Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Arınç: Polisin eline taş gelmiş olabilir

Arınç: Polisin eline taş gelmiş olabilir
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Gezi Parkı protestosu sırasında hayatını kaybeden Ethem Sarısülük'ün ölümüyle ilgili yargılanan zanlı polis memurunun tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasıylı ilgili, "Yani tutuksuz yargılanması bu konudan aklandığını göstermez. Yargı süreci sonunda verilecek kararın adil bir karar olması çok daha doğrudur ve beklentilerimiz bu yöndedir" dedi.

Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından düzenlediği basın toplantısında, açıklama yaptı ve gazetecilerin sorularını yanıtladı. İçişleri Bakanı Muammer Güler'in "Yardım Toplama Kanunu" ismiyle yeni bir tasarıyı Bakanlar Kurulu'na sunduğunu belirten Arınç, bu kanunun vakıflara kolaylık sağlanması, dernek kurmanın kolaylaştırılması yönünde, örgütlenme özgürlüğüyle de kısmen ilgili yeni, çağdaş bir kanun olacağını, olumlu görüldüğünü ve imzaya açıldığını, yeni yasama dönemiyle bunun görüşülmesinin mümkün olabileceğini kaydetti.
     
AB ile ilişkiler konusunda AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın bilgiler verdiğini ifade eden Arınç, AB ile ilgili gelinen son durumda Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun da katkıda bulunduğunu söyledi. "Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun" bulunduğunu anlatan Arınç, Bakanlar Kurulu kararıyla bunların başvurularının sonuçlandırılması için sürenin zaman zaman uzatıldığını hatırlarttı. Arınç, Bakanlar Kurulu'na verilen yetki çerçevesinde başvuruların sonuçlandırılmasıyla ilgili sürenin, bir yıllığına uzatıldığını dile getirdi. Arınç, sunumların dışında iç ve dış olaylar konusunda bakanların ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın değerlendirmeler yaptığını ifade ederek, olaylar sonunda gelinen noktayı açık şekilde tekrar gördüklerini bildirdi.     
'LİNÇ TEŞEBBÜSÜNDE BULUNULMUŞ'

Bir gazetecinin Gezi Parkı protestolarında Ethem Sarısülük'ün hayatını kaybettiğini ve zanlı polis memurunun mahkemece serbest bırakıldığını belirterek, konuyla ilgili değerlendirmesini sorduğu Arınç, şunları söyledi:

"Bu konuyla ilgili soruşturmanın yapıldığını ve iddialar çerçevesinde eğer polis kurşunuyla yaralanmış ve ölümüne sebebiyet vermişse ben neticesiz kalmayacağını, yargı sürecinin mutlaka devam edeceğini ve bir adil kararın ortaya çıkacağını, bundan önceki toplantıda da ifade etmiştim. Maalesef o günden bu yana Ethem Sarısülük hayatını kaybetti, ona Tanrı'dan rahmet diliyorum. Bugün itibariyle söylediğiniz konu haklıdır. Bir polis memuru hakkında, onun tabancasından çıkan kurşunla ölmüş olabileceği konusunda yargı sürecinde bir gelişme olmuştur. Kendisi mahkemeye tutuklama talebiyle sevk edilmiş ancak adli kontrol kararıyla tutuksuz yargılanmasına karar verlimiştir. 
Polisi bırakan hakime “adamsın” tebriği
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bünyesinde görev yapan Memur Suçları Soruşturma Bürosu Yazı İşleri Müdürü Zekeriya Ünalmaz, Ethem Sarısülük’ü vuran polis memuru için tutuksuz yargılama kararı veren hakimi twit atarak kutladı.

Ünalmaz yayınladığı mesajında, “Gezi olaylarında Ethem Sarısülük’ün ölümüne neden olduğu belirtilen polis memuru hakkındaki tutuklama istemini reddeden hakim adamsın ellerinden öpüyorum” ifadesini kullandı. Ünalmaz’ın attığı bu twit, sosyal medyada da tepkiyle karşılandı. Daha sonra ise bu hesaba erişilememesi dikkat çekti.

Öte yandan Ünalmaz’ın KPSS’deki kopya skandalı soruşturmasını yürüten Savcı Şadan Sakınan’ın katibi olduğu, geçtiğimiz aylarda ise şu anda bulunduğu göreve terfi ettiği öğrenildi.
Yani tutuksuz yargılanması bu konudan aklandığını göstermez. Yargı süreci sonunda verilecek kararın adil bir karar olması çok daha doğrudur ve beklentilerimiz bu yöndedir. Ancak olayla ilgili olarak niçin adli kontrol kararıyla tutuksuz yargılanmasına karar verilmiştirin izahı, belki şu bakımdan mümkün olabilir. Toplanan delillerle ve olayı tamamen kaydetmiş video ve kamera kayıtlarıyla polis memurunun göstericiler kalkanını gasbetmişler, daha sonra linç teşebbüsünde bulunulmuş. Vücuduna 37 adet taş isabet etmiş, çok sayıda yumruk ve tekme almış."

'SORUŞTURMA DEVAM EDİYOR'

Meşru müdafaa durumu olup olmadığının tamamen yargının vereceği karara bağlı olduğunu dile getiren Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ama bunun üzerine kendisi havaya iki el ateş ederek kaçmaya çalışmış. Üçüncü el ateş sırasında da eline isabet eden taştan dolayı silahın düşmesiyle böyle bir olayın meydana gelebileceği bir kanaat olarak mahkemede yer almış. Silahın balistik muamelesinin bitmiş olduğunu ancak adli tıp konusunda kesin kararın henüz verilmediğini biliyorum. Adli soruşturma devam etmektedir. Eğer adli soruşturmanın sonucunda yargı sürecinde bilerek ve kasten bu olaya sebebiyet verildiği ortaya çıkarsa adil mahkemenin bu konuda kararını hep beraber bekleyeceğiz ama olayın cereyan tarzına göre kendisini koruma iç güdüsüyle böyle bir harekette bulunduğu da sabit olursa mahkeme şüphesiz ona göre bir karar verecektir. Biz şüphesiz vefat eden yurttaşımızın yanındayız, böyle bir olayın meydana gelmesini hiçbirimiz arzu etmezdik. Ama gösteriler sırasında, o karışıklık sırasında bu olayın nasıl meydana geldiği, hem şahit ifadeleri hem kamera kayıtları hem de adli tıbbın vereceği kararla kesinlikle ortaya çıkmış olacak."

'ADALET BAKANLIĞI'NIN KARARI'

Bülent Arınç, "İmralı'ya giden heyette Sırrı Süreyya Önder'in bulunmamasının eleştirilere maruz kaldığı yönündeki" bir soruya, "Giden BDP heyetinde Sırrı Süreyya Önder'in olup olmaması bir kısım kişiler tarafından eleştirilmiş olabilir. O onların kabulleridir. Ama bildiğiniz gibi bugün Selahattin Demirtaş ve Pervin Buldan'ın tekrar adaya gidip döndükleri biliniyor. Onların açıklamasında böyle bir şey yer almıyor, bildiğim kadarıyla. Yarın belki yazılı açıklama yaparak, bu konudaki düşüncelerini ifade edecekler" cevabını verdi. Milletvekillerinin Öcalan'ı veya orada bulunan hükümlü bir şahsı ziyaretlerinde hukuki mevzuatın uygulandığına dikkati çeken Arınç, "Yani bu kişilerin birinci derece yakınlarından farklı gidip kendileri ile görüşmeleri ancak Adalet Bakanlığımızın iznine tabidir. Adalet Bakanlığımız, müracaat eden kişilerin, kimlerin gideceğine talep üzerine karar veriyor. Son iki heyette Sayın Önder'in yer almamış olmasını kendileri bir şekilde izah edebilirler. Ama bizim söyleyeceğimiz Adalet Bakanlığımızın kararı böyle olmuştur. Bu ziyaretler bu şekilde yapılmıştır" ifadesini kullandı.

Arınç, Bakanlar Kurulu'nda demokratikleşme paketinin ele alınıp alınmadığının sorulması üzerine, toplantıda bir görüşme, tartışma ve sunum olmadığını bildirdi. Arınç, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve kendisinin yanı sıra birkaç bakan ile geçmişten bu yana toplandıklarını belirterek, şunları söyledi:
     
"Bu sabah da saat 10.00'da da toplandık, 13.00'e kadar bazı çalışmalar yaptık. Bunlar bizim siyasi referanslarımızda, özellikle 30 Eylül 2012'de yapılan Büyük Kongremiz öncesinde 2023 hedeflerimizde siyasi vizyon olarak kitaplaştırılan, demokratikleşme, özgürlük alanlarının genişlemesi, bu alanlarda neler yapacağımızı gösteren, bildiğiniz gibi zannediyorum 61 maddelik bir  vizyonumuz var. Bu 61 maddelik kabullerimizden hangilerinin yasama olarak gerçekleştirilmesi gerektiğini aramızda konuşuyor ve çalışıyoruz. Sanıyorum bu konuda neler yapabileceğimizi veya parlamentoya neler sevk edebileceğimizi önümüzdeki günlerde, Bakanlar Kurulu toplantısına da gerek olmadan, yaptığımız hazırlığı Sayın Başbakanımıza sunduktan sonra hem kamuoyuna hem de bakanlarımızın imzasına açabiliriz. Bunların bir kısmı yasama gerektiren işlerdir. Şüphesiz TBMM'nin gündemi önemlidir. Bir kısmı idari tedbirlerdir. O, hükümetimizde her bakanlığımızın sorumluluk çevresi içinde veya dairesi içinde alabileceği kararlardır. Biz çözüm sürecine yönelik olarak veya son Gezi olayları ile ilgili yaşanan birtakım olumsuzluklara bakarak, bugünler de yeni bir şeyler yapmak ihtiyacını duymuyoruz. Ama geçtiğimiz belki 1-2 yıldan bu yana adım adım demokratikleşme konusunda atacağımız adımları planlıyoruz, hesaplıyoruz. Yeri ve zamanı geldiğinde de bunları gerçekleştiriyoruz. Evet, bir hazırlığımız hemen hemen bitmiş durumdadır. Bunun parlamentoya sunulması gerekenleri yasama dönemi bitmeden, yani Temmuz ayının 8'ini, 10'unu kastediyorum, belki açıklanmış, deklare edilmiş ve parlamentoya sunulmuş olabilecektir. Ama bunların görüşülmesinin, eğer olağanüstü bir toplantı olmayacaksa ekim ayından itibaren başlayacağını hepimiz çok iyi biliyoruz."
      
'ÇÖZÜM SÜRECİ OLUMLU SEYREDİYOR'

Çözüm sürecindeki son durum ve Genelkurmay Başkanlığından yapılan helikoptere yönelik saldırının sorulması üzerine Arınç, "Genelkurmayımızın açıklamasının doğru olup olmadığını bana sormanız doğru değil. O açıklama yapıldığına göre böyle bir tecavüz mutlaka vaki olmuştur. Ancak bu, çözüm sürecini engelleyecek veya çözüm sürecini başarısızlığa götürecek bir unsur değildir" değerlendirmesinde bulundu. Arınç, çok zorlu bir sürecin içinde bulunulduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:
     
"Ama sevinerek söylemeliyim ki süreç aynen başladığı gibi belli bir noktada olumlu bir şekilde seyrediyor. Bu arada konuşulanlar, yazılanlar, çekilen fotoğraflar bunların hiçbirisi çözüm sürecinin olumlu gittiğinden daha önemli bir haber değildir. Dolayısıyla birileri çok konuşabilir, çok yazabilir, çok eleştirebilir ama süreci takip eden istihbarat teşkilatımızla başlayıp, süreci de büyük ölçüde hükümetimizin ilgili bakanları takip ettiğine göre ve silahlı unsurların Türkiye'den çıkmaları hala devam ettiğine göre ve bunun belli bir takvim içerisinde bitirileceği ifade edildiğine göre 'süreçte olumsuzluk var' demek bence çok haklı bir şey olmaz. Bizim görebildiğimiz kadarı ile açıklama yapmak gerekirse yaparız ama bu süreç içerisinde, bugün içerisinde olumsuzluğa yönelik herhangi bir eylemin varlığını ifade etmemiz doğru değil."

SOSYAL MEDYA İÇİN İKİ ŞEY YOK

Arınç, "Sosyal medyaya düzenleme yapılıp yapılmayacağı" yönündeki sorular üzerine de, “Hayır bu konu Bakanlar Kurulu’nda gündeme gelmedi ama ben kamuoyundaki ilgi nedeniyle sayın Adalet ve Ulaştırma Bakanlarımızla bu konuyu özel olarak görüştüm. Bir, mevcut hukuki yapımıza yeni bir hukuki düzenleme ekleme noktasında değiliz. İki, yeni bir suç ihdas edilmesi söz konusu değildir. Ancak şöyle bir konu var. Genel hükümlere göre bir insan suç işlemişse, suç işliyorsa, burada suç işleyenlerin yerleri ve hüviyetleri tespit edilememektedir. Bir çalışma yapılabilirse suç işleyen kişilerin tespit edilmesine yol açabilecek ve genel ceza hükümlerine çarptırılmalarına yol açacak bir düzenleme yapılabilir. Bu dünya sınırsız bir dünya ama sorumsuz olmamalı” açıklamasını yaptı.

DÖVİZLİ ASKERLİK MÜJDESİ

Yurtdışındaki Türk vatandaşlarının merakla beklediği dövizli askerlikle ilgili bir soru üzerine ise Bülent Arınç, “Evet bedel düşürülecek. Hükümet olarak bu müjdeyi verebiliriz” diye konuştu.

Hürriyet, 24.06.2013
 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.