Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > 'Çözüm adımlarına engel konulmamalı'

'Çözüm adımlarına engel konulmamalı'

162 aydın yayınladıkları bildiriyle hükümetin Kürt açılımına destek verdi. Bildiride imzası bulunan Adalet Ağaoğlu, Tanıl Bora, Gençay Gürsoy ve Fuat Keyman Kürt sorununa çözüm önerilerini ntvmsnbc'ye değerlendirdi.

İSTANBUL - Hükümetin "Kürt açılımı" tartışılırken aralarında gazeteci, yazar, sanatçı, akademisyen ve meslek örgütü temsilcilerin de bulunduğu 162 aydın Kürt sorununun adil, demokratik, barışçı çözümü için atılan adımları sonuna kadar desteklediklerini belirten bir bildiri yayınladılar.

Yayımlanan metinde "Bizler, on yıllardan beri devam eden, binlerce insanımızın yaşamına, onarılmaz acılara, maddi ve manevi kayıplara malolan, toplumsal dokumuzu bozan, ülkeyi etnik çatışmaların eşiğine getiren Kürt sorununun adil, demokratik, barışçı çözümü için atılan adımları sonuna kadar destekliyoruz.

Kanın durması, barış, dostluk ve karşılıklı güvenin yeniden kurulması ve onarılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne hayati ve ertelenmez bir sorumluluk düştüğüne inanıyoruz.

Bu inançla, soruna cesaretle eğilen ve çözüm arayan her girişimi, barış ve çözüm yolunda adım atan bütün kişi ve kurumları destekliyor; barış çabalarını kendi dar çıkarları ve savaşçı emelleri uğruna engellemeye çalışanları tarih ve toplum önünde kınadığımızı bildiriyoruz" denildi.

Metne imza atan isimlerden Yazar Adalet Ağaoğlu, Araştırmacı-yazar Tanıl Bora, Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy ve Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fuat Keyman Kürt sorununa barışcıl çözüm önerilerini, hükümet girişimini ve muhalefetin tutumunu ntvmsnbc'ye anlattı.
 

Adalet Ağaoğlu (Yazar)

HEM AKLIMLA HEM YÜREĞİMLE İMZALADIM
Bu bildiriyi bilerek ve severek imzaladım. Hem aklımla hem yüreğimle kaçamaksız kabul etmiş bulunuyorum. Çünkü bu sorunun bir an önce çözülmesini istiyorum. Çözümü önleyecek herşeye karşıyım. Şimdi bu noktaya gelindiğini, bir ilerleme olduğunu görmek benim için bir umut.

ERKEN KONUŞMAMAK LAZIM
Şimdiden birşey söylemek de zor. Çünkü Türkiye’de şartlar günü birlik değişiyor ama şimdiye kadarki yaklaşımları umut verici buluyorum. Yani ilerisi için erken konuşmamak lazım ama şu anda atılan adımlar doğru.

MECLİS ÇATISI ALTINDA ÇÖZÜLMELİ
Açılımla ilgili nelerin hayata geçirilip geçirilmeyeceğini zamanla göreceğiz. Benimki toptan bir umut da değil. Adımları yıpratıcı engellere karşı halkın uyanık olması lazım. Oy için, makam için bu sorunu engellemeye çalışıyorlar. Bu sorun meclis çatısı altında çözülmeli. Ben bağımsız bir insanım ama bu konuda kim iyi bir iş yapıyorsa onu desteklerim. Bu sorun çözülmeli çünkü...

Tanıl Bora (Araştırmacı-Yazar)

JEST DÜZEYİNDE GELİŞMELER VAR
Şu anda jest düzeyinde gelişmeler var. Jestler onarıcı ve umut vericidir. Bunları küçümsemenin, başlı başına tahripkar olduğunu ve umudu öldüreceğini, herhangi bir çözüm iradesini baltalamaya yarayacağını düşünüyorum. Bununla beraber, somut adımlarla tamamlanmazsa, jestlerin arkalarında büyük hayal kırıklıkları yaratarak buhar olmasından elbette korkmalıyız.

YASAKSIZ, KIRMIZI ÇİZGİSİZ BİR ORTAM
Birinci öncelikli adımın, Kürt sorununun tamamen yasaksızca, kırmızı çizgisiz konuşulabileceği özgür tartışma ortamının sağlanması, buna yönelik hukuksal engellerin tasfiyesi olduğunu düşünüyorum. Zira sağ salim bir çözüme ulaşmanın zeminini oluşturmak, sağlıklı bir çözümün olmazsa olmaz koşuludur.

DTP’YE YAPILAN MUAMELE
Buna, DTP'nin kriminal örgüt muamelesi görmekten çıkarak 'eşit' bir siyasal parti olarak tanınması, DTP'li belediyelerine dönük kronik kovuşturmaya son verilmesi eşlik etmelidir. Bu da hukuki bir problem değil, tutarlı demokratik siyasal uygulama ve yine jestlerle çözülecek bir meseledir.

GEÇMİŞLE HESAPLAŞMA
Yasal düzeyde ise ilk anlamlı adım, dünyanın her yerindeki benzer deneyimlerde olduğu gibi ve sözünü ettiğim ortamı hazırlamak üzere, bir siyasal af ve geçmişle hesaplaşmaya dönük bir kamusal süreç başlatılmalı.

Prof. Dr. Gençay Gürsoy (Türk Tabipleri Birliği Başkanı)

EVE DÖNÜŞ SÜRECİNİ BAŞLATACAK YASAL ZEMİNİ HAZIRLANMALI
Kürt sorunun özgürce tartışılabileceği demokratik ortam oluşturulmalı. Konuyla ilgili önerileri olan herkesin kendini sansürlemeden, tartışmaya katılabileceği ortamın hazırlanması lazım. Bu, büyük çapta hükümetin, siyasi partilerin sağduyulu davranışlarıyla ortaya çıkabilecek bir tablo. Bunun arkasından bir tür eve dönüş sürecini başlatacak yasal zemini hazırlamak lazım. Bunlar için çeşitli formüller ileri sürülebilir, tartışılabilir. Buna af adının kullanılmasının çok doğru olmadığı kanısındayım. Bu bir tür geçmişte de uygulanan, eve dönüş sürecinin gerçekleşmesini sağlayacak bir yasal düzenleme olmalıdır.

Bütün bu yaklaşım içinde iki travmaya uğramış toplum sözkonusu; hem Türk toplumu hem de Kürt toplumu. Bir taraftan Kürt toplumunun onurunu kırmamaya özen gösterirken bir taraftan da binlerce şehidin acısını çeken annelerin rencide olamamalarını sağlayacak bir formül bulunabilir.

ANAYASAL VATANDAŞLIK TANIMI GEREKİYOR
Bunların arkasından saymakla bitmeyecek yapılacak iş var. Bunları bazıları kolay yapılacak şeyler. Mesela; kültürel adımlar, Kürdoloji enstitüleri kurulması, dil kullanımı konusundaki yasakların kaldırılması, başlangıçta seçmeli ders ile okullarda Kürtçe öğrenimine izin vermek daha sonra bunu daha da genişletme yollarını aramak, özel televizyonlarda Kürtçe yayını teşvik etmek...

Bu süreçten sonra Kürt toplumu için daha temel sorunlara el atmak lazım. Bunların başında kimlik sorunu geliyor. Anayasal vatandaşlık olarak ifade edebileceğimiz etnik ve dinsel tanımlardan soyutlanmış bir vatandaşlık tanımı gerekiyor. Bunun için anayasada ille de Kürt sözcüğünün geçmesi gerekmiyor. Zaten böyle bir talepleri de yok. Etnik kimliğe gönderme yapmayan bir vatandaşlık tanımı talep ediliyor bu karşılanabilecek bir şey. Yerel yönetimlere tanınabilecek haklarla ilgili olarak bölgesel anlam taşımayan bütün Türkiye’yi ilgilendiren adımlar atılabilir. Bütün bunlar yapılabilir mi diye soracak olursanız... Çok zor. Ama bu konuda 80-100 yıllık geçmişi olan Türkiye’de her iki halka da çok büyük bedeller ödetti. Dolayısıyla inatla, ısrarla bu sorunu çözmek için siyasal iradenin ortaya çıkması lazım.

BAŞBAKAN'IN İFADELERİ OLUMLU VE YAPICI
Hükümet daha somutlaşmış bir programla kamuoyuna açılsaydı belki daha iyi olurdu. Ama bu yöntemi de yadırgamıyorum. Tartışmalarla bir proje geliştirme çizgisi güdüyor bu da kabul edilmeyecek bir tablo değil. Gösterilen bu kadar reaksiyonu çok haklı bulmuyorum. Başbakanın dünkü konuşmasında belki de bugüne kadar siyasi yönetici konumunda olanlar içinde en olumlu, en yapıcı sözcükleri, bizim çok çok ihtiyacımız olan duygusal özdeşlik duygusunu uyandıran ifadeleri görüyoruz. Bu olumlu bir tablo ama arkası gelir mi bundan emin değilim neticede bu iktidarın zaman zaman bir adım atıp sonra vazgeçtiği örnekleri yaşadık o yüzden ihtiyatla söylüyorum ama şu ana kadar ki gelişme bana ümit verici gözüküyor. MHP’nin tavrını son derece tehlikeli, provakatif buluyorum. Türkiye zaten geçiş süreçlerinde, gerginliklerin tırmandığı dönemler yaşıyor, bunu daha da körüklemek bir devlet adamına ve sorumluluk taşıyan, bunca şehitin acısını taşıyan bir siyasi partiye yakıştıramıyorum. CHP’nin tavrını da çok yapıcı görmüyorum. CHP yıllar önce sorunun çözümü konusunda program sahibi olan bir partidir. Bu programı kabul ettiğini ifade etmesi bile büyük bir adım olur.

Prof. Dr. Fuat Keyman (Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi)

DTP 'ASLİ UNSUR', CHP DE 'MİLLİ KİMLİK TÜRK’TÜR' SÖYLEMİNDEN VAZGEÇMELİ
Hükümetin ortaya koyduğu Kürt açılımı süreci desteklenmeli ve açılım içinde çözüme dönük iradeye ilgili aktörler başta hükümet olmak üzere CHP, DTP, MHP ve sivil toplum aktörleri destek olmalı.

İkinci olarak bu destek içinde çözümün olması için olmazsa olmaz koşul olan toplumsal güvenin, desteğin sağlanması için ortak bir dil yaratılmalı. Bu ortak dil vatandaşlık temelinde olmalı. Yani; DTP “Asli unsur”, CHP de “Milli kimlik Türk’tür“ söyleminden vazgeçmeli. AKP de hükümet olarak iradesini göstererek Türkiye’nin bu ortak dili anayasal vatandaşlık, vatandaşlık hakları ve özgürlükleridir noktasında buluşmalı.

SÜREKLİ BARIŞ VE GÜVEN SAĞLANACAK ORTAM OLUŞTURULMALI
Bu süreç olurken silahsızlanma temelinde başta PKK ve Kürt aktörleri silahsızlanmayı inandırıcı bir biçimde ortaya koymalı. Sürekli barışın ve güveninin sağlanacağı ortam oluşturulmalı.

AKP’nin bu süreçte başarılı olması DTP ile CHP’nin oynayacağı kilit role bağlı. DTP’yi bu süreçte şu ana kadar başarılı görüyorum. Sorunun çözümünde DTP kilit rolünü “asli unsur” ve Abdullah Öcalan’ı direk referans veren söylemlerden vazgeçerek yapmalı, böyle bir rolü var. CHP de şu ana kadar zikzaklı bir yol çizdi. Bir taraftan desteklemedi bir taraftan Baykal “iki kırmızı çizgimiz var” dedi. Bence doğrudur çözüm sürecinde bunlar olamayacaktır. Çözüm ne fedaratif bir ne de etnik bir yapıya götürecektir. Aslında tam da etnik yapıdan çıkacaktır.

ntvmsnbc.com, 13.08.09


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.