Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Bahçeli: Her satırı ihanet

Her satırı ihanet
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hazırladıkları raporu Başbakan Tayyip Erdoğan’a sunan Akil Adamlar’ı sert sözlerle eleştirerek, “Her satırında ihanet, her teklifinde melanet bulunan bu raporları yazanlar hangi milletin mensuplarıdır? Sözde akiller, acaba ne zaman Kandil’de kendileri için rezerv edilen inlere yerleşecekler, mekaplarını giyerek dağlarda, bayırlarda elde Kalaşnikof gezeceklerdir?” dedi.

Bahçeli dün MHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında özetle şunları söyledi:

MADDE 35 PKK’YA TAVİZ

TSK İç Hizmetler Kanunu’nun 35’nci maddesinin bu yeni hali açıkça PKK’ya bir tavizdir. Oslo’dan İmralı’ya kadar teröre sunulan ödünlerin ileri bir adımıdır. Değişiklik bölücü teröre bir ikramdır, ödüldür. Hükümet hainleri memnun etmiştir. Askerlik tarifini içeren 2’nci maddenin değişikliğe tabi tutulması da hazmedilmesi kolay olmayacak bir gaflettir. Milli ve manevi değerlerden soyutlanmış askerlik tanımı, Türk milletine ve Türk devlet felsefesine aşırı ölçüde terstir. AKP hükümeti için paralı askerlerle, vatan ve millet görevini ifa eden Mehmetçik arasında hiçbir fark kalmamıştır. Acaba Başbakan, TSK’yı yavaş yavaş tasfiye ederek askerlik hizmetini taşeron güvenlik şirketlerine mi devredecektir? Millet ordusu olan TSK’yı, parayı bastıranın emrine mi verecektir? Kanun maddesi değiştirerek darbe önlenmiş sayılmayacaktır. Zaten darbeyi kafasına koymuş darbecilerin hukuka riayet etme gibi bir kaygıları da olmayacaktır. Darbecilerin herhangi bir kanunun maddesine sığınarak davranışlarına meşruluk kılıfı geçirme niyetleri uydurma
bir uğraştır.

PKK DOLMABAHÇE’DE

Bu 63 sözde Akil İnsan, dere tepe düz gitmiş, geceyi gündüze katmış, şehir şehir dolaşmış, alemlere dalmış, sonunda seferden dönen Haçlı kalıntıları gibi yorgun argın bir şekilde başbakanın huzuruna çıkmıştır. 63’lükler, PKK’nın bir uzvu ve yan kolu gibi faaliyet göstermişlerdir. PKK ne istemişse 63’lükler de istemiştir. İmralı canisinin dışarıya çıkmasına bile gerek kalmamıştır. Çünkü caninin fikirleri 63 bedene bölüştürülmüştür. PKK’nın da Kandil’den inmesine gerek yoktur. Zira PKK Dolmabahçe Sarayı’ndadır, Başbakanlık’tadır, TBMM koridorlarındadır, üniversitelerdedir, şehirlerde, belediyelerdedir.

KELEPÇELİ ÜLKE

PKK, Diyarbakır Lice’de karakol yapımını engellemek için isyan provaları yapmıştır. Ayaklanma çağrıları Lice bahanesiyle ulu orta sahnelenmiştir. Elleri ve kolları bağlanmış, tüm karar organları kelepçelenmiş böylesi bir ülke dünyanın daha başka neresinde vardır? Başbakan Gezi Parkı olaylarında yakıp yıkan teröristlere ağzına geleni söylerken, Lice’deki hadiseleri niçin görmezden gelmektedir? Yoksa istediği, beklediği bu mudur? Lice’den, Gezi Parkı’nın biçim ve kılık değiştirmiş yeni bir sürümünü çıkarma gayreti son hızla sürmektedir. Türk milleti diken üstündeyken başbakan nerelerdedir? Başbakan, PKK’nın dirilmesinden birinci derecede sorumludur. Karakol yapımına karşı çıkanlar Türk devletine kin duyan bir avuç eşkıyadan başkası değildir. Ülke gündemini karartmak üzere Lice’yi basamak yapmışlardır. Türkiye’nin bölünmesi için el ovuşturanlara ortam sağlayan Başbakan’dır. Bağımsız Kürdistan’ın sütunları Başbakan müşahitliği altında peş peşe dikilecektir.”

HÜKÜMETİ DEVRETSİN

Bahçeli, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Bahçeli, “Emniyette boşalan kadrolara ülkücülerin yerleştirileceği iddiaları var” sorusuna, “Ülkücülere bu kadar ihtiyaç duyuluyorsa hükümeti bize devretsinler” yanıtını verdi. BDP’nin eylemleriyle ilgili görüşü sorulan Bahçeli, “Başından beri BDP ve PKK’nın isteği budur. Hükümet de buna Oslo’dan bir yol açmıştır. Yoldaki gecikmenin hesabı sorulmaktadır” dedi. Bahçeli, Ak Parti Milletvekili İdris Bal’ın Erdoğan’a süreçle ilgili ‘Olumsuz sonuçlanabilir’ şeklinde rapor sunduğunun belirtilmesi üzerine, “İdris Bal değerli bir bilim insanıdır. AKP’nin saygın bir milletvekilidir. Tespitlerini bizden evvel AKP’liler değerlendirmelidir” yorumunu yaptı. “‘Milliyetçilerin müdahale vakitleri yaklaştı’ demiştiniz. Bununla neyi kast ettiniz?” sorusuna ise Bahçeli, “Açık bir cümle. Bunun yorumu yok” dedi.

35. madde değişikliği kabul edildi

TBMM Milli Savunma Komisyonu, darbelere dayanak oluşturduğu savunulan TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesini, “askerin vatanı koruyup kollama” görevini “iç ve dış tehdit” yerine, “yurtdışı tehdidi”yle sınırlandıracak şekilde değiştiren tasarıyı kabul etti. Tasarı, TSK’nın yurt içindeki görevi sırasındaki suçlamalara, sivil mahkemeler yerine askeri mahkemelerin bakmasını da içeriyor. MHP çekimser kalırken, CHP, değiştirilmesinde ısrarcı oldu yine de “olumlu” oy kullandı.

ERDOĞAN’A: SEYİRCİ KALMA

MHP lideri Devlet Bahçeli, UEFA’nın Fenerbahçe ve Beşiktaş’la ilgili kararına sert tepki gösterdi. Başbakan Tayyip Erdoğan ve Türkiye Futbol Federasyonu’na çağrıda bulunan Bahçeli, “TFF, üzerine düşen sorumluğu yerine getirmeli, kendi sahasında top çevirmemelidir. Başbakan meseleye seyirci kalmamalı, Avrupa futbol lobisinin fütursuzluğuna hareketsiz durmamalıdır” dedi. Bahçeli, MHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında şöyle konuştu:

“110 yıllık bir maziden süzülüp gelen Beşiktaş ile 106 yıllık bir geçmişe sahip Fenerbahçe UEFA tarafından haksız ve peşin hükümlerle suçlanmış ve cezalandırılmıştır. İlk etapta dikkat çeken şahıslar ceza almazken, kulüplerimizin niçin ve hangi mantıkla cezalandırılmaları olmuştur. Madem bazı şahıslarla ilgili şike iddiaları vardır, o halde yaklaşık 1 yılı bulan süredir UEFA bunu niçin tespit ve teşhis edememiştir? Kulüplerimizin itham edilmesi, günahkar gösterilmesi, güvenilirliğinin sabote edilmesi UEFA’nın kolaycı ve kestirme yollara tevessül ettiğinin ayan beyan kanıtıdır. Bazı kulüp yöneticileri ve oyuncularla ilgili şüphelerden hareket edilerek Türk futbolunun yüzakı iki kulübümüzün onur ve saygınlığıyla oynamak bize göre art niyetliliktir.

Asıl üzerinde durulması gereken Türk futbolunun da yargılandığı, aşağılandığı ve itibarıyla oynandığı gerçeğidir. İsviçre’den, Türk futbol kulüplerini ve bunlara gönül veren milyonlarca kardeşimizi rencide etmek miyop ve muğlak batılı anlayışın ifşasından başka bir anlama gelmemiştir. Buna da kimsenin hakkı yoktur. UEFA’nın kararlarında objektif olmadığı, Beşiktaş ve Fenerbahçe’yle birlikte incelediği Romanya’nın bir takımına karşı takındığı tarafgir bakışla da sabitlenmiştir. Bu iki kulübümüze ceza yağdıran bu kurumun, hemen hemen benzer konuda bir Avrupa takımına sıra gelince yelkenleri suya indirmesi ve sadece 5 yıllık bir denetimle iddiaları savuşturması çifte standardın tescilidir.

Başbakan partisinde ağırladığı UEFA Başkanı nezdinde gerekli çalışma ve girişimi yapmalı ve 2 büyük kulübümüze sahip çıkmalıdır. Başbakan özellikle Çarşı Grubu’nun muhalif duruşunu bahane ederek en başta Beşiktaş’a ve yöneticilerle sürtüşme gerekçesiyle Fenerbahçe’ye şaşı ve duyarsız yaklaşmamalıdır. Fenerbahçe ve Beşiktaş’a şike yaftası vurmak, bazı oyuncularını ve yöneticilerini iddialar netlik kazanmadan suçlamak kimseye, hele spor hayatına bir şey kazandırmayacaktır. Bu 2 kulübümüze yönelik desteğimiz ve sevgimiz hiç azalmayacaktır.”

Hürriyet, 02.07.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.