Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ergenekon > Devlet durdu, Nuriş ayaklandı

Devlet durdu, Nuriş ayaklandı

Sabancı Suikastı tetikçisi Duyar’ı öldürdükten sonra cezaevinde isyan çıkaran Ergin kardeşleri yok etme planını devlet biliyordu

TARAF dokuz yıllık sırrı çözebilecek belgelere ulaştı. Dönemin resmî yazışmaları, Kasım 2000’de Uşak Cezaevi’nde isyan çıkaran Nuri ve Vedat Ergin’e yönelik saldırı planının devlet kurumlarınca bilindiğini kanıtlıyor.
MİT, EMNİYET, JANDARMA HABERDARDI
MİT, Emniyet, Jandarma ve  Savcılık arasındaki yazışmalara göre devlet, Çakıcı’nın onları öldürmeyi planladığını bilmesine rağmen Ergin kardeşleri korumadı. Ergin kardeşler de “korunmak için” ayaklandılar.

Sabancı suikastı tetikçisi Mustafa Duyar’ı öldürdükten sonra 2 Kasım 2000’de Uşak E Tipi Cezaevi’nde isyan çıkaran Nuri ve Vedat Ergin kardeşlere yönelik saldırı hazırlığının devlet kurumlarınca önceden bilindiği ortaya çıktı. Emniyet, MİT, Jandarma, Savcılık ve İçişleri Bakanlığı arasındaki yazışmalarda Alaattin Çakıcı’nın Ergin kardeşlere husumet beslediği ve silahlı eylemler planladığı belirtiliyor.

Taraf’ın ulaştığı gizli belgelere göre İstanbul İl Emniyet Müdürü Yardımcısı Niyazi Palabıyık’ın 12 Haziran 2000’de Emniyet Genel Müdürlüğü, Valilik ve MİT’e gönderdiği yazıda şöyle deniyor: “Kartal Cezaevi’nde tutuklu bulunan organize şuç örgütü lideri Alaattin Çakıcı isimli şahsın, medyada birbirlerine hasım olarak ilan ettikleri Karagümrük çetesi olarak bilinen Uşak Cezaevi’nde tutuklu olarak bulunan Vedat-Nuri Ergin kardeşlere ve şuç grubuna karşı silahlı eylem hazırlığı içinde olduğu değerlendirilmektedir.”

İçişleri Bakanlığı’na bilgi
Aynı yazı bir gün sonra 13 Haziran 2000’de dönemin İstanbul Organize Suç ve Silah Kaçakçılık Şube Müdürü Adil Serdar Saçan tarafından gereğinin yapılması üzerine Uşak Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi.

Dönemin İstanbul İl Emniyet Müdürü Hasan Özdemir’in, İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’a 16 Haziran 2000’de gönderdiği yazıda ise saldırı hazırlığı ayrıntılarıyla anlatılıyor. Yazıda Alaattin Çakıcı’nın Bayrampaşa Cezaevi’nde öldürülen yeğeni Kenan Ali Gürsel’in intikamını almak için “Nuriş” lakaplı Nuri ve Vedat Ergin kardeşler ile Şaban Erdoğan’ı hasım olarak gördüğü dile getiriliyor. Çakıcı’nın, Eskişehir Cezaevi’nde tutuklu bulunan Hakan Çillioğlu’na, Ergin kardeşler ve hasım olarak düşündüğü diğer kişilere karşı silahlı bir eylem planladığı belirtiliyor.

Çakıcı’nın adamları saldıracak
Konuyla ilgili İstanbul Organize Şuçlar ve Silah Kaçakçılığı Şube Müdürlüğü tarafından hazırlanan bilgi notunda, “16 Haziran 2000 13.30 sıralarında, Bayrampaşa Cezaevi’nde tutuklu bulunan Alaattin Çakıcı’nın adamları, Orhan Pala ve adamlarına, ayrıca organize suç örgütü lideri Hüseyin Başak’ın adamlarına yönelik silahlı eylem sonucunda iki mahkûm ölü, altı mahkûm yaralı iki cezaevi görevlisi yaralanmıştır.

Eylemler devam edecek
 Alaattin Çakıcı ve adamlarının Eskişehir Cezaevi’nde tutuklu bulunan Hakan Çillioğlu’na, Uşak Cezaevi’nde tutuklu bulunan Nuri Ergin’e ve grubuna, Bayrampaşa Cezaevi’nde tutuklu bulunan Şaban Erdoğan‘a Ali Osman Hacısüleymanoğlu ve ailesine, Osman Dönmez yönelik silahlı eylemlerin devam edeceği değerlendirilmektedir” deniliyor. Saldırı hazırlığını haber alan Nuri ve Vedat Ergin kardeşlerinin 2 Kasım 2000’de çıkardığı isyanda beş mahkûm hayatını kaybetmişti.

Ergin kardeşlerden Ertosun’a mektup
Nuri ve Vedat Ergin kardeşlerin avukatları Hikmet Çarboğa ile gönderdikleri bir mektupta Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu üyesi Ali Suat Ertosun hakkında çeşitli iddialarda bulunuyorlar.

“Ali Suat Ertosun bir basın toplantısı yaptı konu dönüp dolaşıp bizlere gelmektedir. Bu nedenle bizde bu basın açıklamasını yapma gereği duyuyoruz” denilen mektupta, “Afyon Cezaevinde Duyar’ı öldüren kardeşimiz Sami Tokur’dur”dendi. Eskişehir Cezaevi’nde bulunduğu sırada silahlı saldırıya uğrayan Ergin kardeşler, mektupta şunları yazdılar:  “Kartal Cezaevi’ne geldik bizim peşimizden o cezaevine Fransa’dan Allattin Çakıcı getirildi. Çakıcı’nın oraya getirilmesi bir oyunun parçası mıyıdı. Neden Çakıcı Eskişehir Cezaevi’ne yollatılmadı. Çakıcı yeğenlerine verdiği talimatta Karagümrük’te kahve taratıp 15 kişiyi vurdurdu. İlk eylemi yapan oydu, hal buyken yine Ali Suat Ertosun Eskişehir Cezaevi’nde olduğu gibi gitmesi gerekenler değil, yine bizi Kartal Cezaevi’nden Uşak cezaevine yollattı.
Kartal Cezaevi’ne geldiğimizin haftası Ali Suat Ertosun bizzat kendisi Kartal’daki koğuşumuza geldi. Bir genel müdür olarak Eskişehir’de uğradığımız silahlı saldırı yüzünden geçmiş olsun diyeceğine ‘Postu iyi kurtarmışsınız’ dedi. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Boyrazoğlu şahittir, Kartal cezaevinin personeli şahittir.

Ertosun Bayrampaşa Cezaevi’nden sonra en fazla vukaat yaşanmış, ölü çıkmış, mahkumlar arasında adı kanlı kaleye çıkmış. Uşak Cezaevi’ne bizi neden yolladı? Bu talimatı ona kim verdi? Uşak Başsavcısı Kürşat Kayral Adalet Bakanlığı’na bizzat müracat edip cezaevinde bizim can güvenliğimizi sağlayamayacaklarını, buna yeterli personelinin olmadığını bakanlığa bildir-diği halde neden bizi Uşak’a almadı?”

UŞAK CEZAEVİ’NDE NE OLMUŞTU
Türkiye’yi sarsan Uşak E Tipi Cezaevi’ndeki kanlı olaylar, 2 Kasım 2000’de yaşandı.
Uşak’ın vergi rekortmeni tekstil ve boya fabrikası Kasarteks’in eski ortakları Orhan Cemal Yeşilkaya ve Erol Neşet, İbrahim Cici’nin adamlarıyla birlikte, tesisleri geri almak için fabrikaya baskın yaparken, polis tarafından yakalandı.
Alaattin Çakıcı ve İbrahim Cici’nin kendilerini öldürtmek istediğini, bu nedenle Cici’nin adamlarının hapse girebilmek için özellikle fabrika basıp kendilerini tutuklattığını ileri süren Nuri ve Vedat Ergin kardeşler, cezaevinde 28 Ekim’de isyan başlattı. Kasarteks’in eski ortakları Orhan Cemal Yeşilkaya ve Erol Neşet ile İbrahim Cici’nin adamları Reşat Taşçı, Nihat Yargı ve Atamer Hoşkara öldürüldü. 20’ye yakın mahkûm ise yaralandı. Cezaevi Müdürü Mustafa Kurt, İkinci Müdür Rıfkı Demirci, bazı yöneticiler ve gardiyanlar rehin tutuldu. Dört gün süren isyanın ardından cezaevinde bulunan 400’e yakın hükümlü başka illere nakledildi. Müdür Kurt, dört yardımcısı ve 23 gardiyan da başka illerde görevlendirildi.

Taraf, 19.08.09


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.