın onaylamasının ardından ekimde Meclis’e gelecek. En çok tartışılan konulardan biri de seçim barajının düşürülmesi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Baraj kalkmayacak” dedi. Arınç, bunun yerine temsilde adaleti güçlendirecek adımların atılacağını, daraltılmış bölge sistemi ile büyükşehirlerde bölge sayısı artırılarak her bölgeye beşaltı milletvekili düşeceğini söyledi. Ancak BDP’ye göre, temsilde adaletin sağlanması için barajın düşürülmesi şart.
Dalga geçiyorlar
BDP Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Eşbaşkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, “Hükümet, kamuoyuyla dalga geçiyor. Baraj yüzde 10’da kaldığı sürece temsilde adaletin sağlanması mümkün değildir” dedi. Anayasa hukukçularından Prof. Dr. Zafer Üskül, “Seçim bölgesi dar da geniş de olsa sonuç olarak yüzde 10’un altında oy alan siyasi partiler, temsilci çıkartamayacak” derken Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu da “Bu kadar yüksek baraj demokrasiye aykırıdır. Demokratik irade barajın düşürülmesiyle başlar. Temsilde adalet isteniyorsa o zaman önce baraj düşürülmelidir” ifadelerini kullandı.
Temsilde adaletin en önemli mekanizmasının halkın oyları olduğuna dikkat çeken Meral Danış Beştaş şu değerlendirmeyi yaptı: “Hükümet, kamuoyuyla dalga geçiyor. ‘Temsilde adaleti sağlamak’ sözü, gerçek niyetin saklanması amacına yöneliktir. Bu, siyasi partilerin hak etmedikleri halde onları temsil etmesine yol açmaktadır. Ucube baraj Avrupa’nın hiçbir ülkesinde böyle ucube bir baraj yoktur. Buna tek örnek Türkiye’dir. Bu aynı zamanda 12 Eylül darbesine sahip çıkmaktır. Biz baraj konusundaki tutumumuzda netiz. Daraltılmış bölge sistemi nasıl bir sistem bilmiyoruz. Ayrıntılara vakıf değiliz. Ancak baraj düşürülmeden daraltılmış bölgeden bahsetmek ayrı bir handikap.” Baraj altında kalan partilere hazine yardımı yapılabilmesine ilişkin çalışma hakkında da konuşan Beştaş, “Hazine yardımının bugüne kadar verilmemiş olması Türkiye’nin en büyük ayıplarından biridir. Bazı partiler milyonlarca lira hazine yardımı alıp çalışmasını yürütürken BDP olarak tek kuruş yardım alınmamış olması Türkiye demokrasisinin kara lekelerinden biridir” ifadelerini kullandı.
Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Zafer Üskül, barajın yüzde beşe düşürülmesi gerektiğini belirterek, “Seçim bölgesinin daraltılması yüzde 10’luk barajın etkisini azaltmaz” dedi.
Hiçbir ülkede yok
Üskül, “Bu baraj var olduğu sürece seçim bölgesi dar da geniş de olsa sonuç olarak yüzde 10’un altında oy alan siyasi partiler temsilci çıkartamayacak demektir. Bu kadar yüksek bir seçim barajı hiçbir ülkede yok. Adalet ve istikrarın sağlanması için bir denge kurulması istenebilir. Ama bunun için baraja gerek yok” diye konuştu. Üskül, şöyle devam etti: Ülke barajı halen yüzde 10 öngörülüyorsa, bu yine çoğunluğu elde eden siyasi partinin işine yarayacaktır. Belki küçük seçim bölgelerinin belirlenmesi o bölgede adayların daha yakından tanınması imkânı verir. Seçmen oy verirken adayı da dikkate alabilir. Geçmişte Turgut Özal yedi-sekiz milletvekili çıkarılan bölgeleri bile bölmüştü. Ama o zaman hem ülke hem seçim barajı vardı. Şimdi söz edilen daraltılmış bölgenin ne işe yarayacağını bilmiyoruz.”
Demokrasiye aykırı
Daraltılmış bölge önerisini değerlendiren Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ise “Bunun ipe sapa gelir bir tarafı yok” diye konuştu. Ülke barajının yüzde 10’un altına düşürülmesine yanaşmayan bir zihniyetin demokratik bir zihniyet olamayacağını belirten Kaboğlu, “Yüzde 10 baraj, demokratik açıdan ciddi sorundur. Baraj iktidar aracı olarak kullanılıyor. Bu kadar yüksek baraj, demokrasiye aykırıdır. Demokratik irade, barajın düşürülmesiyle başlar. Temsilde adalet isteniyorsa o zaman önce baraj düşürülmelidir” dedi.
Taraf, 26.07.2013
Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.
|
