Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Arınç'tan tazminat açıklaması

Arınç'tan tazminat açıklaması

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Mavi Marmara saldırısına yönelik tazminatı görüşmek üzere bugün Ankara'ya gelen İsrail heyetiyle tazminat miktarının konuşulmadığını, sadece parametrelerin belirlendiğini söyledi.

Bakanlar Kurulu sonrası düzenlediği basın toplantısında konuşan Arınç, "İsrailli yetkililer ve Türk tarafının görüşmesi olumlu geçti. Tazminat miktarı konuşulmadı. Ödenecek miktar konusunda meblağın hesaplanmasında yönelik ilke ve parametreler belirlendi." dedi. Bundan sonraki toplantıda parametreler çerçevesinde tazminat miktarında tam mutabakat sağlandığında ve her iki tarafın yetkili makamlarınca onaylandığında meselenin bitmiş olacağını ifade eden Arınç, "Diplomatik ilişkilerimizin tam temsil düzeyine yükseltilmesinde önemli bir aşama geçilmiş olacaktır." şeklinde kaydetti.

Heyetle henüz tarihi belli olmayan ikinci bir toplantı gerçekleştireceklerini ve bu toplantının yeterli olmaması halinde üçüncü toplantıyla konunun çözülmüş olacağını söyleyen Bülent Arınç, "Türkiye hükümeti olarak özür, tazminat ile Gazze ve Filistin'e uygulanan ablukanın kaldırılmasının süratle çözülmesini istiyoruz." dedi.

İsrail heyetinin ilettiği parametreler arasında Uludere'nin kıstas alınması yönünde talep olduğu iddiaları sorulan Arınç, "Hayır kesinlikle böyle birşey yok ve olmadı." diye cevap verdi.

"BÖYLE BİR ŞEYİ TÜRK HÜKÜMETİNE TEKLİF ETMEK DE HERKESİN KARI DEĞİLDİR"

Arınç, "İsrail'in Akıncı Hava Üssü'nden yararlanma isteği gündeme geldi mi?" şeklindeki bir soruya ise söz konusu iddiaların yer aldığı Sunday Times gazetesinin haberini yalanlayarak cevap verdi. Bu haberin "yalan ve düzmece olduğunu" söyleyen Arınç, "Bu tür manipülatif haberlerin bugün ve bundan sonra daha çok çıkabileceğini tahmin ediyoruz." dedi. Haberin Dışişleri Bakanlığı'nca da yalanlandığını hatırlatan Arınç, "Gazetenin bunu ne amaçla yayınladığını biliyoruz. Hiçbir şekilde doğru olmayan manipülatif bir olay. Kesinlikle böyle bir şeyi Türk hükümetine teklif etmek de herkesin karı değildir." şeklinde kaydetti.

Paris ziyaretinde bazı Fransız basın yayın organlarına demeç verdiğini belirten Arınç, ancak İsrailli Maariv gazetesinin kendilerine özel mülakat vermiş gibi bir haber yayınladıklarını söyleyerek, böyle bir şey olmadığını vurguladı. İsrail gazetesinin görüşmelerden edindikleri bilgileri sanki mülakat vermiş gibi yayınladığını söyleyen Arınç, "Bu ve buna benzer yakıştırma haberler dedikodular ortaya çıkabilir. Birileri kendi çıkarları için de doğru görebilir.

Sunday Times ve diğer gazetelerden beklenen bir haber olarak görmek mümkün." dedi.

"HER OLAYDA, OLAYIN MAĞDURLARININ TAZMİNAT TALEPLERİ HUKUKİDİR"

Kendisine Mavi Marmara mağdurlarının tazminat istemediklerine dair haberler de sorulan Bülent Arınç, "Her olayda, olayın mağdurlarının tazminat talepleri hukukidir." dedi. Bu taleplerin mağdurlar için "hem vicdani hem hukuki hem de inançlarının gereği" olduğunu söyleyen Arınç, saldırıdan dolayı çeşitli yerlerde açılmış 27 tazminat davası olduğunu kaydetti. "Ancak her gün tazminat talebinin zikredilerek konuşulması tazminat miktarının söylenmesi bu şehit ailelerine zor ve ağır geldiğini vurgulayan Başbakan Yardımcısı Arınç, "Hükümet olarak amacımız, yaptığımız özürün ardından zararın tazmin edilmesidir." dedi.

Arınç, "Tazminat şahsa bağlı bir haktır. Bugün istersiniz yarın feragat edebilirsiniz. 500 den fazla şahsı taşıyan bir gemiden herkesin bu hakkını kullanmasını önlemek doğru değil. Sonunda bir karar vardığımızda yapacağımız kabul edenler için ödeme yapmak, kabul etmeyenler için feragatları alıp sonucu bağlamaktır. Devletten devlete tazminatla sonuçlandırmak uluslar arası hukukun kabul ettiği bir yöntemdir." dedi. Tazminat miktarının konuşulmasının aileleri rencide ettiğini söyleyen Arınç, "Çalışmaların sonucunu aldığımızda kendilerine bu teklifi rahatlıkla yapabileceğiz." diye ekledi.

Arınç: Kerry'nin açıklaması, diplomatik açıdan mahsurlu

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Gazze'ye yapacağı ziyarete ilişkin yaptığı açıklamanın "diplomatik açıdan mahsurlu" olduğunu söyledi. Arınç, Tecrübeli bir dışişleri bakanının kesinlikle bu açıklamayı yapmayacağını ifade eden Arınç, "Gerekli olan çalışmalar yapıldıktan sonra sayın başbakanımızın verdiği tarih Amerika'nın tarihine uyarsa ne ala; ama uymazsa biz bunu gerçekleştirmiş oluruz." dedi.

Bakanlar Kurulu sonrasında bir basın toplantısı düzenleyen Bülent Arınç, bu konuda kendisine yöneltilen bir soru üzerine John Kerry'nin açıklamasını değerlendirdi. Arınç, "Çok açık olmak lazım. Sayın Başbakanımız izin ve imkan bulabilseydi, sağlık şartları gündemi fevkalade yoğun olduğunu biliyoruz, imkan bulabilseydi belki nisan ayı içinde bunu gerçekleştirecekti. Ama her defasında size söyledim bu mayıs da olabilir daha farklı bir tarih de olabilir. Amacımız düşüncemiz niyetimiz sayın başbakanımızın bu bölgeyi ziyaretidir. Ama bu ziyaret için mutlaka kesin bir tarih vermek de mümkün değil doğru dade değil." diye konuştu.

Kerry Türkiye'ye üçüncü ya da dördüncü defa geldiğini hatırlatan Bülent Arınç, "Bu gelme gitmelerin bölgedeki olaylarla çok yakında ilgisi olduğunu, farklı konular olduğunu da düşünebiliriz. Bu Türkiye için bir prestijdir eksiklik değildir. Ancak sayın 'Başbakan'ın Mayıs ayı içerisinde gitmesini arzu etmiyoruz veya tavsiye etmiyoruz' şeklindeki açıklaması diplomatik açıdan mahsurludur, yanlıştır, doğru değildir." ifadelerini kullandı.

"HÜKÜMET KARAR VERİR"

Başbakanı veya bir Türk yetkilisinin ne zaman nereye gideceğine hükümetin karar vereceğini vurgulayan Başbakan Yardımcısı Arınç, şöyle devam etti: "Bunun dışında herhangi bir merciden izin almak veya onların olurlarını peşinen kabul etmek durumunda değiliz. Bunu sayın Kerry de dünya da bilir ki Türkiye ne zaman ne arzu ediyorsa bunu gerçekleştirecek güçtedir. Şu açıdan da bakabiliriz; elbette Türkiye sayın başbakanımızın bu ziyaretini çok önemli görüyorsa bu ziyaretin altyapısını ve en uygun zamanı kollaması gerekir. Bu sadece Türkiye'nin vereceği doğrudan bir kararla ilgili olmayıp Filistin ya da Gazze'yle de ilgili olabilir. Bu ziyaretin yapılacağı yerlerden de şu tarih uygundur diye bir karşılık gelmesi beklenebilir. Dolayısıyla gerekli olan çalışmalar yapıldıktan sonra sayın başbakanımızın verdiği tarih Amerika'nın tarihine uyarsa ne ala ama uymazsa biz bunu gerçekleştirmiş oluruz. Sayın dışişleri bakanının açıklamasını bu kapsamda düşünmek lazım."

"TECRÜBELİ BİR DIŞİŞLERİ BAKANI KESİNLİKLE BÖYLE YAPMAZDI"

John Kerry'nin bu açıklamasını kameralar önünde yapmasını nasıl değerlendirdiği sorulması üzerine ise Arınç, şu cevabı verdi: "Yani kameralar önünde yapılması düşüncelerini çok açık ve herhangi bir yanlış anlamaya yol açmayacak şekilde söyleme gayretinden ibarettir. Ama tecrübeli bir dışişleri bakanı kesinlikle böyle yapmazdı. Böyle bir düşüncesi varsa bunu dışişleri bakanımıza veya sayın başbakanımıza görüşünü anlatan bir tavsiye şeklinde de sunabilirdi. Bu şekilde doğrudan kendisinin kendi mekanında bir açıklama yapmasını uygun bulmadığımı ifade ettim. Bunun altından başka bir anlam çıkartmayalım. Çünkü bazı büyükelçiler vardır ki bazı dışişleri bakanları vardır ki düşüncelerini pat diye söylemiştir. Ama bunu Türkiye'de ne anlama gelebileceğini fark etmemiş veya düşünmemiş de olabilir. Çok eskilerden bilirim birilerinin bacak bacak üstüne atması dahi Türkiye'de sorun olmuştu. Ama onların kültürlerinde böyle rahatlıklar her zaman görülebilir. Belki o rahatlık içerisinde bu düşüncelerini açıklamış olabilir. Menfi anlamda çok kötü bir olaymış gibi yorumlamıyorum ama kesinlikle bir dışişleri bakanı Türkiye başbakanının yapacağı bir ziyaret konusundaki özel düşüncesini basına karşı ve doğrudan söyleyemezdi, söylememesi gerekirdi."

Zaman, 22.04.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.