Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Beyaz Saray'da Obama-Erdoğan buluşması

Beyaz Saray'da Obama-Erdoğan buluşması 
Beyaz Saray'da Başbakan Erdoğan'ı kabul eden Barack Obama, Türkiye'nin önümüzdeki günlerdeki Cenevre görüşmelerinde Suriye'de tarafların bir araya getirilmesinde önemli rol oynayacağını söyledi.
 
Başbakan Erdoğan, Beyaz Saray'a girişinde ABD Protokol Şefi Büyükelçi Capricia Marshall tarafından karşılandı.

Başbakan Erdoğan, daha sonra ABD Başkanı Obama ile Oval Ofis'te bir araya geldi. Erdoğan ve ABD Başkanı Barack Obama ile heyetler arası görüşme saat 17.00'de başladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve beraberindeki heyet, Beyaz Saray Kabine Salonu'nda, ABD Başkanı Obama ve heyetiyle bir araya geldi ve görüşme iki saatten fazla sürdü.

Görüşmede, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Numan Kurtulmuş ve Mevlüt Çavuşoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, AK Parti Grup Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ve Türkiye'nin ABD Büyükelçisi Namık Tan da hazır bulundu.

İki lider daha sonra ortak bir basın açıklaması yaptılar.

Obama: "Türkiye'nin yanındayız"

ABD Başkanı Barack Obama, konuşmasına, "Arkadaşım Başbakan Erdoğan'ı Beyaz Saray'da tekrar ağırlamaktan mutluluk duyuyorum" sözleriyle başladı. Obama, ziyaretin kendisine, 4 yıl önce Türkiye'de, Erdoğan ve Türk halkının gösterdiği "olağanüstü ev sahipliğine" bir yanıt verme imkanı sağladığını ifade etti.

Barack Obama, Afganastin'da iki ülkenin askerlerinin cesaret içinde bir arada çalıştığını, iki ülkenin de İran'ın nükleer silaha sahip olmasını ve bölgede silahlanma yarışını tetiklemesini istemediklerini belirtti.

Türkiye ile İsrail arasındaki normalleşme sürecine değinen Obama, bunun hem Türk, hem İsrail halkının çıkarına olduğunu ve bağımsız bir Filistin devleti dahil olmak üzere iki devletli çözüm konusunda ilerleme sağlanması noktasında kendilerine yardım edeceğini vurguladı.

Görüşmede, iki ülke arasındaki ticaret ve yatırımı genişletme kararı aldıklarını bildiren Obama, son 4 yıl içinde ABD'nin Türkiye'ye ihracatının ikiye katlandığını ve ticaretin çok arttığını söyledi. Obama, "AB ile yeni ticaret ve yatırım konusuyla ilgilenirken, Türkiye ile ekonomik bağlarımızı da derinleştireceğimizi vurgulamak istiyorum. Dolayısıyla iki ülke arasındaki ticaret ve yatırımı artırmaya odaklanan üst düzey bir komite kuruyoruz " diye konuştu.

Türkiye ekonomisinin son yıllardaki gelişmesine işaret eden Obama, "Bence bu dikkate değer ve Başbakan Erdoğan yaptığı bazı reformlar dolayısıyla takdir edilmeyi hak ediyor" ifadesini kullandı.

Çözüm sürecine destek

Obama, çözüm sürecine de destek verdiklerini ifade ederek, "Türkiye'yi çok uzun süredir rahatsız eden PKK şiddetine yönelik tarihi ve barışçıl çözüm arayışları konusunda siz ve Türk halkının cesaretine yönelik takdirlerimi iletmek istiyorum. ABD, Türkiye'nin uzun süredir güvenliği sağlama noktasındaki arayışında yanında durmaktadır. Türkiye'nin hukukun üstünlüğü, iyi yönetim ve insan haklarını muhafazasına yönelik çabalarını destekleyeceğiz" dedi.

"Suriyelilere gösterilen cömertlik ağır bir yük"

ABD Başkanı Obama, basın toplantısında yaptığı açıklamada, görüşmede Suriye konusuna önemli zaman ayırdıklarını ifade etti. "Başbakan Erdoğan'ın liderliği altında Türk halkı ülkelerine sığınan Suriyelilere olağanüstü cömertlik gösterdi" diyen Obama, bunun ağır bir yük olduğunu bildiğini belirtti.

Suriye halkına insani yardım gönderen bir ülke olarak, bu yükü hafifletmek için Türkiye dahil bölgedeki ülkelere yardım etmeye devam edeceklerini vurgulayan Obama, "Hayatların kurtarılmasına yardım edecek gıda, çadır ve ilaç ulaştırılması noktasında Türk ortaklarımızla çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

"Türkiye önemli bir rol oynayacak"

Esed rejimi üzerindeki baskıya devam edeceklerini ve muhaliflerle birlikte çalışacaklarını belirten Obama, "Beşşar Esed olmaksızın bir demokratik Suriye'ye dönüşümü desteklemeye yönelik uluslararası çabalarda Başbakan Erdoğan ön saflarda yer alıyor. Rejim ve muhalefet temsilcileri önümüzdeki haftalarda (Cenevre'de) bir araya gelirken Türkiye önemli bir rol oynayacak" dedi.

"Suriye için sihirli bir formül yok"

Başbakan Erdoğan ve kendisinin Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in iktidardan gitmesi gerektiği konusunda aynı fikirde olduğunu belirten Obama, "Bu (Esed'in iktidardan gitmesi), krizi çözmenin tek yolu" ifadesini kullandı. "Esed'in gitmesi ne kadar kısa sürede olursa o kadar iyi" diyen Obama, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Asıl soru bunun ne şekilde olacağı. Zaten bunları konuştuk. Suriye'deki şiddet ve sıra dışı durum için sihirli bir formül yok. Olsaydı, Sayın Başbakan (Erdoğan) ve ben bununla ilgili harekete geçerdik ve çoktan bitirmiş olurduk. Bunun yerine yaptığımız şey, uluslararası baskıyı artırmak, muhalefeti güçlendirmek. Cenevre'deki görüşmelerin, Rusya'nın ve Suriye'de her kesimi içerecek siyasi geçişin temsilcilerinin de katılımıyla, sonuç verebileceğini düşünüyorum. Ancak bu sırada, muhalefete yardım ve insani durumla ilgilenmeye devam edeceğiz. Türkiye ile de yakın istişare içinde olmayı sürdüreceğiz çünkü Türkiye'nin de bu durumdan derinden etkilendiğini biliyoruz."

"ABD'nin tek taraflı eylemin sonuç getireceğini düşünmüyorum"

Obama, Suriye konusunda "kırmızı çizgi"siyle ilgili olarak da "Daha fazla kanıt toplarken ve bu konuda birlikte çalışırken, Esed rejimine ellerinden gelen tüm baskının ortaya konması ve siyasi değişimi hayata geçirmek için muhalefetle birlikte çalışılması noktasında uluslararası topluma ek bir neden, ek bir mekanizma olarak bildiğimiz her şeyi sunabildiğimizden emin olmak istiyoruz" diye konuştu.

ABD'nin zaten şu anda ilgilendiği birçok seçenek bulunduğunu ve Suriye içindeki kimyasal silahların uzun vadede hem müttefik, dost ve bölge komşularının hem de ABD'nin güvenliğini tehdit etmesi nedeniyle diplomatik ve askeri anlamda ek adımlar atılması seçeneğini muhafaza ettiğini vurgulayan Obama, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ama bu aynı zamanda uluslararası bir sorun ve benim umudum, Suriye'de barış, kimyasal silahlar ve bölge konusuna istikrar getirecek bir çözüm için Türkiye dahil bu konuya müdahil tüm taraflarla çalışmayı sürdüreceğimize yönelik. Ama bu, ABD'nin tek başına yapacağı bir şey değil ve Başbakan Erdoğan dahil bölgede kimsenin, ABD'nin tek taraflı eyleminin Suriye'de daha iyi sonuç getireceğini düşündüğünü sanmıyorum."

Erdoğan: "Suriye konusunda mutabakat içindeyiz"

Başbakan Erdoğan da, burada yaptığı konuşmada, Washington'da bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirterek, "Türkiye'nin yakın müttefiki, ABD Başkanı değerli dostum Barack Obama ile görüşmek üzere bir kez daha Washington'da bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Gösterilen ev sahipliğine özellikle şahsım, heyetim adına şükranlarımı ifade etmek istiyorum" diye konuştu.

Tüm ABD halkına Boston'daki terör saldırıları nedeniyle bir kez daha başsağlığı dileyen Başbakan Erdoğan, "Uzun yıllardır terörle mücadele eden ve terör nedeniyle ağır kayıplar vermiş bir ülke olarak ABD'nin ve halkının hissiyatını çok yakından anladığımızı ifade etmek isterim" ifadesini kullandı.

Başbakan Erdoğan, "Türkiye ve ABD olarak terörle ortak mücadelemizi sürdürme konusunda son derece kararlıyız. Türkiye ve ABD Ortadoğu'dan Balkanlara, Doğu Akdeniz'den Kafkaslara, terörle mücadeleden enerji arz güvenliğine kadar çok geniş bir alanda güç birliği sergiliyorlar, güçlü bir işbirliği sergiliyorlar" değerlendirmesinde bulundu.

Başbakan Erdoğan, görüşmelerin bölgesel meselelerle ilgili kısmında Suriye'nin bir numaralı konuları olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: "Şu ana kadar geldiğimiz süreci, bundan sonra yapılabilecek olanları görüştük. Burada düşüncelerimizin örtüştüğünü, az önce Sayın Başkan'ın ifadeleriyle hep birlikte dinledik. Bu konuyu akşam yapacağımız görüşmede daha detaylı olarak ele alacağız. Suriye'de kanlı sürecin sonlandırılması, halkın meşru taleplerini karşılayan yeni bir yönetimin inşası konusunda, ABD ile tam bir mutabakat içerisindeyiz. Bu noktada muhalefetin desteklenmesi ve Esed'in gitmesi, Suriye'nin terör örgütlerinin faaliyet sahası olmasının engellenmesi, kimyasal silahların kullanılmasının engellenmesi, bütün azınlıkların güvenliklerinin temin edilmesi öncelikli olarak önem arz etmektedir. Bu öncelikli konularda yapılması gerekenleri Sayın Başkan ile ele aldık ve akşamki görüşmemizde de bunları detaylandıracağız."

"Irak'ta istikrarlı bir dönemin başlaması ABD ile ortak arzumuz"

Başbakan Erdoğan, Irak'ın da gündeme alındığını ifade ederek, "Irak'ta seçimlerin şeffaf şekilde yapılmasının ve bütün siyasi grupların sürece katılmasının sağlanması önem arz ediyor. Irak'ta her kesimin katılımıyla huzurlu ve istikrarlı bir dönemin başlaması ABD ile ortak arzumuz" dedi.

Ortadoğu'daki barış sürecini de değerlendirdiklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "Gazze'ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisine yönelik saldırıda hayatını kaybeden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ve bir ABD vatandaşı için tazminat ödenmesi konusunda, bildiğiniz gibi İsrail Hükümetiyle çalışmalar devam ediyor. Gazze'ye yapacağım ziyaretin gerek İsrail-Filistin barışına gerek Filistin'in ittifakına önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum."

"Gazze ziyareti Haziran ayında"

Başbakan Erdoğan, Gazze'ye planladığı ziyaretiyle ilgili soru üzerine, "Benim şu andaki planımda büyük ihtimalle haziran ayı içerisinde bir Gazze ziyaretimiz söz konusu. Ziyaret, sadece Gazze'ye olmayacak, aynı zamanda Batı Şeria'ya da bir ziyaret gerçekleşecek. Ortadoğu'nun barışında bu ziyaretimizi çok önemsiyorum. Özellikle burada bir grubun sahiplenilmesi gibi bir şey olamaz. Bunun Filistin uzlaşı sürecine de katkı getirmesini, katkı vermesini özellikle çok çok benimsiyorum ve temennim odur ki bu ziyaretle bu sürece katkıda bulunmuş olalım" diye konuştu.

Bir gazetecinin, Suriye'nin sahip olduğu kimyasal silahlarla ilgili Türkiye'nin elinde kanıtlar olduğunun bilindiğini belirterek, söz konusu kanıtlara ilişkin Obama'ya sunum yapılıp yapılmadığını ve Türkiye'nin bundan sonraki süreçte ABD'den ne beklediğini sorması üzerine Erdoğan, şunları söyledi:

"Öncelikle gerek kimyasal silahlar konusu gerek atılan, kullanılan füzeler konusu bütün bunlarla ilgili belge, bilgi bunları ilgili birimlerimiz birbirleriyle paylaşıyorlar. Burada sadece Amerika ve Türkiye değil, aynı şekilde İngiltere, onlar da yine bu tür bilgilere, belgelere sahipler. Bu konuları aramızda tabii aramızda paylaşıyoruz ve zaten ilgili birimlere de başta BM Güvenlik Konseyi olmak üzere bunları vakti saati geldiğinde aktarmak suretiyle de bu kamuoyunun bilgilendirilmesini de sağlamış olacağız. Süreci bu şekilde ilgili birimlerimizle sürdüreceğiz."

"Suriye konusundaki hassasiyetini görmek istiyoruz"

Erdoğan, ABD'nin Suriye'deki çabaları güçlendirmemesi durumunda sürecin ne şekilde etkileneceği yönündeki soruya ise, "Tabii şu anda siz bardağın boş tarafını gösteriyorsunuz. Ben bardağın dolu tarafından olaylara bakmak istiyorum ve şu anda bizler uluslararası camianın Suriye konusundaki hassasiyetini görmek istiyoruz" yanıtını verdi.

"Şu anda uluslararası camianın hassasiyetini göstermesi için Türkiye olarak biz çaba göstereceğiz" diyen Erdoğan, şöyle devam etti: "İnanıyorum ki ABD aynı şekilde bu çabayı gösteriyor ve diğer ülkeler gerek BM Güvenlik Konseyi gerek Arap Ligi gerekse tüm bunların dışında olduğu halde buna hassasiyet gösteren ülkeler var ve bizler bu süreci daha da hızlandırabilmenin şu anda gayreti içerisindeyiz. Nitekim bu seyahatten sonra çok daha farklı ülkeleri ben de Dışişleri Bakanım da dolaşmak, ziyaret etmek
suretiyle bu süreci daha nasıl hızlandıracağız, nasıl daha az insan ölsün ve bir demokratik rejim Suriye'ye süratle nasıl gelsin? Bizim derdimiz, otokratik bir rejimden, bir diktatörlükten Suriye'yi kurtarmaktır. Bu da öyle zannediyorum ki demokrasiye inanmış tüm ülkelerin ortak sorunudur. Bunu başarmak için bu yoldaki gayretimizi sürdüreceğiz."

"Amerika ile süreci kararlı şekilde sürdüreceğiz"

Türkiye'nin, şimdiye kadar Suriye halkına yaptığı insani yardımların değerinin 1,5 milyar dolara ulaştığına dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu: "Bunu bir de biz şu anda açık kapı politikasıyla hala devam ettiriyoruz ve devam ettireceğiz. Çünkü 910 kilometre bir sınırımızın olduğu ülke Suriye. Akrabalık ilişkilerinin olduğu bir ülke Suriye ve bunu bölge barışı için çok çok önemsiyoruz. Çünkü bölgede zaten bir İsrail-Filistin normalleşme süreci için atılan adımlar var, gayretler var. Yeni yeni başımıza başka sıkıntılar açmamızın bir anlamı yok. Biz, biliyorsunuz bir ara da Suriye İsrail arasındaki ilişkilerin barışa yönelmesi noktasında adımlar atmıştık ki 5 bölümde bu çalışmalar yürüdü ama 5'inden sonra maalesef kesilmişti. Temenni ederim ki bölge barışı için atacağımız bu adımlar neticeyi verir ve Amerika ile bu süreci de kararlı bir şekilde sürdüreceğiz."

Erdoğan, Suriye'deki olaylarla ilgili başka bir soruya karşılık da "Bu konuda özellikle BM Güvenlik Konseyi'nin atacağı adım veya bu Cenevre süreci önem arz ediyor. Bunları aramızda değerlendireceğiz" ifadelerini kullandı.

Yağmur altında basın toplantısı

Başbakan Erdoğan ve Obama, basın toplantısını, ABD'de önem verilen konuklar için nadiren açılan Rose Garden'de düzenledi. Toplantı, Erdoğan ve Obama'nın baş başa ve heyetlerarası görüşmelerinin planlanandan yaklaşık 30 dakika uzun sürmesi nedeniyle, 45 dakika geç başladı.

İki lider basın toplantısı için kameraların karşısına geçtiği anda yağmur başladı. Başbakan Erdoğan, konuşmasının sonunda, "Yağmurdan kaçtığım için değil, yağmuru bir bereket olarak görüyorum. Kaçmak asla söz konusu değildir. Görüşmelerimizin ülkelerimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum" dedi.

Gazetecilerin sorularını yanıtlarken yağmurun şiddetini artırması üzerine Obama, "Bugün hava bizle işbirliği yapmıyor. İyi bir ev sahibi olduğumdan emin olmak istiyorum. Şemsiye ister misiniz?" diye Başbakan Erdoğan'a sordu.

Başbakan Erdoğan'ın teşekkür etmesi üzerine, Obama, danışmanlarına dönerek "Deniz piyadelerinden destek alalım, yanımızda iyi duracaklar" diyerek espri yaptı. Askerler, yağmur dinene kadar iki lidere şemsiye tuttu.

Basın toplantısının ardından, Başbakan Erdoğan, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ve ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'in onuruna verdiği öğle yemeğine katılmak üzere Rose Garden'dan ayrıldı.

ABD Başkanı Barack Obama, Başbakan Erdoğan'ı makam aracına kadar uğurladı. Obama, araç hareket edene kadar bekledi ve Erdoğan'a el salladı.

cnnturk.com, 16.05.2013

Erdoğan ile Obama Beyaz Saray'da görüşüyor
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la ABD Başkanı Barack Obama arasındaki tarihi görüşme başladı. Beyaz Saray'daki tarihi görüşmeye ilk kez bir MİT müsteşarı da katılıyor.

Merasim Kıtası tarafından karşılanan Başbakan Erdoğan, TSİ 16.45'te Beyaz Saray’a giriş yaptı.

ABD Protokol Şefi Büyükelçi Capricia Marshall eşliğinde Beyaz Saray'a giren Erdoğan daha sonra Obama ile bir araya geldi.

Obama ile görüşen Türk heyetinde Erdoğan'ın yanı sıra Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Ak Parti Genel Başkan Yardımcıları Numan Kurtulmuş ve Mevlüt Çavuşoğlu, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız MİT Müsteşarı Hakan Fidan, AK Parti Grup Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Namık Tan da bulunuyor.

Görüşmenin gündemindeki başlıklar arasında Suriye'deki iç savaş ve Kuzey Irak petrolü öne çıkıyor.

Obama-Erdoğan görüşmesinin en az iki saat sürmesi ve görüşmenin ardından bir ortak basın toplantısı düzenlenmesi bekleniyor. Ortak basın toplantısı, "Rose Garden"da (Gül Bahçesi) yapılması öngörülüyor

Basın toplantısının ardından Erdoğan, Başkan Yardımcısı Joe Biden ve Dışişleri Bakanı John Kerry ile resmi öğle yemeği resepsiyonuna katılacak.

Akşam saatlerinde ise Obama ile Erdoğan bir çalışma yemeğinde bir araya gelecek.

ERDOĞAN'IN BUGÜNKÜ TAHMİNİ PROGRAMI:
16.45-18.45
Beyaz Saray’ın önündeki Lafayette Parkı’na bakan resmi konukevi Blair House’dan çıkacak Erdoğan, yürüyerek Beyaz Saray’a girecek. Burada tören kıtası tarafından karşılanacak. Obama ise Erdoğan’ı Oval Ofis’te bekliyor olacak. İki lider, daha sonra kendi heyetleriyle Bakanlar Kurulu odasına geçecekler ve burada iki saatlik bir toplantı gerçekleştirecekler.
19:00-20:00 Toplantının ardından iki lider Oval Ofis’in önündeki bahçe, Rose Garden’a gelerek burada ortak bir basın toplantısı gerçekleştirecek. Bugün kentte havanın 27 derece olması beklenirken meteoroloji yağış veriyor. Yağmur yağması halinde toplantı Beyaz Saray’ın içindeki East Room’a alınacak. Basın toplantısı için Türkiye’den gelen gazetecilerden 55’ine Beyaz Saray’dan akreditasyon alındı. Toplantı sırasında liderler dört soru kabul edecek. Bunların ikisi Türk gazeteciler, ikisi Amerikalı gazeteciler tarafından sorulacak. Türk gazetecilerin sorularının Obama-Erdoğan görüşmesine ilişkin olacağı kesin. Ancak o günkü basın toplantısı Amerikalı gazeteciler için Obama’ya AP çalışanlarının telefon dinlemesine maruz kalması meselesini sorma fırsatı vereceğinden Amerikalılar sorularını büyük ihtimalle iç politika konularına ayıracak.
20.30-22.00 Erdoğan, Beyaz Saray’ın ardından 6 blok ötedeki ABD Dışişleri Bakanlığı’na geçecek ve burada Başkan Yardımcısı Joe Biden ile Dışişleri Bakanı John Kerry’nin onuruna vereceği öğlen yemeğine katılacak. Dışişleri Bakanlığı’nın büyük Diplomatik Kabul Salonu’nda gerçekleşecek yemeğe 220 davetli katılacak.
22.30-23:00 Yemekten sonra Erdoğan ABD Kongresi’ne gidecek ve burada Temsilciler Meclisi Başkanı John Boehner ile bir araya gelecek. Yarım saat sürmesi planlanan görüşme basına kapalı gerçekleşecek.
23.15-00:15 Kongre’den sonra Erdoğan yeniden Beyaz Saray’ın olduğu bölgeye dönecek ve burada parkın hemen karşısındaki ABD Ticaret Odası’na geçecek. Burada da ABD Dışişleri’nin Ekonomiden Sorumlu Bakan Yardımcısı Jose Fernandez’in yönetiminde, işadamlarıyla yapılacak bir yuvarlak masa toplantısına katılacak.
01.30-03.30 Toplantıdan sonra günün son programı için Erdoğan yeniden yürüyerek parkı geçecek. Ve Beyaz Saray’a girecek. Burada Başkan Obama ile iki saatlik basına kapalı bir akşam yemeği yiyecek.
 

 Hürriyet, 16.05.2013

Erdoğan ve Obama'nın Suriye satrancı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın haftalardır beklenen Amerika Birleşik Devletleri gezisi başlıyor.

Çarşamba sabahı erken saatlerde Andrews Hava Kuvvetleri Üssü'ne inecek olan Erdoğan ve beraberindeki heyet, Çarşamba günü öğleden sonra Türk Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi inşaatını incelemek üzere Maryland'a geçecek.

Perşembe sabahı 9.45'de ise Başbakan Erdoğan ve beraberindeki heyet Beyaz Saray'a Merasim Kıtası eşliğinde girecek.

Her ne kadar Obama'nın Türkiyeli misafiri bu kez daha gösterişle karşılanacak ve Beyaz Saray'ın özel misafirhanesi olan Blair Konukevi'nde daha ihtimamla ağırlanacak olsa bile, müzakerelerin ana konusu Suriye krizi üzerine taraflar arasında ciddi bazı görüş ayrılıkları var.

ABD: 'Cenevre II'

2012'nin Haziran ayında Cenevre'de anlaşılan, ama daha sonra özellikle Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın kaderi üzerine anlaşmazlıklardan dolayı hayata geçirilemeyen Cenevre Bildirisi, geçen hafta ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin Rus muhatabı Sergei Lavrov ile yaptığı anlaşmadan sonra Cenevre II şeklinde yeniden hayata döndü.

Kerry, Salı sabahı İsveç'in başkenti Stockholm'da yaptığı basın toplantısında, Rusya'nın kendisine Suriye tarafından Cenevre'ye katılacak isimlerin bildirildiğini açıklamıştı.

Kerry aynı basın toplantısında, Esad'ın masaya oturmaması durumunda yeniden büyük bir hesap hatası yapmış olacağını söyledi ve ekledi: "o halde açıktır ki Suriyeli muhalifler ekstra yardıma ulaşacaktır, fazladan çaba sarfedilecektir, ve maalesef şiddet sona ermeyecektir"

Ancak Suriyeli muhaliflerden halen net bir cevap gelmiş değil.

Suriye Koalisyonu geçici başkanı George Sabra, dün İstanbul'da yaptığı basın toplantısında, "biz halen karar alabilmek için Suriye içindeki güçler, ve Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar gibi bölgedeki müttefiklerimize danışmaya devam ediyoruz." dedi.

BBC Türkçe'ye konuşan Türkiye'den bazı diplomatik kaynaklarsa, durumu şöyle açıklıyor: "ABD, Cenevre II konferansının başarılı olmasını istiyor. Biz de istiyoruz. Ama aynı zamanda, Reyhanlı'da olanlardan sonra ABD'nin de hem Esad rejimine hem de dünyaya kararlılığını anlatması ve göstermesi gerekiyor.

Eğer ABD bir müttefiki olarak Türkiye'ye Reyhanlı'da yapılan saldırıya karşı gerekli duruşu sergilemezse, sadece Türkiye'nin güvenliği değil aynı zamanda ABD'nin de müttefiklerini koruma noktasında güvenilirliği zedelenecektir.

Cenevre Konferansı'nın başarıya ulaşması için ABD Türkiye'nin Suriyeli muhalifler üstündeki etkisini kullanması isteyecek. Ama ABD'nin de Türkiye'nin endişelerine karşılık vermesi gerekiyor. ABD'nin Suriye konusunda kararlılık göstermesi Türkiye'nin Suriyeli muhalifleri Cenevre II konusunda ikna etmesi için önemli olacak."

Cenevre'ye Karşılık ABD Kararlılığı

Başbakan Erdoğan Washington'a uçmadan önce Amerikalı NBC kanalına verdiği mülakatta, ABD öncülüğünde ilan edilecek bir uçuşa yasak bölgeyi destekleyeceğini açıkça anlatmıştı.

Buna karşılık, Türk tarafının, uçuşa yasak bölge, Suriye içinde güvenli bölgeler kurulması ve en kısa zamanda Suriyeli isyancıları silahlandırma gibi politikaların hayata geçirilmesini istediği -en azından bu seçeneklerin güçlü bir şekilde masaya konmasını istediği- biliniyor.

Obama hükümetine yakınlığıyla bilinen Center for American Progress (Amerikan Gelişim Merkezi) düşünce kuruluşunda Türkiye uzmanı Michael Werz, BBC Türkçe'nin konu ile ilgili sorusuna karşılık, uçuşa yasak bölge kurulmasının büyük ihtimalle 'savaş ilanı' gerektirdiğini; dahası bunun ülkedeki savaşı bitirip bitirmeyeceğinin bilinmediğini ileri sürdü.

Werz'e göre sonu belli olmayan askeri müdahaleler ve önlemler yerine, Amerika siyasi bir çözüm bulunmasına vurgu yapmaya devam edecek.

Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Etütler Merkezi CSIS'in Türkiye masası direktörü Dr. Bülent Alirıza da, ABD yönetiminde önceliğin El Kaide ile bağlantılı El Nusra gibi grupların kuvvet kazanmaması olduğunu; bu tür aşırılık yanlısı gruplar konusunun Esad'ın gitmesinden bile daha öncelikli bir hal almaya başladığını söyleyerek, iki başkentin Suriye konusundaki önceliklerinin farklı olduğunun altının çizdi.

Beyaz Saray'dan ilk Reyhanlı Tepkisi

Cumartesi Reyhanlı'da meydana gelen bombalamanın ardından ABD Dışişleri Bakanı John Kerry bunu kınayıp müttefiki Türkiye'nin başına gelenlerden dolayı etkilendiğini belirtmiş, ama Beyaz Saray bir açıklama yapmamıştı.

Yine de Salı günü yapılan basın toplantısında BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Beyaz Saray Basın sözcüsü Jay Carney, ABD'nin Reyhanlı'da meydana gelen bombalamayı kınadığını ve "Türkiye'yle birlikte bu korkunç şiddete karşı durduklarını" söyledi.

Carney ayrıca hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı ve yaralananlara da acil şifalar diledi.

Carney, Reyhanlı ile sözlerini şöyle sürdürdü: "Her zaman hatırlanması gereken bir şeyi Başbakan'ın gelmesiyle bir kez vurgulayabiliriz: Türkiye bizim en önemli müttefiklerimizden. Türklerle birlikte omuz omuza çalışarak terör tehditlerine karşı durduk ve bu saldırı birlikte çalışarak halklarımızı koruma, ve bölgedeki istikrarsızlık ve şiddetle mücadele etme azmimizi güçlendirmiştir."

Carney ayrıca Reyhanlı olayının iki liderin görüşmesi esnasında ele alınacağının kesinlikle beklediğini söyledi.

Erdoğan'ın ziyareti ile ilgili soruya Carney şunları ekledi: "Dost ve NATO müttefiki olan Türkiye ve ABD, önemli küresel ve bölgesel konuları görüşecek. Suriye de, liderlerin ilgi alanı içinde olması itibariyle görüşülecektir. Buna ek olarak Ortadoğu'da istikrar, ticari ve ekonomik ortaklık, ve küresel terörizmle mücadele de görüşülecek. Başbakan'ın ziyareti ABD ile Türkiye arasındaki yakın arkadaşlığın, ve ilişkilerin genişletilip derinleştirilmesine verilen büyük önemin göstergesidir."

BBCTurkish.com, 15.05.2013

Erdoğan ABD'de
ABD Başkanı Obama ile bir araya gelecek olan Başbakan Recep Tayyip Eroğan’ın görüşmede Suriye konusunu gündeme getirmesi bekleniyor. Afp’nin yayımladığı haber-analizde tarafların görüşmeden beklentileri ele alınıyor.

Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'de görkemli bir şekilde karşılandı. ABD Başkanı Barack Obama Erdoğan ile ikili görüşmeye iki saat zaman ayıracak ve Beyaz Saray'da Erdoğan onuruna bir akşam yemeği verecek. Erdoğan'a ABD'de layık görülen ‘VIP' (çok önemli kişi) konumu, Türkiye'nin ABD açısından ne denli önemli bir ortak olduğunu ortaya koyar nitelikte. Ancak gözlemcilere göre, Erdoğan'ın ABD'nin Suriye ihtilafında Türkiye'ye güçlü şekilde arka çıkması umudu boşa çıkabilir.

Başbakan Erdoğan geçen hafta yaptığı açıklamada, Obama ile görüşmesinde Suriye'de rejime bağlı birliklerin kimyasal silah kullandığına dair yeni kanıtları Obama'ya sunacağını açıklamıştı. Türk hükümeti, kimyasal silah kurbanı olduğunu öne süren kişilere kan tahlili yapılmasına önayak olmuştu. Ankara, ABD'nin kontrolünde Suriye sivil halkının korunması ve iki yıldan uzun bir süredir devam eden ihtilafın rejim muhalifleri lehine sonuçlanması amacıyla Suriye üzerinde uçuşa yasak bir bölge oluşturulmasını arzuluyor.

Suriye ile 900 km.'lik sınırı bulunan Türkiye, ABD ve diğer Batılı ortaklardan farklı olarak Suriye'deki iç savaştan doğrudan etkileniyor. Erdoğan'ın Obama'ya geçen hafta 51 kişinin hayatına mal olan bombalı saldırıların hedefi Reyhanlı'daki durumu anlatması bekleniyor. Erdoğan, saldırıların Suriye yönetimi ile bağlantılı olduğunu söylemişti. Türkiye şimdiye kadar yaklaşık 300 bin Suriyeli mülteci kabul etti.

ABD Suriye'ye askeri müdahalede bulunur mu?

Ancak ABD, Irak ve Afganistan'daki kanlı ve uzun süreli operasyonlardan sonra yeni bir askeri ihtilafın içine çekilmek istemiyor. Siyasi gözlemcilere göre, Erdoğan'ın bu tutumunu Erdoğan'ın sunacağı kimyasal silah kanıtlarının da değiştirmesi beklenmiyor. Zira ABD'nin elinde kimyasal silahlara dair yeterince kanıt bulunduğu, buna dayanarak bir askeri müdahalede bulunacak olsa ABD’nin Erdoğan’ın elindeki kanıtları beklemeyeceği ifade ediliyor. Obama, aylardır Suriye'deki rejim muhaliflerinin ABD'den doğrudan askeri yardım alıp almaması gerektiği konusunda gelgitler yaşıyor. Geçen hafta, zırhlı araçlar da dahil olmak üzere yoğun destek ihtimali dile getiriliyordu. Ancak henüz bu yönde herhangi bir adım atılmadı.

ABD, muhalifler arasında Suriye iç savaşından zaferle çıkacak kesimin radikal İslamcılar olmasından endişe ediyor. Erdoğan'ın ABD ziyareti öncesinde internette, öldürülen bir Suriyeli askerin kalbini yerken görülen bir muhalifin görüntüleri yayınlandı. Bu tür insanlarla ne Türkler ne de Amerikalılar herhangi ilişki içerisinde olmak ister.

dw.de, 15.05.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.