Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Kılıçdaroğlu: AP'deki görüşmeyi ben istemedim

Kılıçdaroğlu: AP'deki görüşmeyi ben istemedim
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dün AP Sosyalist Grup Başkanı Swoboda ile görüşmemesi konusunda bir basın toplantısı düzenledi.

Radikal.com.tr - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile Başbakan Tayyip Erdoğan kıyaslaması polemiğiyle ilgili, "Ben Esad'a kardeşim demedim, Esad'a 'kardeşim' diyen bir gecede düşman oldu dedim" şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:

- Batı’nın etik değerleri, verdikleri sözün arkasında olmasını gerektirir. Oturumda liberal bir vekil, "Biz hiçbir zaman Erdoğan’a söz vermedik’’ dedi. Sayın Erdoğan’ın "Batılılar bizi yalnız bıraktı" sözüne bir açıklama getirmesi gerekir. Daha sonra Stefan Füle ile görüştük. Martin Schulz ile görüşmemde de Suriye konusu gündeme geldi. Liberal Grup Başkanı eski Belçika Başbakanı ile de özel bir görüşmemiz oldu. Türkiye’deki demokrasi ve insan hakları ihlalleri üzerinde durduk. Tutuklu vekiller konusunda büyük endişe taşıdıklarını bize söylediler.

- Bütün bu ayrıntıların görülmediği ama bir şeyin görüldüğü bir tablo ile karşı karşıyayız. Benim Brüksel’de kullandığım, "Esad’la Erdoğan arasında ton farkı vardır" cümlesini bir gün önce CHP grubunda kullanmıştım. Toplantıda Erdoğan’ın CHP’ye yönelik eleştirileri hatırlatıldı. Ben de yanıtını verdim. Esad’a kardeşim demedim. Eşiyle hiç tanışmam. Hiç tokalaşmadım, beraber tatil yapmadık. Biz CHP olarak hiçbir zaman Esad’ı savunmadık. Baskıcı hiçbir yönetimi savunmadık.

- Burada böyle bir tanımlama yapamazsınız… Düşünceyi açıklama özgürlüğünü kabul etmeyenle görüşmem. (Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda ile) Görüşmeyi reddettim. Ben bir kez daha aynı şeylerin altını özenle çizmek istiyorum. Uludere’de 34 yurttaşımız katledildi. Öldüren kim? Talimatı veren kim? Talimatı Recep Tayyip Erdoğan vermiştir. Kendi insanını TSK uçaklarıyla imha etme talimatını veren adama ne denir? Diktatör denir. Esad da talimat veriyor uçaklara, "Gidin Suriyelileri öldürün" diye. Erdoğan da talimat veriyor. Ne fark var arada?

- 51 kişi hayatını yitirdi Reyhanlı’da. Sorumlusu kim? Esnaf mı manav mı sorumlusu… Bu işin sorumlusu ülkeyi yönetenlerdir. Eğer, "Bu ülkede ben Başbakan değilim" diyorsa sorumlu o değildir o zaman. Özgür Suriye Ordusu’na silahlı kamp açan kişi Erdoğan’dır. Para nereden gelir? Katar’dan Suudi Arabistan'dan. Terör için Suriye’ye gidiyorlar. Aynı terör ithal olarak sana geri döndü. 51 kişinin sorumlusu Erdoğan ve onun izlediği politikadır. Bunu bilmeyen mi var? Gidin Reyhanlı’da Samandağ'da bir vatandaşa sorun. "Herkes bu işin sorumlusu hükümet" der.

- Le Monde gazetesi, "Besle kargayı oysun gözünü" diye manşet atmıştı. Sen kargayı besledin, o da gözünü oydu. İstanbul Barosu yargılanıyor. Yasa dışı yargılanıyor. Bunu yapan adamın Esad’dan ne farkı var? Yasaları çiğneyen kişi demokrat mıdır? 1 Mayıs gösterileri, bayram kutlayacaklar. Cop, panzer kullanıyorsun. Karşı tarafın elinde Türk Bayrağı var. Bunu yapan adama demokrat denmez. Ben bildiğimi okurum diyor. Esad da öyle diyor. Ne fark var?

- 19 Mayıs’ı yasakladılar Reyhanlı için. Reyhanlı'da 51 kişi ölürken siz düğünlerde değil miydiniz? Cümbüş yapmıyor muydunuz? İnsanda biraz ahlak olur, etik değer dediğimiz bir kavram olur. Bu ülkede basın özgürlüğü yok, Suriye’de de yok. Yargı bağımsızlığı burada da yok, Suriye’de de yok. Hiçbir Batılı bize demokrasi dersi veremez. Biz demokrasiyi alnımızın teriyle kazandık. Birileri bizi eleştirecek diye yolumuzdan dönmeyiz. Gazeteleri okudum. Özellikle bir gazete manşete çekmiş. O gazetenin o haberi gece 23.00’da değiştirildi. Gece 23.00’de o talimatı kim verdi? Biz demokrasi mücadelesi veriyoruz.  Ne zaman Brüksel’e gitsem şu oldu, bu oldu. Ama gideceğim. Türkiye’nin gerçeklerini Mısır’daki sağır sultana kadar anlatacağım. Dönmeyeceğim yolumuzdan. Medya ne yazarsa yazsın. Biz inandığımız bir yoldayız. Diktatörlere izin vermeyeceğiz bu ülkede. 
- Bize benim yaptığım açıklama nedeniyle rahatsız oldukları iletildi. "Benim yaptığım açıklamadan rahatsız olanla ben görüşmem" dedim ve geri döndüm geldim. İşin aslı budur. Reyhanlı konusunda da yapılan açıklamalar doğru değil. Bir bakanın yaptığı açıklamayı zaten öbür bakan yalanladı.
 

Radikal, 16.05.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.