Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Başbakan Erdoğan: Twitter denen bir bela var

Başbakan Erdoğan: Twitter denen bir bela var
HaberTürk kanalında canlı yayına katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtlıyor. Erdoğan Taksim'e yapmayı planladıkları yeri de ilk kez açıkladı.

Taksim’de olan bitenleri nasıl değerlendirdiniz?
Bu olayın üzerinde durulan yer Gezi Parkı. Bu gezi parkı nedir, neresidir? Bunu şu an Türkiye’de bilmeyen çok. Ankara’da, Adana’da bu işi kullanarak bir çok şey yaptılar. Ne adına, ne için? Bunların hiç birisinin demokrasiyle alakası yok. Sökülen ağaçlarla alakası yok.

Buranın geçmişi 1780’e dayanıyor. Üçüncü Selim döneminde, burada Topçu Kışlası yapılıyor. Bu Topçu Kışla’sının mimarisi çok çok güzel bir mimari. Bu mimari Lütfü Kırdar’ın valiliğine kadar geliyor ve yıkımı yapılıyor. Belli bir bölümü yıkıldıktan sonra Taksim Stadı olarak kullanılıyor. Daha sonra bugünkü İnönü Stadı’nın oraya indiriliyor.

Şu anda bizim önümüze yine geldi İnönü Stadyumu. Gerekli desteği veriyoruz ve yeniden İnönü stadı yapılacak.

Gezi Parkı’yla ilgili olan olayda bunun rövöleler benim önüme geldi belediye başkanlığım döneminde. Baktım ki o günkü merkezi yönetim bana destek vermiyor. O defa ben o işe yüklenmedim. Ben vazgeçtim. Başbakan olunca şunun bir yoklamasını dedim ki çekelim. Baktım ki önüme gelen rölöveler nefis. Dedim ki böyle bir eseri kazandırırsak Taksim’e, hem orada yeşili kullanırız. Tarihi ve kültürü kazanırız. Yayalaştırmayı yapacağız.

Hedeflerimiz arasında bu da var. Biz üç veya dört değişimle bir çok şey kazanacağız. Doğa, tarih, yayalaştırma, AKM ile meydana getireceğimiz yeni bir estetik.

Bu adımları atarken önce Gezi Parkı’na buradaki kurulun olumsuz bir yaklaşımı oldu. Üst kurul Ankara’da bozdu.

Tarihi bir eser için nasıl yapılacağı konusunda niye soralım? Biz CHP zihniyetinin yıktığı bu eseri yeniden dikeceğiz diye yola çıktım. Çılgın proje dedim ya, onlardan biri de bu projeydi. Üçüncü köprü için 358 bin ağaç kesilecek diyorlar. Nereden çıktı?

Bir havalimanı iki üçüncü köprü. Bu iki proje o alanların tamamen tanzimini düzenlenmesini getiriyor. Adeta oralar orman içinden üçüncü köprü otobanının geçtiği yollar haline gelecek. Üçüncü bir proje de var. Kanalistanbul. Buraların hepsi güzelleşecek.

Buradaki mesele Taksim’de dikkat edilirse Gezi Parkı olayı değildir, AVM olayı da değildir. Bizim burada söylediğimiz şey, buraya zaten AVM dediğiniz zaman, İstinyepark gibi bir şey yapılabilir mi? Ben bunu söylerken üstünde rezidans otel olabileceğini söyledim.

Ama bir şey daha söyledim. Şehir müzesi olayını söyledim. Şehir müzesi dışında şehir kütüphanesi. Rami Kışlası da milli kütüphane olacak.
Bizim şimdi buradaki olayda, çılgın proje diye söylediğim 2011 seçimlerinin öncesinde bu konuşuldu. Şu an 2013’teyiz. Kendim yaptığım basın toplantısında hepsini verdim. Bir Ceylan Otel yapılırken neredeydi?

Mesela, Koç Üniversitesi’nin olduğu yer. Dört dörtlük bir ormandı. On yaş ve üzeri ormandı. Burasıyla ilgili benim savaşım var. Ben o zaman yalnız kaldım, ben o zaman yalnız kaldım. O zaman o üniversiteyi yapamazlardı. Ben cezaevindeyken dönemin cumhurbaşkanı “bunu engellemek isteyenler şimdi nerede” dedi. Biz davayı devam ettirdik, sonunda devlet kazandı. Şu anda burası bizde. Alacağımız ücretin mahkemesi sürüyor.

Şu anda elimde benim bir metin var. Bu metin bu üniversitenin rektör tarafından gönderilmiş bir metin. “değerli öğrenciler şehirdeki olağanüstü durum itibariyle, sınavlara katılamayacak bütün öğrenciler, sağlık raporu getirmeksizin, önümüzdeki günlerde telafi sınavı alabileceklerdir” isim ve rektör.

Zekeriyaköy nere, Taksim nere? Bu okul öğrencilerinin büyük kısmı yatılı. Bu yazıdan farklı şeyler algılıyorum. Aynı şeyi ODTÜ’de, Hacettepe’de de gördük. Üniversite yönetimlerinin de öğrencilere hakim olamayışları noktasında ciddi sıkıntılar yaşanıyor.

Ben açıklama yaptım ne dedim? Polis burada biber gazı kullanmak suretiyle aşırı gitmiştir. Diyelim ki dün polis bunların hiç birini yapmadılar. Ne yaptılar? Polisin aracını falan yaktılar.

Biz oranın ortaya koyduğu netice ilişkisine bakıyoruz. Toplum psikolojisinde öyle bir durum söz konusudur ki azınlık çoğunluğu alır götürür. CHP lideri orada beklediği havayı bulamadı. Kabullenmediler. Kadıköy’ü iptal etti oraya çağrı yaptı. Bu işi körükleyenlerin arasında başından itibaren onları görüyorsunuz.

MHP bu işin ilerisine bulaşmadı. BDP de bu işin içerisine bulaşmadı. CHP ortada yanlız kaldı. Önümde bazı resimler var. Bunlar yakılıp yıkılan bazı araçlar, belediye otobüsleri. Burada aşırı uçlar var. Projede kesinlikle CHP’nin onayı var.

Hasarlara bakıyoruz. Bu resmi rakamlarda 1 Haziran 2013 – 2 Haziran 2013 11:00’e kadar 89 polis aracı, 42 özel araç, 4 otobüs, 18 belediye aracı, 4 bize ait binalar, bir polis merkezi çok sayıda otobüs durakları.

Sizin seçim haklarınız mı elinizden alındı? Neden acaba bunlar oluyor? Bu sorunun cevabını sizler bulabildiniz mi?

"TWITTER DENEN BİR BELA VAR"

Her ülkenin kendine ait kültürel noktada bir yapısı var. İnsanının da genlerinde olan bazı yaklaşım tarzları var. Bizde bu tür bazı gruplar belli yerlere yerleştikleri zaman oradan çıkmayı da bilmeyebilirler. Orayı sürekli olarak terörize ederler. Biz bunu Ankara’da tekel işçileri meselesinde de yaşadık. Aylarca müşfik davranalım. Yemek konusunda yardım edilsin vesaire. Bütün bunlara rağmen aylarca o iş çözüme kavuşmadı. Sonra maalesef arzu edilmeyen şekilde bitti.

Burada da atılan adımlarımız var. Bizim bu adımlarımızda onların yaklaşım tarzına cevap veremeyecek bir durumda değildik. Bizim şeylerimizin hepsi doğru samimi yaklaşımlar.

Twitter denilen bir bela var. Yalanın daniskası burada. Sosyal medya denilen şey aslında şu anda toplumların baş belasıdır. Bu denli yalanlar, bakıyorsunuz işte ağaçlarda sallandıracaklar bilmem ne yapacaklar. 100 tane İslamcı kaleşnikoflarla saldırıyor.
Siz bunları yazarsınız o yalanlamayı göremeyen de bunu kaçırır. Ben bir başbakan olarak partim var. Photoshop’larla ceset yayınlanıyor. Ben istesem 500 bin kişiyi Kazlıçeşme’ye çıkarırım. Ben de bunu yaparım. Bir tabanım var. Biz bunu yapabilecek güçteyiz. Biz aynı anlamda cevap verme durumuna gitmedik. Partimin tabanı da sessiz mi kalacağız diye onlar da aradılar. Türkiye bir kalkınma modunda. Bir yarışın içerisinde. Ben şimdi her gün iki üç yerin açılışını yapıyorum.

Radikal, 02.06.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.