Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Erdoğan: Bu eylemlere devam ederseniz anladığınız dilden yanıt veririz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan eylemcilere seslendi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 2013 Akdeniz Oyunları için Mersin'de yapılan tesislerin toplu açılış törenine katıldıktan sonra Ankara'ya geldi. Erdoğan'ı havalimanında çok sayıda vatandaş karşıladı. Başbakan Erdoğan, havalimanın ardından Pursaklar'da konuştu. Başbakan Erdoğan, Ankara'daki 3. durağı Altınpark oldu, burada vatandaşlara hitap etti. Başbakan Erdoğan Ankara'daki son durağı Ankmall'da halka hitap etti. Erdoğan, "Bu eylemlere devam ederseniz anladığınız dilden yanıt veririz" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Taksim Gezi Parkı'ndaki olaylara destek eylemlerine son verilmesini isteyerek, "Ama bunların hiçbirisi değil de başka yola tevessül etmeye veya aynı şekilde devam ederseniz, kusura bakmayın anladığınız dilden konuşmak zorunda kalırım. Çünkü sabrın da bir sonu vardır. Çünkü bu ülkeyi dünyada adeta terörün estiği bir ülke olarak gösteremezsiniz" dedi.

Erdoğan, Ankara'ya gelişinde kendisini karşılamak üzere Akköprü'de toplanan vatandaşlara hitap etti.

Ankara'nın kendisini farklı bir sürprizle karşıladığını dile getiren Erdoğan, Esenboğa Havalimanı'ndan kent merkezine geliş güzergahı boyunca bambaşka bir kent gördüğünü söyledi. Türkiye'de yaşanan olayların Taksim Gezi Parkı'nda 15 ağacın sökülmesiyle ilgili olmadığını kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Peki Taksim Gezi Parkı'nda 15 tane ağaç söküldü de ona yönelik gösteri yapanlar Ankara'da niçin bu olaylar oldu? İzmir'de, diğer illerde neden oldu? Dert başkaydı. Dert, sandıkta AK Parti'yi deviremeyenler, bu yollara başvurarak ülkeyi karıştırmak istediler. Fakat bu oyun tutmaz. Onların tuzaklarını biz biliyoruz. Bu tuzakları bozacak irade burada. Gezi Parkı'na gidenlere millet diyorlar, Gezi Parkı'na gitmeyenleri görmüyorlar.

Nitekim Kuzey Afrika seyahatine çıktım. Birileri bana, 'Böyle bir zamanda Sayın Başbakanım ayrılmasan' dedi. 'Niye' dedim. 'İşte görüyorsunuz sıkıntılar var' dediler. 'Bu Türkiye artık eski Türkiye değil' dedim. Fas, Cezayir, Tunus seyahatlerini yaptık, geldik. Ama İstanbul bambaşka karşıladı. İstanbul, gerçekten iki saatte havalimanına aktı. Şimdi Adana, Mersin, Ankara görüldüğü gibi tuzakları bozuyor."

Kendilerinin her zaman görüşme ve konuşmadan yana olduklarını, demokrasiyi istişare rejimi olarak kabul ettiklerini ifade eden Erdoğan, "Ama karşımızdakiler ne yazık ki bunu böyle kabul etmediler. Onlar yaktılar, yıktılar. Kamu binalarına, kamu araçlarına zarar verdiler. Belediye otobüslerimizi, sivil vatandaşlarımızın araçlarını yaktılar ve 600'ü aşkın polisimizi yaraladılar. Bir polisimizi, komiserimizi de şehit ettiler. Onlar bunu yaparken bu topluluğun bir farkı var. Bu topluluk yakmaz, yıkmaz. Bu topluluk inşa eder" değerlendirmesinde bulundu.

"Siz milletsiniz de burası millet değil mi"

Hitap ettiği topluluğun sevgi tohumları ektiğini belirten Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Diyorlar ki 'Başbakan gerilimden yana. Başbakan sertlikten yana ama filanca mutedil. Yani AK Parti kadroları içerisinde kendilerine göre bir ayrılık tohumu ekmek istiyorlar. Ben sizlere tarihten örnek vereyim. Ebubekir'i, Ömer'i, Osman-ı Zinnureyn'i, Hazreti Ali'yi, Osman Gazi'yi inceleyin, Fatih'i, Kanuni'yi, Gazi Mustafa Kemal'i inceleyin. Acaba bunların hepsi torna kalıbından çıkmış insan mıydı? Hepsinin de farklı farklı özellikleri vardı. Bu oyuna gelmeyeceğiz. Biz ilkelerin partisiyiz. Dik duracağız, dikleşmeyeceğiz."

Kimsenin kendileriyle çevre ve çevrecilik yarışına giremeyeceğini ifade eden Başbakan Erdoğan, 10 yılda Türkiye'de ve İstanbul'da yapılan ağaçlandırma çalışmalarını anlattı. İstanbul Büyükşehir Başkanı olduğu dönemde İstanbul'un çorak olduğunu, TEM ve E-5 refüjüne 10 yaş üstü ağaç ithal ederek diktiğini kaydeden Erdoğan, "Kalkıyorsun 15 tane ağacı söken bir belediyeye, Tayyip Erdoğan'a karşı böyle bir ders vermeye çalışıyorsun. Ayıptır" dedi.

"Taksim'deki samimi kardeşlerim, dürüst niyetlerle orada olan kardeşlerim, siz Haliç'in nasıl koktuğunu bilir misiniz" diyen Erdoğan, Haliç'te yaptığı çalışmaları anlattı. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Gezi Parkı'ndaki gençlerin acaba Boğaz'ın Haliç'e bağlanması gibi bir olaydan haberi var m? İnanın yok ama şimdi bu Başbakana ve ekibine, İstanbul Belediye Başkanı'na böyle bir yanlışı yapmak reva mıdır? Ne adına ne yapıyorsunuz bunu? Orada siz 5, 10, 20 bin toplanıyorsunuz, siz milletsiniz de burası millet değil mi? Siz milletsiniz de Altınpark, Pursaklar millet değil mi? Siz milletsiniz de Ankara Esenboğa Havalimanı'nın önünde toplananlar millet değil mi? Yol boyu caddelerde toplanan yüz binler millet değil mi? Mersin'deki vatandaşım, Adana, İstanbul millet değil mi? Sizin bu heyecanınız, bu aşkınız bize farklı bir heyecan veriyor. Ümitsiz olmayın, asla yılmayın."

"Demokrasinin yolu sandıktan geçer"

Başbakan Erdoğan, "Yok Kızılay'da, yok Sıhhiye'de, yok Kuğulu Park'ta, yok şurda, yok burda... Artık bu eylemlere son verilmesini özellikle rica ediyorum" diyerek, sorunların belediye başkanı, vali, Kültür ve Turizm Bakanı ile görüşülebileceğini, seçilecek temsilcileri kendisinin de kabul edebileceğini söyledi.  Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ama bunların hiçbirisi değil de başka yola tevessül etmeye veya aynı şekilde devam ederseniz, kusura bakmayın anladığınız dilden konuşmak zorunda kalırım. Çünkü sabırın da bir sonu vardır. Çünkü bu ülkeyi dünyada adeta terörün estiği bir ülke olarak gösteremezsiniz.

Utanmadan, sıkılmadan Arap Baharı diyorlar, şimdi de Türk Baharı diyorlar. Ya bunlar ne gafil... Türk Baharı 2002'nin 3 Kasım'ında oldu. Hem de öyle oldu ki  dünyada Türkiye umulmayan yerlere ulaştı. Her şeyiyle. 'Sessiz Devrim' dediler, ona sessiz devrim diyen dünya şimdi bakıyorsun Türk Baharı diye şeyler konuşuyor, neden? Çünkü kıskanıyorlar. Bu oyunların hepsi bozulacak hiç endişe etmeyin.

Ey faiz lobisi bizimle uğraşmaya devam edersen kaybedersin. Ey sermaye çevresi bu malum çevrelere el atından destek vermeye devam edersen kaybedersin. Üniversitelerimizi, liselerimizi bu oyunlara alet edenler kaybedersiniz. Çünkü biz sakin bir süreçte yürümek istiyoruz. Eğer demokrasiye inanıyorsanız eğer özgürlüklere inanıyorsanız demokrasinin yolu sandıktan geçer."

Başbakan Erdoğan, 15 Haziran 2013 Cumartesi günü Sincan'da, 16 Haziran 2013 Pazar günü de İstanbul'da miting düzenleyeceklerini kaydetti.

Erdoğan'ın konuşması sırasında, "Polise uzanan eller kırılsın" sloganı atıldı, konuşmasını yaptığı köprüye asılan "Sana layık olmak gayemiz, ak'lıselim" yazılı pankart dikkati çekti. Konuşmanın sonunda Hipodrom'dan havai fişek atıldı.

BAŞBAKAN ERDOĞAN HAVALİMANINDA KONUŞTU

Coşkunuz heyecanınız için kalbi şükranlarımı sunuyorum.

Hiç şüphem yok, yola çıkarken ne dedik, biz kefenimizi giyerek bu yola çıktık.

Bu can bu tende oldukça Allah’tan başka kimseye verilecek hesabımız yoktur. Bize bazı marjinal gruplar değil, bize millet hesap sorar. Milletin de hesap yeri sandıktır, sandıkta sorar. Ve bizi millet getirdi, millet götürür.

 

"ANKARA GAZİ MUSTAFA KEMAL'İN ŞEHRİ"

Kardeşlerim Ankara Cuma gecesi İstanbul’un, bugün Adana’nın Mersin’in coşkusuna farklı bir coşku katıyor. Ankara bugün çok farklı. Uçakta gelirken yol boyu şu anda bu süreci bekleyenleri gördüm. Ankara Hacı Bayram Veli’nin şehridir, Ankara Hüseyin Gazi Hazretleri’nin şehridir. Ankara Gazi Mustafa Kemal’in şehridir. Ankara merhum Menderes’in, merhum Özal’ın şehridir.

İşte bu Ankara bugün bir kez daha başbakanına sahip çıkıyor, başbakanını muhabbetle kucaklıyor. İşte şu Ankara’yı Türkiye görsün.
Günlerdir Ankara’da terör estirenleri değil, Türkiye Ankara’nın bu gerçek fotoğrafını görsün.

"YAKAN, YIKAN, SALDIRANA ÇAPULCU DENİR"

Ben bu ifadeyi kullanınca rahatsız olmuşlar. Eğer çok rahatsız olduysalar lügate bir baksınlar çapulcu kime denir diye. Oraya baktıkları zaman Başbakan’ın ne kadar isabetli bir ifade kullandıklarını görecekler. Yakan, yıkan, saldıranlara çapulcu denir.

Dolayısıyla kusura bakmasınlar ama onlara destek verenler de aynı familyada yerini alır. Bu topluluk söyleyeceğini sokak aralarında yakarak yıkarak söylemedi. Karşımdaki topluluk söyleyeceklerini hep sandıkta söyledi.

Ben diyorum ki Gezi Parkı’na çıkacağınıza, Kuğulu’ya çıkacağınıza, yedi ay var sabredin. Yedi ay sonra sandıkta sizlerle görüşelim. Demokrasi diyorsanız özgürlükler diyorsanız hak hürriyet diyorsanız bu şiddetle elde edilmez. Hukuk içerisinde kalarak elde edilir.

"CAMİYE BİRA ŞİŞELERİYLE GİRDİLER"

Şu ana kadar böyle bir şey gördünüz mü? Yaptıkları iş sadece vurup kırma. Kamunun binalarına saldırma, yakıp yıkma.
Sivil vatandaşın halkın araçlarını yakıp yıkma. Bununla kalmadılar. Benim başörtülü kızlarıma saldırdılar. Bununla da kalmadılar. Dolmabahçe Camii’ne bira şişeleriyle girmek suretiyle, ayakkabıyla onu da yaptılar.

Bugün Mersin’de de söyledim. Benim başörtülü kızlarım parya muamelesi gördü. Üniversitelere sokulmadı. Ama hiçbir zaman bunların yaptıklarını yapmadılar.  Sabrettiler, çünkü şuna inanıyorlardı. Sabrın sonu selamettir.

“AİHM BİLE SİYASALLAŞTI”

Bitmedi. Sevgili kardeşlerim, Avrupa’da AİHM bile siyasallaştı. O bile aynı şekilde kararlar verdi. Ama aksi olduğu zaman farklı kararlar çıktı. Şimdi bir başka olay daha var. Ben İspanya’da inancı sebebiyle başını örten kardeşlerime sahip çıkan bir ifade kullandım diye, partimle ilgili kapatma davası açıldı.
Ki bu maddelerden bir tanesiydi. Sevgili Ankaralılar o zamanki ana muhalefetin genel başkanı şu ifadeyi kullandı “Hamd olsun ki Ankara’da savcılar var” dedi. Bunların inancına saygı yok. Çünkü inancına güvenmeyenlerden. Düşünce hürriyetinden korkar bunlar. Niye? Kendi düşünceleri yok.
Biz düşünce hürriyetinden korkmuyoruz. Cumhuriyet tarihinde özgürlükler konusunda, düşünce inanç hürriyeti konusunda iktidarımızın getirdiğini hiçbir iktidar getirmemiştir.

DARBE DÖNEMİ ARTIK BİTTİ

Bir kere şunu herkes bilsin. Bakınız bugün 27 Mayıs 1960’ta değiliz. Bugün 12 Eylül 1980’de değiliz. 28 Şubat 1997’de değiliz. Bugün 27 Nisan 2007’de neredeysek işte oradayız. Darbe dönemi artık bitti.

Hükümetimizle partimizle en önemlisi de milletimizle demokrasinin hukukun özgürlüklerin en güçlü savunmasını biz yaptık, biz yapıyoruz.
Türkiye’de egemenlik artık milletin elindedir. Şimdi soruyorum, bazı mahfiller de buna dahil. İstanbul’da söyledim. Yine söylüyorum. Eğer kendinize inanıyorsanız, demokrasiye hukuka inanıyorsanız, bu ülkede egemenlik artık milletindir.

“MİLLET SADECE GEZİ PARKI’NIN İÇERİSİNDE OLANLAR MI?”

Eğer millete saygınız varsa, öyle diyorlar ya. Peki millet sadece Gezi Parkı’nın içerisinde olanlar mı? İstanbul Atatürk Havalimanı’nda bir anda iki saatte oraya toplananlar millet değil mi? Bugün Adana’da benim Mersin’e geçeceğimi öğrenenler millet değil mi? Mersin’de toplananlar millet değil mi? Şu anda Ankara’da toplananlar millet değil mi?

“TORUNUMA DA EZBERLETTİNİZ”

Bunu o kadar güzel söylüyorsunuz ki üç buçuk yaşındaki torunuma da ezberlettiniz. O da “dik dur eğilme bu millet seninle” diyor. İnşallah gün ola harman ola. Çünkü Türkiye’de karar da yetki de söz de milletindir.

Milletin ve Meclis’in dışında Türkiye’ye yön vermek için hiç kimsenin haddi yoktur. Şimdi önemli bir yere geliyorum. Artık bu ülkede çeteler dönemi bitmiştir. Bu ülkede mafya dönemi bitmiştir. Cunta dönemi geri gelmemek üzere bitmiştir.

“BEDELİNİ AĞIR ÖDEYECEKSİNİZ”

Şunu da söylemem lazım. Faiz lobisi kendine çeki düzen ver. Faiz lobisi yıllarca milletimin alın terini sömürdü. Bundan sonra sömüremeyeceksin. Çok sabrettik. Olay sadece bu lobi oluşturan bir banka iki banka üç banka kim varsa, hepsi için aynı şeyi söylüyorum. Siz ki bize karşı böyle bir mücadeleyi başlattınız, bunun bedelini ağır ödeyeceksiniz.

“ÜMÜĞÜNÜ SIKARIZ”

Utanmadan, borsayı çökertme çabasının içine girenler. Borsada Tayyip Erdoğan’ın parası yok, çökersen sen çökeceksin. Eğer senin spekülatörlüğünü yakaladığımız anda da ümüğünü sıkarız.

Geçmişte belki birileriyle anlaşıyordunuz. Bir gecede yüzde 7 bin 500 faizlerle bu ülkeyi sömürüyordunuz. Ama artık o geçmişte kaldı.
Ana muhalefetin haddini bilmez, kendini bilmez bir milletvekili çıkıyor, benim polisime hakaret ediyor.  Bu polis Türk milletinin polisidir. Hatalar olabilir ama bu hatalar hakaret etmeyi gerektirmez. Polisimizi biz bunlara yedirtmeyiz. Onun da hakkını hukukunu korumak bizim görevimizdir. Bu noktada sokak sokak çatışmalarda atılan taşlarda polisimiz hep yaralandı. 600’ü aşkın polisimiz yaraladı bizim bu olaylarda. Dünyanın değişik yerlerinde bir çok olay yaşıyoruz. Onları sen görmüyor musun haddini bilmez?

“KEM SÖZ KÖTÜ SÖZ SAHİBİNİNDİR”

Bu ülkenin başbakanına küfredenlerin yanında yer alanlar var bu ülkede. Kem söz kötü söz sahibinindir dedik. Sabrettik yine sabredeceğiz. Ama sabrın da bir sonu var. Onun için de bakınız göstericilerin arkasına sığınmak suretiyle siyaset yapanlar, önce siyasetin ne demek olduğunu öğrensinler.
Sokaktaki kışkırtmalara biz gelmedik. Ama onlar geldi. Artık bugün belirleyici bir güç var. Millet. Milletin ötesinde belirleyici bir güç yok. Hiç kimse umutsuz olmasın. Hiç kimse endişe duymasın.

Nice badireyi aşan Türkiye bunu da aşacaktır. Bakınız sizlere bir şey söyleyeceğim. Biz Türkiye’de şu 10 senede iki milyar sekizyüz milyon ağaç diktik. Bunun iki milyarı sadece fidan. Sekiz milyonu üç yaş ve üstü. On yaş ve üstü ağaçlar var. Şimdi havaalanından çıkıyoruz, kuzey Ankara çıkışı, refüjler. Yeşil düzenlemeleri bu CHP mi yaptı?

İstanbul’a seslendim. Çöp dağlarını kim kaldırdı? Niye CHP’li belediye kaldıramadı? Hava kirliliğini kim giderdi? Niye CHP’li belediye kaldırmadı? Susuzluğu kim giderdi? Niye CHP’li belediye gideremedi?

Ben tabi Taksim Gezi Parkı’ndaki  gençlere sesleniyorum. Ben İstanbul’un belediye başkanıyken siz henüz kucaktaydınız. Daha henüz büyüme dönemindeydiniz. O dönemleri hatırlamıyorsunuz, ama bilesiniz ki bak çevreciliğin içinde su var, yeşil var, temiz kent var. Çevreciliğin içinde tarih var. Kültür var. Bunları biz getirdiniz.

ANKARA'DAKİ KARŞILAMADAN NOTLAR...

Otobüslerle karşılamaya Başbakan Tayyip Erdoğan’ı Esenboğa Havalimanı’nda karşılamak için hazırlıklar saatler öncesinden başladı.

Esenboğa yolunda trafik Başbakanı karşılamak isteyenlerin oluşturduğu yüzlerce araçlık konvoy ve taksiler nedeniyle kilitlendi. Havalimanına ulaşabilen partililer, VIP Salonu çıkışında ellerinde Türk bayraklarıyla Erdoğan’ın Mersin’den dönüşünü bekledi.

Partililerin “Tek yol sandık”, “Başbakanı yedirmeyiz”, “Yüzde 100 burada”, “Tencere tava, bize hava” gibi pankartlar taşıması dikkat çekti. Havaalanındaki topluluğa zaman zaman kürsüye çıkan Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek seslendi.

Esenboğa Havaalanı’na gelenlerin büyük çoğunluğunun EGO’ya ait otobüslerle taşınması dikkat çekti.

Hürriyet, 09.06.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.