Gündem

BDP EŞ Genel Başkanı Gültan Kışanak gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında, tartışmalara neden olan 3.Yavuz Sultan Selim köprüsüyle ilgili olarak AKP’yi nostalji yapmakla suçladı. Kışanak, AKP’nin eskiyi güncelleme peşinde olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Bunu bir ölçüde makul görüyorum. Dünyada önemli başkentlere gidiyorsunuz tarihle bir bağı var. Kimse kenti modernleştirirken tarihle bağını kesmemiş. Dokusuyla özgün kimliğini görüyorsunuz Ne yazık ki Türkiye’de modernleşme geçmişle bağını koparma üzerine kurulmuş. Şimdi yeniden geçmişi canlandırma telaşı var. Bu biraz rovanşist yaklaşımla oluyor. Yoksa İstanbul’un kendi tarihi ve geçmişiyle kimliğini buluşturmasında tabii ki fayda var. Fakat rovanşist mantıkla yapınca tersi oluyor. Ayrıca İstanbul sadece saltanat saray padişahlıktan ibaret değil. İstanbul aynı zamanda Anadolu’yu Avrupa’ya bağlayan önemli bir kenttir. Bu nedenle Anadolu’nun sentezide olması gerekiyor. AKP’nin projelerinin tamamında saltanat eksenli bir yaklaşım var. İstanbul’u bundan ibaret sayarsınız Anadolu’yu inkar edersiniz. Anadolu’yu da İstanbul’a akıtan köprü olmalı. Padişah ismi vermek yerine Anadolu’yu İstanbul’a taşıyan bir isim verilebilir. Neden yunus emre köprüsü olmasın. Böyle bir kültürel isim verilirse bunu hem İstanbul’un Anadoluyla olan ilişkisini doğru tanımlamış olur. Hem de verilen isimle ilgili tartışmalar ortadan kalkmış olur”

Herkes kendinden bir parça görebilmeli

“ İktidarların şunu görmesi gerekir bu ülkede yaşayan tüm farklılıklar inançlar kendini bu ülkenin sahibi görebilmeli. Bir köprüde bir eserde isim yaşayacaksa herkes kendinden bir parça orada görebilmeli. Sürekli bir tarafa odaklanan bir şey olursa diğerleri kendini dışlanmış hissedecektir. Bu ülkenin alevi yurttaşlarının tarihine dokunan isimlerde verilebilir. Hükümetin biraz daha bu konuda dikkat etmesi gerekir”

Köprü yerine alternatifler olabilirdi

“Köprüyle ilgili tartışmalar yıllardır sürüyor.  Asıl problem evet istanbulun iki yakası arasında geçişi kolaylaştıran yeni yollara ihtiyaç var fakat bunun alternatifi neler. Acaba doğayı katletmeden mümkün mü? Bunu tartışmak gerekirdi. İktidar kendi kendine yapar planlar kararını verir. Bunu sınırsız kullanır. Oysa bu ülkenin odaları, yetişmiş çevreleri var. Bunlarla ilişki kurulsa daha doğru yol yöntem bulunur. Kesinlikle yeni ulaşım imkanlarına ihtiyaç olduğunun farkındayız. Kimse aksini söyleyemez. Fakat bu köpür olmayabilirdi. Alternatifleri olabilirdi. Bu köprü yapılırken doğanın bu kadar katledilmesi isabetsiz bir tutumdur. Köprüye verilen isimde zaten kendini dışlanmış hisseden bir inanç grubunu bir şekilde memnun etmeyecek. İsabetsiz yanlış olmuştur.
 

Hürriyet, 30.05.2013