Gündem

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında Başbakan Erdoğan'ın Reyhanlı ve partisi arasındaki bağlantı kurmasına sert yanıtlar verdi.

Radikal.com.tr - CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun sık sık kürsüyü yumruklayarak yaptığı konuşmasından satırbaşları şöyle: 

- Erdoğan’a soruyorum: MİT Nisan ayından beri bomba yüklü 3 aracı takip ediyor mu? Adamsan benim sorularıma yanıt ver, kaçma bir tarafa. MİT, en son yetkilileri ne zaman uyardı? Ben tarih vereyim: 09.05.2013… Sana altından kalkamayacağın sorular soruyorum. "O 52 kişinin katili sensin" dediğimde bil ki benim bildiğim bir şeyler var.

- MİT bir bakkala bağlı değil, doğrudan sana bağlı. Sana bilgi veriliyor. Şimdi çıkmış "Efendim istihbarat örgütleri arasında bir koordinasyonsuzluk var." Ölen 52 kişinin sorumlusu siyasi otoritedir. Bir nebze olsun ahlak taşıyorsan o koltukta oturmaz istifa edersin. İstihbarat örgütleri araçları belirleyecek, takip yapacak ilgililere duyuracak bunlar bekliyor. Patlama olsun 52 kişi ölsün. Sorumlu kim? CHP! Sen kim oluyorsun da CHP’yi suçluyorsun. Önce bir kendine bak. Devleti yönetiyorsun. O araçlar Suriye’den Türkiye’ye nasıl geldi? Nisan ayından beri takip ediliyor. Devlet görevini yapıyor, yapmayan iktidar. Son uyarıyı cep telefonuyla yapıyorlar

- Suriye sınırını neden yol geçen hanına döndürdün? Gümrük Bakanı, "Güvenlik kamerası yoktur, doğrudur’’ diyor. Neden güvenlik kamerası olmaz? Çünkü terör örgütünün militanlarını eğitiyorlar. Güvenlik kamerası olursa tespit edilecek. Terör örgütüne yardım ve yataklık yapanın adı Recep Tayyip Erdoğan’dır.

- Amberin Zaman bir gazeteden kovuldu. Suriye’de muhaliflerle görüşüyor. Soruyor, "Türkiye’nin size silah verdiği iddiası doğru mu?" İlk cevap Hani’den geliyor: Türkler bize yardım ediyor. Tekrar soruyor Zaman: Silah veriyorlar mı? Hani: Allah razı olsun hafif silahlar, mermi veriyorlar. Silahlar sınırın sıfır noktasında teslim ediliyor. Teslimat gece yapılıyor. Teslim edenler sivil giyimli Türkler. Ben Erdoğan'a terör örgütüne yardım ve yataklık yapıyor diyorsam bir bildiğim var herhalde 90 yıllık Türkiye Cumhuriyeti’ni bu hale nasıl getirirsin sen?

- Bekliyoruz tazminat davası açacakmış. Açmazsan namertsin. Ortadoğu’nun bataklığına Türkiye’yi sürükleme dedik. Fatura ağır olur dedik. Fatura sana çıkmaz senin binlerce koruman var fatura Reyhanlı’ya Hatay’a bütün vatandaşlara çıkar dedik. Hayır ben bildiğimi okuyacağım dedi. Bildiğini okursan Reyhanlı’ya işte böyle gidersin. Oraya gidebilmek için de dışarıdan gidip icazet alıyorsun. Terörün dini mezhebi ideolojisi olmaz. Terörle demokrasi gelmez. Terör örgütünü meşru hale getirdiğiniz andan itibaren siz artık gayri meşru zemindesiniz demektir.

- Bir büyükelçi El Kaide terör örgütüdür diyebiliyor. Bütün uygar ülkelerde El Kaide terör örgütüdür deniyor. Recep Tayyip Erdoğan’ın büyükelçisi çıkıyor. El Kaide terör örgütü değildir diyor. Çık açıkla sen de aynı görüşü paylaşıyor musun? Paylaşmıyorsan o büyükelçiyi görevden al. Özgür Suriye ordusu bir muhalefet hareketi midir? El Kaide ve El Nusra bir muhalefet partisi midir?

- Gırtlağına kadar kana batan kişi Recep Tayyip Erdoğan’dır. Ortadoğu’nun bataklığında boğulacak ama bizim üzüldüğümüz orada ölen insanlar. Bunların kültüründe ihanet etmek vardır. Irak’ta 1,5 milyon Müslüman öldürüldü. Sesi çıktı mı? On binlerce kadına tecavüz edildi ses, çıktı mı? Gıkı çıkmadı. Olaydan hemen sonra Reyhanlı’ya gittim. AKP’li belediye başkanını ziyaret ettim. Yurttaşlar etrafımı sardığında buraya siyaset yapmaya gelmedim dedim. Parti otobüsüyle de gitmedim.

- Hatay’da da vatandaşlara, “Alevi-Sünni ayrımı yapmaya çalışıyorlar sakın ola bu tuzağa düşmeyin” dedim. Bunları söyledim ve Ankara’ya döndüm. Ertesi gün Başbakan’ın yaptığı açıklama, “Kılıçdaroğlu oraya gitti Alevileri kışkırttı” dedi. Yüz mü var desem, ahlak mı var desem. Sen ülkeyi sevmiyorsun insanları sevmiyorsun ülkeyim ve insanları ben seviyorum. İnsan Allah’ın yarattığı en değerli varlıktır ve benim başımın üzerinde yeri vardır. Yalancıdan ve bölücüden Başbakan olmaz. Yine de önerimiz var. Zararın neresinden dönülürse kardır diyoruz. Bütün iyi niyetimizle hükümete çağrıda bulunuyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Suriye’deki iç savaşa taraf olmayacağını açıklamalıdır. İki, ben artık kendi topraklarımda yabancı terör unsurlarını getirip eğitmeyeceğim şeklinde bir açıklama yapmalıdır. Üç, ben sınırların güvenliğini sağlayacağım böylece Suriye ile Türkiye arasında geçmişte yaşanan tüm olumsuzluklara kapıları kapayacağız. Dört, Cenevre sürecini bütün samimiyetimizle destekleyeceğim ve katkıyı vereceğim. Bu dört çağrıyı AKP hükümetine yapıyoruz.
Bunları yapın CHP size her türlü desteği verecektir. 

- AKP’li bir milletvekili bir milletvekilimizin annesine ağza alınmayacak küfürler etti. Recep Tayyip Erdoğan, ceza vermedin, namuslu adamsan o metinleri al hanımefendinin karşısında oku. Bakalım okuyabiliyor musun. Böyle şey mi olur? Biz ceza vereceğiz diyeceksin arkadan alıp aklayacaksın. Bu ahlakın ölçüsü nedir acaba? İsterse düşmanımın annesi olsun anne kutsaldır. Anneye söz söylenmez. Annelerin sadece ve sadece elleri öpülür. Hiç duymadın mı sen acaba Cennet anaların ayakları altındandır diyordu Hz. Muhammed. Anlamakta zorlanıyorum. Böyle bir şey olmamalı. Parlamentonun itibarı zedelendi. Yarın 29 Mayıs. İstanbul’da görkemli bir fuarımız olacak. CHP’li belediyelerin binlerce projesinden bir kısmı orada sergilenecek. Diyorlar ya CHP çalışmıyor. Onları diyenleri fuarımıza davet ediyorum. Gelin bakın biz mi çalışıyoruz başkaları mı…